Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Birinci Kısım : Hogwarts

Aşağa gitmek 
+7
Rousseau Yvonne
Leonidas Lathyrus
Doañzel Asjuëd
C.Sturm Gaez
Judas Darshkov
James Dean Caliente
Lolita Shwetz
11 posters
YazarMesaj
Lolita Shwetz
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Lolita Shwetz


Mesaj Sayısı : 58
Doğum tarihi : 30/08/93
Yaş : 30
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 18/05/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Takım Kaptanı & Vurucu
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue100/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue0/0Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (0/0)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimePaz Haz. 12, 2011 10:29 pm

    Bütün Hogwarts bu kurguya davetlidir. Atacağım rol oyunumun ardından bütün kurgu katılımcıları bu başlık ardından kurguya katılabilir. Bu bir dedikodunun başlangıç kurgusudur. Dedikoduyu ve Gelecek Postası'nda yazan haberi Hogwarts içinde bulunan diğer kurgularınızda da rahatlıkla kullanabilirsiniz. Lakin ilk haber bu başlık altından bütün okul öğle yemeğindeyken duyuldu.
    Kurguya başvuru için; Link
    Okunan haber için; Link

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lolita Shwetz
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Lolita Shwetz


Mesaj Sayısı : 58
Doğum tarihi : 30/08/93
Yaş : 30
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 18/05/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Takım Kaptanı & Vurucu
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue100/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue0/0Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (0/0)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimePaz Haz. 12, 2011 11:45 pm

" Bir gazete sayfası hayat değiştirebilir. "



    Yoğun zil sesi bütün okulu sardı. Kulakları rahatsız edici boyuta ulaştığında profesör artık derse devam edemeyeceğini çoktan anlamıştı. Zili bastırmaya çalışan tiz sesiyle çıkmamızı söylemeye çalıştı. Gevelemelerinin arasında seçtiğim birkaç sözcüğün ardından mürekkep hokkasını yerine koymak adına asamı çıkarttım. İnce parmaklarımın arasında tuttuğum asayı hokkaın etrafında bir kere çevirdim ve hokkanın üzerindeki bütün pis mürekkep bir adna yok oldu. Asamı cebime geri sokarkan zil artık kulaklarımı rahatsız etmediğinden gözlerimin etrafında oluşan ufak kırışıklar yok olmuştu. Daha önce kimsede görmediğim açık yeşil gözlerimi kırpıştırarak etrafa bakındım. Sarı saçlarım başımın dönmesiyle beraber iki yana savruldu. Sonunda eski arkadaşlarımdan biri olan Ravenclaw'lu Trisha'yı gördüm. Asamı cebime koyan elimi kaldırıp yumuşak hareketlerle salladım. Elimi sallamamla beraber bana dönen gözlerden kurtulmak istercesine başımı önüme çevirdim. Bana bakmaları hoşuma gittiğinden şımarık bir kız çocuğu gibi dudaklarımı ısırdım. Kırmızı dudaklarımın arasından çıkan inci beyazı dişlerimi usulca içeri çektim. Elimi ağzıma götürerek hafif bir kahkaha attım. Bu sırada hokkam ve parşömenimi çantama koymuştum. Gryffidor olmama uygun kırmızı deri sırt çantamın ağzını büzüp sırtıma attım. Sarı saçlarım çantanın altında kaldığından saçlarımı gömleğimi yalayıp geçen elimle bir kerede havaya savurdum. Hogwarts içinde en soğuk kış günlerinde bile asla üzerimde göremeyecekleri bol cübbem her zamanki gibi sandığımın en dibinde durmaktaydı. Şimdiyse üzerimde üzerime oturan beyaz gömleğim, kırmızı gryffindor armasını taşıyan kıravatım ve altında kısacık eteğim vardı. Pileli eteğimin altına hava sıcak olduğundan ten rengi çorap giymiştim. Siyah tozluklarım ve çantamın dersinden yapılmış kırmızı topuklu ayakkabılarımla büyük bir uyum yakalamıştım. Yanıma gelen Ravenclaw'lu arkadaşımla beraber sınıftan çıkmak için yürüdüğümde sınıfta tek düze kalmış bütün oğlanların bana baktığından emindim. Bu durum ailenin iki tarafından da gelen veela genimden mi; yoksa bu uyumlu havamdan mı kaynaklandığını bilmiyordum. Genede her erkeğin itiraf ettiği gibi güzel olduğuma emindim. Bu yüzden yürüyüşüm ' Küçük dağları ben yarattım. ' havasında olsada bunu kimse yadırgamıyordu. Şimdi de bu etkileyici yürüyüşümle koridora çıkmıştım. Trish yanımda dersin ne kadar değişik olduğundan bahsediyordu. İtiraf etmeliyim ki karnım o kadar acıkmıştı ki onu dinlemiyordum bile. Genede başımı kendimden emin sallayışlarımdan bunu hiç anlayamayacaktı. Merdivenin başına geldiğimizde sözlerini kısa zamanda bitirdi ve ortak salona çıkmak üzere benden ayrıldı. Bense bu büyük açlıkla ve peşime taktığım bir grup erkek budalasıyla büyük salona yürüdüm. Her katta birkaç kişinin dönüp bana baka kalmaları hoşuma gidiyordu. İlerlerken merdivenlere her basışımda topuğumun çıkarttığı ses koridorda yankılanıyordu. Bana dönmelerinin sebebi bu olsa da baka kalmaları tamamen benim eserimdi. Öyleki birkaç kat inmemin ardından çok caım sıkıldı ve o bilindik veela dansımdan birkaç figürle merdivenleri tek seferde indim. Çocuklardan biri dansıma o kadar kapıldı ki merdivenlere bakmayınca tökezleyerek yere düştü. Bense gülüp geçmekten başka hiçbir şey yapmadım. Birkaçı bana ulaşmak istercesine ileri atıldı; ama tam bana değeceklerken dansımı kestim. Kendine gelenler hemen utanıp kızardı. Bu yüzden yanımda durma süreleri de kısaldı. Ben bunun verdiği rahatlıkla yemek yemek üzere büyük salona girdim.

    Salona girer girmez bizim binadan tanıdığım birkaç kişinin orada oturduğunu gördüm. Hemen onların yanına doğru koştum. Her adımında topuğumun sesi biraz daha yükseliyordu. Güzel bir suratla onalra ulaştığımda başta James'e sonra Tristan'a göz kırparak aralarına oturdum. Önümde duran büyük böreği alarak tabağıma koydum. Hiçbir şey demeden sırt çantamı geriye fırlattım ve bir şeyler yemek için hemen böreğimden bir lokma kestim. James'in bana yönelmiş şaşkın bakışlarına kibarca gülümseyerek ' Emin ol çok acıktım. ' dedim. O anda bunu anlamış olduğunu fark edip gülmemi arttırdım. Masada oturan bir başka kızın bana bakıp bu kadar yememe rağmen nasıl böyle kaldığımı sorduğundaysa James'e gülme krizi girdiğine emindim. Bense böreğimden büyük bir lokma ağzıma atarak kıza bilmiyorum diye bir işaret yaptım. Ellerimi iki yana açıp şaşkın bakışlarla bakan benin gerçekten komik olduğune emin olmama rağmen bir süre öyle kalmaktan çekinmedim. Sonra gerçekten karnımın guruldadığını hissederke yemeğe devam ettim. Bir börek dilimi ve birkaç kaşık türk usulü olduğunu söyledikleri kısır denen şeyden yedim. Sonunda gerçekten şiştiğimi hissettiğimde durmuştum; ama bu kısır denen şey gerçekten harikaydı. Kafamı kaldırır kaldırmaz yeşil gözlerim bana bakan bir oğlanla çakıştı. Gözlerimi hemen çocuktan kaçırdım. Aslında tipim olmadığından değil; ama birine yüz verirsem hepsi istiyordu. Bu yüzden bende kendimi şu sıralar geri çekiyordum. Başımı çevirir çevirmez saçlarım Tris'in yüzüne çarptı. Tris büyük bir üflemeyle saçlarımı ağzından üflediğinde bütün masa gülmeye başlamıştı. Ona tatlı bir gülümseme atıp yanağına bir öpücük kondurdum. Sevgi dolu gözlerle bakmamın ardından ' Üzgünüm, canım arkadaşım. ' dedim. Beni affedeceğinden emindim.

    Başımı çevirdiğimde tatlı baykuşum bana doğru uçuyordu. Benim baykuşum olan bu tatlı hayvanı çok seviyordum. Başımın üzerinden birkaç defa uçmasının ardından omzuma kondu. Taşıdığı Gelecek Postası'nı elime aldım hemen. Ona birkaç küçük kraker verdim ve geri uçarak gitmesi için başını okşadım. emen bana itaat ederek havalandı. Bir iki defa etrafımızda daire çizdi sonra geldiği yoldan hızla baykuşhaneye dönmek üzere yükseldi. Yukarıda kaybolduğunda bakışlarımı postaya çevirdim. Hemen bandını çıkarttım ve açarak okumaya başladım. Arkadaşlarım kendi aralarında tatlı bir sohbete başlamışlardı. Klasik birkaç haber ilişti gözüme; ama onlarla çok ilgilenmedim. Sonra bir anda gözüme çarpan haberle irkildim. Yerimde suıçramamı fark eden James hemen ne olduğunu sordu. Sesimi yükselterek artık bütün salona okuyormuş gibi arkadaşlarıma seslendim. Söyleyeceklerimi duyar duymaz bana haberi okutucaklarına emindim. Genede başta haberin genel konusunu söylemeyi doğru buldum.
    ' Bana bakın millet! Burda yazanlar hiç iyi şeyler değil gibi. Yazıldığına göre bir büyücü öldürülmüş. Hemde vampir tarafından! '

* Rp Out : Herkes yazsın benim dediklerimi duymuş şekilde. Biri bana haberi okumamı söylerse ben de bir dahaki rpde haberi okuyacağım. ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Dean Caliente
Gryffindor VI. Sınıf & Sınıf Başkanı
Gryffindor VI. Sınıf & Sınıf Başkanı
James Dean Caliente


Mesaj Sayısı : 1364
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Keyfine göre.
Sihirsel Soy : Melez.
Kayıt tarihi : 14/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Kovalayıcı
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue100/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue30/60Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (30/60)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimePtsi Haz. 13, 2011 12:32 pm

James için gün mükemmel başlamıştı. Güneş ışınlarının yüzünü ısıtmasıyla uyanmış, güzel bir kahvaltının ardından en sevdiği ders olan iksire koşmuştu. Dört saatlik aralıksız dersin ardından da bitkin halde eşyalarını toplayıp büyük salonun yolunu tutmuştu. Şimdiyse, büyük salonda otururken yapmayı en çok sevdiği şeyle meşguldü. Henüz yemek saati olmadığından asasını çıkarmış, yine(!) pusuya yatmış halde bekliyordu. Sonunda gözüne birilerini kestirdiğinde hemen harekete geçti. Asasını hafifçe –ama sanki havayı yönlendirmek istercesine salladı. Etkisi anında görüldü. Gözüne kestirdiği kızlar, Gryffindor masasından henüz uzaklaşıyordu ki; pencere tarafından esen rüzgâr eteklerini havalandırdı. James, ritimli bir ıslık çalarak manzaranın tadını çıkardı. Kızlar eteklerini tutmaya çalışırken ona doğru utangaç bakışlar attı. James sırıtarak kızlara göz kırptı. Sonraki hedefiyse Slytherin masasıydı. Slytherinliler iki masa ötede oturuyordu ama bu James için problem değildi. Bu sefer asasını büyük salonun tavanına doğru yöneltti. Slytherinlileri tutturabilmek için asasının eğimini iyicene ayarladı ve büyülü sözleri fısıldadı. Birkaç saniye içinde tam da görmek istediği manzaraya bakıyordu. Salonun tavanından bir saniyeliğine Slytherinlilerin üzerine baykuş pisliği yağmıştı. James kahkahalar içinde ayağa fırlayıp ne olduğunu anlamaya çalışan Slytherinlilere doğru seslendi. “ Hey ezikler! Sanırım bir pislik bulutu geçti. Demek pislik pisliği çekiyor! ” Slyterinliler ona doğru bir şeyler söyleyip karşılık verirken, James gülmekten yerlere yatıyordu. Ancak yemekler yoktan var olup masa çeşit çeşit yemekle dolduğunda kendini toparlayabildi.

James önüne çektiği pastırmalı yumurta ve kızarmış ekmek ikilisini keyifle midesine indirirken, Lolita yaklaşıp yanına sıkıştı. Her zamanki gibi müthiş görünüyordu. Büyük Salondaki erkekler çekinmeden iç geçirirken James’i yine bir gülme krizi tuttu. Lolita koca bir böreği eline alınca da şaşkınlıkla arkadaşına baktı. Arkadaşının buna karşılık verdiği cevap yeniden gülmesine neden oldu. Bugün gerçekten mükemmel geçiyordu. Uzun zamandır bu kadar çok güldüğü ilk gündü. Kendini yeniden gerçek James gibi hissediyordu. Umursamaz, aşırı neşeli ve yaramaz… Artık doyduğunu hissettiğinde kafasını kaldırıp çevresine bakındı. Lolita da bu sırada gazetesini açmış, kahvaltısını ederken bir yandan da okumaya çalışıyordu. James de gözünün ucuyla gazeteye bakındı. Her zaman ki gibi ilk baktığı yer hareketli karikatürlerin yayınlandığı yerdi. Karikatürlere baktıkça keyfi arttı, gülümsemesi tekrar tüm yüzüne yayıldı. Tam yeniden kahkaha moduna girecekken Lolita’nın aniden irkilmesi onu kendine getirdi. Hemen ne olduğunu sordu. Gözü de aynı anda Lolita’nın baktığı bölüme kaydı. “ Lanet olsun! ” Hemen yazının ayrıntılarını okuması için arkadaşını teşvik etti. “ Bu nasıl olabilir? Hiç vampir saldırısı diye bir şey duymamıştım. Bu… ıhm büyük suç! ”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Judas Darshkov
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Judas Darshkov


Mesaj Sayısı : 111
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Simsiyah tüyleri olan zümrüt gözlü bir kedi
Kayıt tarihi : 03/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue100/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue0/0Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (0/0)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimePtsi Haz. 13, 2011 8:16 pm

Karanlık yatakhaneden çıktığımda huzursuzdum doğrusu. Uykumu iyi almış olmama ramen akşamdan kalmış gibi halsiz ve neşesiz bir halde ilerliyordum zindanların koridorlarında. Bu halimin bastırmaya başlayan derslerden mi yoksa bilmediğim bir nedenden mi kaynaklandığından emin değildim doğrusu. İksir sınıfının birkaç metre yanından geçip yukarı çıkan merdivenlere ulaştığım sırada gümüş yılanın asaletiyle süslenmiş Slytherin armalı cüppemi üzerime geçirmeye çalışıyordum. Bu mükemmel yeşil cüppe ne kadar da yakışıyordu bana. Saniyelik de olsa neşelenmiştim. Kalabalık bir Slytherin kız grubunun yanından geçerken üzerimdeki sessiz bakışları da hissetmiştim doğal olarak. Hiç umurumda değildi aslında. Beşinci sınıfta okuyan bir büyücü adayı olabilirdim ama etraftakilerin bana hayran olup olmamasıyla ilgilenmiyordum. Her zaman kendimi düşünürüm ben, başkalarını değil. Bu içgüdünün etkisiyle dışarı vuran umursamazlığımı bir kıyafet gibi üzerime giyinmiş Büyük Salon'a öyle giriş yapmıştım. Kahvaltılık yiyeceklerin yaydığı iştah açıcı kokular o gün için etkisizdi üzerimde. Ağzımın tadı bile yoktu yani. Bir bardak su içsem yeterdi sanırım.

Kimler var diye bakındım şöyle bir. Tanıdıklara hafif bir baş selamı verdikten sonra masanın ucunda bir yere bıraktım kendimi. Ahşap bardaklardan biri ne istediğimi tahmin etmiş olacaktı ki kendini anında serin suyla dolduruverdi. Tam yudumlamaya başlamıştım ki rahatsız edici bir ses duydum. Maalesef bunu da iğrenç bir görüntü takip etti. Masanın diğer tarafındaki şanssız tiplerin üzeri iğrenç, yapış yapış şeylerle kaplanmıştı. Ardından Gryffindor'dan James denen çocuğun kahkahasını duyduk. Kimileri kalkıp ona söverken ben de bu küfürlere mi yoksa gülmekten mi katılsam bilemedim. En iyisi sessiz kalıp kendi derdimle uğraşmaktı. Asamı en yakınımda oturan bir kaç kişiye doğrultarak mırıldandım. "Aklapakla..." Pek isteksizce yaptığım bu büyüler istenilen düzeyde olmasa da ilk anki şoktan sonra biraz rahatlatabilirdi bizimkileri. Yanlarına yaklaşıp onlarla ilgileniyormuş gibi yaptıktan sonra başka bir sohbet konusu açmaya çalıştım. Belki kafam dağılırdı böylece. Daha birkaç dakika geçmişti ki her zaman bizim binaya daha çok yakışacağını düşündüğüm şu kızın, Gryffindor'lu Lolita’nın elindeki gazeteyi sesli sesli okumaya başladığını fark ettik. Duyduklarımız pek inandırıcı değildi. "Bana bakın millet! Burada yazanlar hiç iyi şeyler değil gibi. Yazıldığına göre bir büyücü öldürülmüş. Hem de vampir tarafından!" Yuh. Kulaklarımla duyduğum halde Lolita'nın yüzünün çehresini ve onun etrafındaki öğrencilerin tepkisini görmesem bunun anlamsız bir şaka filan olduğunu düşünebilirdim. Ama yüzlerindeki rahatsızlığı metreler ötesinden okuyabiliyordum. Saniyeler içinde gazetenin başına toplanan ufak çaptaki kalabalığın her bir bireyin yüzündeki şaşkınlık, dehşet, inanmazlık dolu mimikleri benim de dikkatimi çekti. Yanımdakileri dürtecektim ama onların da benim gibi dikkat kesildiğini fark ettim. İçimdeki rahatsızlığın bu haberden kaynaklanmamasını diliyordum bir yandan. Masanın öbür tarafından dolanıp Ravenclaw'ların yanına kadar gelmiştim. "Neyi abartıyorsunuz böyle? Vampirin biri yüzyılda bir kendini tutamamış diye mi?" diye bağırdım kalabalığa doğru.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
C.Sturm Gaez
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 45
Sihirsel Soy : Suz
Kayıt tarihi : 03/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue98/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (98/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue0/0Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (0/0)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimePtsi Haz. 13, 2011 9:12 pm

Uyanalı ne kadar olmuştu bilmiyordu. Zaten gözlerini araladığında olması gereken yerde,yani yatağında, değil başka bir yerde bulmuştu kendini. Yanında ise eşlikçileri vardı; bir iki boş şişe. Kafasının ağrımasının sebebinin ise onların içlerinin boş olmasında aradı. Duvarlarının ardında ne yaşıyorduysa alkol onların üzerini kaplıyordu. Gündüz rüyaları ya da sanrıları. . Zaman sürekli kafasının içinde zelzeleler yaratmaktan zevk alıyordu sanki. Geçmişe dönük rüyalar ve henüz yaşanmamış ve birçoğu ona ait olmayan sahneler ruh sağlığını tehdit ediyordu. Bu seferki o ana aitti sanki. Çünkü hem yaşanmıştı hem de yaşanmamış. İç dünyasında yaşadıkları canlanıyordu gözlerinin önünde. Sağa sola çarparak kalktı ve şişeleri rastgele bir minderin arkasına tıkıştırdı. Revire koşmak ve beynini delen ağrıyı kafasından def etmek istiyordu ancak henüz üzerinden atamadığı mahmurluğu bunu engelliyordu. Güç bela hazırlandı ve revire gitti. İlaç ya da iksir ne varsa istedi. Saate baktığında birçok dersi kaçırdığını anladı geç de olsa. Şifacının gereksiz lakırdılarını dinledikten sonra, en azından yemeği kaçırmadığına şükredip direkt olarak büyük salona yönlendirdi adımlarını. Üzerinden atamadığı ağırlık, yoldan geçenlerin söylenmelerine ve birkaçının da yeri boylamasına neden oldu. Dediğim gibi, eğer yeni uyanmamış olsaydı birkaçının üzerine yürüyebilirdi. Ki bunu yapmamak için ciddi efor sarf ediyordu. Nihayet salonun giriş kapısında buldu kendini. Ve birçok nefesin kirlettiği hava ciğerlerine oturana kadar öylece dikildi salonun ortasında. Gözüne ilişen bir hareket yoktu henüz. Mecburen Slytherinlere ait masalardan birine kuruldu, en köşesine ya da onu rahatsız etmeyecek bir konuma. Önündeki yemeklere yumuldu ki soru sormalarına mani olsun.

Kafasını kaldırdı nihayet. Sebebi yemeğini bitirdiğinden değildi, Sturm'ün bile ilgisini çeken sessizliktendi masadaki. Daha çok diğer masalarda yoğunlaşan vızıldamalardan ya da. Gryffindorlu bir kızın etrafında toplanan kalabalığa dikti gözlerini. Yine ön plana çıkmaya çalışan asılsız bir yaygara olarak düşünmeye başlayacaktı, şayet Gryffindorlara ait masadaki kalabalık daha da artmasaydı. Sturm ve merakı,sözde gururuna baskın çıktı ve kalabalığa doğru ilerlemeye başladı adım adım. Önünü kapayan bedenleri yarıp geçti salonu etrafına toplayan kızı görüş açısına alabilmek için. Gözleri iri iri açılmıştı. Tıpkı diğerlerininki gibi. Kalabalıktan yükselen 'vampir, öldürmüş,büyücü' kelimelerini seçmesiyle, haberin ana hatlarını anlamıştı neredeyse. İlgisini çekmişti çekmesine, ancak ne korku ne de şaşkınlık duymuştu. Zaten her şeyde gereksiz bir durağanlık vardı. Eylemsizliğin ortadan kalkması için dengelerin değişmesi gerekiyordu. Bu, bir yerde artı puandı. Kıza doğru yaklaştı ve tek düze ama sesli bir tonla seslendi." Olayın yeterince merkezine oturduğuna göre ayrıntı verebilirsin. Bak, herkes seni dinliyor. Ya da ver, ben okuyayım." dedikten sonra bekledi, dediğinin aksine gazeteye uzanmadı. Sadece yeterli miktarda rahatsızlık duymasını sağladı kızın ve arkadaşlarının.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Doañzel Asjuëd
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Doañzel Asjuëd


Mesaj Sayısı : 80
Mücadele Tarafı : Yok.
Kayıt tarihi : 11/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue100/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue30/60Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (30/60)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeSalı Haz. 14, 2011 11:04 am

Hogwarts kütüphanesinde zaman öldürmek her öğrencinin harcı değildi. Kimileri bu mükemmel yerin zevkini çıkarmak için kendilerini rengini hiçbir zaman kaybetmeyen çimlere atardı, kimileri mürekkep balıklarıyla beraber yüzebileceğiniz göle zira kütüphanede bulunuyorsanız ya ödevi yetiştirmek için son gün çalışıyordunuz ya da gerçek anlamda bir şeyler öğrenmek istiyordunuz. Hogwarts'a ilk geldiğimde ödevimi geç verdiğim için bana verilen ceza Hogwarts kütüphanesiyle tanışmama vesile olmuştu. Günlerce süren ödevimi bitirdikten sonra gözüme sadece renginden dolayı çekici gelen kitapları okumaya başlamıştım. İçlerinde birçok büyü, birçok muska bir çok hayat hikayesi taşıyan kitaplara kızların aşk romanlarına bağlandığı gibi bağlanmıştım. Kitapları içinde barındıran kütüphane aslında ürkütücüydü benim için. Hogwarts'ın tavanlarını bilirsiniz, gökyüzüyle yarışacak biçimde uzundur. Bir de o tavanlara değen raflardaki kitapları düşünün. Benim boyumun on katı uzunlukta raflar ve hala bu raflara sığmayan kitaplar vardı. Oda da hayli genişti ve herkesin kişisel olarak çalışabileceği alan vardı. Öylesine dev kitaplar görmüştüm ki, taşıyamayacağım kitaplar bile vardı. İşte, bulunduğum bu yerde elimde duran eski Quidditch kitabını masanın üzerinde bırakmak zorunda kaldım. Kitap yeşil ejderha derisiyle kaplanmış ve üzerinde Hogwarts mühürü vardı. Quidditch'in kurallarıyla birlikte tarihini de anlatan bu kitabı seviyordum, çünkü süpürge üzerinde durmakta başarılı olamadığımdan bunu başarmak için kitaplara sığınmıştım. Birinci sınıftan beri süpürgeyle ne zaman bir metre havalansam soonucu felaketti. Bir keresinde kolum çatlamış, bir keresinde aniden düştüğüm için alnım yarılmıştı. Bir keresinde son sınıfın üzerine düştüğüm için de dudağımı patlatmışlardı. Bunlar aklımda belirdiğinde kendimi istemsizce oluşan bir gülümsemenin içinde buldum. Kitabı masanın üzerinden aldım ve arka sıralarda bulunan yerine istifledim. Karnımda oluşan gurultu az önce çalmaya başlamış olan okul ziliyle ritim tutuyordu. Evet, şimdi karnımı doyurma zamanıydı. Kütüphane kapısının yanında bulunan boy aynasından görüntüsümü kontrol ettmi. Sarı saçlarım bir kızınkini andıracak şekilde yumuşak ve uzundular. Açıkçası kestirmek istemiyordum, çünkü şekilsiz bir kafam vardı -ki bunu babam sekiz yaşında kafamı kazıttığında anlamıştım. O günden beri de uzun tutmaya özen gösteriyordum, genelde saçlarımı taramaya üşendiğim için dağınık kalıyorlardı ve şefkatli birisi onlara şekil vermeyi önerdiğinde zevkle kabul ediyordum. Gözlerimin rengi hakkında hiçbir fikrim yoktu, gerçi şuan yeşilliklerini koruyordu. Karanlık ortamlarda kahverengi, güneşli zamanlarda da mavi. Gözlerimi aşağıya kaydırdığımda üzerimdeki gömleğin kırış kırış, pantalonumun çeşitli yerlerinden çıktığını gördüm. Gözlerimi direk Hogwarts koridorlarına çevirdim, bunun endeni şimdi onları toparlayamayacak kadar üşengeç olmamdı. Karnım koridordaki sesleri bastıracak kadar aç olduğunu söylerken merdivenlerden yavaşça indim düşüncelerimi başka yöne kaydırmaya çalıştım. Aynı binada olduğumuz, veela olduğunu düşündüğüm kız yine dans ediyor ve yakınındaki erkeklerin ilgisini çekiyordu. Bunu nasıl yaptığı hakkında fikrim olmadığı zamanlarda kitapta gördüğüm resimle aydınlanmıştım. Kitaplar... Düşüncelerimi olabildiğince kızdan uzak tutmaya çalışıyordum, fakat bir şey beni ona çekiyordu. Hafif dolgun dudaklarını yapışıp saçlarını ellerimin arasına alabilirdim. Mutlu edebilirdim. Gülüşmeler duyduğum anla itibaren kendimi kızın çevresinde oluşan topluluğun arasında buldum. Yine, yine etkinin altında kalmıştım. Bunu yapması sinirimi bozsa da içten içe de utanıyordum. Kendimi bir anda enfes yemeklerin önümde sergilendiği masaya attım ve önüme kocaman tavuğu çektim. Birkaç tanesini ağzıma attıktan sonra kulağıma gelen yine o kızın sesleriydi. Yine başlıyoruz diye söylendim, yine şarkı falan mı söyleyecek bu kız? Kendini ne sanıyordu. Atalarından gelen aptal bir geni eğlenmek için kullanması çok yalnıştı. Okuduğu başlık için bağıran sesi kulaklarımda çınlarken bir anda omuzlarımın bedenimi dik tutması için debelendiğini hissetmiştim. Kafamı ani bir şekilde sağımda ayağa kalkmış ve yüzünü endişe sarmış kıza çevirdim. Yüzünde korku vardı. Vampirler hakkında birçok roman okumuş ve yasal olarak vampirlerin avlanmasının yasak olduğu bir ülkede olduğumu düşünüyordum. Avlanmak, büyücü avlamak. Onlar için yasaklanmıştı. Ortak Salonda bulunan herkes kızın etrafında toplanmış gözleri en azından bir iki santimetre genişlemişti. Hepsinin yüzünde oluşan korkuyu görebiliyordum. Vampir büyücüyü rahatlıkla öldürebiliyorsa yazın tehlikedeydiler. Dudaklarım konuşmak için aralandığında insanların kızın okuması için ısrar ettiklerini gördüm. Israrcı bir dille ben de onlara katılmıştım. "Hadi Lolita, seni bekliyoruz!" diye seslendim kıza. Az önce genine lanet ettiğim kızın ağzından çıkacak cümleleri yutarcasına dinlemek istiyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonidas Lathyrus
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Leonidas Lathyrus


Mesaj Sayısı : 82
Sihirsel Soy : Melez
Evcil Hayvanı : Pısırık adında grili beyazlı bir kedisi var.
Kayıt tarihi : 19/12/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue99/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (99/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue0/0Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (0/0)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeSalı Haz. 14, 2011 10:12 pm

Eğer bir Ravenclaw öğrencisiyseniz, üstünüze yapışan bazı kalıplar vardır ki bunlardan biri kesinlikle ama kesinlikle çalışkan olup derslere haddinden fazla önem vermenizi istemeleridir. Bu öyle bir durumdur ki hiçbir kimseye bunun aksini kanıtlasanız bile birkaç dakika sonra karşınızdaki kişi sizi tekrar eski etiketinize layık görür. Açıkçası Hogwarts'ta ilk seneleriniz ise hiçbir işiniz yokmuş gibi bunu kafaya takarsınız ve tüm muziplikleri yaparsınız. Sırf sizi inek öğrenci olarak görmelerini istemediğiniz için ve belki de sırf bu yüzden birçok ceza alırsınız. Aslına bakılırsa Ravenclaw'da olmak sanıldığı gibi tüm gününü kütüphanede geçirmek demek değil, aksine sırf zeki olduğun için bile oraya gitmeyebilirsin. Leonidas'ın yaptığı da bundan farksız değildi. Geçen sene sırf Ravenclawlı tipik öğrenci imajını zedelemek için kütüphane kapısının önünden bile geçmemişti. Birilerine bir şey kanıtlamak zorunda olmadığını biliyordu, ama boş işlerle uğraşmak tam anlamıyla ona göreydi ve tüm bir senesini böyle geçirdiği için de kendiyle gurur duyuyordu. Hoş, bu seneyi de böyle geçirmek gibi bir düşüncesi vardı ama bu seneki derslerin özellikle de SBD'lere etki edeceğini bildiğinden kütüphaneye uğramamak gibi bir lüksünün olabileceği ihtimalini bile sıfıra yakın olarak gördüğünden kütüphanenin tozlu raflarında kaybolmaya ufaktan başlaması gerektiğini biliyordu. Sıkıntıyla iç geçirdiğinde tembel hayatına veda etmeden önce yapması gereken şeylerin olduğunun farkına varması uzun sürmemişti. Masanın büyük bir kısmını işgal eden parşömenleri alelade bir şekilde toparlayıp en üstüne de sol elinde çevirip durduğu tüy kalemini koyduktan sonra yan tarafında duran sırt çantasına atmıştı. Önünde duran olabildiğince eski ve bir hayli tozlu kitabı kapattığında çehresine hücum eden toz zerrecikleri ardı ardına iki kez hapşırmasına neden olmuştu. Hafifçe burnunu çektiğinde ise sol eline aldığı kitabı ait olduğu yere, tozlu raflara, götürmüş ve koymuştu. Hayır, bir ödevi yoktu ancak bilgiye aç birinin ödevinin olup olmaması, herhangi bir kitaptan herhangi bir bilgiyi almasında büyük bir etken değildi. Dudaklarına yerleşen silik gülümsemeyle birlikte kütüphaneyi terk ederken sol eliyle sırtındaki çantayı yokladı. Eskiden kalma bir alışkanlıktı bu, ama ne zaman sırtına çantasını atsa eli otomatik olarak sırtındaki çantaya gidiyordu ve artık bunu o kadar da önemsememeye başlamıştı.

Büyük salona giden sessizliğe gömülmüş koridorlara ritmsiz adımlarıyla ses kazandırırken, Hogwarts'ın büyülü duvarları arasında yankılanan zil sesini duyduğunda çehresine gülümsemesinin hakim olmasına engel olamadı genç büyücü. Adımlarını hızlandırırken koridorlardaki büyücü ve cadı sayısı git gide artıyordu ve nihayetinde salona ulaştığında kendi binasına ayırılmış masaya doğru yürüdü. Sırtındaki çantayı yere atıp yemek için hazırlanan birkaç şeyden tabağına aldığı sırada baykuşla gelen Gelecek Postası'nın sayfalarını çevirdi. Bir yandan ağzına attığı tavuk parçasını çiğnerken diğer yandan da haberlere göz atıyordu ki içlerinden biri oldukça dikkat çekiciydi. Bir vampir, emekli bir bakanlık görevlisini ısırmıştı ve damarlarında akan yaşlı kanı sonuna kadar emip bitirmişti. Yüzyıllardır yasak olmasına rağmen böyle bir şeyi hangi vampir yapmış olabilirdi ki? Gerçi vampirlerin bile söz dinlemeleri, büyüce dünya için muazzam bir şanstı ki en sonunda bu kural delinmişti. Denilebilirdi ki vampirler, artık içlerinde barındırdıkları her ne varsa ortaya dökeceklerdi. Bu düşünce bile damarlarında akan kana korku karıştırabilmişti. Vampirlerin kural dinlemeyeceklerini de göz önünde tutarsa, evet, belki Hogwarts bile artık güvenli olmayacaktı. Gryffindor masasından bir kızın neredeyse çığlık derecesindeki sesi haberi diğerlerine söylüyordu. Onaylamayan bir şekilde başını iki yana salladı. Sonuçta Hogwarts'takilerin büyük çoğunluğu Gelecek Postası'nı okuyordu ve bu haberi de biliyor olmalılardı. Kızın bu çağrısı üstüne neredeyse tüm masalardaki öğrenciler Gryffindor masasına gitmişlerdi ve sesini duyurmak istiyorsa Leonidas'ın da oraya gitmesi gerekliydi.
"Hey James, vampirleri kısıtlayabileceğini sanmıyorsun, değil mi? Hatta, bana kalırsa bu kadar uzun süre kurallara itaat ettikleri için bile şanslıyız." Büyük kısmın haberin okunması taraftarı olduğunu öğrenince de gözlerini devirdi. "Hadi ama kimse Gelecek Postası'nı okumuyor mu?" Ardından başını iki yana sallayarak kıza yöneldi. "Bu kadar dikkat çektiğine göre, bu gazete okumayanları da bilgilendirsen iyi olur." Gazeteyi göstererek söylediği laflarda umursamazlığının tınıları geziyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rousseau Yvonne
Slytherin IV. Sınıf
Slytherin IV. Sınıf
Rousseau Yvonne


Mesaj Sayısı : 497
Doğum tarihi : 31/07/95
Yaş : 28
Mücadele Tarafı : Kendi Çıkarı.
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Siyah Leopar, Mort.
Kayıt tarihi : 03/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Kovalayıcı
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue88/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (88/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue25/25Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (25/25)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeSalı Haz. 14, 2011 10:44 pm


Zilin çalmasıyla beraber rahat bir nefes aldım. Sıkıcı geçen derslerin ardından, Büyük Salondaki eğlenceler benim yeniden havama girmemi sağlıyordu. Masanın üzerindeki eşyalarımı toplayıp çantama tepeleme koyduğum gibi derslik kapısından aheste aheste çıktım ve Büyük Salona doğru yol aldım. Kapıdan içeriye girer girmez, Slytherin Masasına doğru yürüdüm ve Sturm’un yanına çöktüm. Önümde beliren yemekleri görünce, istemeyerekte olsa konuşmuştum. ”Ah Tanrım! O kadar çok acıkmışım ki!” Masadan çıkan hafif gülüşmeler sonrasında, bir iki lokma bir şeyler atıştırdım. Sırada tatlıyı yemeye koyulacaktım ki, nereden geldiği belli olmayan baykuş pislikleri masaya doğru yağmaya başladı. Sonrasında Gryffindor’dan James’in sesi çınladı kulaklarımda. Arkamı dönüp bir şeyler söylemek üzereyken Maximilian masayı yine eski haline getirmişti. Şimdi yemeklere göz ucuyla bakıyordum. Aslında yemek istiyordum ama biraz önceki manzaradan dolayı iştahım iyice kaçmıştı. Derin bir iç çekerek masadakilerle sohbete başlayacaktım ama Gryffindordan –yine gryffindor(!)- Lolita’nın sesi duyuldu. ' Bana bakın millet! Burda yazanlar hiç iyi şeyler değil gibi. Yazıldığına göre bir büyücü öldürülmüş. Hemde vampir tarafından! ' Bütün salon dikkat kesilmiş, kızın söylediklerine kulak kabartmıştı. Bence bunun olması olası bir durumdu. Vampirler ve diğer yaratıklar her tarafta mevcuttu. Üstelik kimin vampir, kimin büyücü kiminin başka bir şey olmadığını da anlayamazdık. Alnında ırkı yazmıyordu ya! Yüksek ve herkesin duyabileceği bir ses tonu ile konuşmaya başlamıştım. “Etrafımızda her ırktan yaratık olunca, sonuçta kaçınılmaz oluyor. Ya canına kıydıracaksın, yada cana kıyacaksın!”

*Çok aceleye geldi. K.bakmayın.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tristan der Ivanëxt
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Tristan der Ivanëxt


Mesaj Sayısı : 14
Doğum tarihi : 28/02/91
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Redimus.
Sihirsel Soy : Melez.
Kayıt tarihi : 12/05/11

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeÇarş. Haz. 15, 2011 3:01 am

Gözlerini bir kez daha gezdirmişti büyük salonda, bir kez daha aramıştı sevdiğini. Fakat görünürlerde yoktu; demek ki henüz büyük salona teşrif etmemişti. Hafif bir hayal kırıklığı ile iç çekerek önünde duran bakır rengindeki boş tabağını gümüş kaplama olan çatalı ile hafif bir çizik atmıştı. Bedeninin ihtiyaç duyduğu karbonhidrat ve şekeri bir an önce tedarik etmesi gerekiyordu ancak midesinde oluşan bir baskı buna engel oluyordu. Belki de kahvaltıdan sonra en son şekerlemeyi midesine indirmemeliydi. Hafif bir bulantı ile aslan işlemeli kadehinin içine balkabağı suyunu yavaş bir şekilde koyarak ince, uzun parmaklarıyla kavradı dudaklarına götürmek için. Dilinde oluşan hafif bir ekşimtırak tat ile tükürük bezlerinin çalışması bir oldu boğazına hücum eden sıvı sayesinde. Güçlü bir yutkunma ile süzülen meyve suyu hızla midesine süzülmüştü; midedeki baskıyı ortadan kaldırmak için. Karbonhidratın en yoğun olduğu kızarmış ekmek dilimini üzerine sürdüğü acımsı bir çeşniyi bıçağı ile yayarak kendisine hazır etti öğle yemeğini. Fildişi beyazlığındaki dişleri ile kopardığı büyük bir lokmayı yeterince çiğneyerek midesine indirdi. Hafif bir acıyla başlamıştı çünkü acı hissi biraz daha yemek yediriyordu genç büyücüye. Kadehinden küçük bir yudum almasıyla masada bulunan diğer yiyeceklerden tek tek tabağına alarak, midesinde bekleyen boşlukları yavaş yavaş doldurma işlemine girmişti.

Son lokmasını çiğneyip, gitmesi gereken adrese yollamasıyla tabağını yavaşça ileri itmiş, kadehini biraz daha yaklaştırmıştı. Sevdiği içeceğin tadından biraz daha faydalanmak adına, kadehini tekrar doldurmuştu. Şimdi sırada dostlarıyla sohbet etme vardı, boş karnını doyurduğuna göre keyfi yerine gelmişti. Fakat O, ortalıklarda görünmüyordu. Mavi gözlerini sıkılgan bir ifadeyle gezdirdiğine masalarına yaklaşan binasının çatlak başkanı olan Lolita, hızla yanına gelmiş ve göz kırparak James ile arlarına oturmuştu. Tabağına aldığı büyük börek dilimine şaşkınla bakan Tristan, yüzünde oluşturduğu gülümsemeyle James’e bakmaya başladı başını hafifçe öne eğerek. “Dostum, yakında bizi de yiyecek, dikkatli olmak lazım” diyerek Lolita’ya göz kırpmıştı. Masada çınlayan kahkahalar birbirini kovalarken meyve suyundan bir yudum daha aldı genç büyücü. Şu sıralar bu içeceği fazla tüketiyordu, acaba midesi tepki vermeye mi başlamıştı? Bu ufak sorunu görmezden gelerek bakışlarını diğer masalardaki öğrencilere çevirdiğinde, birden yüzünde bir karartı ve dudaklarına hücum eden saç tanelerini hissetti, hoşnutsuzlukla. Zar zor aldığı nefesi hızla geri vererek saçları savurmuş, ağzını saçlardan arındırmıştı. “Sanırım bunları yersem, midemde operasyon yaparsın!” diyerek gülümsemiş ve yanağına konan öpücük ile dostuna göz kırpmıştı. “Tamam, bir daha olmasın, başkanım!” demişti tatlı bir şekilde. Ardından dostlarına katılarak kahkaha atmaya devam etmişti.

Masada süren koyu muhabbetin ardından Tristan’ın aklı ders programına takılmıştı; öğleden sonra hangi dersi vardı, hiç hatırlamıyordu. Bunu öğrenmek için masada bulunan binadaşlarına sormak için başını kaldırmıştı. “Hey, öğleden sonra hangi-” konuşması birden yarım kalmış, gözleri Lolita’ya takılmıştı. Çıkarmış olduğu gazetede önemli bir haber okurcasına irkilmiş ve hemen akabinde yüksek sesle bir şeyler söylemeye başlamıştı. Büyücü… Vampir… Ölüm… Bu üç kelime genç bedenin zihninde yankılanmıştı. Bu üçü bir arada olamazdı çünkü yasaklar vardı ve bu yasağı çiğnemek ağır bir ceza ile son bulurdu; infaz. Vampir kelimesini ilk duyduğunda babası olan Dread ve onun arkadaşı Darren gelmişti. Bu ikisi de vampirdi ve hayatının büyük bölümü onlardan haber alarak geçmişti. Kendisi vampir değildi, çok saçma gelse de hiç bilmediği güçlü bir tılsım kendisini koruyordu. Bunu çoğu kimse bilmiyordu ve bilmeleri de gerekmiyordu; bu nedenle sakin tavırlar sergileyerek sessiz kalmıştı. Çoğu arkadaşının Lolita’yı haberin geri kalanı okuması için teşviklerde bulunması Tristan’ı rahatlatmıştı çünkü kendisi de merak ediyordu; vampir saldırısını ve öldürülen büyücünün kimliğini…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arianna Gringesied
Ravenclaw III. Sınıf
Ravenclaw III. Sınıf
Arianna Gringesied


Mesaj Sayısı : 36
Mücadele Tarafı : Bu tür şeyler için yaşım küçük.
Sihirsel Soy : Melez
Evcil Hayvanı : İstemiyorum hayvan mayvan. Bir de onunla mı uğraşacağız?
Kayıt tarihi : 10/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue75/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (75/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue0/0Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (0/0)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeÇarş. Haz. 15, 2011 7:38 pm

Esneye esneye kütüphaneye gidiyordum. Bu sabah bir türlü uykumu alamamıştım. Tabii böyle olunca da bütün derslere zombi gibi girmiştim. Çabucak dersler bitse de kütüphaneye çekilip Kırmızı Piramit'i okusam diye geçirmiştim içimden. Aklımda Kırmızı Piramit'in hangi kısmında kaldığı varken daha fazla dayanamayıp onu derslerde sıranın altında da okumutum hatta. Ders hiç aklıma gelmemişti. Tabii öğretmenler de şaşırmıştı bu duruma bir Ravenclaw nasıl ders dinlemez diye. İşte bir Ravenclaw olmanın en kötü yanı da buydu. Herkes sizden dersleri pürdikkat dinlemenizi ve sorulan her soruya şıp diye cevap vermenizi bekliyordu. Cevap vermediğinizde ya da doğru cevap veremediğinizde de şaşıp kalıyorlardı. Ravenclaw'uz diye tüm dersleri dinlemek zorunda mıyız canım? Hem Kırmızı Piramit bana tüm derslerden daha fazla(!) şey öğretmişti. Kırmızı Piramit bir Muggle kitabıydı ama okuduğum en güzel kitaplardan biri olma yolunda gidiyordu. Kütüphaneye geldiğimde bulduğum en sessiz köşeye geçip kitabı okumaya başladım ama bu ne yazık ki fazla sürmedi. Çünkü öğle yemeği zili çalmıştı ve açlıktan ölüyordum. Kitap okurken hiç böyle şeylerin farkında olmazdım. O yüzden kitabı çantama atıp Büyük Salon'a yöneldim. Ravenclaw masasında pek tanımadığım birinin yanına oturdum. Ne yediğime bakmadan tabağımdakileri iki saniye sonra silip süpürmüştüm bile. Yemekleri silip süpürdükten sonra tam koca bir dilim almak için çikolatalı pastaya uzanmıştım ki, arkamda kalan Gryffindor masasından gelen bir çığlık dikkatimi çekti ve o tarafa döndüm.
"Bana bakın millet! Burda yazanlar hiç iyi şeyler değil gibi. Yazıldığına göre bir büyücü öldürülmüş. Hemde vampir tarafından!" Vampir mi? Vampirler elbette ki er yada geç birini öldürecekti. Ama nedense herkes bu sanki korkunç bir şeymiş gibi davranıyordu. Vampirler hakkında okuduklarımdan yola çıkarak kan için delirdiklerini söyleyebilirdim. Bu olması muhtemel bir olaydı. Fakat herkes bu çok alışılmadık bir şeymiş gibi Gryffindor masasına yaklaşmış, çığlık atan kişinin haberin devamını okumasını söylüyordu. Bu arada konuyla ilgili fikirlerini de belirtiyorlardı tabii. Ne yaptığımın farkında olmadan Gryffindor masasına toplanan kalabalığın arasına girdim. Bir süre herkesin susmasını bekledikten sonra konuştum.
"Vampirler hakkında bildiklerimden yola çıkarak söylüyorum, bir vampirin büyücüyü öldürmesi er yada geç olacak bir şey! Dünya böyledir, bazen adil bazen adaletsiz! Madem canına kıyılmasını istemiyorsun, o zaman kıydırtma!"

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue100/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue50/60Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (50/60)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeCuma Haz. 17, 2011 1:21 pm

Out: Slytherin'e 15 Puan! Gryffindor'a 20 Puan! Ravenclaw'a 10 Puan! Birinci Kısım : Hogwarts 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
Alkyone Ambrosia
Slytherin IV. Sınıf
Slytherin IV. Sınıf
Alkyone Ambrosia


Mesaj Sayısı : 92
Mücadele Tarafı : Kendisi
Sihirsel Soy : Safkan*
Evcil Hayvanı : Torrent faresi; Lityum ^.^
Kayıt tarihi : 05/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue85/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (85/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue25/25Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (25/25)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeC.tesi Haz. 18, 2011 12:43 am


Güneş ışınlarının gölün üzerindeki yansıması alacalı renklerin bütün güzelliğini ortaya koyuyordu. Gölün içerisindeki canlılarsa sanki enerjilerini güneşten alıyormuşçasına hareketliydi. Birden, yerin altıyla üstünü ayıran ince bir zar tabakası gibi pürüzsüz duran su, bir balığın özgürlüğe uçarcasına sıçraması ile delindi. Şüphesiz gölün ev sahipliği yaptığı en büyüleyici balıklardan biriydi bu. Vücudu ana renklerin hepsini bir arada barındırıyordu. Sarı, kırmızı, mavi hiçbir yerde bu kadar uyumlu görünmüyordu şüphesiz. Sıçrayışında en tepe noktaya ulaştığında kuyruğunu selam verircesine sağa sola salladı. Yeryüzünde yaptığı saniyelik gezisini sona erdirip kafasını suya gömdüğü anda sıçrayan su damlalarının çıkardığı tını ile daldığı denizden yüzeye çıkmıştı Alkyone de. Kafasını toparlayabildiği dakikalarda kitap okumuştu ama daha çok bilinçsizce gölü seyretmişti. Bir saattir aynı sayfada olduğunu anladığında okumaya çalışmaktan vazgeçip bir şeyler atıştırmak için büyük salona gitmeye karar verdi. Elindeki bordo kapaklı, eski basım kitabını ancak bir kitabın sığabileceği boyuttaki çantasına tıkıştırdı. Sırtını dayadığı emektar meşe ağacının sığındığı gölgesinden ayrılırken oturduğu yere göz attı. Bir şey bırakmadığından emin olduğunda büyük salonun yolunu tuttu.

Daha giriş kapısından salondaki kalabalığın sesi duyulabiliyordu ve her zamanki gibi yine kalabalıktı. Salona adım attığında çoğu öğrenci kendinden geçmiş bir şekilde önündeki tabağı temizliyor, geri kalanları da yanındakiyle sohbet ediyordu. Al birçok gün gibi bu günde yalnız yemeyi tercih etmişti. Rawenclaw ve Gryffindor masalarını geçerek kendi binasının masasına geldi ve boş olan kapı tarafındaki köşeye oturdu. Az ilerisinde oturan tanıdık yüzlere boş bir selam verdikten sonra dolu tabağına yumuldu. İlk lokmayı çiğnemeye başladığında sandığından da aç olduğunun farkına varmıştı. Büyük bir iştahla tabağını yarıladığı esnada arka masada bir hareketlilik olduğunun farkına vardı. Yemeğine kısa bir ara verip omzunun üstünden arkaya bakarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Bir grup Gryffindor, birinin başına toplanmış aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Onu ilgilendiren bir şey değildi bu yüzden omuz silkti ve yemeğine döndü fakat aradan birkaç dakika geçmemişti ki kendi masasından Gryffindor masasına giden birkaç öğrenci çarptı gözüne. Bu kez neler döndüğünü merak etmişti. Küçük çantasını oturduğu yerde bırakarak kalktı ve arkadaşlarının gittiği masaya yöneldi. Öğrenciler aralarında bir şeyi tartışmaya başlamıştı. İnsan topluluğundan kimin başına üşüştüklerini göremiyordu ama gelecek postasının ucunu görmüştü. Gazeteyi okuyan bir kızın söylediklerine tepki veriyorlardı. Az önce selamlaştığı çocukların yanına gitti Al. “Ne olmuş?” Bu kalabalığın sebebini gerçekten merak etmişti. “Bir vampir büyücüye saldırmış. Büyücü ölmüş!” Slytherinli öğrencinin ağzından dökülen kelimeler karşısında gözleri büyümüştü Alkyone’nin. Yaratıklara karşı hep özel bir ilgisi olmuştu ve onlar hakkında çok fazla kitap okumuştu. Belkide bu öğrencilerin çoğundan daha fazla bilgi sahibiydi. Herkes bir vampirin bir büyücüyü öldürmüş olduğuna şaşırıyordu ama Alkyone’nin şaşırma sebebi bu değildi. Onlar vampirdi ve öldürmek doğalarında vardı. Büyücü ya da insan, yasak ya da değil. İçgüdülerine karşı gelemezlerdi, gelmezlerdi. Burada asıl tuhaf olan o büyücünün cesedinin bulunmuş olmasıydı. Özellikle de büyücü avlamanın yasak olduğunu düşünürsek. “Nasıl bir vampir leşini ortada bırakır ki? Yeni doğan falan olmalı.” Diğerlerinin aksine son derece sakin bir ses tonuyla konuşmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue100/100Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Birinci Kısım : Hogwarts Left_bar_bleue50/60Birinci Kısım : Hogwarts Empty_bar_bleue  (50/60)

Birinci Kısım : Hogwarts Empty
MesajKonu: Geri: Birinci Kısım : Hogwarts   Birinci Kısım : Hogwarts Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 12:37 pm

Out: Slytherin'e 5 Puan! Birinci Kısım : Hogwarts 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
 
Birinci Kısım : Hogwarts
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 3. Kısım ~ Minderler
» ~ Birinci Kısım: Hogwarts Toplantısı
» Hogwarts, Hogwarts geldik sana.
» 3. kısım ~ Minderler
» 1. kısım ~ Koltuklar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: