Al Sana M a c e r a.

Konu: Al Sana M a c e r a. Cuma Mayıs 27, 2011 10:48 pm

Bir iki dakika içinde öfkelenebilen yapısıyla biraz da kendine benzettiği kardeşinin gözlerinin içine baktı uzun bir süre. "Lütfen, anneme söyleme Aimee! Lütfen!" Yedi yaşındaydı en küçük kardeşi, gözlerinden adeta cinlik akıyordu. Eudora ise onun bir büyüğüydü, ne yapıp etmiş yine Chloe'ye haber vermeden bir şekilde tüymüştü evden. Bu sefer ikinci yılında olduğu için annesi olmadan gitmişti perona. Ailenin iki numaralı üyesi Hufflepuff'lı üyesi Liezel Fitzherbert ona eşlik edecekti ne de olsa. Son sınıf olmasının pek çok avantajı oluyordu. Eudora ise kendilerinden farklı olarak bir Gryffindor'luydu. Aslında bu durum pek de şaşılacak bir şey değildi. Çünkü Fitzherbert ailesi geniş ve çok yönlü insanlardı. Slytherin dışında her binaya ayak uydurabilmişlerdi. Şimdilerde asıl merak konusu olan küçük Aimee'nin Hogwarts'a geldiğinde hangi binaya seçileceğiydi. Fakat Chloe onun Ravenclaw'a seçileceğine adı gibi emindi.

Bu sene de Jack'le eğlenceli vakit geçirmenin bir yolunu bulmuştu. Fakat yine bu eğlencenin dozunu fazla kaçırmış olmalıydı ki; tren saatini kaçırmışlardı. İki katlı evin ikinci katındaki penceresinden dışarıya baktı Chloe. Evin bahçesinde o külüstür araba hala duruyordu. Aklına cin bir fikir geldi. Odasında sakladığı Jack'i annesinin görmemesi için neden mi Aimee'ye yalvarıyordu ? Sonuçta Chloe'nin annesi Gloria; Jack'in ailesine son zamanlarda ısınmıştı ve neredeyse Jack Chloe'nin değil annesinin dostu haline gelmişti. Şimdi de Chloe yüzünden Hogwarts Trenini kaçırdığını öğrenirse, kendisini Hogwarts'tan almak kadar ileri dahi giderdi bu sefer. Yapar mı yapardı. Şimdi ise aklındaki bu hain fikir annesinin uçan arabasıyla kaçmaktan başka birşey değildi. Annesi bir Muggle'dı ama sonuçta büyücü asıllı bir Muggle'dı. Araba ise "Ben Hurdayım" diye bağırmasına rağmen, annesi onu gözü gibi kolluyordu. Plan hazırdı, fakat eksikti. Şimdi tek bir çıkış yolu vardı. Aimee’yi ayartmanın bir yolunu bulmak. Son anda aklına Weasley Şaka Dükkanından almış olduğu Karanlık Tozu Taşı geldi. Dolabının çekmecelerini karıştırmaya koyuldu hemen. Karanlık Tozu Taşı yerini bulur bulmaz bir oh çekti. Ve sıkıca tuttu eliyle ve Aimee’nin yanına koştu. “Eğer anneme bir şey çaktırmasan bu senindir. Ama sakın bunu sana benim verdiğimi söyleme! Ayrıca bunun sürekli sende durması için başka bir şartım daha var. Annemin çantasından arabasının anahtarlarını getirir misin? Karşılığında çok mühim bir şeyin var unutma!” Biliyordu, böyle bir şey yapmamalıydı. Bunun için o daha çok küçüktü. Ama şu an başka şansı yoktu. Aimee’yi ayartmak genelde kolay oluyordu, o Eudora gibi değildi, en azından söz dinliyordu. Denileni fişek hızıyla yapmıştı tabi karşılığı da olduğu için. Yeri geldiğinde annesine çaktırmamayı nasıl da biliyordu. Chloe, Jack’e seslendi anahtarı alışının ardından, pencerenin önünden aşağıya doğru kayan çatıyı göstererek. “Beni takip et!”

Çatıdan aşağıya doğru kaydı önce sinsi bir şekilde. Sonra buradan aşağıya doğru inen merdivenleri kullandı. Jack ise ardından onu takip ediyordu. Kırmızı vosvosun kapısını açtığı anda pencereden onu seyreden Aimee’ye el sallayıp göz kırptı. Salonun dışa bakan camlarından annesini fark etmişti anında Chloe. Jack’e acele etmesini söyledi. Aimee’ye ise işaret verdi aşağıdan yukarıya doğru. Annesinin aşağıda olduğunu söyledi işaret diliyle. Küçük zeki Aimee hemen bir alt kata inerek annesini oyalamanın derdine düşmüşken, Chloe ise çoktan havalanmaya başlamıştı vosvos ile. Jack bir yandan sıkıca tutunmuşken, Chloe’nin ehliyetinin bile olmadığını iyi biliyordu. Üstelik bunun için küçüklerdi de. Chloe ise istifini bozmamaya çalıştı. “Endişe etme! Bu arabayı daha önce de kullanmışlığım var! Trene yetişemesek bile bir şekilde Hogwarts’a girmenin yolunu bulucaz.” Vakit akşam üzeriydi ve dışarıda koyu bir rüzgar vardı. Chloe açık olan arabanın camını kapatmaya çalıştı, alt taraftaki düğmeyi kullanarak fakat bir sorun vardı. Bu çalışmıyordu. Bir kere daha bastı sıkıca, bu sefer de yanlışlıkla yanındaki düğmeye kaymıştı eli ve arabanın üzerinden bez bir balonun yükselmesine yol açmıştı. Jack’in ne durumda olduğunu bir an aklından çıkartıp istem dışı bir çığlık kopardı. “Olamaz! Bu acil durumlar için olmalı. Nasıl kurtulacağım ben bundan!” Arabanın hızı yavaşlamakla kalmamış, daha da yükseğe çıkmışlardı şimdi. Bir zembildelermiş gibiydi. Chloe açık camdan dışarı kafasını çıkarıp havaya kaldırdı uçuşan saçlarına aldırmadan. Bundan kurtulmanın kesmekten başka bir yolu olmadığını anlamıştı sonunda. Asasını iç cebinden çıkardı diğer eliyle. Diğer yandan Jack’e direksiyonu tutması için işaret etti. Asayı tuttuğu kolunu arabanın camından dışarıya çıkardığında büyük balonun arabaya bağlı olan iplerine doğrulttu tek tek, ipi kesme büyüsü yapmıştı fakat diğer tarafa da ulaşması gerekecekti. Böyle bir şeyi yaptığına inanamıyordu. Kendi tarafında kesilen ipler anında havaya karışmış ve arabanın diğer yöne kaymasına yol açmıştı. Çığlıklar rüzgarlara karışsa da Chloe yılmayacaktı. Arabanın diğer koltuğuna geçti, Jack’in direksiyonu tutmasını fırsat bilip. Bu sefer buradaki camdan dışarı uzattı kafasını. Asasını da bu yöndeki iplerin kesilmesi için uzattı. Ve artık arabaya bağlı olan bütün ipler kesilmiş ve araba balonundan kurtulmuştu. O kurtulur kurtulmaz aşağıya doğru alçalmışlardı biraz, artık araba daha hızlı ilerlemeye devam ediyordu. Bu aslında uzun zaman almıştı onun için. Hogwarts Treninin yukarısında uçuyorlardı şimdi de. Jack yerini Chloe’ye geri verdiğinde, onun sevincini suratından okuyabildiğine emindi.

Neredeyse bir saat sonra varabildikleri Hogwarts Arazisine inecekken Chloe bir şeyi unuttuğunu fark etti. İniş takımlarının yerini. Ve yine başka bir şeyi daha fark etti. Benzinin bittiğini. Jack’in suratına baktı acı acı. “Jack sana iki şey söyleyeceğim. Ama sakin ol, tamam mı? Sanırım iniş takımlarının yerini unuttum ve sanırım benzin de bitmek üzere.” Arabanın ardından gümbürtüyle gelen öksürük sesleri artık arabanın besine ihtiyacı olduğu sinyallerini veriyordu. “Olamaz! Sanırım bitti bile!” Ve aniden önlerine çıkan ağaca baktı ikisi de. Ve iki ayrı çığlık koptu sonra. “AAAAAAA!!!” Birkaç saniye içinde araba ağacın dallarının arasında buluvermişti kendisini. Ağaç onları aniden yere savurduğunda ise çığlığın sayısı iki kat artıverdi. Kendini arabanın kapısından zoraki dışarı atan Chloe, bir dal parçasının aniden havalandığını görünce arabaya döndü bu sefer, ama o çoktan Jack’i fırlatmış ve yolculuğuna koyulmuştu bile. “Ben.. bittim.”Jack’in yere yüzü koyun kapandığını fark etti. Bazen eşyaların ardından konuşma huyu olan Chloe, arabanın arkasından küfretmemek için zor tutmuştu bu sefer kendisini. Jack’in yanına koştu hemen. “İyi misin?”

Konu: Geri: Al Sana M a c e r a. Cuma Haz. 17, 2011 1:45 pm

Out: Hufflepuff'a 5 Puan! Al Sana M a c e r a. 146178

» Şebnem Ferah - Bu Aşk Fazla Sana
» Mercan-Sana Değil Kardeşine :)))
» Murat Boz-Hayat Sana Güzel (Fena Version)
» Kardeş Aranıyor. *bi oku belki sana uygun yer vardır .. *
» Hogwarts, Hogwarts geldik sana.