Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 I. ve II. Sınıflar

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lyonelina Mullendore
☼ Tılsım Profesörü ☼
☼ Tılsım Profesörü ☼
Lyonelina Mullendore


Mesaj Sayısı : 278
Doğum tarihi : 30/08/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 02/07/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
I. ve II. Sınıflar Left_bar_bleue100/100I. ve II. Sınıflar Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
I. ve II. Sınıflar Left_bar_bleue0/0I. ve II. Sınıflar Empty_bar_bleue  (0/0)

I. ve II. Sınıflar Empty
MesajKonu: I. ve II. Sınıflar   I. ve II. Sınıflar Icon_minitimeCuma Tem. 24, 2009 7:59 pm

Profesör derse girer ve kendini tanıtır. Ardından Mitoloji'ye bir giriş yapar. Bölgelere göre mitolojiden kısaca bahseder. Dersin son on dakikasında öğrencilerden kendilerini kısaca, bir parşömene yazarak tanıtmasını ister. Ödev olarak Asya Mitolojisi'nin Pers Mitolojisi dalını araştırmalarını ister.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Summer Calypso Black

Summer Calypso Black


Mesaj Sayısı : 111
Doğum tarihi : 28/08/89
Yaş : 34
Mücadele Tarafı : Henüz belirlemedi...
Sihirsel Soy : Muggle doğumlu ama nedense annesinin bir cadı olduğunu düşünüyor xD
Kayıt tarihi : 17/06/09

I. ve II. Sınıflar Empty
MesajKonu: Geri: I. ve II. Sınıflar   I. ve II. Sınıflar Icon_minitimePerş. Tem. 30, 2009 5:31 am

Yeni bir gün ve beraberinde getireceği iyi, kötü bir sürü şey… Yatağımın içinde doğrulmuş ellerimle gözlerimi ovuştururken aklıma bunlar geliyor. En sıradan yaşama sahip olduğunu iddia eden insanlarda bile –ki bunlardan biri de kesinlikle benim- hayatın olumlu veya olumsuz yeni bir şeyler getirmediği tek gün olmuyor; yeniliklerse beraberinde değişimi getiriyor. Kısacası yaşamak çok canlı bir şey; bunda karar kılıyorum.
Bana bu sorgulayıcı bakış açısını getiren tepede yavaş yavaş yükselen güneş mi yoksa glikoz gitmediğini düşündüğüm beynim mi bilemiyorum. Sebep ne olursa olsun yataktan kalkmayı artık başarmalıyım; yoksa açlıktan öleceğim daha da kötüsü derse geç kalabilirim.
Yeni gün, canlılık, yaşamın dinamizmi konularında biraz önce nutuk çeken beynime ne yazık ki uyuşuk bedenim büyük bir tezat oluşturuyor. Usulca yerimden kalkıp terliklerimi giyiyorum. Elimi yüzümü hızlıca yıkayıp elektriklenmiş saçlarıma şekillendirici sürüyorum; neyse ki işe yarıyor; saçlarım son derece güzel ve bakımlı bir hal alıyor. Kozmetik ürünlerinin imdada yetişme özelliğini çok sevdiğimi fark ediyorum. Dolabımı açtığımda uzun zamandır giymediğim hatta belki de hiç giymediğim eteğim gözüme ilişiyor; havalı görünen saçlarımdan sonra bir de bunu giyersem tam kıza benzeyeceğimi düşünüp gülümsüyorum. Modelini çok beğendiğim, spor eteğimi dar, kapüşonlu bir bluzla tamamlayıp aynaya bakıyorum. Evet, sanırım teyzemin dediği şey gerçek olacak, giderek sokaklarda futbol oynamaktan başka işi olmayan, şapkasını ters takan Summer imajından sıyrılıyorum. Bu iyi mi kötü mü şimdilik kestiremiyorum ama sonuçta her şeyi de kontrol edemem. Bazı şeyleri zamana bırakarak nefis bir kahvaltı yapmak üzere yemekhaneye gidiyorum. Günün en faydalı ve olmazsa olmaz öğünü kahvaltı, Hogwarts’ın uykucu gençliğine anlaşılan pek sökmüyor, içerisi meyve suları, çörekler, sandviçler ve daha bir sürü şeye rağmen çok tenha; belki de ben erkenciyim diyor, bir sandviç ve koca bir bardak portakal suyu alıp oturuyorum. Akşamdan beri bir şey gönderilmemiş olan midem muhtemelen bayram ediyordur diye düşünüp gülümsüyorum. Karşı masada oturan büyük sınıflardan bir çocuk kendine gülümsediğimi zannediyor ve karşılık veriyor. Çok yakışıklı… Belki de ona baktığımı düşünüp acıdığı için karşılık veriyor belki de sadece iyi biri. Art niyetli olma diyorum kendime; kötü düşünmek olumsuzluklardan başka bir şeye yol açmıyor.
Kahvaltının ardından tekrar yatakhaneye gidip dolabımdaki ders programına bakıyorum, keyfim iyice yerine geliyor. İlk dersimiz mitoloji… Onu bir ders olarak görmüyorum, daha çok genel kültür içerikli güzel bir masal saati gibi geliyor. Öğrendiğim her yeni bilginin bir efsane veya bir hikaye içinde verilmesi mitolojiye teorik olarak yaklaşmamı engelliyor. Dolabımdan mitoloji ders kitabını buluyorum, kapağı kötü bir yere gelmiş olacak ki biraz kırışmış. Özenle düzeltip çantama koyuyorum. Derslik kulelerde; acele etmeliyim.

Kulelere gitmek için dışarı çıktığımda havanın güzelliği beni mutlu ediyor; ne soğuk ne sıcak, ılık esen ferah bir rüzgar sonbaharın tüm güzelliğini sanki içime dolduruyor. Güzel bir sabah yürüyüşünden sonra nihayet varıyorum . Kule dışarıdan oldukça küçük görünüyor fakat geçen seneden kalma tecrübelerim bana içerisinin ne kadar ferah ve geniş olduğunu söylüyor. Üstü açık olması nedeniyle, bu güzel havada olunabilecek en güzel derslik olan mitoloji dersliğine giriyorum ; içeride sadece kendi dönemimden değil, birinci sınıflardan da öğrenciler var. Bunu yüzlerindeki telaş ve gözlerindeki meraktan da anlayabileceğimi düşünüyorum. Acaba aralarında benim gibi ailesi muggle olanlar var mı merak ediyorum; aslında çok gereksiz bir merak biliyorum ama Profesör gelene dek düşünecek önemsiz birkaç şey bulmalıyım.
Uzun bir yaz tatili boyunca görmediğim dersliği incelemeye başlıyorum. Mistik bir havaya, antika tablolara ve büyük büyük meşalelere sahip; orta çağ veya daha eskilerin izlerini taşıyan geniş, ferah bir oda… Bir süre daha bekledikten sonra Profesör sınıfta beliriyor. Genç, zarif bir bayan; tıpkı senim gibi eteklik ve bluz giyinmiş. Tabi benden çok daha farklı görünüyor, belki de kıyafetler onları taşıyanlarda anlam kazanıyor. Profesör, içeride birinci sınıflar da olduğu için kendini kısaca tanıtıyor ve fazla uzatmadan derse geçiyor. Muhtemelen daha sonra birbirlerini tanımaya zaman bulacaklarını düşünüyor. Mitolojinin Yunanca’da “geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi” gibi bir anlam taşıyan söz oluşunu, kendine özgü efsanelerinin, kahramanlarının ve doğa üstü varlıklarının olduğunu, ait oldukları kültürleri yansıtma konusunda eşsiz oluşlarını bir bir anlatıyor. Birinci sınıflar büyülenmiş gözlerle dinliyorlar; geçen sene onlar gibi olduğumu düşünüp gülümsüyorum. Ben de büyük sayılmam belki ama en azından artık duyduklarıma o kadar şaşırmıyorum. Profesör genel bilgilerin ardından bölgelere göre mitolojiden bahsediyor. Afrika, Asya, Avustralya ve Okyanusya, Avrupa, Orta Doğu ve daha birçok isim sayıyor; hepsinin de kendine özgü kolları, kahramanları, hikayeleri var. Bazılarını hiç bilmiyorum; parşömenime notlar alırken kimilerine küçük işaretler koyuyorum, daha sonra kesinlikle araştırmalıyım.
Bildiklerim arasında en sevdiğim Yunan mitolojisinin meşhur “Amazonlar Efsanesi”. Cesur, çevik, displinli, güçlü oldukları kadar güzel ve alımlı; erkeklerin ellerine su dökemediği bu kadınları düşünmek bana tuhaf bir güç veriyor. Bir cadı olduğum için kendimi şanslı bile hissediyorum ki bu bana pek sık olan bir şey değildir.
Profesör, bilgi dolu bir dersin son on dakikasına girdiğimizde anlatımı bırakıyor ve herkesten bir parşömene kısaca kendini tanıtma yazısı yazmasını istiyor. Çantamdan temiz ve boş bir parşömen çıkararak düşünmeye başlıyorum. Kendimi tanıtmanın neden bu kadar zor geldiğine şaşarak yazmaya başlıyorum :

“ Ben Summer Calypso Black. Gryffindor binası 2. sınıf öğrencisiyim. New York’un Manhattan bölgesinden geliyorum ve aile olarak İngiliz asıllıyız. Muggle doğumluyum. Babam, bir muggle televizyon kanalı olan FOX’da teknik ekip çalışanıdır ve annemse bir doktor; yalnız annem bu sene küçük kardeşim Charlie’ye baktığından dolayı işlere küçük bir ara vermiştir.

Bunun dışında, en büyük tutkum denizdir, tam bir yaz insanı olduğum ismimden de anlaşılabilir. İksir ve K.S.K.S savunma en sevdiğim iki ders olmakla beraber, mitoloji de ilgi alanıma girmektedir. Genel anlamda, edebiyattan, müzikten ve yeni şeyler denemekten, öğrenmekten çok hoşlanırım. Eğlenmeyi ve boş vakitleri değerlendirecek planlar yapıp uygulamayı çok severim. Gelecek hakkında çok hayal kurmama rağmen, henüz hiçbir konuda kesin fikrim veya planım yok. Son olarak da bir cadı olduğum için kendimi çok şanslı sayacak kadar güzel vakit geçiriyor olduğumu belirtmeliyim.”

Kısa tanıtma yazımın biraz uzun olduğunu düşünsem de fazla umursamıyorum. Herkes de benim gibi yazısını bitirdiğinde Profesör, asasını sallıyor; saniyeler içerisinde tahtada bu derslik mitoloji ödevinin konusu beliriyor : Asya mitolojisinin Pers Mitolojisi kolunun araştırılması.
Profesör ödevin konusunu yüksek sesle tekrar ederek herkesin not olmasını sağlıyor; ödevleri pek sevdiğim söylenemez ama bu kez iyi diyorum. Yeni bir şeyler öğrenmek gibisi yok.
Nihayet ders bitiyor, herkesin çıkmasını bekliyorum; bu sabah kafam gürültüyü kaldıracak gibi değil. Sınıftaki büyük tabloları seyre daldığımdan sınıfın boşalmış olduğunu geç fark ediyorum. Bir sonraki dersin ne olduğu hakkında bir fikrim yok; sınıftan birini bulup sormak üzere derslikten çıkıyorum. Güneş giderek tepedeki yerine tırmanıyor ve gözümü aldığı için Gryffindor’lu olup olmadıklarını tam çıkartamadığım bir grup kıza doğru yürümeye başlıyorum. Uykum nihayet tamamen açılmış, fark edip gülümsüyorum…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Summer Calypso Black

Summer Calypso Black


Mesaj Sayısı : 111
Doğum tarihi : 28/08/89
Yaş : 34
Mücadele Tarafı : Henüz belirlemedi...
Sihirsel Soy : Muggle doğumlu ama nedense annesinin bir cadı olduğunu düşünüyor xD
Kayıt tarihi : 17/06/09

I. ve II. Sınıflar Empty
MesajKonu: Geri: I. ve II. Sınıflar   I. ve II. Sınıflar Icon_minitimePerş. Tem. 30, 2009 5:51 am

Ödev : Pers Mitolojisinin Araştırılması

* Pers (İran Mitolojisi)

İran mitolojisi ve İran efsaneleriyle ilgili en eski bilgiler MÖ. XV. yüzyıla aittir. Arkeolojik verilerin yanı sıra İran millî tarihi ve tarihî kişilikleri konusunda en eski işaretler Rîg Vedâ ve Avestâ’da yer almaktadır. Zerdüşt’ün kutsal kitabı Avestâ, değişik tarihlerde kaleme alınmıştır. En eski bölümü Gatalar bu dinin peygamberi Zerdüşt’ün ilahileridir. Araştırmacıların çoğu söz konusu ilahilerin MÖ. VI. yüzyılda yazılmış olduğu kanısındadırlar. Ancak birtakım araştırmacılar ve bu konuda detaylı çalışmaları bulunan uzmanlar da söz konusu bölümlerin yazılış tarihi olarak çok daha eskilere gitmekte, Zerdüşt’ün yaşadığı dönemlerin MÖ. 1100-1500-1700’lü yıllar olduğunu söylemektedirler. Yeşetler de Zerdüşt’ten çok daha eski dönemlere ait birçok efsane ve hikayeyi yok olmaktan kurtararak daha sonraki dönemlere aktarmaları bakımından önemli metinlerdir. Araştırmacılar, Avestâ öncesi dönemlerde de İran mitolojisiyle ilgili veriler bulunduğu kanısındadırlar.

İranlılar, Hint-İran birleşik kavminden ayrıldıklarında birtakım destanlar ve efsanevî rivayetleri beraberlerinde getirmişlerdir. Bu rivayetler ilerleyen zamanla onların yeni vatanlarına ve yeniden şekillenmiş yapılarına da uyum sağlamıştır. Bu yüzden Hint ve İran mitolojilerindeki ortak efsanelerin birbirinden farklı değişik versiyonlarına rastlanabilmektedir. Cemşîd’in ya da Ferîdûn’un ve babasının efsanelerle karışık destanları, Sanskritçe eserlerde birtakım farklılıklar ve değişik şekillerde aktarılmaktadır.

Millî rivayetler, dinî efsaneler, tarihî gerçekler, İran kahramanlarının maceraları, göç öncesi ve orta Asya topraklarında yaşadıkları dönemlerden kalma hatıralar ve efsaneler, ordu sevki ve savaşlar, savunma amaçlı mücadeleler, çeşitli bölgelerde sanatsal gösteriler ve kahramanlık sergilemeler, Âryâ ırkının gurur ve kibirliliği, İranlıların yeni inanışlarına, tanrılarına ve hepsinin İran ve İran halkının destekçileri ve hamileri olduklarına inandıkları İmşâspendân’a bağlılıkları, İran’ın doğu bölgelerinden çıkan ve bağımsız hükümetlerin oluşumunda gayret göstermiş sultanlar ve emirlerin tarihleri ve daha başka konuların karışımıyla düzenli ve bütünlük içerisinde derlenen efsaneler ve hikayeler ortaya çıktı. Söz konusu anlatımların temellerini oluşturan tarihî gelişmeler, efsaneler ve dinî rivayetlerin birtakım örnekleri de Avestâ’da görülmektedir. Bu rivayetler daha sonraki dönemlerde oluşan İran efsanelerine de kaynaklık etmiştir. Diğer milletlerde görüldüğü gibi, İranlılar da bu hikayeler ve efsanelerinin oluşumunda asıl hikayeler üzerine birtakım eklemeler yapmışlardır. Söz konusu hatıralar ve efsaneler İran millî kahramanlık destanlarının temelini oluşturmaktadır. Her geçen gün bu anlatımlar, millî destanlar gelişmiş, asırlar geçince de doğa üstü özellikler bu hikayelere egemen olmuş ve yetenekli şairlerin dizelerinde kahramanlık efsaneleri olarak işlenmiştir.

* Anahtar Metinler

Yaklaşık bin yıl önce Firdevsi tarafından kaleme alınmış Şahname Pers mitolojisinin merkezi toplamı, derlemesi konumundadır. Firdevsi'nin çalışması, atıflarıyla birlikte, Mazdaizm ve Zerdüştlük'teki karakter ve hikayelerden temel almıştır. Ayrıca kullanılan materyalin sadece Avesta`dan değil daha sonra ortaya çıkmış Bundahişn ve Denkard gibi metinlerden de olduğu bilinmektedir.

* Dini Arkaplan

Pers mitolojisindeki karakterler güçlü bir biçimde ikiye ayrılmıştır: iyi olanlar ve kötü olanlar. Bu ikici iyi-kötü anlayışı Pers mitolojisindeki hikaye, figür ve çeşitli motiflere de yansır. Bu anlayışın kökeni Zerdüştlük'teki Ahura Mazda'nın (Avestaca, daha sonraları Farsça'da Hürmüz) iki emanasyonu anlayışı üzerine kurulmuştur. Spenta Mainyu yapıcı enerjinin kaynağı, Angra Mainyu ise karanlık, yıkım ve ölümün kaynağıdır.


Pers mitolojisinde büyük sayılarda bulunan daeva (Avestaca, Farsça: div) yani 'ilahi' veya 'parlak' isminde varlıklar da bulunmaktadır. Bunlara Zerdüşt Mazdaizmi'nden önceki zamanlarda tapılmaktaydı ve Vedik dinlerdeki gibi bu Zerdüşt öncesi Mazdaizm biçiminin bağlıları daeva`nın kutsal varlıklar olduğuna inanmaktaydı. Fakat, Zerdüşt'ün dini reformlarından sonra terim cinlerle özdeşleştirilmiştir. Yine de Hazar Denizi'nin güneyinde yaşayan İranlılar daeva tapımını sürdürdüler ve Zerdüştlüğü kabul etmemekte direndiler ve böylece de daeva`yı içinde barındıran bazı efsaneler bugüne kadar ulaşabilmiştir. Örnek olarak Mazandaran'ın Div-e Sepid yani beyaz daeva isimli efsanesi verilebilir.
Ayrıca, Zerdüşt şeytan epitomisi, Angra Mainyu veya Farsça Ehrimen, daha sonraki dönemlerde İran edebiyatında Zerdüştçü/Mazdaist kimliğini kayberedek bir div olarak tasvir edilmiştir. İslam'ın bölgeyi fethinden sonraki dönemlerde Ehrimen noktalı vücuda ve iki boynuza sahip bir adam olarak tasvir edilmiştir. Zaman zaman İslam'daki şeytan kavramı ile de bütünleşmiştir.

* İyi ve Kötü

Pers mitoloji ve destanlarındaki en ünlü karakter Rüstem'dir. Bir başka ünlü figür de despotizmin sembolü olan Zahhak'tır. Zahhak sonunda Demirci Kaveh tarafından yenilgiye uğratılır. Zahhak ile ilgili ilginç ve bilgi verici bir nokta da Zahhak'ın omuzlarından çıkan ve onu koruyan iki engerek yılanıdır. Zira yılan çoğu Doğu mitolojisi gibi Pers mitolojisinde de kötülüğün sembolüdür. Pers mitolojisinde birçok farklı hayvan bulunur, bir kısmı iyiliği bir kısmı ise kötülüğü sembolize eder. İyiliği sembolize eden ve hiç kuşkusuz Pers mitoloji ve destanlarında büyük önem atfedilen hayvan kuştur. Bu kuşların en ünlüleri, büyük, bilge ve güzel olan Simurg ve kraliyet kuşu olan Huma'dır.

* Pari (Avestaca :Pairika) veya Peri

Erken dönem Pers mitolojisinde güzel fakat kötü (şeytani) bir kadın olarak tanımlanırdı. İslam'ın gelişinden sonra niyet ve doğasına dair bu görüş değişime uğramış, zamanla kötülüğünü yitirmiş fakat güzelliği artmıştır ve sonunda çok güzel, kesinlikle kötü olmayan bir kadın olarak tasvir edilmiştir ve güzelliğin sembolü haline gelmiştir ki bu anlamda İslam'daki cennet inancında var olan huri kavramıyla ilişkilendirilmiş olduğu söylenebilir. Fakat yine de köken olarak pariye bağlanabilecek bir kötü (şeytani) kadın tiplemesi, Patiareh, hâlâ varlığını sürdürmektedir ve fahişeleri sembolize etmektedir.

Summer Calypso Black // Gryffimdor // 2. Sınıf
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
I. ve II. Sınıflar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» V.Sınıflar
» III. Sınıflar
» IV. ve V. Sınıflar
» 5. Sınıflar
» II. Sınıflar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG Dışı :: İlan Panosu Geçmişi-
Buraya geçin: