Çok Özlü İksir

Haftanın ikinci dersiydi ve ben hala tedirgindim. Neden mi? abi ki Chuck yüzünden. Aslında nasıl olduğunu bilmiyorum ama bir şekilde partner olduk işte! Aslında son derece akıllı -kurnaz demek oluyor- biri olduğunu kabul etmeliyim ama ders sırasında gözlerimi ondan ayıramıyorum. Neyse, önemli değil.

Sabah yavaşça kalktım ve ardından dikkatlice yüzümü yıkadım. Dün gece uyuyamadığım için biraz yorgundum. Gözlerimin altındaki morluklar beni çileden çıkarmaya yetiyordu. Slytherin formamı üzerime giydikten sonra yavaş adımlarla yatakhaneden çıktım ve aynı kattaki dersliğe doğru yürümeye başladım. Eğer Chuck çok özlü iksiri getirmediyse sınıfın ortasında olay çıkartmaya hazırdım. Ancak böyle bir şey yapmazdı. İkimiz de bu iksiri yapmak için bayağı uğraşmıştık.

Her zamanki sakin edamla uzun, heybetli kapıdan içeri süzüldüm. Zarif ve narin yapımın herkesi etkilediğini biliyordum. Ama ben o ulaşılamayan kızlardan biri olmayı her zaman tercih ederdim. Hafifmeşrep olup sürtük gibi davranmak kimsenin işine yaramazdı. O zaman eğlenceden ibaret olmazdık. Her neyse. Bu sürtüklüğü kendileri seçmişlerdi. Kimseyi seçimleri için zorlayamazdım. En arka sıradaki yerimize oturarak tedirgin bir şekilde Chuck'ı beklemeye başladım. Normalde derslerine önem veren biri değilim ama içimdeki iksir aşkı işte! Veya içimdeki Chuck ile mücadele etme aşkı da diyebiliriz. Gözlerim kapıya odaklanmıştı. Nerde kalmıştı bu? Nerdeyse ders başlayacaktı.

Daha sonra ufak tefek Hufflepuff kızının arkasından onun kafasını gördüm. Elindeki kazanla farklı bir görünüş sergiliyordu. Neredeyse komikti. Aynı zamanda karizmatik. Ama teslim olmayacaktım! Derin bir iç çektikten sonra yanıma gelmesini bekledim. Yanıma gelince sitem etmeye başladım. " Nerde kaldın? Nerdeyse ders başlayacak. Umarım kazana bir şey olmamıştır. "

Yeni ve neredeyse diğerleriyle aynı bir güne gözlerimi açtım. Yatağımdan yavaşca kalkarak kendimi banyoya attım.Sanırım güzel bir duş bu yorgun güne başlamak için iyi bir seçimdi.Dün gece sadece yarım saat uyuduğum için olsa gerek felaket yorgun ve uykusuzdum.Duşdan çıktığımda doğru bir seçim yaptığımı anladım , çok rahatlamıştım. Fakat saate baktıkdan sonra duşu erteleseydim daha iyi olacaktı diye düşündüm.Kahvaltıyı tabi ki kaçırmıştım ve biraz daha oyalanırsam derse de geç kalacağımı fark ettim.Hızla Slytherin cüppemi giydim.Kapıdan hızla çıkarken iksir dersine gitme nedenimi yani çok özlü iksir dolu olan kazanımı unuttuğumu fark ettim.Neredeyse bir aydır partnerim olan Lucinda -ben ona Lu demeyi tercih ediyorum ve bu onu sinir ediyor- ile bu iksiri yapmak için çok çaba harcamıştık.Aslında bu bir ay çok eğlenceli geçmişti , en azından benim için. Lucinda yeri geldiğinde çok eğlenceli biri olabiliyordu. Tabi ki o hiç bir durumda bozmadığı ağır başlılığı ve olgunluğunu üzerinden attığında. Hem hızla hem de etrafıma bakınarak ve bazı güzel ama aptal kızlara gülümseyip , göz kırparak dersliğe doğru ilerliyordum.Bu basit kızlar beni çok eğlendiriyorlardı aslında.Onlara sahip olmak o kadar kolaydı ki.Aslında dişli kızlardan hoşlanan biriydim fakat bu saflarlada eğlenmek kesinlikle yanlış bir şey değildi.En azdından eskiden.Sonuçda sevgilim vardı.

Her zamanki seksi gülümsememle derslikten içeri girdim.Tanırım bu kazanı taşımak ne kadar eziyetli diye düşünmeden de edemedim.Derslikden girdiğimde etrafıma bakındım ve en arka masada oturan Lucinda'ya gülümseyip yanına doğru ilerledim.Parmaklarıya masaya vurarak sabırsızlıkla ritim tutmasından geç kaldığımı açık bir şekilde anladım.Yanına ulaştığımda hemen söylenmeye başladı." Nerde kaldın? Nerdeyse ders başlayacak. Umarım kazana bir şey olmamıştır. " her zaman ki tedirginlik. Kazanı yere koydum , yanına oturarak yüzümdeki gülümsemeyi büyüttüm ve ''Hadi ama Lu , geldim işte." dedim. Bir an için beni şaşırtan bir şey oldu ve Lu çok etkilenmiş göründü.Tek kaşımı kaldırarak ona baktım fakat yüzündeki ifadeyi çoktan silmişti ve kafasını başka tarafa çevirmişti. Gülümsedim , acaba doğru mu görmüştüm ?

'' Hadi ama Lu , geldim işte. "

Ah, kapa çeneni ve otur yerine demek için ağzımı açacaktım fakat bembeyeaz kusursuz dişlerini gösterince ağzım bir karış açık kaldı. O anda salyalarım akıyor mu diye bakmak isterdim. Tam o anda Chuck'ın gözlerinde bir ışıltı gördüm. Fark etmiş olabilir miydi? Asla! Buna hayatta izin vermezdim. Ancak öyle görünüyordu. Kafamı hızla çevirerek dudaklarımı büktüm. Ben iradeli bir kızdım. Bu çocukla başa çıkabilirdim. Ayrıca çıktığım biri vardı. Chuck'a öyle bakınca kendimi suçlu biri gibi hissediyordum.

Hemen kendimi toparlayıp eski halime döndüm ve bana çarpık gülümsemesi ile bakmadan önceki halimi takınıp sitem etmeye devam ettim. " Profesör birazdan içeri girecek Chuck. Ayrıca bana Lu demeyi kes! Benim adım Lucinda tamam mı? " diye nefretimi kustum. Aslında tam nefret sayılmazdı. Onun yanında irademi kaybettiğim için hırslanmıştım. Ancak o her zamanki gibi sinir olmaya devam etmişti. Tam ağzımı açıp neden sırıtıyorsun gibisinden bir şeyler söyleyecektim ki profesör geldi ve gözlerim istemsizce oraya kaydı.

Chuck'ta bana dönük vücudunu profesöre döndürdü. Ancak hala sırıtmaya devam ediyordu. Profesör alışkın olduğum edasıyla konuşmaya başladı. " Umarım ödevlerinizi getirmişsinizdir. Zaman kaybetmek istemiyorum. Hepinizin iksirlerini görmek için sabırsızlanıyorum. Bakalım kimin kılığına girmek istediniz? "

Kimin kılığına mı? İşte bunu hiç düşünmemiştim. Kimin kılığına girecektim? Hem birini düşünsem bile saç teli yoktu. İstemsizce Chuck'a baktım ve gözlerim bir anda büyüdü. Ona doğru uzanarak yüzüne doğru yaklaştım. Nefesi nane gibiydi. Gözlerimi gözlerinden alamamıştım. Ancak daha sonra ne yapacağımı hatırlayıp saçından bir tutam kıl aldım. Canı acımamıştı ama şaşkınla bana baktı. Omuz silkerek o daha sormadan devam ettim. " Senin kılığına girmek eğlenceli olacak Chuck. "

" Profesör birazdan içeri girecek Chuck. Ayrıca bana Lu demeyi kes! Benim adım Lucinda tamam mı? "

Lucinda sinirlenmeye başlamıştı. İşte bunu seviyorum dedim içimden. Yüzümdeki gülümseme daha da büyüdü-tabi daha ne kadar büyüyebilirse-. Sanırım o bu durumdan rahatsız olmuştu. Sitemlerine devam etmek için ağzını açacakken içeri profesör girdi ve susup , kafasınını ona çevirdi. Bende yan otrur pozisyondan düze geçerek profesöre bakmaya başladım. Hemen sonra her zaman ki sert edasıyla konuşmaya başladı.
" Umarım ödevlerinizi getirmişsinizdir. Zaman kaybetmek istemiyorum. Hepinizin iksirlerini görmek için sabırsızlanıyorum. Bakalım kimin kılığına girmek istediniz? ". Birisinin kılığına girmek mi? Hadi ama bunu hiç düşünmemiştik. Ne yapacağımızı sormak için Lucina'ya döndüm ve onun gözlerindeki garip pırıltıyla bana baktığını gördüm. Şaşırdım ve ne yaptığını anlamak için gözlerine baktım. Gözleri ne kadar da güzeldi. Biraz sonra bana yaklaştığını fark ettim. Evet etkileyici olabilirdim fakat Lucinda'nın dersin ortasında beni öpeceğini hiç düşünmemiştim.Tam aklımdakileri söylemek için ağzımı açarken o elini kaldırıp saçımdan bir tutam aldı ve o anda neyin peşinde olduğunu anladım.

" Senin kılığına girmek eğlenceli olacak Chuck. " dedi benim yüzümdeki şaşkınlığa karşı onun yüzündeki sinsilik ve muziplik dolu gülümsemesiyle.Madem öyle dedim ve saçımı aldıktan sonra uzaklaşan Lucinda'ya bu defa ben yaklaştım. Benim yüzümdeki şaşkınık bu defa ona geçmişti. Ona yaklaşmaya devam ettim ve burunlarımızın deymesine birkaç santim kala durdum. Lucinda donmuş kalmıştı.Aslında şu an onun düşüncelerini okumak istedim. Neyse elimi kaldırdım ve yumuşak saçına dokundum. Yavaçca çektim ve elime gelen biraç saç teliyle , Lucinda'ya göz kırptım. Hızla geri çekildim ve elimdeki saç tellerini önümdeki çok özlü iksir dolu bardağa koydum.Koymamla birlikte koyu bir duman oluştu. Gülümsedi ve Lucinda'ya bakarak ''Haklısın.Bence de çok eğlenceli olacak.'' dedim.

Chuck şaşırmıştı. O anda ne düşündüğünü merak ediyordum. Saçından kopardığım telden sonra yüzü değişmiş, yüzündeki aptal ama sevimli ifade kaybolmuştu. Daha sonra o bana yaklaştı. Ne yani? Saçımdan bir parça tel mi koparacaktı? Buna izin vermemeliydim. Ama donup kalmıştım. Her saniye bana daha da yaklaşıyordu ve sanki bir ömür gibiydi. Gözleri gözlerimle buluştuğunda dudaklarımı aralamamak için kendimi tutmak zorunda aldım. Ardından gülümseyerek saçımdan bir iki parça tel kopardı ve dişlerini göstererek sırıtmaya başladı. '' Haklısın.Bence de çok eğlenceli olacak.''

Kafamı çevirerek ona bakmamaya çalıştım. Çocuk gibi dilimi çıkartıp ordan ayrılmak istiyordum. Onun yerine ben de onun saç telini attım ve kollarımı birleştirerek somurtmaya başladım. Ardından profesörü dinlemeye başladım. Tüm öğrencilerin iksirlerine tek tek bakıyordu. Kimileri hayatta hiç görmediğim kişiler olmuştu. Kimilerinin de iksiri tutmamıştı. Ve o şeyi içtikten sonra sınıfın yarısı tuvalete koşmuştu. Ama bana öyle bir şey olmayacak. Öğürerek sınıftan kaçmak istemiyordum. Soğuk kanlı olacaktım. Ama midem bulanmaya başlamıştı bile. Profesör bizim masaya gelene kadar hiç konuşmadık. Daha sonra bizim masaya geldi. Bardağa önce ben uzandım ve kafama diktim.

Iyy! Bu hayatımda içtiğim en iğrenç şeydi! Anlatabileceğimi sanmıyordum. Midem alt üst olmuş, bana isyan ediyordu. Bir elim karnıma bir elim de ağzıma gitti. Aynı zamanda Chuck bana endişeli gözlerle bakıyordu. Yoksa haftalardır uğraştığımız iksir tutmamış mydı? Fakat gözlerim profesöre kaydığı zaman yüzündeki muzip ifadeyi gördüm. Ve daha sonra değişimin kendisi geldi.

En başta ellerim değişmeye başladı. Narin ellerim genişlemeye başlamış, güçlü eller olmuştu. Bu iğrençti! Neden böyle bir şey yapmak istemiştim ki? Yani birkaç dakikalığına erkek olacaktım! Midem artık bulanmıyordu ama ruhsal olarak çökmüştüm. Belki de yan masada oturan turuncu saçlı kız olmalıydım. Chuck olmaktan daha iyiydi!

Dönüşümüm tamamlandığında Chuck bana hayretle bakıyordu. Kendi yansıması gibiydi. Gözlerimi kaçırarak profesöre baktım. Avcuyla alkış tutmaya başlamıştı. " Sizi tebrik ederim. Bu gördüğüm en iyi iksir. Size tam puan veriyorum. Ayrıca cinsiyet olarak farklı olmanıza rağmen birbirinizi seçip, büyük bir cesaret göstermeniz çok güzel. Lucinda, şu panzehiri alırsan sevinirim. Bir sınıfta bir tane Chuck bana yetiyor. " dedi.

Bu sözüne bütün sınıf kahkahalarla gülmeye başladı. Elimde olmadan ben de güldüm. Ama kendimi kötü hissediyordum. Eski halime dönmek için sabırsızlanıyordum. Erkek olmak...

...çok iğrençti!

Profesör tek tek sıraları dolaşıyor ve iksirleri kontrol ediyordu.İçen herkes ya lavaboya koşuyor yada sınıfın ortasında kusmamak için yeşil bir renge bürünüyordu.Önümde tüten iksire baktım , gerçekten o kadar iğrenç miydi? Lucinda'ya baktım ve onun kollarını kavuşturmuş ve somurtmuş bir şekilde gözleriyle profesörü takip ettiğini gördüm.Bu şeyi içeceği için de endişeli görünüyordu.Tekrar profesöre döndüm.Şimdi iki kızın masasındaydı.İksiri aynı anda içtiler ve içmeleriyle birlikte öğürerek kendilerini sınıftan dışarı attılar.Aslında bu duruma kahkahalarla gülerdim ama birazdan aynı şeyi ben de içecektim.Güçlü bir mideye sahiptim neyse ki.Yoksa bu kapıdan koşarak çıkarken kendimi hayal ediyordum da.Tanrı korusun.

Profesör kızlardan sonra iki masaya daha uğrayarak bizim masamıza ulaştı.Ben daha iksir dolu bardağa dokunmadan Lucinda'nın bir dikişte tüm bardağı boşalttığını gördüm.Ben şaşkınlık ve merakla ona bakarken o bir eli karnında bir eli de ağzında kıvranıyordu.Endişeli gözlerle ona bakmaya devam ettim.O kadar uğraştığımız iksir tutmadıysa çıldırabilirdim.Benden çok Lucinda çıldırırdı aslında.Bir kaç saniye sonra Lucinda değişmeye başladı.İtiraf etmeliyim ki birinin değişimini izlemek iğrenç birşeydi.Elleri değişiyor ve büyüyordu , saçları kafasının içine çekilerek renk değiştiriyordu.Yüzü de gasrip şekillere girerek çok farklı bir hal alıyordu.Yaklaşık bir dakika sonra Lucinda tamamen değişmiş ve tıpkı benim görünümümü almıştı.Çok ilginç bir hisdi bu.Tıpkı benim gibi görünen birisiyle karşı karşıya olmak.Ben dikkatle karşımdaki bedeni-kendi bedenimi- incelerken profesör alkışlayarak konuşmaya başladı.Bende bakışlarımı ona çevirdim.Evet bu işi başarmıştık." Sizi tebrik ederim. Bu gördüğüm en iyi iksir. Size tam puan veriyorum. Ayrıca cinsiyet olarak farklı olmanıza rağmen birbirinizi seçip, büyük bir cesaret göstermeniz çok güzel. Lucinda, şu panzehiri alırsan sevinirim. Bir sınıfta bir tane Chuck bana yetiyor. " dedi neredeyse küçük bir kahkaha atarak.Profesörün bu sözleri üzerine sınıfdakiler de gülmeye başladı.Güldüm ve ''Bu durumda profesör, benim içmeme gerek var mı?Aynı iksir sonuçta.'' dedim ümitle.Bu iğrenç şeyi içip de bir kıza dönüşmek -bir-iki dakikalığına bile olsa- hiç de cazip bir fikir değildi.'' Eğer bu mucizevi iksiri tatmak istemiyorsan. '' dedi ve yanımızdaki masaya doğru ilerledi.Yüzümde ki sırıtmayla Lucinda'ya baktığımda o çoktan panzehiri içip eski haline dönmüştü bile.Erkek olmakdan iğrenmiş gibi bir hali vardı.Kolumu omzuna atıp ''Bu işi de başardık ha?'' dedim.''Sen ne kadar şanslı ve sinsi bir şeysin.Bu iksiri içmeliydin.'' dedi kolumu iterek.''Hızlı davranıp benden önce iksiri içtiğin için teşekkürler.Hem bu arada bunu yanıma alacağım belki bir gün lağzım olur.'' dedim.Masadaki iksiri elime alırken.Eh eminim bununla yapacak bir şey bulurdum.Sırıttım..

Ah, lanet olsun. Gerçekten içmemesine izin mi vermişti? Biraz önce bize tam not verdiği için sevmeye başladığım profesörden şimdi soğumuştum. Neyse ki eski halime dönmüştüm. Kolunu omzuma atarak memnun ifadesiyle konuşmaya başladı. '' Hızlı davranıp benden önce iksiri içtiğin için teşekkürler.Hem bu arada bunu yanıma alacağım belki bir gün lağzım olur."

Ah! Sınıfın ortasında hanım hanımcık ifademden çıkıp Chuck'ı sövebilirdim ama onun yerine kolunu iterek, ''Sen ne kadar şanslı ve sinsi bir şeysin.Bu iksiri içmeliydin." O ise sırıtıyordu. Kibirli yüz ifadesiyle tekrardan beni sinir edecek birkaç cümle kurdu. '' Hızlı davranıp benden önce iksiri içtiğin için teşekkürler.Hem bu arada bunu yanıma alacağım belki bir gün lağzım olur.''

Ne? İşte bu çok fazla olmuştu. Gözlerimi kısarak ona döndüm. Kendimi saldırmaya hazır bir kartal gibi hissediyordum. Öfkemin onu yakmasını istiyordum ama o hiç etkilenmemiş gibiydi. Hala o kaca, lanet olası ağzıyla sırıtıyordu! Yüksek sesle konuştum. " Ver onu bana Chuck. Benim kılığıma girmene izin mi vereceğimi sanıyorsun? Ancak rüyanda görürsün canım! " diyerek koyu renkli bardağa uzandım. Tam kavrayacakken kolumdan tuttu. Ne yapmaya çalışıyordu bu? Kendimi zorlayarak onu ittim ve bardağı kaptım. Daha demin ben sağ tarafta, o sol taraftayken şimdi yer değiştirmiştim. Tam zaferin getirdiği heyecanla muhteşem gülümsememi ona sergileyecekken elimdeki bardağı almaya çalıştı. Ancak buna izin vermezdim. İkimiz bardağı kavramaya çalışırken kırıldı ve ikimizde yere düştük. Daa doğrusu Chuck kırılan bardağın cam parçalarına, ben de Chuck'ın üzerine düşmüştüm. Aman tanrım! Amacım kesinlikle bu değildi. Ben şiddet yanlısı bir insan değildim. Chuck'ın üzerinden kalkmak istiyordum ama beni sıkıca kavramıştı. Alçak sesle küfrettiğini hayal meyal hatırlıyordum. Daha sonra avcundaki kanı gördüm ve sonra bir şey hatırlamıyorum...

Ders bitmiştir...