Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..

Aşağa gitmek 
+4
Francis Jacob R. Loreene
Stesha Irina Láerod
Carmen Bienvenida
Valerie Jane Renaud
8 posters
YazarMesaj
Valerie Jane Renaud

Valerie Jane Renaud


Mesaj Sayısı : 661
Doğum tarihi : 28/03/95
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Belirsiz.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 02/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Left_bar_bleue97/100Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty_bar_bleue  (97/100)
Düello Gücü:
Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Left_bar_bleue0/0Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty_bar_bleue  (0/0)

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 12:19 am


Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. 52666516


Aynamın karşısında oturmuş, bedenimde süzülen parlak beyaz gelinliğimi inceliyordum. Gözlerim önce sağdaki pula sonra diğerine kayıyordu. Gelinliğim gerçekten hoştu, ayaklarımın altında süzülen fırfırları, askısız ve göğsümün yarısını gösteren üst bölümü birde onu bir bütüne tamamlayan tacı vardı. Duvak istememiştim çünkü heyecandan yürüyemezken birde düşmeme katkı getirecek bir tüle ihtiyacım yoktu. Kızıl-Kahve saçlarım, arkamda düzgünce topuz yapılmıştı, birkaç tutamım ise gözlerimin önünden aşağı doğru iniyordu. Sanırım iyi gözüküyordum… Bugün yeni bir sayfa açıyordum, artık her şey değişik olacaktı… Mazide kalan hiçbir şeyi hatırlamak istemiyordum. Annemin bu mutlu günümde bana eşlik etmesini dilerdim ama… bu mümkün değildi… Gözlerimden yaşlar süzülürken, göz makyajım çoktan yanağımda yolunu bulmuştu. Neden ağlıyordum? Ayağa kalkıp komidinin üzerinden bir mendil alarak gözlerimi sildim. Eh hala siyahlıklar vardı ama az öncekinden daha iyiydi sanırım. Çivi topuklu ve üzerinde kocaman bir beyaz elmas bulunan ayakkabımı aldım ve giyindim, gayet hoştu Matt’imin hediyesi. Hazırdım artık gidebilirdim, salondan cisimlenecektik bu yüzden aşağı kata inmeye başladım. Topuklular ile merdivenlerde yürümeye alışkındım, öyle amatörler gibi sekerek yürümüyordum, gayet düzgündü yürüyüşüm. Tahta merdivenlere attığım her adım kulağımda yankılanmıyordu. Birkaç adım sonra salonda ki koltuklardan birinde bulmuştum kendimi. Oturup beklemeye başladım. Yalnızca birkaç dakikanın ardından merdivenden ayak sesleri gelmeye başladı, şuanda sadece ayak seslerini duyuyordum, ritmik olarak ilerliyordu. Evet az sonra yanımdaydı, bembeyaz teni, damatlığına uyum sağlıyordu. Ayağa kalktım ve ona sarıldım, sanki sonsuzluğa sarılıyordum... Dudağım, onunkinden yalnızca 1-2 santim uzaklığındaydı ki konuşmaya başladım; “Artık cisimlenelim mi hayatım?” kafasını salladı ve sarılmayı bırakıp elimi tuttu, boşluğa çekilme hissi…


~ Mekanı Anlatan Yazı ~

Düğün mekanı berrak bir denizin kenarındadır. Beyaz masaların çevresinde onların boyutuna ve rengine uygun birkaç sandalye vardır. Her masanın üzerinde birkaç içki ve bardak bulunmaktadır. Bunu yanı sıra isteğe göre büyücüler içki söyleyebilirler. Bütün masaların görebileceği ve mekanın yaklaşık olarak ortasında bulunan zemini kırmızı karelerden oluşan bir sahne vardır. Mekanın belli yerlerinde ise büyük kırmızı kolonlar bulunmaktadır. Sahnenin üzerinde hem sahneyi süsleyen hem de zamanı geldiğinde soliste eşlik edecek birkaç mikrofon vardır. Işıklandırmalar ise zemin üzerindeki ufak lambalar sayesinde yapılmaktadır. Mekanı çevreleyen kısa kahverengi çitlerinde üzerinde de, ufak kırmızı, ortamı nostaljik yapan lambalar vardır.

~ Düğün Hakkında Bilgi~

*5. Sınıf altında okuyan öğrenciler yanında bir yetişkinle gelmek durumundadır.
*Düğün gece 00:00'da başlayacaktır, sabaha kadar devam edecektir.
* Öğrencilerin içki içmesi yasaktır ( ama yetişkinler görmeden içebilirler xD)
* Sarhoş olmak yasaktır Very Happy
*Mekan içinde cisimlenmek yasaktır.
*Mekanı koruyan büyüler ve büyücüler vardır.



Dipnot: Düğün'e rp 11.07.2009 tarihinde yazılmaya başlanacaktır ve düğün offline yapılacaktır =)


En son Madison Jane Stephanié tarafından Ptsi Tem. 13, 2009 6:03 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com/t6862-j-a-n-e
Carmen Bienvenida

Carmen Bienvenida


Mesaj Sayısı : 127
Evcil Hayvanı : Moon.
Kayıt tarihi : 09/06/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 12:58 am

... Rezerve ettim burayı Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. 748998
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stesha Irina Láerod

Stesha Irina Láerod


Mesaj Sayısı : 871
Doğum tarihi : 26/05/91
Yaş : 32
Mücadele Tarafı : Tarafsız Ste.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 03/05/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 1:13 am

Hrrr!* Stesha uyuyordu anlaşılan. Bütün gece bardaki kavgayı çözümlemeye çalışmıştım ve şimdi de harap ve bitap düşmüştüm. Bir yandan geri zekalı* çalar saatim durmadan çalıyor, bir yandan da bugün için yapacak bir işim olup olmadığını düşünüyordum. Ah, tabi ya. Salak kafam! Jane’n düğünü vardı bugün. Nasıl da unutmuştum? Hemen yatağımdan fırladım ve saatime baktım. Henüz iki saat vardı başlamasına. Ama olsun özenli olmam gerekiyordu. Bugün yanımda Charles’n olmasını çok isterdim. Ama malum bir türlü bitmek bilmeyen iş seyahatlerinden bana ve en kadim dostlarına zaman kalmıyor. İyi ki arkadaşlarım vardı yanımda da yalnız kalmıyorum. Bugün için ise Rud ile anlaşmıştık. Normal şartlara göre bir saat sonra falan buraya gelmiş olur. Ne kadar da rahat söylüyorum bunu? Hazırlanmak için sadece bir saat.! Saçlarımı yukarıdan toplayıp, banyonun yolunu tuttum. Önce duşa girip, ter kokumu yok ettikten sonra, lavabonun önünde durup dişlerimi fırçaladım. Jane ile en son buluşmamız da fazla karamsardım. Ne giyeceğim? Gelmesem olmaz mı? Siyah giysem ne olur? Ah..* Fazla saçmalamışım anlaşılan. Ne diye siyah giyinecekmişim ki? Yeni evliyim ben. Ve oldukça mutluyum. Karalara bağlanamam hiç.

Elbise dolabımın kapağını açtım ve kıyafetlerime bir göz gezdirdim. Düğün için aldığım iki kıyafet yan yana askıda duruyordu. Onları fark etmem uzun sürdü. Çünkü elbise dolabımda yok yok. Ne moda olsa hemen alırım. Adım da boşuna kokoş* konmadı ya? Evet, iki kıyafeti yatağın üzerine serdim. Birisi mor ve gri renklerinin hâkimiyetini sürdürdüğü, göğüs ve sırt dekoltelerinden oluşan bir kıyafet. Diğeri ise bembeyaz, yerleri süpürecek derece de uzun olan ve sadece sırt dekoltesi olan bir kıyafet. Hangisini giyeceğime bir türlü kıyafet veremiyordum ki aklıma çalışanımız Keira geldi. Şu an mutfakta olmalıydı. İki kıyafetimi de elime aldım ve yanına gittim. Ona kısa bir mankenlik şovu sergiledikten sonra morlu elbisemin daha çok yakışacağını söyledi. Fransız asıllı olan Keira’nın söylediklerini ve zevkine daima inanırım. Dediğini uyguladım ve morlu elbisemi üzerime geçirdim.

Saçlarım mı? Hallettim bile. Dalgalı olan sarı saçlarımı aşağıya doğru sarkıttım. Zaten kendiliğinden şekilli bu saçlar. Abartılacak bir modele sokmaya gerek yok. Ee geriye bir de makyaj kalıyor değil mi? Ustasıyım bu işin ustası! Makyajımı bitirmek beş dakikamı bile almadı. Her şeyim tamamdı şu an. Aynanın karşısına geçtim ve kendime bakmaya başladım. Harika görünüyordum, her zaman ki gibi. O sırada çalan kapıyla irkildim Rud gelmiş olmalıydı. Giyeceğim topuklu ayakkabılarımı elime aldım ve kapıya yöneldim. Harika görünüyordu. Bu gece yanına yakışacaktım doğrusu. Hemen sevgili arkadaşımın koluna girdim ve kapıya yöneldik. Ayakkabılarımı kapının eşiğinde giyindim. Fazla topukluydu. Umarım bütün gece beni inletmezdi. Kısa bir sıkışıklık hissinin ardından düğünün gerçekleşeceği sahil kıyısında bulduk kendimizi. Masanın üzerine bırakılmış içkileri görünce hemen yanlarına damladım. Gelin ve damat henüz ortada görünmüyordu. O süre zarfında Rud ile konuşup, aşk hayatından bahsetmek istiyordum. Ne de olsa uzun süredir görüşmüyorduk. Sahilin dibinde olan masaya oturdum ve karşımda ki Rub’a yöneldim.

‘’Ee küçük çapkın. Neler yapıyorsun bakalım? ‘’


En son Stesha Irina Láerod tarafından C.tesi Tem. 11, 2009 6:05 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Francis Jacob R. Loreene

Francis Jacob R. Loreene


Mesaj Sayısı : 14
Doğum tarihi : 23/07/95
Yaş : 28
Mücadele Tarafı : Hangi taraf? Genelde parası çok olanları tutar kumarda. Başka taraf bilmez, görmezden gelir xD
Sihirsel Soy : Melez ama muggle bir babaları olduğunu saklıyorlar.
Evcil Hayvanı : Rud, Fran, Jac, Fire Man, Shaker...
Kayıt tarihi : 31/05/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 1:26 am

Stesha'nın evinden sonra son durak Matt ve Jane'in düğünüydü. Düğünlerle arası iyi olmayan Francis, yakın arkadaşı Stesha'nın hatrına ona eşlik etmeyi kabul etmişti. Stesha şık bir bayandı, onun yanında şık görünmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu yüzden siyah bir takım elbise giymişti ve olabildiğine etkileyici, hoş kokulu bir parfüm sıkmıştı. Saçları her zamankinden daha düzgündü. Eh, güzel ve şık bir bayanın yanında olmak bazı şartlar gerektiriyordu tabi. Şikayetçi değildi, Stesha eğlenceli biriydi. Onun yanında asla sıkılmazdı. Charles çok şanslıydı ki onun gibi biriyle evlenmişti. Francis'in evlilik gibi bir şansı yoktu. Loreena ile evlenmesi imkansız gibiydi. İkisinin de işleri başından aşkındı. Tabi her zaman beraberlerdi, barda yeterince vakit geçiriyorlardı. Hatta neredeyse, orada uyuyorlardı. Halinden memnundu, tıpkı şimdi olduğu gibi. Stesha büyüleyici kokuyordu. İnsanın hislerini uyuşturuyordu adeta. Hele sarı ve güneşi anımsatan saçları... Francis uyuşuk bir gülümsemeyle ona baktı. Acaba ne zaman dayı olacaktı. Charles ve Stesha bebek düşünüyorlar mıydı? Herhalde cevap hayırdı, biraz daha mutlu gün yaşamak haklarıydı. Gezip tozmak, sorumsuzca davranmak. Çocuk gelince bunların hepsi biterdi.

Düğün alanı muhteşemdi; muhteşem kelimesi bile bunu anlatmaya yetmeyebilirdi. Meleklerin konaklama yeri, olarak adlandırabilirdi burayı Francis. Gerçi yanında Stesha varken meleklere gerek yoktu. Onu gecenin en şık bayanı olarak ilan etmeden önce gelini görmeliydi. Büyük ihtimalle o da aşağı yukarı her gelin gibi çok güzel olmuştu ve tabi partneri; Francis elinde olmadan bütün erkekleri akbaba gibi görüyordu ki kendisi de bu akbabalara dahildi. Belki de iyi adamlarla arkadaşlık kurmadığından etrafta iyi birilerinin olabileceğini unutmuştu. Umduğu şey, Jane'in eşinin iyi biri olmasıydı. Jane'le pek konuşmuşlukları yoktu ama onun eğlenceli ve olgun bir insan olduğunu biliyordu. En azından dırdırcıyı okuması yeterdi bunu bilmesi için. Ah, şimdi beynimi uyuşturacak bir kokteyl harika olurdu doğrusu! Stesha'nın sahilin dibinde olan bir masaya oturduğunu fark edince Francis de kokteyl arzusunu bir kenara itip onun karşısına oturdu. Ee, şimdi ne olacaktı? Muhabbet başlatma konusunda usta olduğu söylenemezdi. Çok geçmeden Stesha imdadına yetişti. "Ee küçük çapkın. Neler yapıyorsun bakalım?" diye sordu Francis'e. Francis onun ne kastettiğini anlamıştı. Aşk hayatı hakkında konuşmak istiyordu. Zaten Stesha ile yaptıkları en mükemmel muhabbet buydu. Uzun zamandır da konuşmadıklarına göre bu konuda anlatacakları şeyler vardı elbet. "Her zamanki gibi. Barmenlik çok yoğun bir meslek. Bu yüzden Loreena ile dışarıdaki hayatımız çok vasat, hatta hiç yok. Ama tabi barda hep birlikteyiz. Onun başka erkeklere cilve yapışını izlemek o kadar da rahatsız edici olmamaya başladı." Francis de aynı durumdaydı tabi. Genç bayanları etkilemeliydi ki onlar bir daha Vegas Bisca'ya gelmek istesinler. Başka türlü kalıcı müşteri edinmek zor olurdu. Tabi Francis'in yaptığı muhteşem kokteyller de etkili oluyordu. O bu işte ustaydı. Kim onun karizmasına ve kokteyllerine karşı koyup Vegas Bisca'ya gelmeyi reddederdi ki? Sayılı birkaç kişi. "Ee? Senin yeni hayatın nasıl gidiyor? Umarım Charles'la aranız iyidir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Juliette Pedersen

Juliette Pedersen


Mesaj Sayısı : 148
Doğum tarihi : 26/04/95
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Tarafsız.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 16/05/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 1:48 am


Harikalar diyarını andırıyordu âdeta burası . Hatta daha da ötesinde bir yeri. Tenine çarpan rüzgâr , eşliğinde sahneye yakın bir masaya ilerliyordu. Bu gece sahneyi Stesha ve O paylaşacaktı. Altın sarısı saçları rüzgarın estiği yönün tersine savrulurken , zerafetiyle göz doldurduğunun farkındaydı. Mor elbisesi , vücudunu tamamıyla sarmalarken , bir yandanda vücut hatlarını belli ediyordu. Abartıya kaçmadığı makyajı ise , görünümünü tamamlıyordu. Denizin kokusu burnuna ilişirken , gözleriyle etrafı süzmeye devam ediyordu. Yavaş yavaş gelmeye başlayan konuklar olsa da , mekanda henüz boş denilebilecek kadar az kişi vardı. Deri , el çantasını avuçlarının içinden masaya bırakırken önündeki içkilerden birinin tatmaya koyulmuştu. Denizin huzur verici sesini dinlerken , masaların giderek dolduğunun farkına vardı. Kadınsal bir içgüdüyle gelen her bir konuğu baştan aşağıya süzüyordu. Gelin ile damat ise hala teşrif etmemişlerdi. Madison'ın gelinliğini oldukça fazla merak ediyordu. Sade bir gelinlik mi tercih etmişti yoksa , metrelerce duvağı olan abartılı bir gelinliği mi seçmişti. Birden bire zihninde , binlerce gelinlik modeli oluşuvermişti. Yüzüne yerleşen keyifli bir gülümsemenin ardından , içkisinden tatmaya devam etti. Tanıdık birilerini görmek ve biraz çene çalmak istercesine , birilerini arıyormuşcasına ard arda gelen konukları süzmeye devam etti. Bir yandan da söyleyeceği şarkının sözlerini , içinden tekrarlıyordu. Sahneye çıktığında , bir felaket yaşanmasını hiç kimsenin istemeyeceğinden emindi.


-I can feel a hot one'ı söyleyeceğim Ecoş-
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 1:56 pm

İşte haftalardır , hatta aylardır heyecanla beklerdiğim gün gelip kapıya dayanmıştı . Hergün heyecanımın katlanadığını hissedebiliyordum ama bugünkü heyecanım anlatılamayacak kadar fazlaydı . Her an içimde patlamaya hazır bir bombayla dolaşıyordum sanki , en ufak bir olumsuzlukta patlayıp herşeyi mahfedecek bir dürtü ... Aldırmamaya çalıştım . Önce ılık bir duş aldım beni biraz olsun rahatlatacağını düşünerek ; evet vücudum rahatlamıştı ama içimdeki patlamaya hazır o tarif edemediğim şey hala bedenimi zorlamaya devam ediyordu . Ne yapacağımı bilemez halde dolaba yöneldim ve damatlığımı çıkardım zarif bir hareketle . Siyah olsun istememiştim düğünde giyeceğim şeyin , o yüzden gök mavisi bir cüppe tutuyordum şimdi elimde . Cüppemi giymem de beş dakikamı almıştı yalnızca , hemen aynanın karşısına geçip camdaki titrek silületimi izledim birkaç saniye . Gök mavisi cüppem beyaz tenimle uyum sağlamıştı ; koyu geri , kulaklarımı kapatacak derecede uzun saçlarım da ayrı bir hava katmıştı bu uyuma . İstemsizce gülümsedim , hoş görünüyordum ama içimde bir endişe de yok değildi . Jane'in yanında nasıl dururdum bilemiyordum , onun muhteşem güzelliğinin yanında kara bir leke gibi durmak korkutuyordu beni . Düşünmemeye çalıştım , hemen yatağımın üzerine doğru uzanıp Jane'in benim için seçtiği kol düğmelerinin bulunduğu kutuyu açtım . Sevgilimin zevkine bir kez daha hayran kalmıştım , beyaz altından yapılmış düğmeler gerçekten göz kamaştırıcıydı . Ayrıca cüppemle de uyum içerisindeydi . Ko düğmelerimi de takınca giyinme işini de bitirmiş oldum . Aynada son bir kez kendimi izleyip onaylarcasanına başımı salladım ve tekrar dolabuma yönelip bu sefer alt kısımda bulunan kutuyu aldım . Ayakkabılarım kutunun içinde beni bekliyordu . Neredeyse saçlarımla aynı olan renkleri etkileyici görünüyordu ve yapbozun son parçası gibiydiler benim için . Ayakkabılarımı da giydiğimde artık hazırdım , heyecanımı yenmek istercesine birkaç saniye yerimde sabit kalıp derin derin üç defa nefes aldım ve kapıya soğru yöneldim .
~~
Jane'in daha inmediğini tahmin ediyordum , o yüzden şimdilik rahattım . Ama merdivenleri inip bakışlarımı salona çevirdiğimde midemin tam bir takla attığını hissettim . Kan adeta beynime sıçramıştı , olduğum yerde donakalıp gördüğüm şeyin gerçek olup olmadığı yönündeki düşüncelerimi irdelemeye başlamıştım . Öyle güzeldi ki ... Bembeyaz gelinlik içerisinde melekten farksızdı , sanki ışık saçıyordu etrafına , dokunduğu herşeyi güzelleştiren bir ışık ... '' Mükemmel görünüyordun sevgilim . '' Sadece bu cümle dökülebilmişti dudaklarımdan . Gözlerimi alamıyordum karşımdaki mükemmel güzellikten , bu muhteşem güzelliğin birkaç saat içinde tamamen benim olacağı düşüncesine inandırmaya çalışıyordum hala kendimi . Sonunda ayaklarımın bağı çözüldü ve yürümeye başladım ağır adımlarla . Yaklaştıkça kalp atışım arttı arttı ve onun nefesini hissedebilecek duruma geldiğimde yerinden çıkacak gibiydi artık . Aldırmamaya çalıştım , sevgilimin o muhteşem gözlerine odaklanıp birkaç saniye hayallere daldım . Anca onun sesiyle kendime gelebildim . Hafifçe gülümsedim ve sevgilimin yumuşacık elini elime aldım . Boşluğa çekilme hissi ...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valerie Jane Renaud

Valerie Jane Renaud


Mesaj Sayısı : 661
Doğum tarihi : 28/03/95
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Belirsiz.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 02/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Left_bar_bleue97/100Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty_bar_bleue  (97/100)
Düello Gücü:
Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Left_bar_bleue0/0Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty_bar_bleue  (0/0)

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 8:13 pm



Hala elleri ellerimdeydi fakat bedenlerimiz mekan değiştirmişti, genelde beyaz ve kırmızı renklerin kullanıldı düğün mekanımızdaydık şimdi. Ortam gerçekten çok hoştu, birkaç kişi gelmiş masalarında sıcak sohbete başlamıştı bile. Hemen yanımızda ki deniz ise sanki bize yak uyduruyormuş gibi usulca dalgalanıyordu. Cisimlenmeden yalnızca birkaç saniye önce Matt’in söylediklerini duymuştum, sanki kendine bakmadan konuşmuştu. Çekici ve bir o kadarda etkileyiciydi. Benim olmasına yalnızca birkaç saat vardı. Ömür boyu mutluluk… Hala elini tutuyordum, bizim için koyulmuş sandalyelere doğru yürüyorduk; “ Yalnızca birkaç saat sevgilim… “ kulağına fısıldamıştım, onun bile tam olarak duyduğundan emin değildim. Birkaç saniye sonra beyaz örtülere bürünmüş sandalyelerde oturuyorduk, esen rüzgar bazı eteklerin havalanmasına sebep oluyordu… Gecenin bir vakti olmasına rağmen hava çok sıcaktı, tıpkı benim istediğim gibi. Matt’e baktım, eşsiz gözlerine… Dehşet vericiydi yüz hatları. Onu öpmek istiyordum yalnızca birkaç saat değil sonsuza dek, sonsuza dek tek vücut olmamızı istiyordum ama sanırım bunları dillendirmenin yeri burası değildi, söylemek için evde bir sürü vaktimiz olacaktı. “ Sıkıldım oturmaktan, beni ne zaman dansa davet edeceksin? “ dedim ve gülümsedim, ona kalsa dans etmez burada otururduk herhalde ama benim oturmaya niyetim yoktu, dans etmek istiyordum her ne kadar heyecandan titresem de…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com/t6862-j-a-n-e
Stesha Irina Láerod

Stesha Irina Láerod


Mesaj Sayısı : 871
Doğum tarihi : 26/05/91
Yaş : 32
Mücadele Tarafı : Tarafsız Ste.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 03/05/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 9:41 pm


Masaya oturmuş, Rud tarafından gelebilecek her türlü soruyu cevaplayabilecek potansiyeli üzerimde bulundurmaya çalışıyordum. Ne de olsa yeni evli çiftlere sorulacak sorular bellidir. Nasıl gidiyor evlilik? Ne zaman dayı – teyze olacağım? Bugün niye Charles senin yanında değil? İlk günlerden gelin yalnız bırakılır mı? Püf. Bu soruların gelmesi aslında çok normaldi. Ama bunlara verilecek cevabım hazır değildi. Ne zaman çocuk sahibi olacağım. Bana kalırsa hemen isterim ama Charles henüz erken olduğunu, bir süre birbirimize doymamızı söylüyor. Onun açısından bakarsak pek de haksız sayılmaz hani. Ama bir de bunu meraklı çevreye anlatmak var. Sanki onları çok ilgilendirirmiş gibi ^^. Sanırım düşüncelerimden sıyrılmalıyım. En azından bugün. Başımı sağa sola çevirmekten yorulmuştum. Ama hala Jane ve Matt’ı göremiyordum. Vaz mı geçmişlerdi ne? Matt sonunda bizim nazlı kızımızın isteklerinden yorulmuş muydu acaba? Böyle düşünmek her ne kadar çirkin olsa da beni güldürmüştü. Jane’i çok merak ediyordum. Acaba gelinliği nasıldı? Beraber seçecektik ama yeni evli olmam dolayısıyla yanında bulunamadım. Bundan dolayı biraz burukluk yaşamıyor değildim. Rud ile aramızda ki sessizliğin bozulmasına inanaraktan ona sorumu yöneltmiştim. Ama ondan henüz bir cevap gelmemişti. Başımı hadi ama artık* dercesine salladım. Ne demek istediğimi anlamış olsa gerek içkisinden son bir yudum daha alarak konuşmaya başladı.
"Her zamanki gibi. Barmenlik çok yoğun bir meslek. Bu yüzden Loreena ile dışarıdaki hayatımız çok vasat, hatta hiç yok. Ama tabi barda hep birlikteyiz. Onun başka erkeklere cilve yapışını izlemek o kadar da rahatsız edici olmamaya başladı."
Bu söylediklerinden anlaşılıyordu ki bizim küçük çapkın Loreena’yı sevmiyor. Buna şaşmamak gerekiyordu aslında. Ne de olsa Rud’n dediği gibi bar dışında görüşmüyorlardı. Zannediyorum ki tek yaptıkları şey; yatak arkadaşlığı. Ki de bu Rud’n Loreena yı bırakmamasında oldukça büyük bir etken. Her gün tanımadığı birileriyle birlikte olmaktansa, onu seven birilerini tercih ederdi yatakta.

''Ee? Senin yeni hayatın nasıl gidiyor? Umarım Charles'la aranız iyidir."
Eh, tabi bir tek kocacığım var. Bu özel günde yanımda olmasını bu yüzden istiyordum işte. Herkes sorup duracak ve benim de keyfim kaçacaktı.Neyse ki bunu şimdilik tek soran Rud idi.
‘’Loreena yı sevmediğini biliyorum tatlım. Kendini kasmana gerek yok. Ayrıca yeni hayatım oldukça etkileyici. Bilirsin özgürlüğüme fazla düşkünüm. Yatağımda beni seven birisinin olması beni mutlu ediyor. ‘’ dedim ve yüzüme yerleşen gülümseme ile birlikte şarabımdan bir yudum aldım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lorrinda Aldorra Lwinkley

Lorrinda Aldorra Lwinkley


Mesaj Sayısı : 330
Doğum tarihi : 13/08/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Yoldaşlık..
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Lorr
Kayıt tarihi : 02/05/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 11, 2009 11:07 pm





Düğün yerine ulaştığım da sahil kıyısında fazla kişi yoktu. Bu gelin hanım ve damat beyi bu en mutlu günlerin de daha yakından görmesi için bir fırsat olabilirdi. Emindi ki Jane öyle güzel gelin, Matt'de öyle yakışıklı bir damat olmuşlardı. İçeriye doğru girdiğin de esen rüzgar kısacık eteğimin bir nebze havalandırdığını hissettim. ve ellerim ile onları korumaya çalışırken 3 merdivenden aşağıya indim. Etrafıma baktığım da herkes birileri ile konuşuyordu tek yalnız ben kalmıştım. Kendimi biraz damsız hissetmiştim ama yine de en iyi arkadaşımın düğününe gelmek çok güzel bir şeydi. Sevgilim Kevin Ölüm yiyen olduğu için bu düğüne katılması iyi bir fikir değildi. Onu yalnız bırakmıştı fakat sorun değildi. Kendi başının çaresine bakabilcek kadar büyümüştü. Biraz yürüdükten sonra Stesha ile en yakın arkadaşını gördüm ve onlara gülümseyerek selam verdim. Çok güzel olmuştu Stesha. Göz kamaştırıyordu. İçimden '' Stesha böyle olduysa gelini düşünemiyorum bile. '' Jane'yi merak ediyordu. Neredeydi acaba. Biraz daha yürüdükten sonra sahil kenarında ki gelin ve damat için ayrılmış olan masa da Matt ile Jane'i gördüm ve onların yanlarına gitmek için adımlarını o yöne doğru çevirdim. Jane gerçekten göz kamaştırıyordu. Kendimi bir an için onların yanında sönük bulmuştum. Harika ve öyle güzel görünüyordu ki Matt'e bu fikrinden dolayı bin kere teşekkür etmek gelmişti içimden. Sonra da saçmaladığımı anladım ve bir kaç adım sonra genç çiftin yanında buluvermiştim kendimi. Jane yüzüne denize dönmüş Matt ile bir şeyler konuşurlarken elimi omzuna attım ve gülümseyerek söze başladım. '' Seni yaramaz gelin. Büyümüşte evleniyor ha! '' Gülümsedim ve boynuna atladım. Çok güzel görünüyordu. Elbisesinin ışıltısı gözlerini kamaştırmıştı. Kendimi boynundan aldıktan sonra onu şapur şupur öpmemek için kendimi zor tutuyordum. Matt'e baktım ve gülümseyerek elini sıktım. O da çok yakışıklı görünüyordu. Tekrardan gözlerimi Jane'nin gözlerine diktim ve ona övgüler yağdırmaya başladım. '' Çok harika görünüyorsun tatlım. Kendimi senin yanında sönük hissettim. Matt'cim Jane'ni düğün günü yanından çalarlarsa şaşma. ''

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimePtsi Tem. 13, 2009 5:58 pm

Hava tekrar ciğerlerime dolup minnetle nefes almaya başlayabildiğimde tam da beklediğim mekan kucak açtı bize . Yosun kokusunu burnumda hissederken gözlerim beyaz ve kırmızının muhteşem uyumunu izliyordu . Jane'in zevki fevkaladeydi ; zarif bacaklara sahip , bembeyaz masa ve sandalyeler , hemen yanlarında bulunan kırmızı renkteki kolonlarla muhteşem bir uyum oluşturuyordu . Ellerim hala sevgilimin elllerini tutarken en öndeki zarif masaya ilerlemeye başlamıştık bile . Ben çevreme bakınırken onun güzel sesiyle fısıldadığını duyabiliyordum . Kıyıya vuran dalgaların sesi bulanıklaştırıyordu kelimeleri , anlamam için birkaç saniye düşünmem gerekti sevgilimin söylediklerini . '' Evet yalnızca birkaç saat , sonra sonsuza kadar birbirimiziniz . '' Gülümsüyordum , eşsiz güzelliğiyle büyülüyordu beni Jane ve büyünün etkisiyle heyecanı da hissetmez olmuştum artık . Sonunda masaya ulaşıp oturduğumuzda herşey hazır gibiydi . Konuklarımızın çoğu gelmişti ve tehlikeli müzikler çalmaya başlamıştı . Her geçen saniye üzerimdeki baskının arttığını hissettim , dans kaçınılmaz bir hal alıyordu ama yine de erteleyebildiğim kadar erteledim o anı . Tabii ki dans etmek sorun değildi benim için ama dans ettiğim kişi Jane olunca kendimi kaybediyordum . Diken üstünde gibi oluyordum sanki , vücudum terliyor , ayaklarım titriyordu . Bunları daha önceki tecrübelerimden net bir şekilde anımsayabiliyordum . Jane'in güzel sesi ikinci kez kulağıma çalındığında artık kaçamayacağımı anladım ve oturduğum sandalyeyi hafifçe geriye doğru iteleyip ayağa kalktım . Sağ elimi ileri doru uzatmıştım , gözlerimi ise tutkuyla sevgilimin masmavi gözlerine odaklamıştım . '' Güzel bayan benimle dans etmek ister mi acaba ? ''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lyra Gwendolyn Moonrisé

Lyra Gwendolyn Moonrisé


Mesaj Sayısı : 130
Doğum tarihi : 15/10/91
Yaş : 32
Mücadele Tarafı : ölümyiyenleri yiyorumm (:
Sihirsel Soy : melezim, melezsin, melez xD
Evcil Hayvanı : LayLay derler ama hiç hoşlanmaz...
Kayıt tarihi : 23/05/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeSalı Tem. 14, 2009 9:03 am

Günlerce beklediği gün bu sabah Güneş'in güne "Merhaba" demesiyle başlamıştı. Lyra çoktan giyinmiş, Claire'e saçlarını çoktan yaptırmış, makyajını tamamlamıştı. Buna rağmen üzerinde heyecanın zerresini hissetmiyordu. Bu heyecansızlığında Claire'in evinde oluşunun, onun elbiselerinden birini giymesinin ve en çok da abisiyle yaptığı geçen geceki münakaşanın payı büyüktü.
Çocukluktan kalma bir alışkanlık olsa da Lyra ve Matt’in her zaman kavgalı bir abi-kardeş ilişkisi olmuştu. Düğüne üç gün kalmış olmasına rağmen bu huylarından vazgeçmemişlerdi. İşte ne olduysa perşembeyi cumaya bağlayan o gece olmuştu. Her günden daha heyecanlı ve gergin görünen Matt, mutfakta kendine kahve hazırlamaktaydı. Lyra yanına gidip her zamanki alışkanlığıyla ona takılmak istedi. Matt kahveyi asasından yardım almadan yapmaya çalışıyor ve haliyle başarılı olamıyordu. Görünüşe göre aklı pek yerinde değildi. Lyra bir süre mutfak kapısında onu izledikten sonra yüksek sesle ve son derece alaylı bir şekilde gülerek mutfağa girdi. Tam o anda kahveye odaklanmış olan Matt bu beklenmeyen sesle sıçradı ve cezvenin kontrolünü yitirip kahveyi üstüne döktü. Bu durum Lyra’nın daha çok gülmesine neden oldu. Asasını çekip cezveyi havalandırarak;

“Sen arada büyücü olduğunu unutuyor musun? Abi, sana söylüyorum bunadın sen evlenmek senin neyine!” dedi ve kahkahalarına yenilerini ekledi. Matt çok sinirlenmiş görünüyordu ama Lyra o anda bunu fark edecek şuura sahip değildi. Asasıyla cezveyi salına salına musluğun altına uçuruyordu ki Matt bir hışımla asasını çekmiş onun duyamadığı daha çok tıslamaya benzer bir sesle savurduğu büyüsüyle cezveyi kıvılcımlar çakarak havaya fırlatmış ve patlatmıştı. Lyra abisini -annesinin ölümüne sebep olan ölüm yiyenin kimliğini öğrendiği gün hariç- hiç bu kadar öfkeli görmemişti. Gözlerinden ateş saçıyordu. Lyra işte o an ne kadar büyük bir pot kırdığını anlamıştı. Her şeyin bir zamanı olduğunun doğruluğunu böyle bir anda kavramak istemediği gözlerindeki korkudan anlaşılıyordu. Matt,
"Büyü artık Gwen!" dediğinde asa tutan eli hala havada 90 derecelik bir açıyla, cezvenin havaya uçtuğu noktayı işaret ediyordu. Matt ancak çok sinirli olduğunda ya da Lyra'nın dikkatini çekmek istediğinde ona ikinci ismiyle hitab ederdi ve Lyra bu defakinin sinirden olduğuna Marlyn'in mor sakalı üzerine yemin edebilirdi.

"Kendinden başkalarını da önemsediğin zaman karşıma çık. Şimdi uzaklaş!"

Matt'in ağzından çıkan bu son cümle Lyra'yı derinden yaralamıştı. Ağzını açmasına yardım eden kasları kilitlenmiş gibiydi. Zorlukla ağzından çıkmaya çalışan zavallı kelimeler de Matt'in duvar gibi cümlesine karşı etkisiz kaldı.

"A-ama ben...-"
"Git! Düğüne kadar da gözüme görünme!"
"Ben sadec-"
"Git dedim!"


Mutfaktan nasıl çıktığını, merdivenleri nasıl geçtiğini hatırlamıyordu. Odaya girip kapıyı kapattı. Kapının arkasına yaslandı. Bir anlık kararsızlıktan sonra asasını çekti.
Accio süpürge!
Süpürge bağlı olduğu bahçe kulübesinden fırlayıp Lyra'nın odasının penceresinden hızla uçup içeri girdi. Lyra, asasını cüppesinin cebine özensizce tıkıştırıp süpürgesine bindi. Ayaklarını yere gereğinden fazla vurmuş olacak ki "Yukarı!" demesiyle başının tavanı yalaması bir oldu. Çok zorlanmadan dengesini yeniden kazandı ve büyük pencereden geçip dışarı doğru uçtu.

Lyra o gece soluğu en yakın arkadaşı Claire'in evinde almıştı. Evlerinin arasındaki mesafe çok olmasa da abisinin oraya bakmak ya aklına gelmemişti ya bu durumu fazla aldırmamıştı ya da geri döneceğinden emindi. Ki, Lyra ikinci seçeneğin doğruluğu konusunda en sevdiği kitabı üzerine yemin edebilirdi. Claire, karşısında Lyra'yı görünce oldukça şaşırmıştı. Üstelik onu gecenin bir yarısı penceresinden içeri bir süpürgeyle girerek uyandırdığını da düşünürsek... Bütün bir cuma günü Lyra kendine ne kadar aptal olduğunu anlatmakla, Claire de bu sözleri dinlemekle geçirmişti. Cumartesi akşam üstüsü Lyra düğüne gidip abisinden özür dilemeye karar vermişti. Ama yanına hiç bir şey almadığı için düğüne giyecek kıyafeti de yoktu... Üstüne üslük o gelinin nedimesi olacaktı. Basit bir cüppeyle düğüne nedime sıfatını taşıyarak gidemezdi, zaten abisinin de affedeceğinden şüpheliydi. Claire düğüne gitmesi için kendi gece cüppesini Lyra'ya verdi. Mavi, kolsuz ama etekleri oldukça kabarık bir cüppeydi bu. Düğün için ideal bir havası vardı.
~~~
Lyra çoktan giyinmiş, Claire'e saçlarını çoktan yaptırmış, makyajını tamamlamıştı. Buna rağmen üzerinde heyecanın zerresini hissetmiyordu. Claire kaldırmasa düğüne gidecekmiş gibi de durmuyordu. Oysa bir hafta önce bu düğün için ne planlar yapmıştı...
Düğünün gerçekleşeceği sahilde cisimlendiği anda her zaman zevkini takdir ettiği Jane'in bu takdirleri ne kadar hak ettiğini bir kez daha düşündü. Sahil boyunca yer alan dizi dizi masaların bembeyaz örtüleri akşamüstü meltemiyle dalgalanıyordu. Tam da gel-gitlerin coştuğu bu vakitte dalgalar masa ayaklarını adeta yalıyordu. Kırmızı kareli zemini ve aynı kızıllıkta büyük kolonları ve aydınlatmasıyla dans pisti de oldukça göz kamaştırıcıydı. Ama Lyra etrafa göz gezdrince gözlerini en çok kamaştıran güzelliğin beyaz gelinliği içinde bir kuğu gibi süzülen Jane olduğunu farketti. Saçlarının kızıllığı ile gelinliğinin o muhteşem beyazlığı insanı alıp götürüyordu. Birden Jane'in koluna girmiş, kulağına bir şeyler fısıldayan Matt Lyra'nın gözüne takıldı. Abisini son aylarda hiç olmadığı kadar mutlu görüyordu. Dudaklarındaki o memnun gülümseme kulaklarına doğru yola çıkmıştı. Lyra kendi kendine abisinin ne kadar yakışıklı olduğunu düşünerek gururlandı. Şimdi yanlarına gidip onları tebrik edecek, abisinden af dileyecekti. Mutluluktan uçmak üzere olan çiftin yanına yollandı. Mutlu çiftle arasında iki masa mesafe kalmıştı ki dans için ayaklandılar. Lyra da ilk dansı izlemek için olduğu masaya otururken hevesini bir kaç dakika sonraya erteledi. Masadaki içeceklerden balkabağı suyunu alıp içmeye koyuldu. Jane dans ederken gerçek bir veelaydı.

Deep note: Aamet umarım çok abartmamışımdır... Yaklaşık bir yıldır rp yazmıyorum abi-kardeş kavgasında kendimi çok kasmış olabilirim... Suspect Ece, iki gün önce yazacaktım bunu ama bilgisayarı dayımdan zor aldım, kusura bakma (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lorinna Granuerre

Lorinna Granuerre


Mesaj Sayısı : 482
Doğum tarihi : 06/11/93
Yaş : 30
Mücadele Tarafı : Tarafsız.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 01/05/09

Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeC.tesi Tem. 18, 2009 5:05 pm

"Sana hesap vermek zorunda değilim! Oldu ve bitti, artık istemiyorum seni. Anlamamakta niye bu kadar ısrarcısın? Uzak dur benden, senin değilim artık."

Bir nefeste söylemişti bunları. Soluksuz kalmıştı ve aciz bedeni acı içinde kıvranıyordu. Elini kolunu çekiştiren adam yüzünden acı çekiyordu Letje. Aldatıldığını görmüştü. Üstelik bunu kabul ediyordu adam. Ne kadar da acı bir durumdu bu. Letje yüzüne bakmamaya çalışıyordu. O muhteşem yüz hatları ve yeşil gözlere aldanacağını biliyordu. Bedeni titrerken, Jason'un melodik sesini dinledi bir daha duymak istemeyen kulakları.

"Yeniden benim olacaksın bebeğim."

Çenesini sıkıca kavramış, buz gibi iki elden sıyrılmaya çalıştı önce. Yapamadı. Karşısında bir vampir vardı, ona karşı koymak ne mümkündü. Ona sırılsıklam aşık olduğunu biliyordu ama göz göre göre aldatılmıştı. Hem de en iyi arkadaşıyla aldatmıştı onu. Bu haksızlıktı! Düpedüz haksızlıktı. Bir anda hayatı mahvolmuştu, aşık olduğu adam gitmişti... Taptığı, her şeyden çok sevdiği. Sırlarını anlatacak bir Narcissa da yoktu artık. Onu özlemeyecek miydi? Özlese bile tekrar ona dönemezdi Letje. Bu kadar gurursuz değildi. Bir kenara atacak kadar değerliydi Jason'un gözünde. Derin bir iç çekti. Jason'un eksi derecelerdeki elleri, çenesinden boğazına kayarken gözlerini kapadı Letje. Yutkunamıyordu. Göz yaşları doldu gözlerinin ucuna. Akamazdı. Aciz değildi bu kadar, yediremiyordu kendine. Adamın elini sıkıca tutup, kendine çekti son defa. Doyasıya öpmek için yaklaştı soğuk bedenine. Ensesine doladı ellerini, uzunca öptü. Bu veda öpücüğüydü. Son öpücük. Jason'un yüzü gülmüştü. Her hâlde affedildiğini sanmıştı. Yanılıyordu. Jason konuşmak üzereyken, işaret parmağını o buz gibi dudaklara değdirdi Letje. Çantasını koluna taktı ve saçlarını düzeltti. Göz kalemi akmış olmalıydı ki göz yaşını silmeye çalışırken, eline siyah lekeler bulaşmıştı. Kapıya ilerlerken, arkasına dönmeye tenezzül bile etmedi. Fısıldarken, ağlamamak için zor duruyordu.

"Elveda Jason!"

Dükkânın tahta kapısını araladı ve yağmurun kendini sergilediği havaya bıraktı kendini. Doyasıya ıslanacaktı şimdi. Dağıtmalıydı bir şekilde. Üç Süpürge veya Domuz Kafası çok popüler mekânlardı. Kimsenin 'neden ağlıyorsun' sorusuna cevap verecek hâli yoktu. Önüne çıkanı öldürebilirdi. Ateşinin çıktığını farketti, ıslak elini alnına götürdüğünde. Eve gidemezdi, Morwen'la kavga etmişti zaten. Sevdiği ve sevildiğine inandığı bir adam yüzünden. 'Her şey yalanmış demek'. Çığlık attı. Tok ses boş sokakta yankılanırken, deli imajı verdiği apaçıktı. Kollarını iki yana açıp etrafında döndü. Saçları dağılmış, makyajı iyice akmıştı. Aklına gelen tek mekan Çatlak Kazan'dı. Perişan bir hâlde, oranın yolunu tuttu. Yanında yeteri kadar galleon vardı. Ablasına nasıl hesap vereceğini merak ediyordu. Düşünmenin vakti gelmişti, elbette Arsiãna malikânesine geri dönecekti. Morwen da demişti ona. 'Geri döneceksin ama döndüğünde eskisi gibi bir Morwen olmayacak Letje, bunu sen istedin.' Çatlak Kazan'a gelebildiğinde, düşünceleri biraz olsun uzaklaştırmayı denedi. Başarılı olamaması ayrı bir muammaydı da. Görevlinin yanına ilerledi ayakları. Adamın yüzüne bakmamaya özen göstererek fısıldadı.

"Bana bir oda ver."

Adamın, kendisine uzattığı paslanmış anahtarı aldı eline. Gıcırdayan merdivenlere yöneldi topuklu ayakkabılar. Ayakkabısının tok sesi ve gıcırtı muhteşem bir bütünlük oluşturmuştu. İlerlemeye devam ederken, bileğine kramp girdi ve duraksadı. Acı içinde kıvranmayacaktı. Şimdi burada Morwen olmalıydı... Ona sıkıca sarılıp, üstün iksir yeteneğiyle ayağını iyileştirmeliydi. Kapının tıkırtısını duydu ve kafasını çevirdi. Perişan hâldeki yüzü kapıdan giren kişiyi görünce ekşidi. Sanki Tanrı onun dualarını kabul etmişti. Bu Morwen'dı! Ablası, tek gerçek dostu olan ablası... Ne kadar geç anlasa da öyleydi. Ablasının yanında kötü gözükmekten nefret ederdi. Güzelliğini, küçüklüğünden beri kıskanırdı. Makyajı akmış ve saçları dağılmış bir hâlle onun güzelliği daha da çok belli olacaktı. 'Rezillik!' diye geçirdi içinden. Morwen'ı incelediğinde, iyice ekşidi yüzü. En güzel elbisesini giymişti. Hep kendisinin de öyle bir elbisesi olsun istemişti. Çoğu zaman izinsiz alıkoymuştu, bir daha da bir şey vermedi Morwen ona. Dolaplarına büyüyle açılmayacak kilitler koydu. Kendine gelmeye çalıştı. Bir yanı ablasını çağırmak istese de yapamadı bunu. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, bunu kabullenerek gitmişti evden. Cezasını da en acı şekilde çekiyordu şimdi.

2 Gün Sonra *

Mavi gözler yavaş yavaş açıldı. Zarif esneme hareketleri ve boş yatakta gezinen narin elleri… Akşam uykusundan uyanmıştı Letje. Kızıl dağılmış saçlarıyla oynamaya başlarken, saate takıldı boş bakan gözleri. Bulanık görse de saatin yediye geldiğini kestirebiliyordu. Lanet olsun diye mırıldanırken, yataktan yavaşça kalktı. Kalkmaya çalıştı en azından. Bu da bir beceri değil miydi? Hayır, ama en azından denediği için kendini suçlu hissetmiyordu. Madison ona karşı hep anlayışlı olmuştu zaten, bu sefer de anlayışlı olacağından emindi. Belki de saçmalıyordu ve kendince bahane buluyordu. Bugün onun düğünü vardı, öyle değil mi? Beklemekten hoşlanmazdı Letje, şimdi çok önemli bir kişiyi bekletiyordu. Bu adil değildi. Güzel görünmek için çabalamak da adil değildi tabii. Makyajla haşır neşir olmaktan nefret ederdi, yine de arkadaşının düğününde güzel görünmeliydi. Çok makyaja gerek yoktu. Bu da bir nevi mutlu ediyordu onu. Evet, kendinin mutlu olmasından çok, Madison’un mutlu olması onu mutlu ediyordu. Vay be, ne dostluk! diye düşünürken, hafif bir gülümsemeyle karışık bir tebessüm kapladı yüzünü. Saçları bu sefer kızıl olmuştu. Arkadaşlarının dikkatli olduğunu biliyordu, peki saç rengini de farkedebilecekler miydi? Dolaptan güzel bir elbise seçti ve pijamasını yavaşça çıkardı. Elbiseyi biraz süzdü, ardından giydi. Aynanın karşısına geçtiğinde, tereddütsüz güzel göründüğünün farkındaydı. Ah, bu kadar kendini beğenmek zorunda mıydı? Makyaj namına biraz kalem çekti ve ruj sürdü. Daha fazlası beklenmemeliydi ondan, üşengeç Letje’nin bunu yapmak istemesi bile ayrı bir muammaydı. Yavaşça merdivenlerden aşağı indi ve kapıya yöneldi. Çok geçmeden, acı gerçekle karşılaştı; ev terlikleriyle dışarıdaydı! Hay ben senin… Cümlenin devamı gelmedi tabii, küfürü kendine yakıştıramıyordu. Kime masal anlatıyoruz, küfür etmeyi seviyordu. Onu rahatlattığı bariz bir gerçekti. Asasını kapıya doğrultup, kilidi açtı. Bugün üşengeçliği üzerinde değildi. Madison’a bağladı bunu. Mutluluk demek, arkadaşlık demekti. Oha Let, bu neydi böyle? Topuklu ayakkabıları vardı, ama onlarla yürüyemediği de bir gerçekti. Kadınsı olan hiçbir şeyi tam olarak becerememişti zaten. Ne diyorlardı böyle kızlara, erkek fatma mı? Yine her zamanki Converse* lerini ayağına geçirdi. Mor Converseler adeta parıldıyordu. Ayakkabılarının temizliğine önem verirdi, temizliğe önem verirdi. Dışarı çıkar çıkmaz, ikinci bir darbe… Yağmur! Bütün makyajı akmış ve saçları mahvolmuştu. Derince bir nefes aldı ve çılgınca bağırdı.

"Yağmurdan nefret ediyorum!"


Sokak boştu şansına, yine de sesinin yankılanmasını engellemedi bu. Kendi sesini duymayı pek sevmiyordu aslında. Aslında hiçbir şeyi sevmiyordu. Bir daha eve dönemezdi. Zaten yeterince zorlamıştı sınırlarını. Fransa’ya cisimlenirken, aklına takılması gereken ama daha önce hakkında düşünmeye tenezzül bile etmediği bir şey takıldı. Ne hediye alacaktı? Son dakikada mı gelirdi bu aklına! Kendine aldığı yeni ayakkabılar geldi aklına. Kızlar yeni ayakkabılara dayanamazdı. Ayakkabılar, asasını sallamasıyla yanında belirdi. Hızlıca Fransa'ya cisimlendi. Sekerek ilerleyen Letje, güzel manzaraya doyasıya baktı. Bu manzarayı her zaman göremezdi. Düğün alanını bulmak zor olmadı. Dağınık kafası, müziklerin geldiği yöne gidebilmeyi almıştı. Karşısında gördüğü bembeyaz gelinlik içindeki Madison... Müthiş gözüküyordu! Ondan etkileyici olmak mümkün değildi sanki. Madison'un yanına kendinden emin adımlarla ilerledi ve kocası olacak adamdan uzaklaştırdı. Aralarına girdi desek daha doğru olur aslında. Muzurca gülümsedi. Madison'a bir tur attırdı kendi etrafında. Saçını biraz karıştırıp, erkeksi bir tonla konuştu. Büyüyü seviyordu.


"Boş musun fıstık?"

Madison'un kahkahalarıyla aralarından çekildi ve damatla gelinin sırtlarına basarak, eski hâllerine döndürdü onları. Ayakkabıları unuttuğunu farketti ve Madison'un kucağına fırlattı. Sinsi ama tatlı bir bakış atarak, kalabalığa karıştı. Müzik baş ağrıtıcıydı, kafayı dağıtmak için barın yolunu tuttu.

Out. Böhüehüh. Anlayan anladı kanımca.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Empty
MesajKonu: Geri: Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..   Matt & Jane   .. Sahil Kıyısında Düğün.. Icon_minitimeCuma Eyl. 18, 2009 9:49 pm

Üyenin isteği üzerine başlık; Düşünseli & KİLİT!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Matt & Jane .. Sahil Kıyısında Düğün..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sahil Kıyısında
» Jane & Matt
» " Matt & Jane "
» Yine Düğün =P
» Sahil kenarı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG Dışı :: İlan Panosu Geçmişi-
Buraya geçin: