Jane & Matt

Konu: Jane & Matt Paz Haz. 07, 2009 3:43 pm

Üç gecedir aynı şeyle meşguldüm. Kırmızı koltuğumda oturuyor, karşımda son ses açık olan ama gram kadar dikkatimi çekmeyen televizyona boş boş bakıyordum. Önümde en sevdiğim cips duruyordu ama ben onu yemeye yeltenmiyordum bile. Canım çok sıkılıyordu. Matt odasındaydı ve büyük olasılıkla kitap okuyordu. Ben ise birkaç akşamdır eve not bırakarak gezmeye gittiğimi söylüyor fakat bara gidiyordum. Bildiğim kadarıyla Matt bunu fark etmiyordu. Belli ki bu akşamda yine öyle olacaktı, not bırakmak üzere komidiye doğru gittim. İlk çekmecesinden bir kağıt ve bir kalem alarak yazmaya başladım;

Hayatım;

Ben biraz hava almak üzere dışarı çıkıyorum, sanıyorum ki fazla gecikmem.

Görüşürüz, öptüm.

Notu katlayarak orta sehpanın üzerine koydum. Üzerime baktım ve giysilerimi değiştirmem gerektiğini fark ettim. Bu şekilde bir bara gitmek akıl karı değildi. Üst kata, odama gittim ve dolabımı açarak ilk elime gelen giysileri üzerime geçirdim. Saçımla uğraşmak istemiyordum, yanıma bir miktar para aldım ve Fransa’ya cisimlendim. Renkli sokakları, el ele gezen sevgilileri, henüz kapanmamış dükkanları görünce rahatladım. Evde oturmaktan daha iyi bir fikirdi barda içmek veya bu renkli sokaklarda dolaşmak. Bugün bir farklılık yaparak, uzun zaman önce açılmış olan ama benim daha önce hiç gitmediğim bir bara gitmeye karar verdim. Steole Bar.

Cisimlendiğim yerden fazla uzak sayılmazdı, birkaç sokak yürüdüm ve barın renkli renkli, ışıl ışıl olan tabelasını gördüm. İçerisi eğlenceli bir yere benziyordu ama benim canım eğlenmek istemiyordu, bu yüzden bir köşede oturmaya karar verdim. İçeriye girdim ve dikkat çekmeksizin en köşedeki insanlardan biraz daha uzak olan masaya geçip, garsonu beklemeye başladım. Bu sırada etraftaki insanları izliyordum, Barın tam ortasında yarı çıplak kızın biri ona eşlik eden birkaç gençle striptiz şov yapıyordu. Benim biraz ötemde ve sağ tarafta ise saatlerdir öpüşüyormuş gibi gözüken bir çift vardı. Şuan yapmakta oldukları şeyin nedeni fazla içmek mi diye düşündüm. Bu tür konuları düşünmemin asıl nedeni Matt ile günlerdir doğru düzgün sohbet bile etmiyor olmamız herhalde. Kafamı hemen o çiftten çevirdim, aynı anda önümde bir garsonun durduğunu ve bana sorulması gereken sorunun çoktan sorulduğunu fark ettim. Garson meraklı bakışlarla beni süzüyordu, ben de bu bakışlara karşılık kabaca cevap verdim “Rom”

İçkimin gelmesi fazla sürmedi ve garson içkim her bittiğinde benim bağırışım üzerine yenisini getirdi. Ardı ardına yaklaşık dört bardak içmiştim. Hala elimde içkiyle aynı köşede sessizce oturuyor ve etrafı seyrediyordum.

Misafir

Rahat yatağımda uzanmış yeni aldığım kitabımla uğraşıyordum . Kitap eski efsaneleri anlatan yazılarla doluydu ve dırdırcı için bu kitabın içinden malzeme çıkarabileceğime inanıyordum . Gözlerim hızlıca satırlarda gezindikçe heyecanım artıp azalıyor , zihnimde yeni ışıklar çakıyordu . Yatağımın sağında açık olan pencereden süzülen serin rüzgar da heyecanımı dindirmedi . Kitabın her sayfasını daha da artan bir istekle çevirdim . Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım anca kitabının arka kapağı gözüme çarptığında kendime gelebildim . Hava kararmıştı ve artık camdan süzülen rüzgar bedenimin titremesine neden oluyordu . Hemen kalkıp camı sıkıca kapadım ve perdeyi de yavaşça üzerine çektim . Etkisini hemen gördüm , sıcaklığı şimdiden bedenimde hissedebiliyordum . Üzerim giyinikti , bu da odada yapacak işimin kalmadığı anlamına geliyordu . Hemen kapıya yönelip kolu çevirdim , dışarı adımımı attığım an yine sessizlik karşıladı beni . Acaba Jane uyumuş muydu ? Diğer ihtimali aklıma bile getirmek istemiyordum ama salona indiğim an gözüm istemsizce komidinin üstüne kaymıştı . Orda bir kağıt parçasının olduğunu net bir şekilde görebiliyordum ama aldırmadım . Bu ihtimali düşünmek dahi istemiyordum . Çaresizce salonu aradım önce , bir yandan da üzerimdeki gerginlikle sesleniyordum . '' Jane ! Jane ! Nerelerdesin hayatım ? '' Birkaç dakika umutla salonu arasam da sonunda komidiye doğru yöneldim . En başta görüp de umursamadığım kağıt hala üzerindeydi ve sanki beni kendisine çağırıyordu . Sonunda kağıdı elime aldığımda gerginliğim hat safhadaydı , yazılı olanları okuduğumda ise iyiden iyiye sinirlenmiştim . Kağıdı elimde kıvırıp evin bilmediğim bir köşesine fırlattım ve hemen cisimlendim .
~~
[size=10]Tekrar ciğerlerime hava dolduğunda vitrininde fiyakalı elbiselerin sergilendiği lüks bir dükkanın önündeydim . Etraf muggle kaynıyordu ve aşırı gürültü kulaklarımı rahatsız ediyordu . Işıltılı tabelaları olan dükkanlar sanki müziğin sesi konusunda yarış halindeydi . İçimden her birine ayrı ayrı küfürler savurarak ilerlemeye başladım . Yol öyle kalabalıktı ki bir sürü mugglela omuz omuza yürümek zorunda kalıyordum ve bu durum beni sıkmıştı . Sonunda Jane’in geldiğini tahmin ettiğim bar gözükünce tanrıya şükrettim . İçimdeki öfke ve bunaltıcı mekan , beni iyiden iyiye çileden çıkartmıştı . Sinirimi yanımda yürüyen birkaç muggledan çıkartarak keskin bir dönüş yaptım ve hepsini iteleyerek barın kapısına ulaştım . Kapıyı iteleyip mekana adımımı attığım an striptiz yapmakta olan bir kadın ve çevresini sarmış bir yığın serseri karşıladı beni . Sinirim daha da artmıştı , Jane böyle bir mekana nasıl (?) gelebilirdi . Gözlerimi artık tamamen soyunmuş kadından alıp çevremi kolaçan etmeye başladım . Jane’i göremiyordum , en azından ön taraflarda yoktu . Biraz daha dükkanın içlerine doğru ilerlediğimde … İşte oradaydı , güzelliğiyle adeta çevresini güzelleştiriyordu . Elimde olmadan öfkemin azaldığını hissetmiştim , onu görmek bile yetmişti gergin bedenimin gevşemesi için . Yavaşça sevgilimin yanına doğru yaklaştım , bakışlarını yakalamaya çalıştım . Tam masaya iki adım kamıştı ki gözlerim yemyeşil gözlerle buluştu . İçimin eridiğini hissediyordum ama sinirli görünmeye çalışacaktım , Jane’in davranışları kırıcı geliyordu artık . Hiçbir şey söylemeden , yeşil gözlerle iletişimi kesmeden tam karşısına oturdum kalbimin sahibinin ve birkaç saniye hiçbir şey söylemeden sadece soran bakışlar attım ona doğru . Sonunda onun açıklama yapmayacağına karar verince de boğazımı temizleyip konuşmaya başladım . Sesimin kısık çıktığını hissediyordum . '' Jane , hayatım , bir sorun mu var ? Evden sessizce çıkıp gidiyorsun ve senin için çok endişeleniyorum . ''

Konu: Geri: Jane & Matt Paz Haz. 07, 2009 5:44 pm

Ardı ardına bardaklar gelip gidiyor ve ben sesimi çıkarmadan sadece onları içiyordum. Kısa süre sonra hafiften sarhoş olduğumu hissetmiştim. Ama kimin umurundaydı, Matt çoktan uyumuş olmalıydı ve sanırım tek başıma eve dönebilirdim, yani en azından evin yakınlarına. iki bardak daha içmiştim ki artık kalkmaya karar verdim. Kafamı ve karşımda bütün sempatikliğiyle Matt’in oturduğunu gördüm. Uykudan ve içkiden yanlış gördüğümü umarak gözlerini ovuşturdum ama Matt oradaydı ve biraz sinirli gözüküyordu. Neden sinirlenmişti ki sonuçta çıkarken not bırakmıştım? Ama konuşmamaya karar verdim, eğer sinirliyse Matt’in yanına yaklaşmamak daha akıllıcaydı. Ama onu özlemiştim, tenine dokunmak göğsünde gözlerimi kapamak ve sabaha kadar onunla uyumak istiyordum. Az önce bitirdiğim bardak üzerine garson tekrar masaya yanaşıyordu ki elimle durmasını işaret ettim. Matt’i biraz daha sinirlendirmenin alemi yoktu. Gözkapaklarımı daha çok açmayı ve biraz daha dik durmayı denedim ama bunu başarmak zordu. Sonunda Matt biraz kızgın ve birazda üzüntülü bir şekilde konuşmaya başladı; '' Jane , hayatım , bir sorun mu var? Evden sessizce çıkıp gidiyorsun ve senin için çok endişeleniyorum . '' Üzülmüştüm, o kadar masum o kadar tatlıydı ki... Evden çıkarken onu üzmek aklımın ucundan bile geçmemişti, ben uyuduğunu düşünmüştüm ama anlaşılan o bana iyi geceler demek istemişti. Nasıl bu kadar bencil olabilirdim? Üst kata kadar çıkıp söylemek zor muydu? Artık konuşmam gerektiğinin farkındaydım ve kendimi toplayarak konuşmaya başladım “ Şey, özür dilerim bi’tanem. Ben uyursun sanmıştım, birkaç akşamdır eve fazla yorgun geliyorsun ve erkenden yatıyorsun, bende yine uyursun diye düşündüm. Tekrardan özür dilerim “ Sandalyemi onun tarafına doğru çekerek gözsüne kafamı koydum, çok rahattı. Onu seviyordum ve bana olan kızgınlığının kısa sürede geçeceğini biliyordum. Genelde böyle olurdu zaten; ben Matt’i kırardım sonra af dilerdim ve her şey eskisi kadar iyi olurdu. Hatta belki eskisinden bile iyi.

Misafir

Sessizce sandalyemde otururken Jane'e soran bakışlar atmaya devam ediyordum . Kızgınlığım çoktan geçmişti , sadece onu uyarmak için bu oyunu sürdürüyordum . Onun böyle habersiz evden kaybolması beni çıldırtıyordu , ona bir şey olacağı korkusu dayanılmaz geliyordu zayıf bedenime . O benim zayıf noktamdı , değerlimdi , kaybetmeyi göze alamayacağım tek varlığımdı ve onun üzerine titriyordum . Onun masum suratında gözlerim gezinirken tekrar ve tekrar aşık olduğumu hissediyordum , öyle güzel , öyle muhteşemdi ki ... Kadifemsi sesi kulağıma çalındığında adeta içim eridi , zaten affetmeye meyilli zihnim yenilgiyi kabul etti . Jane'in başını göğsümde hissettiğimde ise çoktan o eski aşık Matt olmuştum bile . '' Önemli değil aşkım , ama bir daha bir yere gideceğin zaman lütfen beni gör . Ve hmm , her gece seni görmeden uyuyamadığımı biliyor olman gerek . '' Artık gülümdüyordum , mutluydum . Daha ne isteyebilirdim ki ? Canımdan çok sevdiğim bir sevgilim vardı ve o da beni seviyordu . İçimin huzurla dolduğunu hissettim , Jane'in bedeni huzur veriyordu bana . Bir an için ortama kaydı gözüm . Hala bütün gözler striptizci kadındaydı ve artık rahatsız ediyordu bu durum beni . İncitmekten korkarcasına sevgilimin kolundan kavradım ve onu da beraberimde götürerek ayağı kalktım . Bu mekan bize göre değildi ve evime gitmek istiyordum . Evime gitmek ve sadece Jane'le olmak ...

Konu: Geri: Jane & Matt Paz Haz. 07, 2009 8:32 pm

Affetmişti işte. Ama onu incittiğim için hala çok kötüydüm, ona sarılmak o kadar iyi gelmişti ki. Günlerdir onun özlemini çekiyordum aynı evin içinde. Şimdi ise sıcacık göğsünde, hızlı hızlı çarpan kalbinin tam üzerinde sızmak üzereydim. Harikaydı. Hala içmek istiyordum, az önce ardı ardına içtiğim rom kanımı ısıtmıştı. Sanki az sonra terleyecek gibiydim. Kafamı kaldırıp Matt’imin suratına baktım, acaba birkaç rom daha içebilir miyiz diye ama onun gözü kapıyı izliyordu, biran evvel çıkmak istiyormuş gibi bir his vardı içimde. Gerçi gayet doğaldı, arkadaki kadın seksi bir şekilde dans ediyordu, Matt böyle kadınlardan nefret ederdi. Onun dışında ortam hala boğukluğunu koruyordu. Hım, aslında içki içmek istiyorsak evde de içebiliriz, diye düşünüyordum; ” Sevgilim artık çıkalım mı? Ben kendimi iyi hissetmiyorum, fazla yorgunum, ama evde de seninle vakit geçirmek istiyorum, hayır demezsin umarım?” küçük bir tebessüm gösterdim ve ayağa kalkmaya yeltendim ama kalkmaya çalışır çalışmaz düşecek gibi oldum. Anlaşılan fazla kaçırmıştım, kendimi toplamaya çalışarak Matt’in elini tuttum ve ona yaslanarak ilerlemeye başladım. Eve gitmek istiyordum, gecemi onunla geçirmek istiyordum. “I-ıh, şey… Cisimlenmeme yardımcı olur musun hayatım? Eve cisimlenebileceğimden emin değilim de?” Güldü, bende katıldım. O kadar tatlı ve çekiciydi ki.

Misafir

Jane'in bedenime yaslanmış vücudunun ağırlığı sol ayağımı zorluyordu . Bu durum yürürken yalpalamama sebebiyet veriyor olsa da şikayetçi değildim . Sevgilimin tenini tenimde hissetmek herşeyi unutturuyordu bana , sadece ona odaklanmıştım , sadece güzel duygulara ... Barın tam ortasından kapıya doğru ilerliyorduk . Jane başını göğsüme yaslı tutuyordu , ben de takılıp düşmemesi için sıkıca belinden kavramıştım onu . Bu pozisyonda yürümek zor olsa da aldırmadım , kapıya doğru ilerlemeye devam ettim . Herkesin gözü striptizci kadında olduğu için dikkat çekmeden kapıya ulaşabilmiştik . Beni aşırı derecede rahatsız eden bu mekandan kurtulduğum için mutluydum . Dışarı çıkıp tertemiz havayı içime çektiğim an içim huzurla dolup taşmış , midemin üst tarafında kelebekler uçuşmaya başlamıştı bile . Mutluydum , Jane kollarımdaydı ve sıcak yuvamıza gidiyorduk . '' Sıkı tutun aşkım , evimize gidiyoruz . '' Son bir kez sevgilimin güzel bakışlarını yakaladım ve evimizin bulunduğu caddeye odaklandım . Yine o bilindik sıkışma hissi ve soluksuz saniyeler ...