Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 5. Sınıflar / 1. Ders

Aşağa gitmek 
+8
Sophia Widmore
Pierretta Constancia
Charlotte Mabelle Xanei
Jenny Ivy Ollen
Kevin Jacob Black
Jennifer Eloise Parker
Caroliné Lexie Cloutier
Matthew James Widmore
12 posters
YazarMesaj
Matthew James Widmore

Matthew James Widmore


Mesaj Sayısı : 248
Doğum tarihi : 11/01/94
Yaş : 30
Mücadele Tarafı : Ailemle dost geçinenlerin yanı
Sihirsel Soy : Widmore!
Kayıt tarihi : 28/06/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
5. Sınıflar / 1. Ders Left_bar_bleue95/1005. Sınıflar / 1. Ders Empty_bar_bleue  (95/100)
Düello Gücü:
5. Sınıflar / 1. Ders Left_bar_bleue0/05. Sınıflar / 1. Ders Empty_bar_bleue  (0/0)

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePtsi Tem. 20, 2009 6:21 pm

Profesör sınıfa girdiğinde asasını sallayarak tüm kazanları ateşe verdi. Bununla birlikte öğrencilerin önlerindeki kitapta gereken sayfa açılmıştı. Kitapta yapacakları iksirin uzun bir anlatımı yapılmıştı. Bu iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürmektedir. İksiri doğru yapanlar küçük bir tüpte yanlarında götürebileceklerdir..

Not: Kobra Dişi , Midilli tüyü , Kurbağa bacağı , Baykuş kanadından bir parça .. Bunlar iksir için gerekli malzemelerdir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Caroliné Lexie Cloutier

Caroliné Lexie Cloutier


Mesaj Sayısı : 346
Doğum tarihi : 07/08/93
Yaş : 30
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 29/06/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePtsi Tem. 20, 2009 8:51 pm

Güneş, artık iyice kavuruyordu bedenimi yatağımda. Sıcak havalar beni oldukça bunaltmıştı. Birde bunun üzerine denk gelen dersler, sınavlar, ödevler beni canımdan bezdirmeye yetiyordu. Bütün gün yatmak, tembelliğin tadını çıkarmak istiyordum az da olsa. Fakat buna imkan tanınmıyordu elbet. Uyuşuk bir biçimde kalktım yatakhanedeki yumuşak ve sıcacık yatağımdan. Berbat göründüğüme emindim. Suratımdaki her bölgenin şişmiş olduğunu tahmin ediyordum. Lavaboya yönelip duşa girdim. Soğuk suyun bedenimden akıp gitmesine izin vermek beni azda olsa rahatlatmış, zihnimi canlandırmıştı. Duştan çıktıktan sonra vücuduma sardığım havluyu yatağıma savurdum. Uyuşuk hareketlerime devam ederek üzerimi giyindim. Yatağımın kenarına sıkıştırmış ve buruşmasına neden olmuş olduğum cüppemi üzerime geçirdim. Kendi ayak seslerime eşlik ederek büyük salona indim. Güzel bir kahvaltı yapmak istiyordum. Geceden kalma açlığım miğdemi iyice kazımıştı artık çünkü. Ekmeğin üzerine nazikçe sürdüğüm yağı bir çırpıda mideme indirmiş bulundum. Bir şeyler daha atıştırdıktan sonra malzemelerimi alıp çantama doldurmak için yeniden yatakhaneye yöneldim. Yatakhanede az önce uyuyan çoğu kişi kalkmış hazırlanıyordu. Çabucak yatağımın yanıbaşında duran çantama iksir için gerekli olan tüm malzemeleri tıkıştırdım ve oradan ayrıldım. İksir zindanı ile ortak salonun aynı katta bulunması o an işime gelmişti. Fazla mesafe yürümek zorunda kalmayarak iksir zindanına girdim. Fazla kişi yoktu sınıfta. Profesör ise hazır bir şekilde masasının üzerinde her zamanki ciddi tavırıyla oturuyordu. Profesör'den hemen gözlerimi kaçırarak kendime ön sıralarda bulduğum yere oturdum. Malzemeleri tek tek tahta ve eskimiş olan sıranın üzerine yerleştirdim. Bir süre yerimde sessizce ve kıpırdamadan herkesin gelmesini bekledim...


Sonunda sınıf tam bir hal alınca Profesör eliyle yaptığı asil hareketiyle asasını zarifçe salladı. Sallamasıyla beraber herkesin sırasının üzerinde bulunan küçük kazanlar aynı anda ateşe verildi. Bununla birlikte kitapların gereken sayfasıda büyük bir gürültü içerisinde açılmıştı. Gereken tüm ayrıntılar ve iksirin tanımı kitabın açılan sayfasındaki satırlarında yer alıyordu. Dikkatle gözlerimi cümlelere kilitledim. İksir dersini nedense fazla önemsiyor olmam bunda daha etkili oluyordu tabii. "Bu iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir." Burada durdu gözlerim. Bu cümlede takılı kalmıştı. Dikkatimi çekmişti çünkü. Oldukça etkili bir iksir olmalıydı. Belki de bu iksir benim isteyipte yapmaya bir türlü cesaret bile edemediğim Quidditch oynamamda etkili olabilirdi. Bunu düşündüğüm sıralarda istemsizce gülümsedim. Kimsenin görmediğini umarak, kitaptan başımı kaldırıp çevremdekilere baktım. Herkes satırlara odaklamıştı kendini. Rahatlamıştım. Hemen iksir için gerekli olan malzemeleri kontrol ettim. Hiçbir eksik görünmediğini farkedince kitaba uyarak; kobra dişini, midilli tüyünü, kurbağa bacağını ve son olarakta baykuş kanadından bir parçayı kazana sırasıyla attım. İksir şimdi tam kıvamında görünüyor, rengi ise kızıla çalan sıvı yavaş yavaş mora dönüyordu. Bunun ne yönde bir gelişim olduğunu henüz bilmiyordum. Son satırlarda yer alan karıştırma işlemimi de tamamladıktan sonra bitirmiş olan birkaç kişi gibi bende iksirimin sonucunu öğrenmek için beklemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jennifer Eloise Parker

Jennifer Eloise Parker


Mesaj Sayısı : 285
Doğum tarihi : 17/12/93
Yaş : 30
Mücadele Tarafı : Yoldaş.
Sihirsel Soy : Melez.
Evcil Hayvanı : Jenny, Jen, Lois, Jenyse.
Kayıt tarihi : 13/06/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePtsi Tem. 27, 2009 12:29 am

Hava neden bu kadar sıcak olmak zorundaydı ki? Başımın yastığa dayalı olan tarafı terden sırılsıklam olmuştu. Uykumu bölen her şeyden nefret ediyordum, bu nedenle sıcaklığa bayağı bir küfür ettim. Tuvalete doğru ilerledim, diğer kızlar mışıl mışıl uyuyordu. Bende onların yerinde olmayı diledim, rüya görmeden rahatça uyuabilmek. Yüzümü yıkadım, ama vucumun sıcaklığına pek fazla etki etmedi. Kendimi hâlâ yapış yapış ve terli hissediyordum. Üstümü çıkardım, duşa girdim ve soğuk suyu açtım. Böylesi daha iyiydi. O sıvının vucuduma değdiğinde bana verdi bir saniyelik huzur, her şeye değerdi. Duştan çıktım, aslında istemiyordum ama yapacak işlerim vardı. Yollamam gereken bir kaç mektup. Aslında gerekmiyordu, babama düzenli olarak yolladğım ve cevap alamadıklarım, Hogwarts dışındaki dostlarıma bir kaç tane. Bunu yapmayı seviyordum; çünkü sürekli aynı insanlarla konuşmak bir süre sonra sıkıyordu. Daha dün geceden yazdığım, masanın üzerindeki zarflara baktım ve hareketlerimi çabuklaştırdım. Buguün işleyeceğimiz derslere göre çantama bir şeyler tıktım ve yatakhaneden hızla yürüyerek uzaklaştım.

Issız koridorda yürürken, kendimi adımlarımın çıkardığı pes sesten korkar hâlde buldum. Rüyanın etkisi, diye geçirdim içimden. Bu aralar bir tuhaf olmuştum zaten. Karanlık merdivenlerden düşmemeye özen göstererek zindanlara doğru indim. Bir masaya oturdum. Karşımdaki masada oturan Caroliné' in güzelliği bakışlarımın dikkatini çekmişti. Önümdeki kazana baktım, yanında duran malzemelere. Profesör oldukça nazik bir hareketle kitapta iksir tarifinin olduğu yeri açtı, sınıfta aynı anda sayfa hışırtıları yankılandı. Kazanların altında yanan ateşler sınıfı daha aydınlık; ancak daha ürkütücü yapmıştı. Kitaptakileri dikkatle okudum.'' Bu iksir içildiği
takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek
niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürmektedir. ''
Acaba bunu bir saatten uzun hâle getirmek için bir iksir daha yapılabilir miydi? Bu konuyu kafama fazla takmadım, başımı kaldırdığımda Caroliné' in dudaklarınındaki sinsi gülümsemeyi gördüm. Benimkine benzerdi; ancak daha gizemli ve daha çekici. Beni görmeden kafamı kitabıma gömdüm. İksiri yapmak için kitaptaki tarifi özenle okudum ve uyguladım. Sıvı tuhaf bir renge bürünmüştü. Önümdeki malzemeleri topladım ve iksirin etkili olup olmayacağını merak içinde bekledim.



En son Jennifer Eloise Parker tarafından Perş. Ağus. 06, 2009 5:22 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kevin Jacob Black

Kevin Jacob Black


Mesaj Sayısı : 154
Mücadele Tarafı : Işıklı Yol . xD Allahım Ya, Karanlık ! xD
Sihirsel Soy : Safkan .
Evcil Hayvanı : Jake .
Kayıt tarihi : 24/07/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePtsi Tem. 27, 2009 5:36 pm

Kevin, okula geldiği 2 günde 2 derse girmişti ancak hiçbirini pek sevdiği söylenemezdi bugünki İksir dersi nasıl olucaktı ? Kevin, hayka uykusunda rüya görüyordu, rüyasında iksir dersine gelmişti profesör ders'te biranda bi yerden kurt adam çıkartmıştı herkez sınıfta bi yerlere koşturuyorlardı Kevin, sırada öyle sersem sersem otururken Kurt adam Kevin'a doğru geliyordu Kevin'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı bu büyük ve korkutucu görünüyordu kurt adam hamlesini yapmış tam saldırıcakken bir anda korkunç bir şekilde bağırarak yataktan fırlamıştı fırlamasıyla birlikte yere düşmesi bir olmuştu kafasından çıkan ses bir insanın kafasında beyin olmaması gibi çıkan bir ses gibiydi, Kevin birilerini uyandırmadığında emin olmak için etrafına baktığında yatakhane boş görünüyordu Kevin, cam'dan dışarıya baktı ve güneş tam ortadaydı Kevin aniden ''Lanet Olsun!'' diye bağırdı kendisi bile korkmak üzeriydiki koşmak ile meşguldü hemen Gryffindor formasını giydi ve aşşağıya indi birşeyler yemek için masaya doğru ilerledi masa bomboş'tu kahvaltısını yaptı ve aklına profesörün istediği iksir malzemeleri gelmişti hemen odasına çıktı ve iksir malzemelerini aldı daha sonra koşarak zindanlara indi iksir dersliğini ararken en karanlık yerde bir sınıf gördü içeride profesör ders işliyordu Kevin, sıraya oturdu, profesör elleri ile Kevin'ın kitabını açmıştı, ''Bu iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürmektedir. İksiri doğru yapanlar küçük bir tüpte yanlarında götürebileceklerdir.'' Kevin bir anda heyecanlanmıştı bu iksiri yapmak zorundaydı doğru yaparsa bu iksiri sırlar odası'na yapıcağı ufak gezide kullana bilirdi, önündeki yanan kazanın içine teker teker kitapta yazan malzemeleri attı kazan'daki karışımın rengi biranda değişmişti, Kevin şaşkın gözlerle kazana bakarken ''Umarım yapa bilmişimdir.'' diye geçiriyordu içinden.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jenny Ivy Ollen

Jenny Ivy Ollen


Mesaj Sayısı : 64
Mücadele Tarafı : Karanlık
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Jenn
Kayıt tarihi : 20/07/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePerş. Tem. 30, 2009 6:30 pm

'Ah!İksir dersine gene geç kalacağım!' diye söylendi kendi kendine Jenny.Yatağında doğruldu, gözlerini avuşturdu ve terliklerini koca ayaklarına geçirmeden önce pencereden dışarı baktı.Güzel bir sabahtı.Hava güneşliydi.Etraf sıcaktan alev alacak gibi gelmişti Jenny'e.Birde gece üşendiğinden babaannesinin ördüğü kazağı giyerek yatmıştı.Alnından boncuk boncuk terler akıyordu.İçinde kocaman bir kovadaki buz gibi suyu başından aşağı boşaltma isteği vardı.Hemen kalktı, üstünü değiştirdi.İksir Sınıfı'na bir yandan erken kalkamama yüzünden kendine kızıyordu.Hogwarts öğrencilerinin yanından geçerken kendisine gülerek baktıklarının farkında değildi.Bir Slytherin öğrenci
si yüksek ve alaycı bir sesle.'Bir Hufflepuff'ın arkasında ancak Sülük Huff yazar zaten.Lütfen dalga geçmeyelim.Bu onun doğasında var.'dedi ve arkasından da diğer Slytherin öğrencilerinin kahkahaları duyuldu.Jenny olduğu yerde kaldı ve içinden 'O Hufflepuff öğrencisi lütfen ben olmayayım.Lütfen!' diye geçirdi.Bu sırada küçük Hufflepuff öğrencisi olan Azula onun yanına geldi ve hemen arkasındaki kağıdı yırtarak Jenny'nin önüne geçti.
'Jenny!'
dedi cılız,sevimli ve biraz da heyecanlı bir sesle.
'Bu kağıdın arkanda ne işi var?'
Jenny'nin korktuğu başına gelmişti.Yüzünü fena bir şekilde buruşturdu.Ağlamak istiyordu ama ağlayamazdı.Bunu kim yaptıysa o kişiye bu iğrenç şakanın bedelini ödetecekti.Şimdi bunu düşünecek vakti yoktu.İksir dersine fena bir şekilde geç kalmıştı.Azula'ya bir cevap veremeden İksir Dersliğine doğru büyük adımlar atmaya başladı.Kafasını başka şeylere vermeye zorlayarak İksir Dersliğine girdi ve sırasına oturup yüzünü ellerinin içine gömdü.Biraz zaman geçtikten sonra ellerini yüzünün üstünden çekti ve açık olan kitabına baktı.Kazanı ateşe verilmişti.Kitapta yazanları büyük bir dikkatle okumaya başladı.'Bu iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürmektedir.' Jenny bunu okuduğu anda yerinde öylece bekledi.Aklından, bir sürü beceremediği şey geçiyordu.

1.Quiddich oynamayı beceremezdi.
2.Bir insan ona laf atsa ona karşılık olarak ne cevap vereceğini bulmayı beceremezdi.
3.Doğru dürüst şaka yapamazdı.
4.Muggle işlerinden hiç mi hiç anlamazdı.

Jenny'nin içini birden heyecan kapladı.Dikkatli bir şekilde gerekli malzemeleri kazana koydu.Malzemeleri kazana koydukça hem sıcaktan (kazanın altındaki ateş üstüne üstüne geliyordu ve hava zaten sıcaktı.) hemde heyecandan alnından boncuk boncuk terler akıyordu.Eğer doğru yaparsa iksir onun eline geçecekti.Belki ona sabah iğrenç şakayı yapan kişiye iyi bir ders verecekti.Son malzemeyi de kazana attıktan sonra iksiri doğru yapmış olduğunu diledi ve derin mi derin bir soluk aldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlotte Mabelle Xanei

Charlotte Mabelle Xanei


Mesaj Sayısı : 750
Doğum tarihi : 16/10/93
Yaş : 30
Mücadele Tarafı : Sız ^^
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Belle , Mabel , Chotte , Charl , Cha-Cha
Kayıt tarihi : 13/07/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimeC.tesi Ağus. 01, 2009 2:11 pm

Charlotte uyandığında, neler olduğunu hatırlaması birkaç saniye sürdü. Sonra, çocukça, keşke bütün bunlar bir rüya olsa, Mel hâlâ orada bir yerlerde onun dönüşünü beklese ve hiç böyle bir mektup almasa diye düşündü. Oysa başını yastığında çevirdiğinde, tahta masa üzerinde duran parşömene yazılmış mektubunu görebiliyordu. Bu eski parşömen, yoldaki bir ceset gibi bakışlarını üzerine çekiyordu… Bakışlarını başka tarafa çevirerek saçlarının diplerine kadar işlemiş terleri silip, tek hamleyle yatağından kalkmıştı. Halen uyuyan, bazıları mırıldanan, bazıları sessizce mışıl mışıl uyuyan kızların eşliğinde üstünü giyinmişti. Gitti, dedi kendi kendine. Gitti. Yıkanır ve giyinirken, sanki tekrarlamak şok etkisini köreltecekmiş gibi, hep bunu düşünmek zorunda hissetti kendini. Sadece bir yazlığına ailesinin yanına gideceğini söyleyen mektuba gece boyu ağlamıştı çünkü bu çok ağırdı. Mavi armalı siyah cüppesini doğru düzgün üzerine oturtup, saçlarını taratıp öylesine bıraktıktan sonra bu düşüncelerin saçma olduğuna kanaat getirmişti. Kızarmış gözlerini gördüğü zaman aynayı kırmak yönünde güçlü bir isteği geri çevirmek zorunda kalmış, neden gittiğini bilmediği halde üçüncü kattaki kütüphaneye yönelmişti… Derslerin başlamasına daha bir saat varken kütüphaneyi dolu görmeyi beklemiyordu ancak ayakkabısının yere değmesinden çıkan sesin yankılanması biraz garibine gitmişti. Kimsenin göremeyeceği kıyıda köşedeki her zamanki yerine ilerlemişti. Pencereden ona ulaşan aşırı sıcağın tenine deydiği yerlerden bir bunaltı alıyordu. Bugün keyifsizliğinin yanında birde bunalım onu rahatsız ediyordu. Hava neden sıcak olmak zorundaydı ki? Dertlerin ve düşüncelerin onu bulduğu zamanlarda doğada ona karşı olurdu zaten. Kapanacakmış gibi duran uykulu gözlerle rafta gezinip, istediği kitabı bulduğunda zaman kaybetmeden kendini bir sandalyenin üstüne bırakmıştı. Işığın gelmediği bir yeri özenle seçtikten sonra kitapta istediği sayfayı açarak, çantasından çıkardığı parşömene bir şeyler karaladı. Zaman su gibi akıp gitse de vakit kaybetmeden ödevini bitirmiş, merdivenlerden sürüklenircesine zemin kata iniyordu. İksir… İçinde bulunan hafif sakinlik ve huzurun son ışıklarının da çekildiğini fark ediyordu. Şuan derse girecek bir hal içerisinde değildi ancak gireceği dersin iksir olması ona daha da bıkkınlık veriyordu. Açık kapıdan içeriye göz gezdirdiğinde daha az öğrencinin geldiğini fark etmiş, ışığın ona ulaşamayacağı duvar tarafına oturmuştu. Çantasından çıkardığı iksir kitabını eski tahta masaya yerleştirdikten sonra ellerini yüzüne gömerek düşünmeye başlamıştı. Bir yaz boyu yalnız kalmak istemiyordu – ki buna mecbur olduğuna adı kadar emindi. Onu kötü zamanlarındaki karanlıktan ışığa sürükleyen bu kadın birazcık huzur için ailesinin yanına gitmek istiyor olamaz mıydı? Ama… Gözünden akan hafifçe yaşı kimse fark etmeden silmeye çalışırken, sınıfın tamamen dolduğunu görmüştü. Profesörün içeri girip asasını salladığını göz ucuyla gördükten sonra yanmaya başlayan kazanları fark ederek ‘ Of ‘ demişti. Açılan sayfaya bakarken yüzü istemsizce çöküyor, herkeste olduğu gibi sıkıntıyla kaşları çatılıyordu. “Bu iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürer. İksiri doğru yapanlar küçük bir tüpte yanlarında götürebilecekler… “ profesörün kalın sesini dinlerken zihninin düşünce seline kapılmamak için kendini zorlamıştı. Bir saatlik etki gösteren bu iksir ne işine yarayabilirdi ki… Bunları düşünürken bir yandan iksiri hazırlamak için nereden başlayacağını düşünüyordu. Kobra dişi, midilli tüyü, kurbağa bacağı, baykuş kanadı… Malzemeleri okurken mide bulantısını dizginlemiş sonrada işleme başlamıştı. Arada bir kokluyor, karıştırıyor ve kazanına parçalar atıyordu. İksir en anladığı derslerden biri olduğu için kendini şanslı hissediyordu. Doğru yaptığından emin olarak sandalyesine gömülmüş, profesörün ne diyeceğini merak ederek beklemeye başlamıştı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pierretta Constancia

Pierretta Constancia


Mesaj Sayısı : 26
Doğum tarihi : 26/04/95
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Tarafsız
Kayıt tarihi : 11/07/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimeC.tesi Ağus. 01, 2009 4:07 pm


"Biraz daha oyalanırsan , senin yüzünden geç kalacağız Pierretta!" Telaş içerisinde , elindeki kitapları bez çantaya yerleştirirken içinden "yeni bir tane almalıyım" diye geçirmiyor değildi. İçine zar zor sığan kalın kitaplar , sökülen fermuarın kapanmasına müsade etmiyordu. Pierretta ise inatla kapatmak için uğraşıyordu. Eliyle kitapları daha da aşağıya ittirirken , bir yandan da karşısındaki aynadan görüntüsünü kontrel ederek diğer eliyle saçını toplamaya çalışıyordu. İnce telli , parlak sarı saçlarını bir kaç dişi kırık plastik tokayla tutturup Agatha'nın söylenmesinden bıkarak birşeyler söylemeye başlamıştı. "Tamam , işte oldu gidebiliriz." Fermuarın biraz daha sökülmesini sağlamış fakat , kapamayı başarmıştı. Yüzündeki belirsiz gülümsemeyle , koşar adımlarla iksir dersliğine doğru ilerliyordu. Hemen sağ tarafında en az onun kadar hızlı ilerleyen Agatha ile Hogwarts'a geldiği günden beri sıkı dosttu. Fakat Agatha ve bitmek bilmeyen dedikodu merakı onu bezdiriyordu. Yol boyu , başkalarını süzmekten Pierretta'ya neden geç geldiğini sormayı bile unutmuştu. Pierretta ise bu duruma şükrediyordu. Aklı hala başında değildi. Sürekli olanları düşünüyordu. Sonbahar uğramıştı bir kez daha hayatına ve bu sefer düşen yaprak Juliet olmuştu.

Dersliğin kapısından girmesiyle , Agatha'ya içinden sövmeye başlaması bir olmuştu. Henüz yarısı bile dolmayan derslikte , sıralarına geçerken aynı binada oldukları Jennifer'a gülümsemişti. Yine her zamanki gibi , güzel ve alımlı görünüyordu. Ya Pierretta? Kıskanmak değilde başka birşeydi bu. Bakımsız saçları , fazla kiloları ve sıradanlığı. Güzelliği ona verebilecek bir iksir var mıydı dünyada? Yada bir sihir. Önündeki kazanın alevlenmesiyle , aklı başına gelmişti bir anda. Şu anda düşünmesi gereken çok daha mühim meseleler vardı. Altı yanan kazanların hemen yanında duran malzemeleri gözden geçirirken profesörün , sesi tüm derslikte yankılanmıştı. "Bu iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürer. İksiri doğru yapanlar küçük bir tüpte yanlarında götürebilecekler… " Profesör sözünü bitirir bitirmez , Agatha hemen sağ tarafında birşeyler mırıldanmaya başlamıştı. "Ah , sence bu iksir Porter'a süpürgeyi kullandırtabilir mi?" İstemsizce sırıtan Pierretta , arkadaşının kulağına doğru eğilerek karşılık vermişti. "Hiç sanmıyorum , hayatım." Ardından , profesörün komutu üzerine malzemeleri kazana serpiştirmeye başlamıştı. Etrafındaki herkes , malzemeleri kazana atarken Pierretta malzemeleri son bir kez daha kontrol etme gereği duymuştu. "Kobra Dişi , midilli tüyü , kurbağa bacağı ve ve baykuş kanadından bir parça , işte oldu." Malzemeleri , el yordamıyla kazana serpiştirirken iksiri tutturabilmeyi umuyordu. Herşeyi olması gereken gibi yapmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sophia Widmore
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Sophia Widmore


Mesaj Sayısı : 1716
Doğum tarihi : 22/10/93
Yaş : 30
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 15/06/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Takım Kaptanı & Kovalayıcı
Rpg Puanı:
5. Sınıflar / 1. Ders Left_bar_bleue98/1005. Sınıflar / 1. Ders Empty_bar_bleue  (98/100)
Düello Gücü:
5. Sınıflar / 1. Ders Left_bar_bleue0/05. Sınıflar / 1. Ders Empty_bar_bleue  (0/0)

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePaz Ağus. 02, 2009 10:58 am

Yatağımda öylece duruyordum. Ne kadar zamandır öyle olduğumu bilmiyordum ama kalkacak gücüm yoktu. Kendimi buraya ait değilmiş gibi hissetmeme sebep olan düşünceleri kafamdan atmak istiyorum ve en önemlisi iksir dersine girecek olduğumdan yataktan kalkmaya alışmak istiyorum. Sabahları derse girerken her zaman uyuyacak gibi olduğumdan bu durum çok garip gelmiyor. Sonraları dersliğe girdiğim anda yok olduğunu bildiğim bu his pes etmem gerektiğini unutturuyor. Şifacı olmak istiyorum ve iksir dersine ihtiyacım olduğunu sanıyorum. İksir yapmayı da seviyorum. Arkadaşlarımın en çok ilgilendiği ders olarak iksiri örnek vermesini anlamıyorum ama. Benim en sevdiğim ders her zaman karanlık sanatlara karşı savunma olmuştur. Karanlık bir büyücü olacağımdan diğerlerinin hakkımdaki görüşlerini bilmek iyi olacaktı çünkü. Dersliğe girdiğimde yanan kazan dikkatimi çekti. Korkularım vardı. Korkularım iksiri nasıl yapmam gerektiğini bilmememdendi. Kitapta ayrıntılı şekilde anlatıldığını fark ettiğimde yüzümde gevrek bir gülümseme vardı. Mutluydum. Artık iksiri yapabileceğimden emindim. Çok çabuk fikir değiştiren biriyim. Girdiğim her ortamda düşüncelerim değişebilir.

" Kobra dişi, midilli tüyü, kurbağa bacağı, baykuş kanadından bir parça... İçtiğimde en beceriksiz insan bile olsam yetenekli biri olacağım. Bir saat sürem var. Karıştırıyorum. "

Konuşarak yaptığım her işten zevk alıyorum. Konuştuğum için bu iksirin de doğru yapıldığına eminim. Dersin çok çabuk geçtiğini düşünüyorum ama bu pek de umrumda olmuyor. Yaz geldi. Çıkıp dilediğimce gezebilirim bahçede. Dilediğimde eğlenebilirim. Belki de biraz kitap okurum göl kenarında. Ah hayaller, siz olmasanız ne yapardım ben? Kendime gülüyorum aslında. Her zaman yaptığım gibi kendimi çok kolay bir şekilde kaptırdığım hayallere şaşırmıyorum. Rahat bir gündü ve rahat bir şekilde iksirimden küçük bir şişe alıyorum. Dersin bitimiyle sınıfı terk ediyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aqua Ashlynn Crishert

Aqua Ashlynn Crishert


Mesaj Sayısı : 63
Doğum tarihi : 06/08/92
Yaş : 31
Mücadele Tarafı : Karanlık Yan
Sihirsel Soy : SaFKann
Kayıt tarihi : 26/07/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePaz Ağus. 02, 2009 10:30 pm

''Hadi! İksir var! sakın geç kalayım deme!''
Geç kalmamam gerektiğini biliyordum. Ama bu nasıl mümkün olacaktı? Yatağımda yatarken yani. Başımda sürekli olarak öten bir oda arkadaşına bir uğursuzluk büyüsü göndermeye bile halim yokken. Kalkıp giyinmek dünyanın en imkansız olayıydı sanki.
''Başka çaren yok işte Kalk'' dedi. Yinede sıkı sıkı sarılıyordum yastığıma. Bırakmak istemiyordum. Bırakırsam yastık yerine koca bir günü kucaklamak zorunda kalacağımı biliyordum. Sıkı sıkı yastığa sarılmak çok daha kolaydı.
Birden aniden gözlerim öyle bir açıldı ki! Bütün yüzüm kaskatı kesilmişti sanki. Ne olduğunu anlayamadım. Asamı kaptım sağa sola saçma sapan şeyler yollamaya başladım. Kulağımın dibinde o kesintisiz kahkahayı duyunca beynimi de uyandırmak zorunda kaldım. Evet elinde bir bardakla duruyordu. İçindekilerde şu anda ağzımdan burnumdan süzülüyordu.
''Lanet olsun, Defol'' dedim. Hala gülmekten kıpkırmızı bir halde odadan çıktı. Amacına ulaşmıştı, ben uyanmıştım. Bir an tekrar yatmayı düşündüm ama artık bu da imkansızdı.
Ne kadar gariptim. Bir önceki gün milletin uyanmasına daha varken uyanıp etrafta gezerken bugün herkesten sonra kalkmıştım. Ve saate bakınca geç kalmak istemediğimi hatırladım.
Klasik bir şekilde cüppemi giydim, saçlarımı atkuyruğu yaptım. Ne monotonluk!
Bugün içim rahat değildi. Belki huzursuz değildi ama kesinlikle neşeli de değildim. Çantamı kaptım ve koşar adım odadan çıktım. Ortak salon neredeyse boştu. Herkes derse gitmiş olmalıydı. Koşar adım merdivenlerden tırmandım ve karanlık koridora çıktım.
Neyse ki iksir zindanları ortak salonumuza uzak değildi. Kulelerden birinde olsaydım kesin geç kalmıştım ama şimdi hala biraz zamanım vardı. Zindanların girişinde bizim grubun ezik diye tabir edeceği bir kız vardı. Arkasında ''Sülük Huffle.'' yazıyordu. Alay kokan bir kahkaha attım. Gerçi gülmeyen yoktu. ''Bir Hufflepuff'ın arkasında ancak Sülük Huff yazar zaten.Lütfen dalga geçmeyelim.Bu onun doğasında var'' diye bağırdım. Özellikle kendisine duyurmak istiyordum. Sesimi iyice alaylı çıkmasına özen göstermiştim. Yanından hızla ve gülerek geçtim ve geçerkende alayla bakmayı da ihmal etmedim.
Zindana geldiğimde içeriye girdim. Nerdeyse herkes gelmişti. Gidip kendi başıma boş bir masaya oturup kitabımı çıkardım.
Birden kazanım yandı. Kitabım birden hareketlendi, sayfalar geçti, geçti, durdu.
Profesör gelmişti. Bu adamın kesin ve net tavırlarına oldum olası hastaydım. 'Kesinlik' beni etkileyen işte buydu. Tahtaya hızlı hızlı ve alt alta ''Kobra Dişi , Midilli tüyü , Kurbağa bacağı , Baykuş kanadından bir parça'' yazdı.
''Bunlar gerekli malzemeler''
Acaba neydi? Etkileyici birşey olduğu kesindi. Etkileyici olan şeyleri öğretiyordu bu adam bize. İşe yarayacak şeyleri..
''iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürmektedir. İksiri doğru yapanlar küçük bir tüpte yanlarında götürebileceklerdir..''
Küçük tüpteki iksir herkesi etkilemişti. Beni de etkilemişti ama o kadar ilgilenmemiştim. Zaten hemen herşeyde becerikli bir insandım, istediğimi elde edebilirdim. Asıl şu Hufflepuff'lıya göreydi. Ama daha fazla istediğimi elde etmek. Ama bir saat. Ama yine de değer...
Aklıma çok çok güzel bir görüntü geldi ve bir anda geri gitti. İksire başlamalıydım. Yarım saat kadar malzemeleri kitaptaki talimatlara göre yapmaya başladım. Kitapla neredeyse bire-bir yaptım. Ama bir rivayete göre iksir kitapları en iyi iksirleri vermiyordu. İksir ustaları kendi icatlarıyla harikalar yaratabiliyordu. ''İksir ustası değilsin aynısını yap yeter'' dedim kendi kendime. Önemli olan elimden gelen en iyisini yapmamdı ve yapmıştım. Ama doğru ama yanlış ben elimden geleni yapmıştım. Yaptığım iksire şöyle bir baktım. Acaba elimden gelen şeyler o şişeyi almama da yetecek miydi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jennifer Lily Loreene

Jennifer Lily Loreene


Mesaj Sayısı : 153
Doğum tarihi : 05/04/94
Yaş : 30
Sihirsel Soy : Melez
Evcil Hayvanı : Jenny
Kayıt tarihi : 30/05/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePerş. Ağus. 06, 2009 4:59 pm

Jenny gayet asabi bir ruh halindeydi. Dün gece Yasak ormanda geçirdiği saatler hiç iyi gelmemişti ona. Ne kadar dışından söylemese de acayip ürkütücü bir yolculuk olmuştu ve sonunda bulmak için bu kadar uğraştıkları sandığın içinden çıkan salak bir kızın aşk mektuplarıydı. Kim sinirlenmezdi?

Koridorda koluna çarpan her öğrenciye çökmüş göz altlarıyla öldürücü bakışlar atıp duruyordu. Bu lanetli günün hemen bitmesi ve Jenny'nin de bir güzel uyku çekmesi gerekiyordu. Ama henüz iki saat daha vardı hem de iksir! Malzemeleri hazırlarken yada iksiri karıştırırken uyuyup kalması hiç şaşırtıcı olmazdı. Bunları düşünürken merdivenlerden aşağı inmişti bile. O tüyler ürpertici his yine sarmıştı onu. Daha da ileride zindanların olduğunu biliyordu ve bu durum da hiç hoşuna gitmiyordu. Hızlıca İksir dersliğine girdi ve arkadaki sıralardan birine geçti. İçindeki huzursuzluk ve tüylerini diken diken eden soğuk yüzünden uykusuzluktan kapanıp duran göz kapakları bile şimdi gayet canlı gözüküyordu. İksir Profesörü geldiğinde ise tahmin ettiği gibi tam anlamıyla ayaktaydı.

Sınıfa girdiği gibi asasının küçük bir hareketiyle bütün kazanları ateşe verdi. Belki buz gibi bir havası vardı ama profesöre bakınca etkilenmemek kolay değildi. Kim bilir hangi büyüleri biliyordu! Jenny hayranlığının son noktasına gelmeden önünde duran kitap sayfalarının hışırtısını duydu. İksirin nasıl yapılacağı gayet uzun bir şekilde yazılmıştı. Nedense bunun diğer iksirlerden daha zor olacağı gibi bir hisse kapılmıştı ki profesörün konuştuğunu duydu :

Bu iksir içildiği takdirde en beceriksiz insana bile inanamayacağı şeyler yaptırabilecek niteliktedir. Fakat etkisi sadece bir saat sürmektedir. İksiri doğru yapanlar küçük bir tüpte yanlarında götürebileceklerdir..

İşte sonunda gerçekten uğraşabileceği bir iksir! Bugüne kadar olan hiçbir iksir dersinde bu kadar heveslenmemişti. Aslında hiç heveslenmemişti. Eğer doğru yaparsa küçük bir şişenin bir saat bile olsa çok işe yarayabileceğine inanıyordu. Okulda olmazsa başka bir yerde...
İstek ve heyecan karışımı bir hisle talimatları okudu, attığı her malzemeden sonra tekrar kontrol etti. Jenny bir şeyi yapmayı istediği zaman son derece hırslı oluyordu. Önünde onu durdurabilecek bir şey geçerli olamazdı ama hırs hayatının büyük bir parçasını oluşturmuyordu.

Son olarak Baykuş kanadından bir parçayı da iksire ekledi ve renk değişimini izledi. Her şey olması gerekenlerle aynıydı. Son bir kez karıştırdıktan sonra biraz eğilip kokladı. Masanın üzerinden küçük bir şişeye uzanıp kazanın içine daldırdı. İksirle dolmuş olan küçük şişeye bakarken kendinden hoşnut bir gülümseme yüzüne yerleşmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adaliné Lléw Meijer

Adaliné Lléw Meijer


Mesaj Sayısı : 270
Mücadele Tarafı : İlgisiz.
Evcil Hayvanı : Adely, Ada, L.
Kayıt tarihi : 10/06/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimePerş. Ağus. 06, 2009 11:50 pm

Güneşin parlak yüzünü gösterdiği ilk saatlerde kalktı yatağından. Gece yerini gündüze, titrek ışığıyla tüm gece gökyüzünü aydınlatmış ay ve yıldızlar kaybolmuş güneş yükselişe geçmişti. Aralıklı camın arasından sızan tatlı rüzgâr yüzünü okşayınca uyanmak için fazla erken bir saat olduğunu fark etti. Gece çok geç yatmıştı ama sabahın köründe ayaklanmıştı, bugün etrafta ruh gibi dolaşacağı belli oluyordu şimdiden. Uyuyabileceği ders de vardı bugün biraz kestirirdi. Profesör soru sorarsa da aldırmazdı dersten ne kadar puan kaybedeceği umurunda değildi çünkü. Derslere girmiş olmak için giriyordu. Hele şu dün geceki maceralarından sonra derste uyumasa bile kesinlikle odaklanamayacağını biliyordu. Gözünün önüne mektuplar gelecekti, okuduğunda onu birkaç dakika boyunca kımıldayamayacak duruma getirmiş mektuplar. Saatin erken olmasından faydalanarak biraz ortak salonda yalnız takılabileceğini fark edip sevindi. Herkes uyuyordu büyük ihtimalle… Belki biraz gezinirdi bahçede ama tüm gece yasak ormanda yürüdüğünden bacakları daha fazla geziyi kaldıramayacak gibi görünüyordu gözüne. Yatakhanede ileri geri yürüdü biraz, bacakları çalışıyor mu diye kontrol etmek amaçlı. Yürümekte zorlandığını fark edince kendini yatağına gürültülü bir şekilde geri bıraktı. Uyandığında yüzü terliydi ve güneş pencereden direkt gözüne ulaştıyordu ışınlarını. Yatakhane bomboştu, herkes derse gitmiş olmalıydı. Çantasını sırtına atıp, saçına da dağınık-değişik- örgü yapıp ortak salondan fırladı. Hızlı adımları dersliklere koşuşturan öğrencilerin oluşturduğu koridorda yankı yapıp kulağına ulaşıyordu. Hızlı hızlı yürümesinden dolayı havalanan saçı küçük bir esintiye sebep oldu. Teninde hissettiği küçük dokunuş dikkatini yola vermesini engellediğinden bücürün tekinin yere düşmesine sebep oldu. Takmadan yoluna devam etti, zaten çocuk ağlamıyordu tepki bile vermemişti. Dersliğin olduğu koridorda ilerlerken birden bire gözüne çarpan ayrıntı geri dönmesine sebep oldu gireceği ders İksirdi ve derslik şimdi girmeye hazırlandığı değildi, bir öncekiydi. Dikkatsizliğine lanet okuyarak dersliğe alaycı bir dalış yaptı. Profesör o girdikten birkaç dakika sonra içeri hızlı bir dalış yaptı. Profesörün kazanları yakmasıyla ve kitaplarından yapacakları iksirin malzemelerinin ve yapımının uzun uzun anlatıldığı sayfayı açmalarını söylemesiyle sınıfta küçük bir curcuna çıktığı söylenebilir. Tüm sınıf aynı anda çalışmaya giriştiğinden olsa gerek bir süre onlara bakmaktan kendi işine bakamadı bile. Sonra dikkatini önündeki kitaba vermeyi başarınca malzemeleri edinmek için dolaba yöneldi. Sonuçta bu iksiri düzgün yaparsa becerikli olacağı birkaç saat geçirip etrafındakileri şaşırtabilirdi. Gerekli malzemeleri aldığından emin olduktan sonra kazanına yöneldi. Kobra dişini kazana atmakla başladı işe, ardından midilli tüyünü parçalara ayırdı, altı parçaya… İlk üçünü kazana gelişi güzelce attı, kepçeyle iki düz bir ters taktiğinden faydalanarak katıştırdı bir süre. Zamanı yerinde kullanması gerektiğinden biraz daha acele etmeye çalıştı sonuçta ders bir saatti zamanında yetiştirmezse bu kadar uğraşı boşa gidecekti. Kurbağa bacağını ezip suyunu çıkardı biraz çıkan suyu iksire boşalttığında sıra kalan midilli tüylerini kazana koymaya gelmişti. Tüyleri attıktan sonra ezip suyunu çıkardığı kurbağa bacağını da attı karışıma şimdi rengi olması gerektiği tona ulaşmıştı; Nil yeşili. Baykuş kanadını da karışıma attıktan sonra karıştırmaya başladı. Bu sefer hep aynı yönde ve renk değişimi gözlemleyerek… İksir sonunda menekşe rengine dönmüştü. Zafer gülümsemesiyle ışıldayan yüzüyle etrafındaki gözledi, çoğu yapmayı becermiş bir yüz tipindeydi sınıftakilerin. Birkaç tane de ağlamaklı vardı ya, o ayrı. Ders zilinin çalmasıyla iksirinden küçük bir şişe alıp sınıftan çıktı. Bu iksir onun işine yaracaktı, evet. Şimdi ortak salona gidip dinlenme vaktiydi ve iksiri becerebilmiş olmayı içten içe kutlama vakti. Yüzünü kaplayan gülümseye aldırmayan Adely göz ucuyla herkes nereye gidiyor diye baktı. Ortak salona gidenlerden birine ona eşlik etmesini söylemeliydi. Dünki yasak orman fiyaskosundan beri Jenny ile konuşmamışlardı şimdi de onu beklemeden çıkmıştı, işi olduğunu düşünmeye çalıştı pek başarılı olamasa da.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marseglia Svenja Vaquier

Marseglia Svenja Vaquier


Mesaj Sayısı : 303
Doğum tarihi : 03/07/94
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Düşünceleri yeni yeni şekilleniyor.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Sven, Marsely. xP
Kayıt tarihi : 17/07/09

5. Sınıflar / 1. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 5. Sınıflar / 1. Ders   5. Sınıflar / 1. Ders Icon_minitimeCuma Ağus. 07, 2009 1:48 pm

Günün ilk saatleri ders öncesi güneşin geceyle karışırken ortaya çıkardığı gülümsemesini izlemek için bahçeye çıkmıştı. Bugünün normal günden tek farkı güne herkesten önce başlamış olmasıydı. Güneşin onlara sunduğu şöleni, geceyle yer değiştirirken gökyüzünün aldığı görebilmişti, evet. Bahçede işinin bittiğini öğrenciler artık etrafta dolaşmaya başladıklarından anlamıştı. İlk dersin başlamasına çok fazla kalmamış görünüyordu. Neyse ki çantasını hazırlayıp, yanına almıştı. Derse geç kalmak istemiyordu. Hayır, profesörü taktığından değil, ders iksir olduğundan ve büyük ihtimalle uygulamayla – iksir yapmaya çalışarak- geçecekti. Yerinden doğrulurken bir yandan da saatlerdir ağaca yaslandığında acıyan sırtı geldi, tabii bir de sabahın hafif ama etkisi kuvvetli rüzgârından etkilenmiş saçı. Tamam, güneş parlak ışınlarını yollayarak normalde açık kahve olan kısımları kızıllaştırarak normalden daha hoş görünmesini sağlayabilirdi ama bu dağınıktan sonra insanın gözüne imkânsız gibi görünmeye başlıyordu. Sağ elinin ani bir hamlesiyle havaya karışmaya hazırlandığı her halinden belli olan bölgeyi indirdi. En azından şimdi biraz daha düzgün göründüğünü tahmin ediyordu. Okul içine doğrusu rotasını çizmiş hızlı ve etrafındakilere aldırmamaya çalışarak yürüyordu. Uzun bir İksir dersi onu bekliyordu şimdi. İksir konusunda maharetlerini (!) göstermenin tam vaktiydi. Okula ulaşıp koridor kısmında yürümeye başladığında koca koridorun pencereden sızan küçük bir ışık kümesiyle aydınlandığını fark etti. Loş bir hava kazandırmıştı bu ışıklar koridora ayrıca dışarıdaki sıcaktan pek nasibini almadığından bugün havanın yağmurlu olduğunu bile düşünebilme ihtimaliniz vardı. Ortamın gizemli havasından kaynaklı bir çekim yaşıyordu kabul etmek gerekirse, iki üç saat boyunca hiç durmadan yürüyebilirdi buralarda. Ayrıca ayakkabısından çıkan tık tık* sesleri dışında ses çıkmaması da bu çekimi kuvvetlendiren etkenlerdendi, huzur vericiydi. Dinlendiriyordu insanı, –en azından Marseglia’yı- evet. Yukarıya çıkmak için sola dönüp devasa merdivenle karşılaşınca yüzünün asılmasına engel olamadı. Merdiven çıkmak derslerden daha büyü bir işkenceydi ona göre. En azından her hangi bir derse girip çıktığında fiziksel yorgunluk hissetmiyordun, hatta arada uyuduğu dersleri de hesaba katarsa dinlendiğini bile farz edebilirdi. Merdivenleri aşıp dersliğin olduğu kalabalık koridora ulaştığında temposundan bir şey kaybetmemeye çalışarak koridorda ilerlemeye başladı. Dersliğin devasa kapısı önünde içeri girmeye hazırlanarak dikildiğinde arkasında içeri girmesini alaycı bir ifadeye bekleyen kız topluluğunu görünce alaycı bakışlarına meydan okuduğunu gösteren bir bakış fırlatıp içeri girdi. Gryffindorlardan olabildiğince uzak bir yere oturmak istiyordu doğrusu. Hayır, onlara kin duyduğundan falan değil sözde Slytherin-Gryffindor düşmanlığından kaynaklıydı tüm bunlar. Oturacağı yeri bulduğunda profesör de sınıfa girmişti. Girdiği anda kazanların altını yaktı ve bugün yapacakları iksirin yapımıyla ilgili bilgilerin, malzeme listesinin bulunduğu sayfayı açmalarını söyledi. Yavaş yavaş sayfaları çevirirken bir yandan da kitapta başka neler varmış* diye bakıyordu. Sayfayı sonunda bulduğunda yanındakilere baktı, herkes malzemelerini toparlamış iksire başlamıştı. Aceleyle malzemeleri edindikten sonra baykuş kanadını atarak başladı işte. Yapım talimatına kesinlikle uyacak diye bir şey yoktu. Sonuçta herkes aynı malzemeleri kazana atmayacak mıydı? Evet, atacaktı. Öyleyse bir sorun yoktu. Kobra dişini ikiye ayırarak başladı iksirine, ilk parçayı kazana attı önce. Ardından midilli tüyünü elinde ezerek kazana boşalttı. Kurbağa bacağını da atıp gümüş kepçeyle kazanı dört defa saat yönünde karıştırdıktan sonra kobra dişinin kalanına da karışıma atıp renk değişimini gözlemledi. İksir mordu şimdi, biraz daha rengi açılması gerekliydi. Kepçesiyle kazanı sabırsızca karıştırmaya başlayarak renginin açılmasını umdu. Umutları gerçek oluyor gibi görünüyordu neyse ki. Hayal kırıklığı yaşamak şu anda isteyeceği son şeydi. Baykuş kanadını da karışıma ekledi karışımın rengi gittikçe açılmaya başladı bunu fark eden Marseglia yüzünde zafer gülümsemesiyle etrafındakilerin kazanlarını kontrol etti.Her ne kadar kitaptaki talimatlara tümüyle uymasa da iksir alması gerektiği rengi almıştı.Belki biraz daha koyu... Koyuluğun açılmasını sağlamak amacıyla karışımı biraz daha karıştırdı, çalan zille iksirden bir miktar alıp derslikten çıktı. Şimdi biraz dinlenmeyi hak ediyordu. Ortak salon yolunda yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle ilerledi. Biraz kestirecek kadar vakti olmadığı için ortak salondakilerin soğuk esprilerine gülerek geçirmek zorunda olduğu bir saati vardı elinde. En azından elinde bir saatliğine onun bir şeyleri becerebilmesini sağlayacak bir iksir vardı. Belki de bu iksiri espri yapmak için kullabilirdi…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
5. Sınıflar / 1. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 1. Sınıflar ~~ 1. Ders
» 5.Sınıflar / 1.Ders
» 2. Sınıflar ~~ 1. Ders
» 4.Sınıflar / 1.Ders
» 3. Sınıflar ~~ 1. Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG Dışı :: İlan Panosu Geçmişi-
Buraya geçin: