Sylvain Solent
Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 99
Mücadele Tarafı : Düşünceleri.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : 13 adında bir kedi.
Kayıt tarihi : 10/06/09
Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
    (99/100)
Düello Gücü:
(0/0)
 |  Konu: Eve Dönüş  Perş. Haz. 11, 2009 11:32 pm | |
| Gözlerini devirerek babasına baktı. Uyuşukluğu üstünde olan adama karşı öfkeli gözlerle bakıyor, ancak onun oralı olmadığını görüyordu. Bu durum, Jaska'yı daha da çok sinirlendiriyordu. On yedi yaşına geleceği günü iple çekmesinin tek nedeni, tartışmasız babasıydı. Onun bu rahat tavırları, geniş hali sinirlerine dokunuyordu. Sarı saçlarını, sağ eliyle karıştırıp, hışımla arkasını döndü. Koca malikanede onu anlayan bir kişi bile olmaz mıydı? Annesi onu anlayabiliyordu; ancak onun anlamasının da bir sınırı vardı. "Geri kafalı bunaklar..." Mırıldanarak merdivenlerden yukarı, odasına çıktığında, kapının sonuna kadar açık olduğunu görünce siniri biraz daha arttı. Kafasını uzatıp, içeriye baktığında annesinin bavulunu topladığını gördü. Bu tablo karşısında sinirleri biraz olsun yatışmış, biraz sakinleşmişti. Kapının pervazına yaslanıp hafifçe öksürdüğünde annesi, kafasını bavuldan kaldırmıştı. Yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle ona bakan Jaska, kayıtsız bir şekilde konuşmaya başladı.
"O bu sene beni götürmeyecek, sanırım."
"Bunu da nereden çıkardın?"
"Kıçını kaldırmıyor bile, deli saçması muggle aletine odaklanmış durumda."
"Ah, ben şimdi onunla konuşurum. Sende kalan eşyalarını topla."
"Aman, ne güzel fikir."
Annesinin bakışlarından kaçmak için, gözlerini en yakınındaki eşyaya yönlendirdi. Masasının üzerinde duran Gelecek Postası'nın manşetinde Hogwarts'ın bugün açılacağı sergileniyordu. Gelecek Postası'nın odasında ne işi vardı? Annesinin marifeti olmalıydı bu. Başını sallayarak, devraldığı işine döndü. Aslında annesi, her şeyini koymuştu. Koyacak pek bir şey kalmamıştı. Tabii ki Jaska'ya kalsa, okula sadece Slytherin cübbesiyle giderdi ki bu da pek uygun olmazdı. Bavul hazırlamak kesinlikle ona göre bir iş değildi, o daha çok hazıra konmayı tercih ederdi. Hayatının her aşamasında da böyle oluyordu, zaten. Yatağının üzerinde, açılmış vaziyette duran bavuluna hiç dokunmadan yatağına uzandı. Aşağıdan gelen sesler, o ikisinin yine kendisi için kavga ettiklerini belirtiyordu. O ikisini hiçbir zaman anlayamamıştı. Biri, bir başkası için neden kavga ederdi ki? Yavaşça yatağında doğruldu ve bavulunun kapağını kapadı. Bu kavgaya son vermek ona düşüyordu ve üstüne düşen görevi yerine getirmeye gidiyordu. Basit bir büyüyle asasını tutan eliyle bavulu aşağıya indirirken, diğer eli merdivenin trabzanının üzerinde sürtünüyordu.
Odaya vardığında başını iki yana sallayarak homurdandı. Bu kısık ses bile ikisinin kavgasını durdurmaya yetmişti. Kendisine yönelen başlarda, yumuşayan gözler vardı. Hafifçe öksürerek boğazını temizledi. "Pardon, bölmek istemezdim ama geç kalmıyor muyuz?" Onaylayan bakışlar ve annesinin ateş saçan gözlerle babasına bakması, kavgayı annesinin kazandığını belirtiyordu. Babasının homurdanmaları boşaydı, ancak yine de yenilmiş bir ifadeyle Jaska'ya doğru geliyordu. "Hazır mısın evlat?" Onaylayan bir baş hareketiyle babasını kolundan yakaladı. Parmakların kısa süreli şaklaması ve hiçliğe doğru çekiliş, göz açıp kapayıncaya kadar sürdü. Rusya'dan Londra'ya bu kadar kısa bir sürede varmaları, muggleların bilinciyle tabii ki de imkansızdı. Londra'nın bilindik istasyonuna vardıklarında, o büyük saatin çoktan on biri vurduğunu belirten ses içeriden geliyordu. Babasına kızgın gözlerle bakan Jaska'yı sakinleştiren yine babası oldu. "Meraklanma evlat, böyle olacağını tahmin etmiştim. Şurada bir yerlerde bir anahtar olacak, haydi bakalım." Babasının peşi sıra sürüklenen Jaska, onun uzun adımlarına ayak uyduramıyor, bu nedenle de sürekli tökezliyordu. Uzun sayılabilecek bir zaman aralığından sonra durduklarında babasından gelen ses ve onaylayan bakışlar, anahtarın bir şapka olduğunu anlaması uzun sürmemişti. "Tut onu evlat, gitmemize az kaldı." Sol eliyle şapkayı kavradıktan bir ya da iki saniye sonra havada takla atarak ilerlemeye başladı. İki saniye sonra kendisini Hogwarts'ın kayalıklarında bulunca yüzünde oluşan tebessüm kısa süreli oldu. Eve dönmüş gibi hissediyordu, ancak geç kaldığı için ceza alacak mıydı? Bilmiyordu. Fakat, geç kaldığı için kim ceza almıştı ki? | |
|
