Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Büyük Sır

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Bãsilius Lérs




Mesaj Sayısı : 118
Doğum tarihi : 25/01/93
Yaş : 31
Mücadele Tarafı : Aydınlık
Sihirsel Soy : Melez
Kayıt tarihi : 30/04/09

Büyük Sır Empty
MesajKonu: Büyük Sır   Büyük Sır Icon_minitimeC.tesi Ağus. 15, 2009 8:26 pm

Mavi gökyüzü yerini gri bulutlara bırakıyordu.Uzun yağışın ardından etrafta yoğunlaşmış toprak kokusu şimdi biraz daha hissiyetini kaybediyordu.Kurumuş ağaç yaprakları her yere düşüşünde kış mevsiminin geldiğinin habercisi gibiydi.Bãsilius, yoğun okul döneminin ardından kendini dinlenmek üzere çatlak kazandaki odasına atmış uyukluyordu.Koruma günleri her seferinde sıklaştırılıyor ve bir o kadar yorucu oluyordu.Şimdi biraz dinlenme zamanıydı.Yatağının kenarından ayaklarını sarkıtmış , kolalrını iki yana açmıştı.Soğuk rüzgarlı hava tahta penceresini sürekli oynatıyordu.Ay ışığının o mükemmel gri tonu gözüne çarpıyordu.Birden bu müthiş güzelliğin bir anlık siyah sis bulutuyla kaybolduğunu farketti.Hemen yatağından doğrulup eski tahta penceresinden başını uzattı. " Bir bulut olsa bu kadar hızlı geçemez , sis olsa halen etkisini sürdürürdü o halde bu- tabi ya Réena ! " diye aklından geçirdi.Sabah bir anlık görüntüsünde telaşlı olduğu gözlerinden okunuyordu. Lérs ne olduğunu anlamadan ortadan kaybolmuştu.Réena olabileceği ihtimalini yüksek tutup derin botlarını ayağına geçirip hızlıca Bağıran Baraka'ya cisimlendi.

Örümcek ağlarının esiri olan baraka iyice eskimişti.Şiddetli bir patlama barakayı yerinden oynatabilir hatta uçurabilirdi.Dayanıksız taktaların arasında gözüken kurtçuklar mide bulandırıcı hareketlerle bir oraya bir bu yana kıvranıyorlardı.Adımlarını dikkatlice atan Lérs, cam kırıklarının saldırısına uğradı.Karşısında duran büyük pencere aniden paramparça olmuştu.Asasını alacak vakti olmadan pencereye doğru ilerledi.Parlak yeşil renginde ışıldayan bir taş ve onun üzerine bağlanmış olan parşomen gördü.Tereddüt edercesine yaklaşmayı yeğledi.Burada olma amacını hatırlayarak parşömeni açtı ve okumaya koyuldu.

" Bu kağıdı elinde aldığında bil ki tehlikede değiliz.Arkamda çok sayıda beni arayan bekçiler var.Onlardan sıyrılmaya uğraşıyorum.Attığım her adım onların takibi altında.Esas sorunun ne olduğunu sana gelince anlatacağım.Kısaca özetlemek gerekirse Lord ö- "

Tahta basamaklardan gelen sert sesleri duyduğunda aniden kendini aynalı dolabın arkasına attı.İri topuklu ve kırmızı elbiseli biri kata doğru yaklaşıyordu.Birazdan sevimsiz suratı gözüken Réena , Lérsin beklentilerini karşılamıştı.Şimdi biraz daha tehlikede olan Lérs soluk alırken bile dikatlice davranıyordu.Az sonra duyacakları ise onun çok işini yarayacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lyonelina Mullendore
☼ Tılsım Profesörü ☼
☼ Tılsım Profesörü ☼
Lyonelina Mullendore


Mesaj Sayısı : 278
Doğum tarihi : 30/08/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 02/07/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Büyük Sır Left_bar_bleue100/100Büyük Sır Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Büyük Sır Left_bar_bleue0/0Büyük Sır Empty_bar_bleue  (0/0)

Büyük Sır Empty
MesajKonu: Geri: Büyük Sır   Büyük Sır Icon_minitimeC.tesi Ağus. 15, 2009 9:15 pm

Acı! İliklerrime işleyen çığlık sesleri. Hislerimin ötesinde bir duyguydu bu. Denemelerim her seferinde biraz daha artıyor. Acı beynimi kavuruyor. Neredeydi o? Bir daha görebilecek miydim? Soruların cevabını istedikçe acım katlanıyordu. Sahi James'de beni düşünüyor muydu? Beni ne kadar merak ediyordu? Belki o beni çoktan unutmuştu. Durdu. Birden bhara karışan karlar gibi bütün acım eridi. Sadece su kalmıştı geriye. anlımdan akan ufak ter dmalalarıyla szülüyordu oda. Peki bu hissettiğim neydi? Yeni kurtarıcım mı? Hayır, bu oydu. Onu hissediyordum Beynimin bir kısmını ele geçirmiş ve beni denemelerimden çıkarmıştı. Beni durdurmayı başarmıştı. Bu Medusa'ydı!

' Daha kaç kere deniyeceksin seni aptal. '

' Gerekirse sonsuza dek. '
' O zaman kendini yorma tatlı Jen. Sana ben sevgili James'inden bilgi veriyim. Ölüler diyarında rahat. Seni unuttu ve mutlu. Şimdi o lanet olası diyara gitmek için bedenimizi zorlama. Daha kötüsü aklını yitirebilirsin. O zaman senin deli kafanla uğraşamam. '

Bedenimi kendininki gibi görmesine alışmıştım. Nede olsa sesini kafmaın içinde duyuyordum. Onun ruhuıda benim bedenimin olmuştu artık Hissiyatım onuda etkiliyordu. Deliliğimdende o mesul olacaktı. Bunları kafamdan çıkardım. Şimdi yapmam gereken görev farklıydı. Bir kız kardeşe abisinin öldüğünü söylemek. İçimde biraz merhamet duygum olsa bunu asla yapamazdım. Ne yazıkki o duygunun birazını bile ben hissetmiyordum. İçimdeki derin sakinliği yakalayıp dışarıçıkardım. Bu sayede yüzüme yeniden sinsiliğin gülüşü yerleşti. Medusa'nın kendi ruhunu sinsiliğiyle birleştirdiğini hissettim. Bir an durakladım ve yola koyulmak için asamı çıkardım. Kara bulutlar arasından hareket etmek kadar güzeli yoktu. Bulutlara emrederek ilerliyordum. Karanlık bir kere daha efendisine boyun eğiyordu. Sinsice sokaklarda ilerlerken buluşma yerimize vardım. Bağıran barakanın içi her zamanki gibi hafif nemliydi. Küf kokusunun altında büyük acılar barındıran bu ev bana her zamaniyi glemişti. Sonunda buluşacağım ufak kızı beklemem gerektiğini anladım. İlerlerken bir ses duydum. ancak asam elimde olduğundan aldırmadım. Kisme kötülükler kraliçesinin karşısına bu evde çıkmaya cesaret etemezdi. İçim rahat büyük salona geçtim. En rahat koltuğu bularak oturdum. Medusa'nın verdiği iç huzurla Ölüler Diyarı'nın efendiğini bir kere daha ziyaret etmeyi düşündüm. Ancak ben geri dönemeden kız gelirse yakalanacağım için bunu denemeden sessizce bekledim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Catherine Daphné Caliente

Catherine Daphné Caliente


Mesaj Sayısı : 300
Doğum tarihi : 26/04/95
Yaş : 29
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 02/05/09

Büyük Sır Empty
MesajKonu: Geri: Büyük Sır   Büyük Sır Icon_minitimePaz Ağus. 16, 2009 5:01 pm

Bulanıklaşan zihninde , parçaları tamamlamaya çalışıyordu. Alnından akan terler , önündeki eski parşömen parçasına doğru tek tek süzülüyordu. Onlarca parşömen parçası , fakat hepsi parçalandığından dolayı okunamayan kelimeler. İşaret parmağını sağ kaşının tam üzerine doğru bastırırken , içinden fısıldıyordu. "Lanet olsun! Hatırlamalısın Catherine. Hatırlamalısın." Yorgun bedenini ayakta zor tuttuğu her halinden belliydi , alt kattan gelen sesler ise onu çıldırtmak istercesine odaklanmasını engelliyordu. Parşömenlerin sol tarafında duran kadeh ise çoktan boşalmıştı. Gözü karşısındaki masanın hemen alt tarafında duran şişeye kayarken , kendini biraz daha fazla zorluyordu. "Ayık kalmalısın küçük hanım , yoksa bir daha hiç birşeyi hatırlamayacak kadar sarhoş olacaksın." Şişeden gözlerini zorlukla alarak bir kez daha bakışlarını masaya yöneltmişti. Başını iki elinin arasına alarak , sıkıştırmış ve göz kapaklarını sakince kapatmıştı. Sinirlendiği her halinden belliydi. Titreyen elleri , parçalara ayrılmış parşömen parçalarını bir kez daha kavrarken ahşap merdivenlerden gelen ayak sesleri hızla ayağa kalkmasını sağlamıştı. "Vakit geldi. Gitmen gerekiyor Daphné." Sargılı kolunu ensesine götürürken , en az Catherine'nin sesi kadar titreyen sesiyle konuşmuştu Ethan. Karanlık genç adamın yüzünü seçmesini engellerken , Catherine yorgun bedenini adama yöneltmiş , bir kaç adım atmıştı. "Sakın bana bir daha ne yapmam gerektiğini söyleme Ethan!" "Ben sadece. Şey hatırlatmamı söylemiştin." Catherine'nin suçlayıcı tavrından , bir hamlede sıyrılmıştı Ethan. Geriye doğru bir kaç adım attıktan sonra merdivenlerden aşağıya inerek , karanlıkla Catherine'i yalnız bırakmıştı.

Bağıran barakaya varmasıyla , burnuna dayanılamaz kokuların ilişmesi bir olmuştu. Yüzünü buruştup , yavaş adımlarla ilerlemeye koyulmuştu. Jen ile buluşacaktı. Belki böylelikle James'ten bir haber alabilirdi. Uzun zamandır görüşmemişlerdi ve ona ulaşamamıştı. O'na ulaşmasını sağlayacak yol ise Jen'den geçiyordu. Parmaklarının arasındaki asayı paltosunun cebine yerleştirirken gelen ayak sesleri doğrultusunda ilerliyordu. Büyük salondan gelen tıkırtılar ona yol gösterirken bir kaç saniye içinde oraya varmıştı. Parlak sarı saçları ve her zamanki düzgün görünümüyle Jen tam karşısındaydı. Oturuyordu fakat yüzü ona dönük değildi. Hafifçe eğdiği başını , Catherine odaya girdiğinde kaldırmıştı. Catherine'nin zorunlu olarak yüzüne yerleştirdiği kısa gülümsemenin ardından konuşmaya başlamıştı. "Burası güvenli değil mi? Bir süredir James'ten haber alamıyorum Jen."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bãsilius Lérs




Mesaj Sayısı : 118
Doğum tarihi : 25/01/93
Yaş : 31
Mücadele Tarafı : Aydınlık
Sihirsel Soy : Melez
Kayıt tarihi : 30/04/09

Büyük Sır Empty
MesajKonu: Geri: Büyük Sır   Büyük Sır Icon_minitimePtsi Ağus. 17, 2009 1:33 pm

"Burası güvenli değil mi? Bir süredir James'ten haber alamıyorum Jen."

James'in kardeşi , ondan haber almaya Réena'ya gelmişti.Karanlık ormandaki o kaçış anısı Lérs'in beynini zorluyor ve kendini tutamamasına sebep oluyordu.Fakat şimdi o düşüncelerden sıyrılma vaktiydi.Yeşil parlak taşa sarılı parşömende yazan notun devamındaki kelimeler, birazdan Réena'nın ağazından teker teker süzüleceklerdi.James'in kardeşinin kurnaz bakışlarının eskisi gibi olduğu açıkça söylenebilirdi.Mavi gözleri bir o kadar sert görünüşüne zerafet katsada, davranışlarındaki açıklarını kapatamıyordu.Şimdi yan yana gelmişler, aralarında bir metre kadar mesafe kalmıştı.Lérs'in tek bir tıkırtı çıkarması onun sonunu getirebilirdi.Bir an avcunda sıkı sıkı tuttuğu nesnenin taşa sarılı parşömen olduğunu farketti.Réena'nın, James'in kardeşine gönderdiği notu alıp almadığını sormadan önce parşömeni yavaşça yere bıraktı.Şimdi yapması gereken tek şey vardı.Nazik hareketle büyü yapmak.Asasını sıkıca kavradıktan sonra yavaşça o büyülü sözleri fısıldadı.

" Depulso ! "

Taşa sarılı parşömen yavaşca tahta pencerenin önünde yerini edinmişti.Karşılıklı konuşmaların nerdeyse çoğunu kaçırmıştı.Esas önemli kısmın ne olduğunu anlamaya uğraşırken, uzun bacaklarını olduğu yere sığdırmakta güçlük çekiyordu.Vücuduna doğru bacaklarını çekerken dolaba hafif bir dokunuş yaptı.Yukarıdan duvara çarpa çarpa inen vazo, yere vardığında paramparça olmuştu.

" Hay aksi bu olmamalıydı.Sakin olmalıyım bunu başarabilirim. "

İkisininde dikkati Lérsin olduğu yöne doğru kaymıştı.Réena emin adımlarla Lérs'e doğru ilerlerken, Lérs soğuk terler dökmeyi ihmal etmiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lyonelina Mullendore
☼ Tılsım Profesörü ☼
☼ Tılsım Profesörü ☼
Lyonelina Mullendore


Mesaj Sayısı : 278
Doğum tarihi : 30/08/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 02/07/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Büyük Sır Left_bar_bleue100/100Büyük Sır Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Büyük Sır Left_bar_bleue0/0Büyük Sır Empty_bar_bleue  (0/0)

Büyük Sır Empty
MesajKonu: Geri: Büyük Sır   Büyük Sır Icon_minitimePtsi Ağus. 17, 2009 1:51 pm

Cath odaya girdiğidne başım yerden kaldırdım. Ayağa kalkarak karşısına dikildim. Medusa'nın garip hisleriyle boğuşuyordum. Medusa durmadan saçmalardı. Şu anda hissettiği şeyse bana tam bir saçmalık gibi geliyordu. Odada Cth dışında biri olduğunu düşünüyordu. Kendi ruhunu üçüncü bir beden sanma aşamasına gelmişti sanırım. Bu benim komiğime gitmişti. Genede şimdi gülüsmiyemezdim. Cath karşıdma meraklı gözlerle bana abisini sormuştu. Onu düşünürken bir taraftanda ağzımı araladım. Uzun bir andı bu aslında.James her aklıma geldiğinde ağlamak istiyordum. Yalnız duygularımı bastırmaya alışmıştım. James'i hissetmek güzeldi; ama lady olarak ağlamamam gerikiyordu. Bunu bilecek kadar çok acı çekmiştim. Şimdi Lord'um gitmiş ev ben güçlü bir kadın olarak dünyanın karşısında hala dimdiktim. Tam konuşacaktımki birden parşomenin yerde olduğunu gördüm. Sonra birinin büyü yaptığını hissettim. Medusa beni destekliyordu. içimden Medusa'nın sesini duydum.

' Burda biri var ahmak. Sana söylemiştim. '


Ona çenesinin kapamasını söylicekken birden bir vazo yuvarlandı. Merdivenlerden aşağı düşen vazonun geldiği köşeye baktığımda şok geçirdim. Bu bizim eski yandaşımızdı. Bu yeni Baş Seherbazdı. Bize ihanet eden pislikti. Belki James'in ölmesinde bile bir parmağı olabilirdi. Asamı hemen çekmiştim. Onun başına dikilmiştim. Cath arkamdan bakıyordu. Şu anda onu umursamayacak durumdaydım. Medusa kafamın içinde ' Öldür onu! Öldür!... ' diyip duruyordu. Onu kafamdan uzaklaştırmak için savaş verirken duygusuzca konuştum.

' Seni hain buraya ölümüne geldin. '


Adamın soğuk terler döktüğünü anladığıdma hafifce gülüsmedim. İçimdeki atşeler kraliçesini bile bilmedne bu haldeydi. Medusa'yla karşılaşırsa insanlar ne tepki verirdi merka ediyordum. Ölüler Diyarının en kötü kraliçesi bendim. Bunu kimse bilmiyordu. Medusa'nın bildiği her şeyi biliyordum. en güzelide Medusa genelde her şeyi bilirdi zaten. İhtiyacım oaln her şeyi. Büyüleri söylememe gerek bile yoktu. Onları düşündüğüm anda Medusa bu işi hallederdi. Düşünmeden bile bir adamı öldürebilirdim. Bunu kisme bilmiyordu. Büyü yapmama bile gerek olmayabilirdi. Medusa benim yerime en büyüğünü yapardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Catherine Daphné Caliente

Catherine Daphné Caliente


Mesaj Sayısı : 300
Doğum tarihi : 26/04/95
Yaş : 29
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 02/05/09

Büyük Sır Empty
MesajKonu: Geri: Büyük Sır   Büyük Sır Icon_minitimePtsi Ağus. 17, 2009 2:19 pm


Jen'in ayağa kalkmasıyla , istediği cevabı alacağını ummuştu Catherine . Fakat bir kaç metre öteden gelen seslerle iki kadının bakışlarıda oraya odaklanmıştı. Jen önden ilerlerken , Catherine ise hemen arkasından , şüpheli bakışlarla ilerliyordu. Cebindeki asasını bir hamlede parmaklarının arasına alırken , davetsiz misafirin kim olduğunu epeyce merak ediyordu. "Seni hain buraya ölümüne geldin." Asasını pencerenin yan tarafındaki dolabın arkasına yöneltmiş ve dudaklarının arasından bu kelimeler dökülmüştü Jen'in. Tanımadığı bu yabancı ise , korku dolu bakışlarını Catherine ve Jen'e yöneltmişti. "Bu , bu adamda kim Jen?" Sesindeki merak kadar , endişede kendini belli ediyordu. Asasını Jen gibi adama yöneltmiş her an harekete geçmeye hazır bekliyordu. Jen'in yüzündeki şeytani gülümseme , Catherine'i ürkütüyordu. Bu adam kimsi ? Ona niçin hain demişti ? Bir an için kendi yaşadıkları gözünün önüne gelmişti. Oda bir hain sayılabilir miydi? Eğer yaşananları Jen bilse , Catherine'e asasını doğrultmaya cesaret eder miydi?

"Belki de bu soruyu sana sormalıyım! Sende kimsin , ve burada ne arıyorsun?" Bakışlarını adamdan bir an olsun ayırmazken , bir cevap bekliyordu. Tam James'i konuşacakken , bu adamın çıkıp gelmesi gerilmesine neden olmuştu. Kızgındı. Evet , kesinlikle kızgındı. Davetsiz misafirlerden hiç bir zaman hoşlanmamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bãsilius Lérs




Mesaj Sayısı : 118
Doğum tarihi : 25/01/93
Yaş : 31
Mücadele Tarafı : Aydınlık
Sihirsel Soy : Melez
Kayıt tarihi : 30/04/09

Büyük Sır Empty
MesajKonu: Geri: Büyük Sır   Büyük Sır Icon_minitimePtsi Ağus. 17, 2009 2:42 pm

" Seni hain buraya ölümüne geldin. "

' Belki de bu soruyu sana sormalıyım! Sende kimsin , ve burada ne arıyorsun? '


Korktuğu başına gelmişti.Ne zaman imrenerek dikaktli bir iş yapsa başına sürekli aksilikler geliyordu.Şimdi geriye çekilme zamanıydı, belkide küçük çaplı bir savaşın başlangıcı ikiye bir...Sırt üstü kendini bir çırpıda ileriye attı.Sert hareketlerle doğrulup asasını tek yöne doğru çevirdi.Bir hamlede ikisinide sersemletmesi imkansız gibi gözüküyordu.Paltosunun omzundaki toz tanelerini temizlerken, saoğukkanlılıkla üst üste gelen soruları cevaplamaya koyuldu.

" Demek hain.Lady Réena, bir dakika düzeltiyorum 'Réena' nede olsa aramızda mevki farklılığı bulunmuyor.Sen karanlık tarafın başısın ben ise aydınlık.Hain mevzusuna gelince.Kimin hain olduğunu sen daha iyi bilirsin ! "

Lérs bu sözleri sarf ederken bir yandanda etrafında turluyor asasını diline sürtüyordu.Şimdi biraz kendini toparlamış eskiden, emri altında çalışan kişiyle şimdi rahatça emir verircesine konuşur olmuştu.Uzun burunlu parlak siyah ayakkabılarıyla bir adım daha attı ve ani hareketle yüzünü James'in kardeşine döndü.

" Bak bak bak.Sen.. Ah anılar.Onlarda olmasa kim bilirdi ki? senin küçükken sümüklü bir kız olduğunu.Tıpkı abin gibi, aslını inkar eden.Ben mi kimim? abinin eski müriti, aydınlık tarafın başı.Demek burada ne arıyorum.İstersen bunu zamanı gelince konuşuruz. "

Biraz da olsa düşmanlarının morallerini bozmayı başarmıştı.Gövdesini geriye doğru iterek asasını ileriye doğru salladı. "Petrificus Totalus !" . Zayıfça çıkan mor ışıklar ielrledikçe güçleniyordu.Daphné'nin vücuduna çarptığı anda , etraf aydınlanmış, ağzı açık Lérs'in karşısında donakalmıştı.Asasını hızlıca sola çevirerek Réena'ya doğrulttu.

" En küçüğümüz.Belkide bizden en tecrübesiz.Biz bu işin eğitimini senelerce aldık.Ama küçümsememek lazım değil mi? bazen gençler kazanır, yetişkinler kazınır...Şimdi sadece biz varız.İstersen kahvelerimizi yudumlayıp James hakkında bildiklerini tatlı tatlı konuşalım.Ama aksini iddia edersen işte tam karşındayım ! "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Büyük Sır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Büyük bir talihsizlik
» Büyük Kavga
» ~ Büyük Kavga...
» Büyük Kaya
» ~ Büyük Salon ~

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: