4.Sınıflar / 1.Ders

Misafir

Pazartesi günü öğleden sonra. Hava oldukça açık. Dışarısı şenlik havası gibi. Profesör bu yüzden arka tarafdaki perdeleri örtmüş durumda. Öğrenciler sınıfa girdiklerinde dersliklerin çekili olduğunu görüyor. Sınıfın çeşitli yerlerinde duvarlar var. Bir kaç duvarın arkasından ufak yaratıklar çıkıyor. Profesör onları tanımlıyor. Daha sonra onların saklanacağını öğrencilerin de onaları bulmak için çalışacağını söylüyor ve yapılacak büyüyü açıklıyor. Yaratıklara saklanmalarını söyleyip masasına geçiyor.

Yaratık" Adı Skao'dur. Koloni halinde yaşarlar. Saklanmakta usta yaratıkalrdır. Birinin kendilerini görmesini istemediğinde hemen ortadan kaybolabilirler. Derileri pulla kaplıdır.
Büyü" Eğer etrafta saklanan biri varsa ortaya çıkartır. Yapılırken büyük bir konsantrasyon gerekir. Büyülü sözcük 'Perception' dur.

Not" Sadece büyüyü yapıp çıktığınızı yazın. Büyünün sonucunu veya olup olmadığını belirten Ro'lar sayılmayacaktır.

Misafir

"Lanet olası dersler!" Bütün bir yaz Hogwarts'a dönme hayalleri kuran birinin bunları söylemesi gerçekten komik bir durumdu. Tabî Edward'ın düşündüğü şeyler quiddich, arkadaşları ve kızlar olunca böyle afallaması beklenebilirdi. Güneşin kavurucu etkisinin son demlerine yaklaştığı bu saatlerde gölün kenarı ya da ortak salon ne kadar cazip gelse de devamsızlıktan kalarak bütün öğrenimine son verme gibi bir durumla karşılaşabileceğini eski tecrübelerinden* bilen Edward zorla da olsa sınıfın yolunu tuttu. Soğuk taş zeminde tıkırdayan adımlarına eşlik eden neşeli seslerden uzak, koridorun biraz daha boş kısımlarından geçmeyi tercih ediyordu. Günlerdir kafasını kurcalayan bir mesele yüzündendi belki de: Lorraine! Onunla bir türlü konuşma fırsatı bulamadığından her zaman var olan bir öfke ve asabiyet yüzünden en iyi arkadaşlarıyla arası bozulma derecesine bile gelmişti. Bunları hatırladığında tekrar parlayan Edward cüppesinin cebindeki elini yumruk biçiminde kendi canını acıtacak kadar sıktı. Yavaş tempolu yürüyüşü dersliğin bulunduğu koridorun başına gelene kadar devam etmişti. Ve karmaşık düşünceleri... O koridorda ilerlerken fısıltılar ve arada bir parmakla göstermeler her yıl olduğu gibi peşindeydi. Yine Dumstrang'dan atılan haylaz çocuk, onlardan bir yaş büyük olduğu için dışlanan eleman, daha farklı metodlarda eğitim verilen bir kurumdan geldiği için onlardan fazla büyü ve lanet bilen tehlikeli çocuk gibi rolleri üstlenecekti. Onlar tarafından dışlanmak Edward'ın gözünde hiçbir anlam ifade etmiyordu gerçi!

Birkaçını hırpalamadan kendini içeri attı. Umduğu sınıf düzenini bulamamıştı belki; ama sıraların çekilmiş olması, bir anlam veremediği çeşitli yerlere yerleştirilmiş duvarlar Ed için düelloya alâmetti her zaman için. Duvarların arkasından fırlayarak sınıfın içini kız çığlıklarına boğan şeyleri* gördüğünde sınıfın ortak kanısı yine yerle bir olmuştu. "Merlin'in Sakalı! Bu ucubeler de neyin nesi?!" Eli hemen cüppesinin cebindeki asasına giden Edward sınıfın ortasındaki açıklık alanda dolanan, geçen yaz muggle hayvanat bahçesinde gördüğü renk değiştirebilen sürüngenin uzaktan bir akrabasını andıran yaratığa saldırma planları yapıyordu. Zaten çekili perdeler yüzünden loş bir havası olan ortamı iyice şenlendiren ufak, pullu şeylerin* kimse tarafından sevildiği söylenemezdi. Herkesin kendiyle aynı fikirde olduğunu bilmesi Ed'i biraz olsun rahat hissettirse bile ucubelerden birinin gövdesine lanet yollamak hâlâ oldukça iyi bir fikirdi. İğrenen bakışlarını profesörün kalın sesini duyduktan sonra anca alabilmişti, sürekli kaybolup ortaya çıkan yaratıkların üzerinden. "Ne kadar da sevimliler öyle değil mi?" Kendine hakim olamayan Edward "Ne sevimlisi! İğrenç birer ucube bunlar." diye tısladı. Profesörün arada bir ortaya çıkan sert bakışlarına maruz kalırken sınıftan birkaç uğultu daha yükselmesi Ed'i biraz daha rahatlatmıştı. "Hayır Bay Láerod! Bunlar birer Skao'dur. Koloniler hâlinde yaşarlar ve saklanmaktaki yetenekleri inanılmazdır. Onlar istemediği sürece emin olun, o pullu vücutlarına asla rastlayamazsınız." Yüzüne yerleşen tebessüme engel olamayan profesörün tekrar ortaya çıkan bir skaoya birkaç saniye baktığı sürede duraklamasını fırsat bilen öğrenciler tekrar aralarında fısıldaşmaya başladılar. Ve profesör tekrar söze girdi. "Sizden istediğim bu saklanma ustalarını yeni öğrenceğiniz büyü ile bulmanız. Büyüyü yaparken büyük bir konsantre gerektirir ve komutu 'Perception'dur." Sınıfın saşkın bakışlarına aldırmadan masasa geçen profesör herkesi harekete geçiren komutu verdi. "Başlayabilirsiniz."

Omzunda duran çantayı bir kenara fırlatarak asasını çeken Edward yanındaki birkaç kişinin duyabileceği ses tonunda küfürler savurmaya başladı. Pullu ucubelere biraz daha yaklaşırken ortadan nasıl kayboluklarını bile anlayamamıştı daha. Büyüyü yapmaya çalışmak yerine gözüne kestirdiği skaoya asasını doğrultmaya çalışan Edward birkaç saniye sonra hiçbirini ortada bulamadı. Savurduğu küfürlere devam ederken profesörün dediğini hatırladı ve pullu yaratığı gözünün önüne getirmeye çalıştı. Biraz midesi bulanmış olsa da devam etti. Galiba tamamen bir skaoya odaklanabilmişti. Asasıyla havayı yardıran bir döndürüşü yapan Ed, kimilerine göre abartı olan bu tür gövde gösterilerini gücün kontrolü olarak yorumluyordu. "Perception!" diye haykırdı. Odaklanmanın etkisiyle kapadığı gözlerini açmıştı. Ne oldu şimdi?! Sağına soluna baktığında herkesin tepkisinin aynı olduğunu görmüştü. Bir küfür daha savururken asasını cüppesinin cebine attı. Birkaç dakika önce gelen ilham yüzünden savurduğu çantasını alırken profesörün kalın sesini duyuyordu. Herkesten önce kendini boş koridora attı. Yine aynı fısıldaşmalar ve işaretleşmeler kursağında kalan büyü yapma hevesini yeniden uyandırabilirdi...

Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Perş. Haz. 18, 2009 1:27 pm

Güzel bir gün başlıyordu Hogwarts'ta.Genellikle yağmurlu olan havalardan sonra açan güneş insanlara huzur katıyordu.Dışarıda koşmak,coşmak,eğlenmek gibisi yoktu böyle günlerde ama insanların herzaman bazı sorumlulukları vardı ve derslere girmekte bunlardan birisi idi.Şu dersler olmasa daha güzel bir hayatın olacağını söyleyenlere inanmıyordu Richard.Dersler olmasa hiçbir şey öğrenemezlerdi.Kimse buna aldırmasa bile gene de dersler önemliydi.Hem dersler sayesinde günün belli bir kısmı doluyordu.Hogwarts'ta yapacak pek birşey olmadığından bazen sıkılanlar için iyi bir zamanı dolduruyordu dersler.Geri kalan zamana ise zaten her şey sığıyordu.Derslerden şikayet eden öğrencileri anlamıyordu Richard.

Öğleden sonra Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği'ne giderken Edward birden aklından bu düşünceleri geçirmişti.Kendini sonra toparladı ve merdiven basamaklarından hızlı hızlı çıkıyordu.Çıkarken portrelerin hareketlerini görmemek mümkün değildi.Resimdekiler o portreden öbürüne atlıyorlardı sanki.KSKS Dersliği'ne çıkarken Bayan Clark'ıın portresinin yanından geçiyordu ki kadına yakalandı.Kadın cırtlak sesiyle:
-iyi günler Richard.
Richard kadını duydu,umursamamak istiyordu ama kadının onu dersliğe kadar bırakmayacağını biliyordu.Bu portre ile tanışmanın facia olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu.Richard portreye döndü ve:
-Size de iyi günler Bayan Clark.Şuan derse gitmem gerekiyor.
Dedi.
Koşarak dersliğin katına çıktı.Bayan Clark'ı unutmuştu bile.Güneşli bir günde ders işlemenin ne kadar zevkli olacağını düşünüyordu ki dersliğe girdiğinde bu fikri değişti.Perdeler kapalıydı.İçeriye boğuk bir hava veriyordu.Etrafa baktığında dersliklerin düzensizce çekili olduğunu gördü.Profesöre selam verdi ve ayakta dikilmeye başladı.Profesör bugün değişik yaratıklar getirmişti.Gözüne ilk başta kötü şeyler gibi görünmüştü ama sonra fikri değişmişti.Ne işe yarıyor bunlar diğe düşünürken profesör anlatmaya başladı:
-Çocuklar.Sessiz olun.Bu yaratıkları eminim merak ediyorsunuz.Bunların adı Skao'dur.
Dedi ve duraksadı.Yavaşça yutkundu.Edward ise bunların gerçekten ne yaptıklarını merak etmiyordu.Profesör tekrar konuşmaya başladı:
-Evet.Skao'lar gördüğünüz gibi pullarla kaplıdır.Yalnız birazdan onları göremeyeceksiniz?
Edward birden hatırladı bunlarla ilgili bir şeyler okumuştu ama neye benzediklerini bilmiyordu.Çünkü okuduğu yerde herhangi bir resim yoktu.Sadece bir odanın resmi duruyordu.Orada hiçbir böyle canlı görememişti.Yazıyı şimdi iyice hatırlıyordu.Skao'lar kendilerini çok iyi saklıyorlardı.Neden boş bir oda olduğunu şimdi anladı.Çünkü yaratıklar saklanmıştı.Profesör hemen bir soru iletti:
-Skao'lar ne işe yarar bilen var mı?
Richard hemen el kaldırdı ve sözü aldı:
-Skao'lar kendilerini çok iyi saklarlar.
Profesör tam tatmin olmamıştı.Sonra anlatmaya devam etti.Skao'ların koloniler halinde yaşadığını...
Sonra profesör onları saklamaya bıraktı.Kendilerini sakladılar ve profesör ciddi sesiyle devam etti:
-Onları sadece Preception büyüsüyle açığa çıkarabilirsiniz.Preception büyüsü ile saklanan bir canlı varsa ortaya çıkarabilirsiniz.Şimdi yapın.Yapan çıkabilir.Sıra halinde olun.Konsantre olun büyüye.
Dedi ve masasına oturdu.Herkes sıraya girmişti.Çok geçmeden Richard'a sıra geldi.İyice konsantre oldu.Asasını elinde sıkı sıkı tutuyordu.Ciddi bir sesle:
-Preception.Preception!
Diye bağırdı.Başını arkaya çevirdi.Büyüler ve iksirler konusunda genellikle iyiydi ama bu büyü hakkında çok korkuyordu.Çünkü hiç çalışmamıştı.Zaten çalışamazdı da.Bu Skao'ları nasıl bulacaktı.Bu yüzden hiç arkasını dönmeden KSKS Dersliği'nden çıktı.Profesöre ''İyi Günler'' bile dememişti.

Güneşli gün hâlâ devam ediyordu.Belki bahçeye inip biraz dinlenebilirdi.

Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Perş. Haz. 18, 2009 11:12 pm

"Bu güneşin Hogwarts'ı bu kadar kaplamasının ya da daha değişik bir ifadeyle Hogwarts'a aldırmasının sebebi ne acaba?!"

Uykusundan uyanır uyanmaz ağzından çıkan kelimeler bunlardı. Bunları söylerken haksız da değildi hani! Güneş sanki Ravenclaw Yatakhanesinde doğmuş gibiydi. Gözlerini yarı yarıya açarak etrafına baktı. Doğruldu, yataktan kalktıp perdelerden birini kapattı.

"Ohh, böyle daha iyi..."

deyip lavaboya gitti. Az sonra elini yüzünü yıkamış bir şekilde lavabodan çıktı ve hemen günlük programına baktı.

"Hımm, bugün günlerden pazartesii... Bugüüün..! Eyvah! KsKs dersim var! Ama... Ohh, öğleden sonraymış, problem yok."

dedi. Bir çok duyguyu bir anda vermenin etkisiyle kendine gelmiş gibiydi. Üniformasını giyip cübbesini üzerine çekti ve çantasına parşomen, KsKs kitabını, tüy kalemi ve mürekkebini koydu. Asasını cübbesinin iç cebine koyduktan sonra yatakhaneden çıktı. Acelesi yoktu ne de olsa, özlediği Hogwarts kahvaltısını doya doya yapabilirdi. Dönen Ravenclaw merdivenlerinden aşağı süzülüp Ortak Salon'a şöyle bir göz attı. Kimi koltuklara oturmuş, kimi parşomen başında yazı yazan bir çok öğrenci vardı. Gözlerini kısarak hepsine baktıktan sonra salına salına Ortak Salondan çıktı.

Az sonra Büyük Salon'daydı Victorina. Rahat ve kendinden emin adımlarıla Gryffindor ve Hufflepuff masalarını geçtikten sonra kendi masasına oturdu. Slytherin'lilerin gözleri onun üzerindeydi ama o buna adırış etmiyordu. O gün görmek istediği tek kişi Valentiné idi, her gün olduğu gibi... kahvaltısının tabağına konulmasını izledikten sonra rahat rahat kahvaltısını etmeyi planlıyordu; ama ondan önce sabahleyin at kuyruğu olarak yaptığı saçlarını arkaya atması gerekti...

_______

"Valentiné! Bekle, şimdi hangi dersin var? Hımm, KsKs demek, o zaman kata birlikte çıkalım; çünkü senin dersinden sonra benim ders başlıyor..."

Sonunda Valentiné'yi bulmuştu. Hızla yanına gitti ve -her zaman olduğu gibi- garip hufflepuff'lılarla dalga geçe geçe 1. kata çıktılar. Valentiné'yi derse yolladıktan sonra uzun bir süre katta gezeceğe benziyordu; ama sandığı gibi olmadı. Öğrenciler aradan kısa bir zaman dilimi keçtikten sonra sınıftan oflaya puflaya çıkmaya başladılar. Hemen birisinin yolunu çevirip:

"Neler oluyor?"

diye sordu. Karşısındaki Slytherinli üçüncü sınıf:

"Gir de kendin gör! Aynısı size de var sanırım!"

deyip gitti. Victorina ona biraz daha baktıktan sonra içeri girdi. Arka taraftaki perdelerin hepsi örtülmüştü. Üstelik dersliklerde yoktu ortada! kesin yine garip bir ders olacaktı, zaten KsKs dersinin garip olmadığı nerede görülmüştü ki?!

Az sonra, tüm öğrenciler gelince, profesör masasında belirdi. Odanın çeşitli yerlerinde olan duvarların bir kaçından garip yaratıklar çıkınca Victorina onlara dikkatlice baktı ve:

"Ohh, hayır! Bunlar Skao!"

diye söylendi. Profesör bunu duymuş olmalıydı ki:

"Evvet, Bayan Lemieux! Bunlar bir Skao'dur. Bu yaratıklar koloni halinde yaşarlar. Saklanmakta ustadırlar. Birinin kendini görmelerini istemediğinde hemen ortadan kaybolabilirler."

dedi. Derin bir nefes alıp devam etmeyi düşünüyordu; fakat Victorina konunun üzerine atlarcasına:

"Derileri pullu yapıdadır. Onları etkisiz hale getirecek büyü basit olmasına rağmen fazlaca konsantrasyon gerektirir!"

dedi acelece. Profesör Victorina'ya göz ucuyla baktıktan sonra:

"Ever Bayan Lemieux. Dersinize sıkı çalışmışsınız belli ki... Her neyse, onlar saklandıkları yerden çıkaran büyü -ki bu büyü etrafta saklı olan biri varsa onu da ortaya çıkarır- "Perception"dur."

dedi. Hemen ardından masasına geçip oturdu ve:

"Başlayabilirsiniz."

dedi. Victorina asasını cübbesinin cebinden çıkardıktan sonra gözlerini kapattı. Uzun, oldukça uzun bir süre büyüye konsantre olmak için çaba sarf etti. Sonunda konsantre olduğuna tatmin olduğu bir zamanda sabit bir ses tonuyla; ama kararlı ve sertçe:

"Perception!"

dedi. Yavaşça gözlerini açtı ve etrafına bakındı. *Eee, ne oldu şimdi?!* Hiç bir şey yoktu ortada... Burnundan soluyarak asasını cübbesinin cebine forlattı ve çantasını alarak acelece sınıfı terk etti.

Misafir

"Lanet Olsun"

Ağır bir baş ağrısıyla uyandığım yetmezmiş gibi gözlerimi kamaştıran güneş ışığı yüzünden, kalkmaya çalışırken komodindeki bardağı devirmiştim. Kırılma sesi tüm yatakhanede yankılanmıştı. Uyanmayan biri varsa bile bu sese uyanmış olmalıydı. Hâla gözlerimi açamıyordum. Yatakhaneden gelen çarpma sesleri ve havada uçuşan küfürlere bakarsak, herkes benimle aynı durumdaydı. Ellerimle yatağın çarşafını tutarak yattığım yerde doğruldum ve ayaklarımla terliklerimi yokladım. Bulamıyordum. Kim bilir nerede bırakmıştım. Yerdeki cam parçalarına basmamaya dikkat ederek parmak uçlarımda ayağa kalktım ve duvarlara tutunarak odada ilerlemeye başladım. Sonunda lavaboya vardığımda, gözlerimi açabiliyordum. Soğuk su yüzüme çarparken, rahatladığımı ve gözlerimden uykuyu attığımı hissettim. Mavi tarağımı elime alarak sarı, dalgalı ve karmakarışık saçlarımı taramaya başladım. Başım hâla ağrıyordu. Belki de bugün bir ara revire uğramalıydım. Banyodaki işim bittiğinde tekrardan yatakhaneye girdim. Birisi pencerelerin perdesini çekmişti. İçimden ona minnet duyarak yatağımın yanında duran valizin kapağını kaldırdım ve kıyafetlerimi çıkardım. Fakat önce kırdığım bardağın parçalarını toplamam gerekiyordu. Ki bununla uğraşacak kadar vaktim yoktu. Hızlıca parçaları ayağımla yatağın altına ittim ve cüppemi omuzlarıma geçirerek yatakhaneden çıktım. Ortak salon neredeyse boştu. Sadece iki Slytherinli bir masada oturmuş bir kağıda bakıyorlardı. Beni görünce, sanki kağıdı alıp gitmemden korkarmış gibi ikisi de kağıdın üzerine kapandı. Onları korkutmuş olmanın verdiği garip keyifle sırıttım ve ortak salondan çıkarak hızlıca merdivenleri çıkmaya başladım.

--

KSKS Sınıfına girdiğimde, sıraların yarısı dolmuştu. Pencereler ise örtülmüştü ve arada sırada duvarların arkasından garip yaratıklar çıkıyordu. Bu yaratıklar da neydi böyle? Ortaya çıktıkları sınırlı zamanlarda gördüğüm kadarıyla hiç güzel de değildiler. Dudaklarımı büzüp kafamı sallayarak arka taraflarda bir yere geçtim ve bütün öğrencilerin gelmesini beklemeye başladım.

Sonunda tüm öğrenciler geldiğinde, öğretmen derse başladı.

"Adı Skao'dur. Koloni halinde yaşarlar. Saklanmakta usta yaratıkalrdır. Birinin kendilerini görmesini istemediğinde hemen ortadan kaybolabilirler. Derileri pulla kaplıdır."

Skao? Pek şaşırmamıştım açıkçası. Böyle tipsiz bir yaratığa böyle saçma bir isim yakışırdı. Öğretmen dersi anlatmaya devam etti. Ben ise söylediği her cümlede gözlerimi devirerek ona cevap verdim. Yapacağımız büyünün adının 'Perception' olduğunu belirtti. Bu büyüyü daha önce çalışmıştım. Saklanan varlıkları ortaya çıkartmaya yarıyordu. Öğretmen büyüyü anlatmaya başladığında, bilgilerimin doğruluğuyla gülümsedim. O yaratıkları ortaya çıkartmak neydi ki? Hiç birşey. Bir nevi saklambaç oynayacaktık. Birkaç kişi büyüyü yapmış ve sınıftan çıkmıştı. Cüppemin cebinden asamı çıkartarak, asayı yaratıklardan birine doğru zarifçe salladım ve büyülü sözcüğü mırıldandım.

"Perception"

Ardından hızlıca eşyalarımı çantama tıktım ve çıkışa doğru ilerlemeye başladım.

Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Cuma Tem. 31, 2009 1:56 pm

Sabah sanki biri gelip başımda davul çalmış gibi,yataktan fırlarcasına kalktım.Derdim neydi? Normalde uyandıktan sonra bile yataktan çıkmaya üşenen ben,şimdi fırlayarak çıkıyordum,hatta kendime engel olmasam yanımdaki yatakta uyuyan kızın üzerine düşecek bir enerjiyle.Hızlı kalktığım için gözlerim karardı ve sendeledim.Sonra yavaş yavaş kendime geldim,alışmıştım çünkü.Genellikle her yataktan kalktığımda olurdu bu.Sandığımdan kıyafetlerimi çıkarttım.Giyinirken yaptığım şeyi fark ettim.Yüzümü yıkamadan giyiniyordum.Herhalde derslere de uyuyarak gidecektim.Saçmaladığımı fark edip kendime engel olamayarak bir kahkaha attım.Sıçrayışlarına bakılırsa,diğer Gryffindor'lu arkadaşlarımı uyandıracak kadar sesli gülmüştüm.Uyku sersemi yatakhane arkadaşlarımın hallerini görüp tekrar güldüm.Sonra yüzümü yıkayıp,doğruca dışarı çıktım.

--

KSKS Sınıfına doğru ilerlerken,Claudia'yı gördüm.Ama seslenmeyecektim,çünkü yakınında bir-iki Slytherin'li vardı.Sessizce sınıfa girdim.Derslikler çekiliydi.Bu,moralimi bozmuştu ama bir yandan da sevinmiştim.Aslında yorgundum ve oturmak istiyordum,fakat ayakta duracaksak da uygulamalı bir ders olucaktı anlaşılan.Bu da eğlenceli olacağına alametti.

Diğer arkadaşlar da geldiğinde,ders başladı.Garip bir yaratığı tanıtıyordu Profesör.

"Adı Skao'dur. Koloni halinde yaşarlar. Saklanmakta usta yaratıkalrdır.
Birinin kendilerini görmesini istemediğinde hemen ortadan kaybolabilirler. Derileri pulla kaplıdır."

Bu yaratık saklanacaktı,biz de onu "Perception" adlı büyüyle bulucaktık.E,madem bu büyü "saklanan bir kişiyi" bulmaya yarıyordu,o zaman profesör saklansa da,biz onu bulsak ya da hepimiz saklanıp birbirmizi bulsak falan,daha eğlenceli olmaz mıydı?Bu düşünceyle gülümsedim.Elimizdekilerle yetinecektik.

Yaratıklar saklandı ve biz de işe giriştik.Asamı kaldırdım.Düşmanca bir sırıtışla "Sobe" diye fısıldadım ve hemen arkasından,sesimi yükselterek büyüyü söyledim.

"Perception!"

Profesör,çıkabilirsin dediğinde de,eşyalarımı topladım ve çıktım.

Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Cuma Ağus. 07, 2009 10:02 am

Yatağımdan bir öcü görmüş gibi fırlamıştım. Etrafa baktım ve derin bir nefes aldım. Sonra kolumda ki saate bakarak gülümsedim. Dersin başlamasına kırk beş dakika vardı. Hızla dolabımı açtım ve üniformamı çıkarıp yatağa koydum. Geceliğimi çıkarıp yatağa bıraktım ve üniformamı giyip, geceliklerimi askıya asıp dolaba koydum. Ardından yatağımı asam ile toparlayıp Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi için eşyalarımı aldım ve koşarak dersliğe doğru gittim. Bu sabah kahvaltı etmeyecektim. Canım istemiyordu. Ama arkadaşların yüzünden gene kahvaltının yolunu tuttum. Slytherin Masasına oturdum ve kahvaltımı hızla yapıp eşyalarımı aldım ve arkadaşlara baktım ve gülümsedim.

"Ben kaçar!"

deyip yine koşarak dersliğin yolunu tuttum. İçeri girdiğimde sıralar doluyordu. Orta sıralardan birine oturdum ve oturur oturmaz sınıftaki duvarları fark ettim. Bunlar da neyin nesiydi? Ki tam o sırada kitaplarda hep araştırdığım -ama küçükken- yaratık çıktı. Skao..!

"Adı Skao'dur. Koloni halinde yaşarlar. Saklanmakta usta yaratıklardır. Birinin kendilerini görmesini istemediğinde hemen ortadan kaybolabilirler. Derileri pulla kaplıdır."

Biliyorum. Biliyorum... Ah, bunları durduracak büyü neydi? P...Per..cep? Of! Dilimin ucunda ama bir türlü hatırlayamıyorum. Merlin'in Sakalı Aşkına! Lanet olsun!

"Eğer etrafta saklanan biri varsa ortaya çıkartır. Yapılırken büyük bir konsantrasyon gerekir. Büyülü sözcük 'Perception' dur."

Ah evet ya! Perception... Profesörün bir hareketiyle asamı saldırı konumuna aldım ve profesörün el şaklatmasıyla büyüyü başlattım. Bakalım ne olacaktı?

"Perception!"

Hö! Hiç bir halt yok! Bu da neydi şimdi bir şaka mı? Yoksa rüya mı? Kendimi cimcikledim ve homurdanarak eşyalarımı aldım ve sınıftan söylene söylene çıktım. "Tam bir saçmalıktı! Büyüyü yap ve sonra pofff hiç bir sonuç yok! Tanrımmm! Kafayı yemek üzereyim!"

Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Cuma Ağus. 07, 2009 10:44 am

Sabaha kadar uyumamıştım ve gözlerim kapanmaya başlıyordu. Pencerenin önünden kalktım ve usulca eşyalarımı hazırladım. Üstümü yarım saat önce giymiştim ve uyumadığımiçin yatağım bozulmamıştı. Uyuyan Slytherin öğrencilerine baktım ve güldüm. Bazıları derse geç kalacaktı. *Bu gidişle!* Yatakhaneden çıktım ve kahvaltımı yapmak için salona doğru ilerledim. Slytherin masasına bakınca ikizimi göremedim. Normaldi çünkü o şimdi hazırlanıyordur. Kahvaltımı yaptım ve Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine ilerledim. Sınıfa girince dikkatimi duvarlar çekti. Sıralardan birine oturdum ve profesörün başlamasını bekledim. Öğrenciler tamamlanınca arkamı döndüm ve Victoria'yı bulup sırıttım. Ardından duvardan çıkan yaratıklara bakıp afalladım. Bunlar...Bunlar Skao idi. Perception büyüsü ile durdurabilirlerdi ve derileri pulla kaplı olduğu için oldukça iğrençlerdi -benim için-

"Adı Skao'dur. Koloni halinde yaşarlar. Saklanmakta usta yaratıklardır. Birinin kendilerini görmesini istemediğinde hemen ortadan kaybolabilirler. Derileri pulla kaplıdır."

Evet, kitapta okumuştum. Ve bu pis yaratıkları kaçırmak için dikkat gerekirdi.

"Eğer etrafta saklanan biri varsa ortaya çıkartır. Yapılırken büyük bir konsantrasyon gerekir. Büyülü sözcük 'Perception' dur."

Gülümsedim ve asamı alıp profesörün başla demesiyle büyüyü uyguladım. Sonuç..?

"Perception!"

Nasıl? Sonuç yoktu! Hatta hiç bir şey yoktu. Merlin'in Sakalı Adına! Bu berbat bir dersti. Eşyalarımı elime aldım ve "Offf!" diye söylenip sınıftan çıktım.

» 5. Sınıflar / 1. Ders
» 1.Sınıflar / 1.Ders
» 1. Sınıflar ~~ 1. Ders
» 5.Sınıflar / 1.Ders
» 2. Sınıflar ~~ 1. Ders