Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 2.Sınıflar / 1.Ders

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Misafir
Misafir




2.Sınıflar / 1.Ders Empty
MesajKonu: 2.Sınıflar / 1.Ders   2.Sınıflar / 1.Ders Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 1:26 pm

Pazartesinin ikinci saati. Oldukça erken saatler; ancak derslik tamamiyle aydınlatılmış durumda. İçeri süzülen güneş ışıkları dersliği parlatıyor. Sıralar gene yana çekilmiş durumda. Bu sefer ortada bir dolap var. Dolabın içinden garip sesler geliyor. Dolabın kapısı zorlansada büyüyle tutturulduğu belli. Profesör geçen yılki öğrencilerine merhaba diyerek derse başlıyor. Dolabın içinde duran yaratığı anlattıktan sonra öğrencileri düz bir sıraya sokuyor. Öğrettiği büyüyü teker teker denemelerini istiyor. Yaratığın çıkması için dolabı açıyor.

Yaratık" Böcürt dediğimiz bu yaratık insanların en büyük korkularını onlara karşı kullanır. Yanına yaklaştığı kişinin korktuğu şey kılığına girebilir. Eğer önlem alınmazsa kişiyi delirtebilir.
Büyü" Büyü oldukça kolaydır. Yapılırken böcürtün gireceği komik durumu düşünüp gülümsemeniz yeterlidir. Büyülü sözler 'Riddikulus' dur.

Not" Sadece büyüyü yapıp çıktığınızı yazın. Büyünün sonucunu veya olup olmadığını belirten Ro'lar sayılmayacaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chris David Mythique

Chris David Mythique


Mesaj Sayısı : 99
Doğum tarihi : 13/06/93
Yaş : 30
Mücadele Tarafı : O henüz bir öğrenci.
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Davy, Dayv,
Kayıt tarihi : 22/05/09

2.Sınıflar / 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 2.Sınıflar / 1.Ders   2.Sınıflar / 1.Ders Icon_minitimeÇarş. Haz. 03, 2009 10:02 am

Sabahın ilk güneş ışıkları Chris'in yastığına vuruyordu. Sıcağı seven ve öğleden önce odada bir yere saklanan sivrisinekler vızıldayarak uçuyordu ama Chris seslerden uyanacağa benzemiyordu. Sesler normalde o kadar sinir bozucuydu ki uyanmamak elde değildi, eğer ciddi konuşmak gerekirse çaresini bulmadan uyumak imkansızdı. Güneş, Chris'in yanağını ısıtılan bir tavaya dönüştürmüşken saldırı için pusu kuran sivrisineklerden biri yavaşca Chris'in yanağına kondu, biraz gezindikten sonra Chris kaşınmış olmalı ki elini yorganın üzerinden ipi kopmuş bir mancınık gibi alıp "şlaapP!" sesiyle kendine bir tokat atıp büyük bir sinirle uyandı. Ağır hareketlerle yatağından kalktı ve beyaz çarşaf ve yorganını düzeltmeden devam etti. Şimdi büyük daire şeklinde bir kilimin üzerinde lavaboya doğru yürüyordu. Kilim o kadar eskiydi ki yer yer delikler açılmış ve yoğunlukla köşelerde ipler sökülmüştü. Yatakhanenin lavabosunda elini yüzünü yıkayıp aynaya baktığında gözlerinin altının şişmiş olduğunu gördü. Kendi kendine oflayıp pufladıktan sonra tekrar yatağına döndü ve dağıttığı yatağını toplamaya başladı.Yatağını toplarken aklına çok değişik şeyler geliyordu. Anlamlandıramıyordu ama ya unuttuğu bir şey vardı ya da kötü bir şey ama henüz bir şey bilmiyordu.

Hogwarts'ta bulunmak çok güzel diye düşünüyordu, hava çok güzel ve görüntüsü muhteşem çünkü ağaçlıkların arasından yeni doğan güneş etrafa değişik parıltılar saçıyor. Ağaçların gölgeleri uzadıkça uzamış ve hızla küçülüyordu. Yerde sabah serinliğinin estiği yan yan duran çimenlerde çiğler çimenlere düşen güneş ışınlarını daha da parlak gösteriyordu. Evet Chris yatağını toplamıştı ve dolabına doğru yürüdü, klasik Hogwarts formasını giydi, üzerinde siyahtan başka gümüşi ve yeşil renginin ağırlıkta olduğu uzun bir cüppe onun içine ise beyaz gömlek ve gümüş-yeşil renklerde Slyhterin kravatı giydi. Yatağının yanında komdinin üstünde paralel olmayan asayıda alıp cüppesinin kısmına koydu ve odadan çıktı. *** Dersliğe varmıştı, kapı kahverengi ve kalındı. İstmesi zor olduğundan sabah açık bırakılmıştı, sıralar yoktu ve böyle daha geniş gözüküyordu. Geçen senede böyle bir şey yaptıklarını hatırlıyordu. İçerisi çabucak dolmuştu herkes bir yere geçmiş profesörü bekliyordu ki o da öğrencileri bekletmedi. Dolabın içinde bir böcürt olduğunu ve nasıl yok edeceğimizi söyledi, aynı zamanda ne işe yaradığınıda söyledi. Tekli sıraya girilmişti ve sıra Chris'e gelmişti. Bir kaç adım ileri gitti ve palyaço şeklinde bulunan böcürt tuhaf şekillere girmeye başladı ve kocaman bir arıya döndü. Çok kötü vızıldamakla birlikte ileri geri gidiyordu. İlk önce korkmuştu Chris kaçmak istedi ama sonradan kendine geldi ve suratına yarı sahte yarı gerçek bir gülümseme yerleştirdi, sonra asasına dokundu gerçekten güçlendi ve iyice gülümseyerek. "Riddikulus" dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bridget Quixie

Bridget Quixie


Mesaj Sayısı : 712
Doğum tarihi : 25/04/60
Yaş : 64
Kayıt tarihi : 13/07/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
2.Sınıflar / 1.Ders Left_bar_bleue0/02.Sınıflar / 1.Ders Empty_bar_bleue  (0/0)
Düello Gücü:
2.Sınıflar / 1.Ders Left_bar_bleue0/02.Sınıflar / 1.Ders Empty_bar_bleue  (0/0)

2.Sınıflar / 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 2.Sınıflar / 1.Ders   2.Sınıflar / 1.Ders Icon_minitimeCuma Tem. 17, 2009 1:43 pm

İlk dersten çıkıyordum. Başım ağrımaya başlamıştı. Şimdiki dersimiz oldukça zorlu bir dersti. Bu derste oldukça başarılıydım. Ama her zaman içimde bulunan ufakta olsa bir tedirginlik vardı. Koridorda yürümeye başladım. Derslik koridorun sonundaydı. Yürürken yine hayallere dalmıştım. Aklımdan bugün neler yapabileceğimizi geçiriyordum. Koridorun sonuna varmıştık. Kapı kahverengi, kalın ve ağırdı. İtmekte oldukça zorlanmıştım. Sınıfa girmek için kapıyı çalmıştım. İçeriye girdiğimde herkes sıra halindeydi. Kitaplarımı sırama koymuştum. Sıranın sonuna geçtim. Gördüğüm kadarıyla bir büyü yapıyorlardı. Sıra bana geliyordu. Garip bir yaratığa büyü yapacakmışız. Yaratık birden odayı karanlık yapmıştı. Bu nasıl olurdu? Karanlıktan o kadar korkuyordum ki ağlamaya başladım. Büyüyü yapmam gerektiğini biliyordum. O sözcükler ağzımdan çıkamıyordu. Asamı elime aldım. Ancak ne yaptığımı göremiyordum. Çok yorgundum. Başım oldukça ağrıyordu. Acaba bunu düzeltmek için bir büyü var mıydı ?

“ Başım çok ağrıyor.”

Başım gerçekten fazlasıyla ağrıyordu. Bu büyüyü yapmak aslında kolaydı. Ancak ilk defa beni bu kadar zorlamıştı. Sanki midem bulanıyordu. Neden bu kadar uzamıştı bu ağrılar? Sanırım bu karanlığı diğerleri göremiyordu. Çünkü hiç biri ortalıkta yoktu. Ne yaptığımı bile bilemezken nasıl bir başarıya ulaşabilirdim ki. Birden gülmeye başladım. Çünkü bu büyünün tek çözümü buydu. Kahkahalarım durmak bilmiyordu. Büyüyü yapmanın zamanı gelmişti. Başım hala ağrıyordu. Midem kalkmıştı. Acaba korkum yüzünden mi böyle oluyordu? Bu sorunun cevabını oldukça merak ediyordum.Gülümsedim ve asamı kaldırdım.

“ Riddikulus ”

Büyü umarım. İşe yarardı. Beni baya bir zorlamıştı. Başım oldukça ağrıyordu. Midem bulanmaya başlamıştı. Gülmeye devam ediyordum. Karanlık bir anda yok oldu. Yere düşmüştüm. Beni kaldırmaya çalıştılar. Umarım kötü bir durum yoktur. Sadece biraz başım dönmüştü. Bugün fazlasıyla yorgundum. Bir de üstüne böyle bir şey olunca daha da kötü bir duruma düşmüştüm. Hemen sırama gittim. Biraz soluklandım. Acaba ablamın yanına gitmeli miydim? Beni iyileştirebilir miydi acaba? Bu soru bende büyük bir merak uyandırmıştı. Sanırım en iyisi ona gitmekti. Ama yapamazdım. Diğer derse yetişmeliydim. Hemen kitaplarımı topladım. Çantama yerleştirdim. Odadan çıkmak için kapıya yöneldiğimde kapıyı itecek gücüm kalmadığını fark ettim. Öğrencilerden bazıları kapıyı benim için açtı. Onlara gülümseyerek çıktım. Koridorda bulunan diğer dersliğe varmak üzereydim. Bugün izin almalı mıydım diye düşünmüştüm. Ancak hiçbir şeyden geri kalmak istemiyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Summer Calypso Black

Summer Calypso Black


Mesaj Sayısı : 111
Doğum tarihi : 28/08/89
Yaş : 34
Mücadele Tarafı : Henüz belirlemedi...
Sihirsel Soy : Muggle doğumlu ama nedense annesinin bir cadı olduğunu düşünüyor xD
Kayıt tarihi : 17/06/09

2.Sınıflar / 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 2.Sınıflar / 1.Ders   2.Sınıflar / 1.Ders Icon_minitimeC.tesi Tem. 25, 2009 6:04 am

Hogwarts’ta ilk günlerin verdiği tadı, özlenmiş dersliklere uzun zamandan sonra atılan ilk adımların mutluluğunu ve asa sallamaya yeniden başlamanın verdiği heyecanı Summer, başka çok az şeyde bulabilirdi. Buranın havasını solumamış biri için anlamak belki çok güçtü ama Summer, en umursamaz görünen öğrencilerin bile uzun tatil dönemlerinde burada olmayı özleyeceklerini düşünüyordu. Hogwarts’ta derslerden, ödevlerden bunalıp Melvin’e bir lanet uçurmanın bile tadı başkaydı.
İlk ders olması nedeniyle son derece hafif geçen bir saatin ardından kendilerine ayrılan kısa molada Summer bunları düşünüyordu. Eve dönüş vaktini iple çekmiş olmasına rağmen, tatilin ilk bir ayı sonunda deniz kıyısında geçen mükemmel tatili bile her gün burayı düşünmesine engel olamamıştı. Kendini iyiden iyiye ait hissetmeye başladığı bu dünyadan ayrı kalmanın giderek zorlaşacağını hissedebiliyordu.
Yine de Hogwarts’tan davet aldığı o gün, kendini korkunç biçimde yalnız ve dışlanmış hissetmiş; annesinin anlattığı aile geçmişlerini aydınlatan hikaye bile bu hissi dindirememişti. Annesine göre Summer, altı kuşaktır ortaya çıkmayan büyücü kanını uzun zamandan sonra taşıyan ilk aile üyesiydi ve bunu değerlendirip değerlendirmemek Summer’a kalmıştı. Görünüşte onu bu konudaki kararında serbest bırakmışlar ama bir yandan da onun bir cadı olduğunu ve Hogwarts’a gidip gitmemesinin bu gerçeği değiştirmeyeceğini vurgulamışlardı. Annesinin o günlerde gösterdiği aşırı heyecan yansıtan tepkilerini ve kendi kafasında yarattığı komplo teorilerini hatırlamak Summer’ı güldürüyordu ama yaşamın kendine çizdiği bu yoldaki yalnızlığı hissetmek ona yaşına yaraşmayacak hüzünler de yüklüyordu.
K.S.K.S dersi öncesi bu kadar karmaşık şeyler düşünmek, eskilere gitmek kendine kızmasına neden olmuştu. Hala neden düşünüp durduğunu anlayamıyordu bile, artık mugglelara kıyasla çok daha eğlenceli bir dünyada, her gününü yeni şeyler keşfederek geçiriyordu, bunu düşünüp rahatlamalıydı.
İksirden sonra belki de en sevdiği dersti K.S.K.S ve Summer, savunma kısmını tamamlayıp bu sanatların kendisi hakkında da pek çok şeyi bileceği günlerin gelmesi için temelini çok iyi kurması gerektiğini biliyordu. Kendi kendine yarattığı dramatik havadan sıyrılıp birazdan öğreneceklerinin heyecanını hissetmeye çalıştı. Bu, onun için hiç de zor olmamıştı; birkaç dakika içinde yine son derece enerjik ve neşeliydi.

Derslikten içeri girdiğinde sıralar her zamanki gibi yanlara çekilmişti. Sınıfın ortasındaki normalde boş olan kısımda, içerisinden garip sesler gelen ve küçük tıkırtılar çıkararak her an kapısı açılacakmış gibi duran tahta bir dolap vardı. Eğer, gün ışıkları etkili bir biçimde pencerelerden doluyor ve sınıfı aydınlığa boğuyor olmasaydı; dolap ürkütücü bir hava yaratabilirdi. Ama şimdi sadece merak uyandırıyor ve öğrencilerin kendi aralarında fısıldaşmalarını sağlıyordu.
Summer’ın dolaptaki hareketli şey hakkında bir fikri vardı kimi öğrencilerden duyduğu cümleler de fikrini doğrular nitelikteydi. Summer, dersin çok hareketli, eğlenceli ve belki biraz da zorlayıcı geçeceğini düşünürken Profesör, derse başlayıp öğrencilerin kendi aralarında konuşmayı bırakmalarına neden oldu. Şimdi herkes Profesörü dinliyordu.
Profesörün ders hakkında anlattıkları Summer’ın tahminlerini doğruluyordu. Dolaptaki, insanların en büyük korkularıyla alay eden, durdurulamadığında kişiyi delirme moduna sokabilecek ölçüde sinir bozucu olan, büyü aleminin yaramaz ve tekinsiz ruhları olarak da bilenen böcürtlerden biriydi. Profesör, böcürtü etkisiz hale getirmenin en etkili yolunun gülümseyerek, böcürtü komik bir halde hayal etmek olduğunu belirtti. Sonrasında yapılacak büyü basitti : " Riddikulus"

Summer, böcürtü yok etmek için içten bir kahkahanın yapılabilecek en güzel şey olduğunu daha önce de okumuştu. Asıl merak ettiği bir böcürtün gerçekte neye benzediğiydi ve buna dair hiçbir bilgisi yoktu. Bunu Profesöre sormayı düşünürken, Profesörün herkesin böcürtle yüzleşeceğini belirtmesi ve bunun yarattığı geçici panik Summer’ın ilgisini tamamen farklı bir noktaya kaydırmıştı.
Belki de hiç unutamayacağı bir K.S.K.S dersi yaşanıyordu. Vampirler, kurt adamlar, dev örümcekler, ağzından kanlar akan ve sırıtan bir palyaço… Hepsi de öğrencilerde ani bir korku dalgası yaratıyor ve sonunda olmadık bir şekil ve kahkahalar eşliğinde siliniyorlardı.
Summer, sıranın ona gelmesine bir kişi kala, büyü yapmayı da böcürtle yüzleşmeyi de istemiyordu; çünkü karşısına çıkacak şeyi çok iyi biliyordu. Üzerine saldırmaya yeltenen dev bir katil arıyı ustaca savuşturan Gryffindor’lu çocuğun ardından ne olduğunu anlamayamadan sıra ona gelmişti.
Profesör dolabın kapağını açar açmaz, içeriden çıkan şey Summer’ın nefesinin kesilmesine neden olmuştu. Yedi yıl sonra bile hala tüm ayrıntılarıyla hatırladığı ve ne tür bir şey olduğunu bilemediği yaratık tam karşısındaydı. Saçsız ve yamru yumru kafasının iki yanında kulak kepçeleri olmayan iki delik, nasırlarla ve tuhaf çıkıntılarla dolu bir yüz; ağzın olması gereken yerde tuhaf, biçimsiz bir boşluk, bir çift kanlı göz; burun deliklerine dek uzanan, şiş ve yarık dudaklar… Summer hipnotize olmuş gibi karşısındaki şeye bakarken yaratık gelişmemiş, ağaç dallarına benzeyen kol çıkıntılarını ona doğru keyifle sallıyordu.
Şok içinde geçen saniyelerden sonra Summer, onunla karşılaştıkları o İspanyol köyünde değil sınıfta olduğunu ve elinde bir asa bulunduğunu fark edebildi. Karşısındaki şey sadece bir böcürttü ve yapılacak şey basitti. Öyleyse neden bir türlü gitmiyordu bu lanet şey ?
Korkunun hükmettiği beyni, yaratığı komik bir şekilde hayal etme çabalarıyla kıvranırken içinden gelen hatta haykıran bir ses ona bir Gryffindor’lu olduğunu hatırlattığında Summer, ilk kez kontrolün kendinde olduğunu hissetmeye başladı.
Bir metreden uzun olmayan ve sürekli ona doğru gelen cüce yaratığa baktı ve ayaklarının iki metre uzunluğunda olduğunu hayal etti. Bu hayalin yaratığa yansıması müthiş olmuştu ve Summer, içten bir kahkaha eşliğinde yaratığın taşıyamadığı ayakları üzerinde bir mum alevi gibi titreyişini izledi. Artık güç kesinlikle ondaydı ve son hamlenin zamanı gelmişti.
Gülümseyişini yüzünden hiç düşürmeden asasını zaten kımıldayamayan cüceye doğrulttu ve kendinden emin bir sesle haykırdı :

“Riddikulus !”

Asasını indirirken Summer, geç de olsa gösterdiği cesaretle sadece dersteki görevini değil; yıllardır en korkunç kabuslarına konu olan o yaratığı da atlattığını hissedebiliyordu. Ve uzun süreden beri ilk defa tam bir Gryffindorlu gibi hissetmişti.
Büyüsünün sonucu ne olursa olsun; onun için mükemmel bir K.S.K.S dersi olmuştu…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
2.Sınıflar / 1.Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 4. Sınıflar / 1. Ders
» 2.Sınıflar / 1.Ders
» 5. Sınıflar / 1. Ders
» 1.Sınıflar / 1.Ders
» 1. Sınıflar ~~ 1. Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG Dışı :: İlan Panosu Geçmişi-
Buraya geçin: