Büyük Kavga

Konu: Büyük Kavga Cuma Haz. 17, 2011 3:43 pm

F. & Willy

x

Sabah hiç olmadığı kadar durgun bir turuncunun esiri olmuş, serinlikten bihaber vurmaktaydı pencerenin pervazlarından hayırsız bir çocukmuşçasına. Perdelerin ardından bile yayılan kuvvetli güneş ışınları adeta aç bir bebeğin yemeğine düşkünlüğü gibi emiliyordu genç kızın daralmakta olan göz bebeklerinden. Sıcacık bir hafta sonuna merhaba demek güzel miydi yoksa çekilmez mi? Sabah mahmurluğunu üzerinden atamayan sarışın kız, yavaş ve cansız hareketlerle doğrulmuştu pembelerin can bulduğu kaşmir yumuşaklığındaki genişçe yatağından. Boy aynasının karşısında yüzüne bakmakta olan varlık, öğle vakitlerine nazaran daha solgun bir tene ve daha renksiz bir ruh haline sahip görünüyordu. Üzerindeki narçiçeği rengine layık görülmüş ipek geceliği beyaz ten rengine farklı bir kıvılcım saçıyordu adeta. Uzun uzadıya süren banyosundan sonra, neredeyse hogwarts’ın en ücra köşesinden bile hissedilebilecek derecede yoğun ve muhteşem kokan parfümünü tenine sürmüş, bedenine geçirdiği kısacık gri eteği ve lacivert gömleği ile bütünleştirdiği siyah ayakkabılarını da tamamlayıp koridorların yolunu tutmaya başlamıştı. Genç kız, olabildiğine zayıf ve çelimsiz bir görüntü sergiliyordu. Oysaki güçlü kişiliğiyle tam bir tezattı bu görünüş. Evet, buna aldananlar çoğu zaman nasıl bir hataya düştüklerini geçte olsa anlayabilmişlerdi, lakin Feodora’nın içerisinde barındırdığı meleğimsi duygulardan yoksun ruh, başarısızlığa tahammül edemeyecek kadar kibirliydi de. Kibir, en güçlünüzü bile mahvedecek türden bir yanılgıydı oysaki. Hışımla arşınladığı merdivenleri geçip giriş katına ulaştığında buzul mavisi gözlerine takılan ilk kişi uzun boyu ve kahverengi gür saçlarıyla, yapılı bir vücuda sahip olan Adrien’di elbette. Genç büyücü bir Hufflepuff’lı olamayacak kadar zeki ve yakışıklıydı oysaki. Bu eziklerin arasındaki yerini bir türlü anlayamamıştı ya neyse. Usulca ilerleyip, yüzüne en masum ve en tatlı gülümsemesini takındıktan sonra, bir veela olmasının etkisinden midir bilinmez bütün bakışları üzerine çekmekten geri kalmayarak süzülüyordu genç çocuğun yanına. “Hey yakışıklı, bugün nasılsın bakalım.” Genç çocuk öncelikle irkilmiş lakin Feodora’nın taş bebekleri andıran mükemmel yüzüyle karşılaşınca bu duygusu yerini daha farklı bir sevince bırakmış gibiydi. Adrien’le aralarındaki ilişki aslında öylesine farklıydı ki. Bir porsuğa bu denli yakınlık hissedebileceği belki zihninin en mahrem köşelerinden bile geçmeyecek türdendi lakin yine de ona olan sevgisi arkadaşlıktan da öte olarak nitelendirilebilirdi. Elbette Willy’nin bu konudaki etkisi de yadsınamazdı. Bu iki mükemmel varlık ne kadar çok yakışıyordu bir bilseler. Kırmızı dolgun dudaklarından dökülen her bir kelimeyle, iki genç olabildiğine eğleniyordu sanki. Zaman deyim yerindeyse su gibi akıp giderken, acıkmış olduğuna karar veren Adrien, Feodora’nın pembemsi yanaklarına masum ve arkadaşça bir öpücük kondurduktan sonra vedalaşmış ve büyük salonun yolunu tutmuştu. Büyük cüsse büyük mide demekti elbette. Ortalık sessizdi şimdi, duyulan tek tük seslerde ortalarda dolaşan salak bir hayalet ile birkaç grup gryffindor öğrencisinin itici muhabbetinden ibaretti. Adrien’in yanından ayrılmasından sadece bir dakika geçmiş olacaktı ki sıcacık bir elin omzunu kavrayışıyla irkilmişti F. Sarı saçlarını savurarak diğer tarafa doğru yönlendirdiğinde bakışlarını, yüzüne yayılan samimi sırıtışa engel olamamıştı. Willy her zamanki gibi yine muhteşem görüntüsüyle karşısında dikiliyordu. “Heyy Willy, tatlım seni gördüğüme çok sevindim.” Diğerine nazaran daha narin görünen Feodora’nın bu tepkisi Wilhelmina da aynı etkiyi yaratmamıştı nedense. Genç kızın gözlerinden yayılan soğukluk, onu daha bir farklı kılıyordu. Bunca yıllık arkadaşı ne olmuştu da birden bire böyle bir tavır takınmıştı ki şimdi?

Konu: Geri: Büyük Kavga Cuma Haz. 17, 2011 4:20 pm

F, üzgünüm.

Konu: Geri: Büyük Kavga Cuma Haz. 17, 2011 4:49 pm

Pamuksu bir tene sahip olan Willy, ince uzun parmaklarıyla en yakın arkadaşının yüzünü okşamaktaydı, elbetteki Feodora bu duruma bir anlam veremiyordu ki bu anlamsızlık yüzüne yayılmış şaşkın ifadesinden olabildiğine anlaşılıyordu. "F, üzgünüm." Wilhelmina'nın sesi, karşısında duran kızın kulaklarını doldurduğunda, az önce yüzünün ince çizgilerinde belirginleşen şaşkınlık şimdi yerini merak olgusuna doğru adeta bir uçurumdan kendisini bırakmışçasına hızla hareket ediyordu. Feodora'ya nazaran daha uzun boylu olan Wilhelmina'nın ardından yansıyan güneş ışınları, bir kaç saniye içerisinde sarışının teninde bir gölge oluşmasına neden olmuştu. Saf ve masumane bir tavırla Willy'e yönelmiş olan F. biraz sonra vuku bulacak olaydan habersizce bakışlarını ona doğru kenetlemişti. Ve yine saniyeler içerisinde, pürüzsüz cildini aşındıran bir acı hissiyle kendisine gelebilmişti. Pembemsi yanaklarını kırmızıya bulayan bu durum gerçek olamayacak kadar saçmaydı. Ne yani en yakın arkadaşından tokat mı yemişti şimdi? Farkında olmadan sağ elini yanağına doğru götürmüş ve diğer kızdan bir adım geriye doğru adımını atmıştı. Şaşkın bakışlarına katılan başka bir his daha vardı şimdi bedeninde, sinir. Vücudunu bir anda kaplayan bu ani sıcaklık sinirin etkisi miydi yani? "Tanrım Willy, senin derdin ne?" diye haykırmıştı F. Sinirden titreyen bedeni, zihnine karışık sinyaller gönderiyordu. Sebepsiz yere yediği bu tokat karşısında nasıl bir tepki verecekti ki hem. Bunun altında kalacak bir yapıya sahip değildi, zaten yetiştirilme tarzında ve geçmişinde bu tür bir utanç da boy göstermemekteydi. Bir prensesin böyle bir şiddete maruz kalması ne kadar affedilebilirdi ki? "Sizi gördüm F. O kahrolasıca bedenini Adrien'e nasıl satmaya çalıştığını gözlerimle gördüm." Wilhelmina kıskançlıktan gözü dönmüş aptal bir sarışından başka birşey ifade etmiyordu şimdi. Böylesi bir mantık hangi yüzyıldan kalmış olabilirdi ki. Aralarındaki ilişkiyi anlayamayacak kadar düz mantık mı ilerliyordu geri kalmış beyni? Adrien şu okulda karşı cinse ait dost olarak nitelendirebileceği tek tük varlıklardan birisiydi ve bu konuyu Willy ile konuşmayı yüzlerce kez denemişti lakin sanırım kendisine dair güven sorunu çekmekte olan kız bunu anlamamakta öylesine ısrar ediyordu ki, sonunda geri dönüşü olmayan bir yolun içine atmıştı kendisini. "Seni küçük s.rtük böyle bir şeye cürret ettiğin için pişman olacaksın." Feodora, kendisinden hiçte beklenmeyecek bir atakta bulunmuştu. Ebeveynleri onu bu halde görecek olsa yaşayacakları hayal kırıklığını tahmin dahi edemiyordu lakin kendisini savunması gerektiğini de öğreten yine onlar olmamış mıydı? Wilhelmina'nın üzerine doğru yürüdüğünde, karşısındaki kıza nazaran daha narin olduğunu farketmiş yine de bu kararından vazgeçmemişti. Avuçları bir asanın tadına bakmakta sabırsızlanırken, zeki bir ravenclawlının aksine ona daha düz bir yoldan saldırmıştı. Zarif bileğini hışımla havaya kaldırmış ve kızın tam olarak burnunu hedef alarak güzel bir yumruğu savurmuştu. Üzgün olma sırası artık F. de gibi görünüyordu.

Konu: Geri: Büyük Kavga C.tesi Haz. 18, 2011 7:06 pm

"Tanrım Willy, senin derdin ne?"

"Sizi gördüm F. O kahrolasıca bedenini Adrien'e nasıl satmaya çalıştığını gözlerimle gördüm."

"Seni küçük s.rtük böyle bir şeye cürret ettiğin için pişman olacaksın."

S*rtük kim?! Seni adi sevgili hırızı küstah budala!

Konu: Geri: Büyük Kavga Ptsi Haz. 20, 2011 8:46 am

Savurduğu yumruğu düşündüğünün aksine kızın kaçma girişimiyle farklı bir yöne doğru yol almıştı. Haşin bir biçimde kızın kulağını aşındırdığında zarif bilekleri, Willy geriye doğru savrularak merdivenlerin adeta hurda sayılabilecek tırabzanlarına tutunmuş ve bir yandan acı bir yandan da nefret okunabilen yeşilimsi gözlerinden fışkıran ateşlerin yanısıra dolgun dudakları arasından çıkan tiz sesler F'nin kulaklarını sağır edercesine hücum etmekteydi. Ansızın Wilhelmina'nın sert tutuşuyla sarsılan F. kendisini bir anda yerde bulmuş ve üzerinde büyük bir ağırlık hissetmişti. Willy kızın üzerine çıkmış ve birşeyler haykırmaktaydı sanki etraftaki meraklı ve eğlenen bakışlardan haz duyarcasına. "S*rtük kim?! Seni adi sevgili hırsızı küstah budala!" Bu kızın zoru neydi acaba? Aklının ucundan dahi geçmeyecek bir adilikle suçlanmak F. ye hiçte yakışmıyordu doğrusu. Etraftaki aptallarında bu kavgayı durdurmak yerine körükleyen sözlerine aldırış etmeden bir yandan kurtulabilmek uğruna çırpınmaya çalışıyor bir yandan da yüzünü kızın tırnaklarından uzak tutabilmek için kollarıyla yüzünü koruyordu. İnce kollarının ardından duyulan boğuk sesi "Kahretsin, Willy defol git üzerimden! Bırak beni!" diye haykırmaya çalışıyordu. Ancak diğer kızın durmaya hiç niyeti yoktu, kollarında oluşan tırnak izleri canını acıtsada yine de yılmamıştı F. Kurtulmak ve şu s.rtüğe patronun kim olduğunu göstermesi gerekiyordu. Kollarına doğru savrulan sarı saçlarını sağ eliyle kavramıştı kendisinden beklenmeyecek bir serilikte Feodora. Onunda canının acımasından sadistçe bir haz duymuştu nedense. Kızın saçlarına öylesine bir güçle asılmıştı ki Willy ister istemez gövdesini geriye doğru çekmeye çalışmış ve durumu daha beter bir hale getirmişti. Avuçlarında kalan bir kaç tutam saç işi daha da kızıştırmaya başlamıştı şimdi. Bir sonraki hamlelerini merak eden topluluktan aynı cümleler yükseliyordu, haydi kızlar sadece bu kadarcık mı?

Konu: Geri: Büyük Kavga Salı Haz. 21, 2011 9:04 am

" Ayağa kalk seni aşağılık s*rtük, kalk ve dövüş. "

Spoiler:

Konu: Geri: Büyük Kavga Salı Haz. 21, 2011 9:37 am

Öylesine hiddetlenmişti ki, gözlerinden okunabiliyordu bütün duyguları ve kini. Avuçlarındaki asayı çelimsiz kıza doğru yönlendirdiğinde dönüşü olmayan bir yola adım attığını gayet iyi biliyordu, artık kavga boyut değiştirmiş ve adeta iki düşmanın kıyasıya mücadele ettiği bir düello halini almıştı. Nasıl olmuştu da bu denli iyi anlaşan iki ruh bir anda ölesiye düşman kesilmişti? Bunun ardındaki gerçek bir tarafın kıskançlığı mı yoksa diğer bir tarafın iflah olmaz hırsı mıydı? Feodora sinirden titreyen ellerine hakim olabilmekle uğraşırken karşısındaki kızın zümrüt yeşili gözlerine bakakalmıştı. Eski Willy hala oralarda bir yerlerde sempatik gülümsemesiyle aynı sıcakkanlı tavırlarından bir şey kaybetmemişti lakin onu ele geçiren her nasıl bir gözü dönmüş benlik ise yine de en yakın arkadaşı olmaktan bir gram olsun bile azaltmıyordu uzun boylu sarışını. " Ayağa kalk seni aşağılık s*rtük, kalk ve dövüş." Kızın bu sözleri daha da fazla kızıştırıyordu ortalığı. Ve etraftan son derece memnun fısıldaşmalar yükseliyordu. Kavganın bu boyutu birçok öğrencinin ilgisini çekmişti ki bir çok siluet etraflarında geniş bir çember oluşturmuştu. Feodora her birine pürüzsüz çehresini değdirdiğinde keskin bakışları ortamı daha fazla germekten başka bir işe yaramıyordu. "Beni buna zorlama, sonuçlarını henüz kaldıramazsın seni küçük aptal!" diyerek bedenini dik bir pozisyona getirmiş ve avuçlarında sanki büyü yapmak için sabırsızlanan asasını sıkıca kavramıştı. Lakin Wilhelmina'nın bu durumdan vazgeçmeyeceği ortadaydı. Ne yani şu zamana kadar hiç kimseyle yapmadığı bir düelloyu en yakın arkadaşıyla mı yapacaktı?

Spoiler:

Konu: Geri: Büyük Kavga Salı Haz. 21, 2011 10:18 am

" Tarantallegra! "

Konu: Geri: Büyük Kavga Salı Haz. 21, 2011 10:38 am

Kızın gönderdiği büyüye hızlıca karşılık vermiş ve asasını seri bir hareketle sallayarak "Protego!" diye haykırmıştı. Aslında karşısındaki kıza herhangi bir zarar vermek istemiyordu, bu yüzden savunma büyüleri mantıklı görünüyordu lakin yine de haddini bilmesi ve gerçekleri bir nebze olsun fark edebilmesi için iyi bir dersi hak ediyordu sanırım. Bu hamlesinden son derece memnun bir tavırda kızı süzerken bir yandan da sarı saçlarını büyük bir kibirle savurmuş derin mavi gözlerini bir an olsun rakibinden ayırmıyordu. Yaptığı savunma büyüsü işlevini gerçekleştirmiş ve yolladığı büyüyü tersine çevirip Will in kendisine doğru geri yollamıştı. Çevik bir hareketle büyüden kurtulan Will in bu anını avantaj olarak görerek yeni bir büyü yollamaya yeltendi. Son derece bilinçli bir şekilde dudaklarından dökülen sözcükler, aslında bu düellonun son bulması için büyük bir umut bağlıyordu bedenine. Hogwarts'a geldiği ilk yıldan beridir kimseyle bu denli bir kavganın içerisine girmemişti doğrusu, girmesine de gerek yoktu sivri dili zaten en az bir düelloda alacağı başarılar kadar etkiliydi. Düello yapmasını pekte bilmezdi aslında, lakin yinede hafızası bütün büyüleri bünyesinde barındırıyordu neyse ki. Ve şimdi tek yapması gereken hafızasındaki binlerce büyüden en zararsızını ve en doğrusunu seçip çıkarmak olacaktı. "Petrificus Totalus"

Konu: Geri: Büyük Kavga Salı Haz. 21, 2011 11:06 am

" Levicorpus! "

Konu: Geri: Büyük Kavga Salı Haz. 21, 2011 11:33 am

Gönderdiği büyüyü kolaylıkla geri çeviren Willy, F. nin giderek sabırını tüketmekten başka hiçbir işe yaramıyordu. Fazla mı yumuşak bir kalbi vardı ki? Aslında sert ve güçlü görüntüsünün ardında daha farklı bir cadı bulunmaktaydı, elbette bu yönünü sadece en sevdiklerine göstermekten de şaşmazdı. Fakat bazıları, tıpkı karşısındaki aptal bir çocuktan farksız tavırlar sergileyen kız gibi, bunu görmemekte o kadar inatçıydı ki, F. nin aslında arkadaşlarına ne kadar bağlı olduğu gerçeğini bir anda silebiliyordu. Artık bu konuda birşeyler yapması gerektiğine iyice inanmıştı, zira Wilhelmina'nın gözlerindeki o nefreti okuyabiliyordu . Bir insanın bünyesinde bu denli bir nefreti barındırabilmesi için aklından zoru olması gerekirdi sanırım. Gönderdiği büyü, yeni yetmelerin eğlence adı altındaki şekillerinden sadece bir tanesiydi. Ne yani I. Sınıfların bile kolaylıkla savurduğu böyle bir büyüden kaçamayacak kadar beceriksiz mi görünüyordu uzaktan! Güçlü bir savunma büyüsünün ardından asasını yavaşça kızın yüzüne doğru çevirmişti. Ve dudaklarından sihirli bir sözcük yerine başka bir cümle dökülmüştü. "Senin tedavi edilmen lazım Willy, yeter artık sana zarar vermek istemiyorum!" acaba bu duyguyu anlayabilecekmiydi karşısındaki sersem kız, bazı duygulardan yoksun ruhu bağışlayıcılık duygusunu da mı yitirmişti yoksa?

Konu: Geri: Büyük Kavga Salı Haz. 21, 2011 4:43 pm

Yolladığı büyüleri F'nin kolaylıkla geri çevirmesi Willy'nin sinirlerini bozuyordu. Sinirlendikçe vücudu titremeye, gözleri dolmaya başlayan genç cadı hata yapmaya daha meyilli hale gelmiş, art arda savurduğu büyüler göz yaşları arasından fırlıyor ancak hedefe ulaşamıyordu. Çocukluk yıllarından bu yana ailesinden göremediği sevgiyi en yakın arkadaşında bulan Willy'nin kendisine ihanet ettiğini düşündüğü F. karşısında çılgına dönmesi işten bile değildi elbette, ancak F'nin asası yüzünü hedef aldığında daha fazla göz yaşlarını tutamayan Willy yere attığı asasına basarak F'nin sıcak kollarının arasına daldı.

Spoiler:

Konu: Geri: Büyük Kavga Perş. Haz. 23, 2011 7:52 am

Son sözcüklerinin ardından Willy'nin yeşil gözlerinden dökülen her bir kristalimsi gözyaşı uçuk pembeye çalmış yanaklarını okşadığında kızın bütün vücudu titremekte, asasının ucundan savurduğu her bir büyü hedefi kolaylıkla şaşırmaktaydı vücuduna nazaran daha ağır titreyen zarif ellerinde. Zira kimi zaman gururunu ayaklar altına alabilmek gerçekten de işe yarayabiliyordu. Belki de uzun zamandır ilk defa bu denli alçak gönüllü bir tavır sergilemişti Feodora, en yakın arkadaşına herhangi bir kötülüğü bulunmayacağı aşikardı lakin böylesine ihanet kokan bir suç ile aşağılanmak alçak gönüllülüğün tek bir kırıntısını dahi barındırmıyordu bünyesinde. Yine de bir tarafın daha olgun düşünmesi gerekiyordu ve bu senaryoda bu rolü üstlenen kişi de belliydi. Willy tek bir sözcük dahi etmeden ansızın F. in kollarına kendisini bırakmıştı, gözyaşları eşliğinde. Omzuna yasladığı yüzü her ne kadar üzerindeki lacivert gömleği ıslatmaktan geri kalmıyor olsa da, elleri Willy nin saçlarını okşamaktan başka bir medet görmüyordu. İpeksi saçları avuçlarında gezinirken, tenhalaşan ortam onunla neredeyse yalnız kalmasını sağlamıştı. Şimdi ne yapacaktı peki? Affetmeli miydi bu aptal gözü dönmüş kızı, yoksa bir ömür boyu en kanlı düşmanları listesinin bir köşesine mi çizseydi adını? Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da sağ elinin az önceki tokadın atıldığı yerde gezinmesine engel olamıyordu ne yazık ki.

Konu: Geri: Büyük Kavga C.tesi Haz. 25, 2011 12:33 pm

Out: Ravenclaw'a 65 Puan! Büyük Kavga 146178

» ~ Büyük Kavga...
» ||Büyük Kavga ||
» Kavga.
» ~ Büyük Şölen
» Eğlence mi Kavga mı?