Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sihir Tarihi Faciası

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Nina Jankovics
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Nina Jankovics


Mesaj Sayısı : 135
Kayıt tarihi : 10/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue97/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (97/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue0/0Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (0/0)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeSalı Haz. 28, 2011 10:24 pm

Camille ismi, Nina'ya büyükbabası tarafından konulmuştur. Kimsenin bilmesine izin vermemekte ve kullanmamaktadır. Fakat kimi zaman kendisine ayna karşısında Camille şeklinde seslenmekten o kadar hoşlanır ki...
Nina Camille Jankovics & Craig Earl Addison


Sihir Tarihi Faciası LRRVC Sihir Tarihi Faciası 1z5HX

Narin bir beden, bir ayna ve ayna da karşısındaki yansımasını takip eden gözler… Derinliklerinde öyle bir şey var ki elle tutulamayacak fakat ruhsal anlamda hissedilebilecek cinsten. Neşesi sökülüp alınmış, toz pembeliğe dair umutlar yitirilmiş ve hayatın acı penceresine yönlendirilmiş gibi. Güzellikleri görememesi adına kör edilmiş bir çift gözden farksız, görmeden, bilmeden ve umursamadan sürüp giden bir yaşantı… Birkaç dakikadır düşünceleri bundan ibaret. Aynadakinin kendisi olduğuna inanmak güç. Boynundaki taş ıslak bir yosun kadar parlak ve yeşil, zinciri ise ışıltısıyla yıldızlardan farksız. Taşın göğsünde değdiği nokta ise muazzam bir beceriyle taşın etrafı çizilmiş gibi belirgin. Dokunulmaya kalkılsa o bölgeden ısı hissedileceği neredeyse kesin. Aynadaki silüetini izleyen zincirin ucundaki taş işe aynı renkteki gözler, göğsündeki noktada birleşmiş durumda. Ve kesinlikle odada, bedeninde ve aynadaki yansımasında farklı bir şeyler var. Ya içinden geçen bir saçmalık yahut gizemle çevrili bilinmezliklerin başlangıcı. Ne yöne adım atacağını bilemeyen, kararsızlıklar ile dolu bir zihniyet. Ve tabii ki şüpheyle yanıp tutuşan bir yürek…

Adımlarım daha doğrusu ürkek geri çekilişlerim aynadaki yansımamı görmeye devam etmeme engel değil. Sırtımı dönme gücünü bir an önce benliğimde hissedemezsem burada kaybolup gideceğim. Kaçışım yok gibi geliyor, her şey boş. Zihnimdeki çehreler siliniyor bir bir. Neler oluyor? Şimdi ne yapmalıyım? Ah buldum, satrançtaki gibi. Ben vezirim ve çapraz hareket edeceğim. Kapı tam çaprazımda. Birkaç hamle sonra ardımı dönmeme gerek kalmadan bu lanet olası yerden kurtulacağım. Tamam, derin bir nefes alıyorum ve başlıyorum. İlk adım. - Ah lanet olsun aynadan uzaklaşıyor olmak canımı yakıyor. – İkinci adım. Son dört adım. Buradan çıkacağım, kapıyı ardımdan kapatıp bir daha ne olursa olsun adımımı atmayacağım. Hazırım ve bir adım daha. Son üç adım. - Aman Tanrım, yapamayacağım, aynadan uzaklaşmak içimden bir şeyleri koparıyor. Hayır hayır yapamaa –

Bir çığlık yükseldi Ravenclaw ortak salonunda. Çevresindeki insanların boş bakışlarını üzerinde hisseder hissetmez doğruldu, silkindi ve mırıltıyla özre benzer bir şeyler söyledi. O ahmakların hiçbirinden ciddi anlamda özür dilemezdi. Ahmak demek ağır kaçsa dahi, binasındakilerle anlaşamıyor olduğu su götürmez bir gerçekti. Aslında birkaç tanesinin kafa dengi olduğunu söyleyebilirdi. Yani muhabbet edilebilecek, birkaç çift lafı ile gülümsetebilecek insanlardan bahsediyordu. Ellerini saçlarının arasında daldırdı, saçlarını havalandırdı ve ranzanın üstündeki yatağından aşağıya bıraktı kendini. Yere hafif bir iniş yaptı daha doğrusu hafif olmayacak inişi elleriyle hafifletti. Derin bir nefes alıp hala üzerindeki gözleri uzaklaştırmak adına aptalca bir surat ifadesiyle baktı hepsine. Birkaç metre ötedeki metal dolabın içerisinden cübbesini ve asasını aldı, birkaç hamlede üzerine yaklaşık bir beden kadar büyük gelen cübbesini geçirdi ve geride bıraktıklarına dönüp bakmadan ortak salonu terk etti. Çevredeki tabloların da kendisine itici gözlerle baktığını hissedebiliyordu. Zaten bu binadaki bir çok şeyle olduğu gibi o tablolarla da arası iyi değildi. Hatta bir gece yarısı gelip bir çoğuyla laf dalaşına girmişti. Aaah, saçmalıyordu tüm bunları düşünerek beynini yoracak kadar önemli değildiler. Bütün gününü kitapların arasında geçirecek biri için saniyeler bile önemliydi. Ki kesinlikle hala burada avanak avanak dolanmıyor olması gerekiyordu. Çoktan kütüphanedeki rafların arasında turluyor olmalıydı. Ve eline geçen her türlü Sihir Tarihi hakkındaki kitabın sayfalarında bunalmaya doğru ilerliyor… Soluk soluğa koşuşturarak kütüphaneden içeriye girdi. Cübbesinin sağ cebinden çıkardığı bir mendil ile terini sildi, el yordamıyla her şeyin düzgün olup olmadığını denetledi ve içeriye adımını attı. Hogwarts’a sevdiği birkaç şeyden biriydi burası. Milyonlarca hatta milyarlarca kitabın arasında kendini her zamankinden daha harika hissediyordu.

İçeriye girenlerin bu kadar düşüncesiz olduğuna inanamıyorum. O kadar yüksek sesle konuşuyorlar ki kesinlikle asamı sallayıp birkaç güzel büyü yollamak istiyorum. Hayır, madem konuşacaksınız defolun gidin bahçeye. Ağzınızın payını vermek isterdim ama kahrolası Sihir Tarihi hakkında en ufak bir şey bilmiyorum ve birkaç gün içerisinde bilmemeyi sürdürürsem, kesinlikle hiçbir b*k olamayacağım. Ki bu da sizin yüzünüzden olacak. Beyinlerinizi daha doğrusu olduğundan şüphelendiğim beyinlerinizi sökeceğim. Ah bunu gerçekten bir gün yapacağım. Hey özellikle seninkini bücür Jason, özellikle de seninkini. Kapı gıcırtısı… Hogwarts’ta kesinlikle kapıları yağlama gibi bir huyları yok insanların. Anlamadığım, kapılar gıcırdıyor olunca daha mı iyi oluyor ya da ah ben antikayım izlenimi mi yaratıyor? Yine kimin gelip, konsantrasyonumun içine ettiğini merak ediyorum. Kafamı çevirdiğim anda karşılaştığım bir çift göz yine hayal kırıklığına uğratıyor beni. İşe yarar tek bir insan görmedim şu ana kadar. Yani işe yarar olarak bahsettiğim kişi, gözümü gönlümü açacak biri ya da en azından Sihir Tarihinden anlayan herhangi biri. Of, bayılmak üzereyim!

Kitapların arasında olmak huzur verici olsa da Camille için, etraftakilerin sessizliği bozucu tavırları sinirlerini oynatıyordu. Yüzündeki memnuniyetsiz ifadeden, bir şeylerin yolunda gitmediği anlaşılabilirdi zaten. Daha doğrusu her türlü mimiğinden o anki ruh hali tahmin edilebilirdi. Mimiklerini iyi kullanan biri olarak kesinlikle ne hissediyorsa dışa yansıtabilme gibi bir kabiliyeti vardı. Yüce Merlin, kafasını Sihir Tarihine basmayacak şekilde yaratırken, gereksiz yere mimik zımbırtısını vermiş olmalıydı. Ki bu saçmalığın daniskasıydı. Kim birkaç aptalca mimiği Sihir Tarihi zekasına tercih ederdi ki? Büyük ihtimalle okulun tıfıl ve en ucube insanı Matthew için bile cevap mimik olmazdı. Dudaklarını daha da buruşturdu, eline aldığı kalemlerle her bir önemli cümlenin altını çizmeye başladı. Bir yandan dudaklarını hareket ettirerek içinden okumak yerine hafifçe fısıldayarak okuyordu. Eh, sonuçta herkesin anlayış yöntemi farklıydı. Fakat şu bir gerçekti ki ne yaparsa yapsın kafası basmayacaktı. Camları dahi çatlatacak şekilde bağırınsa bile. En sonunda ise yılacak, kitaplara bir lanet savuracak, aldığı yere bırakmadan hışımla orayı terk edecekti. Ki sonrasında kütüphane görevlisi tarafından bizzat bulunup azar işitecekti. ‘Nasıl bulduysan, öyle bırak’ saçmalığındaki kurala uymadığından dolayı. Bu, Camille’nin her seferinde yaşadığı bir kütüphane sansasyonundan başka bir şey değildi. Kısacası klasik haline gelmişti. Neşesini ve ilhamlarını yerine getirecek birilerini bulana kadar da klasik olmaya devam edecekti.


*Matthew ve Jason Npc karakterlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
M. Serenity Bennett
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf
M. Serenity Bennett


Mesaj Sayısı : 173
Mücadele Tarafı : Kendi tarafı işte.
Sihirsel Soy : Üvey annesi ve babası safkan. Gerçek annesi melez babası muggle doğumlu.
Evcil Hayvanı : Kurtlara bayılır ama evde bir kurt besleyemeyeceğine göre sadece bir köpekle yetinmek durumunda kaldı. Beyaz bir terier, adı Toil.
Kayıt tarihi : 28/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue95/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (95/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue0/0Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (0/0)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeSalı Haz. 28, 2011 11:06 pm

Sabah olmuş; insanlar yavaş yavaş cübbelerinin içine girmeye başlamıştı. Craig, yine elinde kitabı ile -ki iki bin sayfalık bir kitabın son sayfalarında- yatağına kurulmuştu. Birkaç dakika daha gürültü içerisinde okuduğu sayfalar, “Son” yazı ile akıbete ulaşırken elinin altında bulunan ince kitaba uzandı hemen. Kitabın özenle ciltlenmiş yüzeyinden ismini okumak imkânsızdı; ancak Craig ismini rahatlıkla okur gibi fısıldadı bir kez. Yatakhanedeki bir çocuk dönüp ona baktığında yüzüne yayılmaya başlayan tebessüm geri çekilmeye başladı. Kitabın kapağını açarken yatağından indi. İçinden geçirdiği cümleler, belki de etrafındakilere karşı hakaretler içeriyordu; ancak o başını kitaptan kaldırmadan kendini Hogwarts’ın soğuk koridorlarına bıraktı.

Elindeki kitabın sayfaları, hızla çevriliyor olduğundan kütüphaneye yönelmişti. “Elimdeki beş kitabı bitirmemin uzun sürmeyeceğini biliyordum, neden dün kütüphaneden daha fazla kitap almadım ki?” Kızıla çalmış beyazlar arasında parlayan gözbebekleri, gece uyumamış olmanın verdiği yorgunluğu belli etmek istiyor; arkadan uçan kitaplar yürüyen öğrencilere çarpmamak adına bir sağa, bir sola hareket edip duruyordu.

Elindeki kitabın yarısına geldiğinde dördüncü katın merdivenlerinden aşağı doğru indiğinin farkına vardı. “Yavaş mı okudum? Ah, inanmıyorum.” Hesapları tutmamıştı, belliydi. Kütüphane, satırları takip eden gözlerine âdeta bir tokat attığında adımlarını biraz daha yavaşlatsa da kulaklarını tıkayamıyordu. İçeriden gelen sesler, oyun parkındaki çocukların eğlenceli (!) kahkahalarını andırıyordu. Adımlarını biraz daha yavaşlattı; ancak kitaptan üç sayfa daha okuduğunda kapıya varmıştı bile.

Çoğu öğrencinin haberi olmayan bir büyü mırıldandığında kapı açılmış, içeri adım atmıştı. Birkaç öğrenci gözlerini ona dikmiş olsa da o hâlâ kitabını okuyordu. Göz ucu ile tüm insanları süzdüğünde gözüne biri çarptı. Ravenclaw’lı bir kızdı; kendini göstermeye çalışan bir kız.

Kütüphanenin engin kitap denizi içerisinde yavaş ve sessiz adımlarla ilerlerken yüzüne çarpan serin hava, gıcırdamak için özel olarak ayarlandığı tüm öğrencilerce düşünülen pencerelerden birinin açık olduğunu fark etmesini sağladı. Kitap kokusu etrafını sararken susmak bilmeyen insanların onun için hiçbir şey değiştirmemesi onun yeteneklerinin bir eseriydi ve bu onun gururlanmasına -daha doğrusu daima dik olan omuzlarının daha da dik olmasına- neden oluyordu.

Az önce gözüne takılan kızın yanına vardığında ıslığı andıran bir fısıltı ile “Ah, bakın kimler varmış burada. Sanırım birileri okumayı öğrenmiş; ancak daha çok yol alman gerekiyor. Şu bebekler kadar ses çıkartmazsın umarım. Bugün bitirmem gereken altı kitap var. Ah, bunu saymasak da olur aslında.” Uzun konuşması, -yani ona göre uzun- tek nefeste sonlanmışken kendini kütüphanenin rahat olmayan sandalyelerinden birine bıraktı. Gıcırtı yapmaya alışık sandalye, sesini çıkartmaya korkuyordu âdeta. “Bu büyünün yeteneklerimin bir eseri olduğunu söyleyebiliriz. Rahatsız olmak istemiyorsan sen de kütüphanede bu tarz şeyler kullanmalısın. Ne de olsa bazı cahiller burada, anlarsın ya.” Vurguladığı sözcüğü belirtmek adına ufak bir ek yaparak konuşmasını sonlandırdı. Kendi istemediği hiçbir sesi duymamasını sağlayan büyüsüyle övünürken bir sayfa daha çevirdi kitabından, çeyreği kaldı kitabın okunacak, böylelikle.

Rol Oyuncusuna ufak bir not:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nina Jankovics
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Nina Jankovics


Mesaj Sayısı : 135
Kayıt tarihi : 10/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue97/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (97/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue0/0Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (0/0)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeÇarş. Haz. 29, 2011 10:23 am

Çevreye bakınıyor herkese susmayı için başıyla işaret ediyor ve sinirden köpürüyordu. Daha önce hiç bu kadar sıkılmamıştı daha doğrusu sinirden deliye dönmüştü. Kitabın sayfalarını karıştırmaya devam ediyor ve bir yandan kapının açılıp kapandıkça çıkardığı gıcırtıya aldırmıyordu. Başka bir şey duymamak adına bütün dikkatini derse vermişti. Bütün ders boyunca Isaac ile konuştuğunu anımsayınca aklında canlanan görüntülere engel olamadı. Şuana kadar yaşadıkları tüm anılar parça parça önüne sayfalar halinde açılıverdi. Mavi gözlerinin içinde boğulacakmış gibi oldu, yüzme bilmeyen biri gibi kurtulmak için çırpınmaya çalıştı her zaman olduğu gibi. Ardından gülümseyişi, dudaklarını mütevazi şekilde kıvırışı geldi gözünün önüne. Bir kerecik bile eğilip öpemediği, nemini hissedemediği dudaklarından bahsediyordu. Tanrı'ya inanmayı bırakmadan önce, geceleri onun adına dilediklerinden biri de buydu. Kendisine izin vermesini dilemişti ve o da gerçek olmamıştı. Bir arkadaş hatta dostu olarak görevi eliyle sırtına vurup destek olduğunu göstermek, ağladığını gördüğünde eliyle yaşını silmek ve kimi zaman yine desteğini belli etmek için yanağına ufacık bir öpücük kondurmak. Kesinlikle bu çizgiden öteye geçemezdi, geçerse en rezil arkadaşlık ünvanına sahip olabilirdi. Tüm bunların hayalini kurarken aptal bir görüntüye bürünüp masanın üstünde kaydığını, ağzı açık şekilde, gözleri yukarıya bakacak pozisyonda olduğunun farkındaydı.

Kitabına geri dönmeliydi. Bakışlarını telaşla sayfalara kaydırdı ve kapının sinir bozucu gıcırtısını yine işitti. Ardından bir ıslık. Devamında gelen cümle Nina'yı şoka uğratmamıştı. Kafasını kaldırıp yüzüne bakmaya gerek yoktu. Bütün okula ukalalığıyla nam salmış bilmişlik delisi Craig olduğunu biliyordu zaten. İlk söylediklerine cevap vermemeyi tercih etti fakat daha fazla merakını saklayamadan kafasını çevirip neler yaptığına baktı. Hala konuşmaya devam ediyordu. Açıkçası onun yardımına ihtiyacı yoktu. Ondan çok daha zekiydi. Aptallığa kadar varan bu kendini bilmezlik de neyin nesiydi? Tavsiyelerine uymaya da niyeti yoktu. Dudaklarını aralayıp onu bir güzel paylamasını bilirdi; ancak kendini kontrol altına alıp sessizce bir kaç şey söylemekle yetindi. 'Sanırım senle aynı yaşlardaydık okumayı öğrendiğimde. Sadece günde onlarca kitap okumaya gerek duymuyorum, hani biliyorsun arkadaş diye bir kavram var. Ah ya da bilmiyor da olabilirsin. Hani birlikte bi şeyler yapılır, takılınır filan. Öyle işte, bütün günümü bir asosyal gibi kitaplara gömülerek geçirmiyorum. Kendini kitaplara hapsetmek zorunda olanlara ne kadar yazık değil mi? Laf sokmak edasıyla söylememişti hiç birini. Belki birazını. Kimseyle laf yarıştırmasına gerek yoktu. Özellikle de Craig ile. Çünkü biliyordu ki ne kadar ukala olursa olsun bir kaç saat aynı ortamda kaldıklarında kitaplardan konuşmaya başlayacaklardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
M. Serenity Bennett
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf
M. Serenity Bennett


Mesaj Sayısı : 173
Mücadele Tarafı : Kendi tarafı işte.
Sihirsel Soy : Üvey annesi ve babası safkan. Gerçek annesi melez babası muggle doğumlu.
Evcil Hayvanı : Kurtlara bayılır ama evde bir kurt besleyemeyeceğine göre sadece bir köpekle yetinmek durumunda kaldı. Beyaz bir terier, adı Toil.
Kayıt tarihi : 28/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue95/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (95/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue0/0Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (0/0)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeÇarş. Haz. 29, 2011 2:26 pm

Karşısından söylenen sözcükler, kulaklarına dokunduğunda kitabının sonuna daha da yaklaşmıştı. Ukala yapısı, ona cevap vermesini söylüyorken o kendine hâkim olarak kitabını bitirmeyi bekledi. Birkaç dakika, belki de beş, sonra kitabını kapatırken Nina’nın elindeki kitabı çekip aldı. Büyük bir ihtimal ile karşısındaki, ona kızgın bakışlar atıyordu; ancak hiçbir şey söylemiyordu. Biraz bekledi cevap gelir diye; ancak şok olmuş olmalıydı. Kitabın ilk satırlarını okuduktan sonra “İnanmıyorum, bu kitabı yedi yıl önce okumuştum. Daha yeni mi başladın okumaya? Okumayı aynı yaşlarda öğrendiğimizi sanmıyorum. Senin zekânı düşündüğümüzde ancak geçen yıl öğrenmişsindir okumayı. Ben ise üç yaşımda okumayı sökmek adına elimde kitaplarla gezerdim. Dört yaşında kimsenin yardımı olmadan, okumayı öğrendim. İşte bu zekâ meselesi. Zekâ diye bir kavram var, bilirsin ya. Belki de bilmezsin.” Uzun konuşmasında doğru noktalarda nefes alsa da burada derin bir nefes aldı ve az önce ona söylenen şeyi iade etmek adına noktalandırdığı cümlesini Nina’nın sindirmesini bekledi. Konuşmasına devam ettiğinde sesi fazlasıyla ciddileşmişti. “Kitap okuyanlara asosyal diyen kişilerin sonunun ne olduğunu biliyor musun? Arkadaş dedikleri canlıların canı sıkılır, onu satarlar. Ve o, yalnız kalınca üzülür. Kitaplarsa seni hiç satmazlar. Bunu da bilmiyorsundur ne yazık ki.”

Kitap kokan kütüphane havasını içine çektiğinde hayatında ilk kez bu kadar uzun cümle kurduğuna karar kıldı. Gereksiz enerji israfıydı bu. Kitabın sayfalarını çevirirken anılarına tekrar dönmenin verdiği mutlulukla dudaklarına bir gülümseme yerleşti. Kütüphane’yi bu yüzden seviyordu. Eski dostlarını tekrar bulabileceği nadide mekânlardan biriydi. Bir de yeni dostlar edinebiliyordu. Yeni dostlar… Elindeki kitabı Nina’nın kucağına bırakarak kütüphanenin derinliklerine doğru ilerledi. Toz tutmuş kitaplar arasında onları temizleterek yürüyor; aradığı kitabı bulmak adına etrafına çok dikkatli bir şekilde bakınıyordu. Yatağına bile kitapla giren bu çocuğu kitapsız görmek pek nadir bulunan bir şeydi –ki şuan da onlardan biriydi-.

Kütüphanenin raflarını asası ile temizlerken dudakları arasından “Accio” sözcüğü döküldü ve eline bir kitap ulaşıverdi. Onu açıp okumaya başladığında işkenceden kurtulmuş gibi bir ferahlama hissetti bedeninde. Gıcırdayan zeminde geriye doğru ilerlerken bir kitap daha aldı. Elinde iki kitap ile az önceki sandalyesine döndüğünde Nina’nın hâlâ orada olduğunu gördü. Hiçbir şey söylemese e hayret etmişti. Onu süzüp kitabına dönerken aklından bir şeyler geçirmiş olsa da onları dile getirmedi. Sıra Nina’daydı ne de olsa.

not:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nina Jankovics
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Nina Jankovics


Mesaj Sayısı : 135
Kayıt tarihi : 10/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue97/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (97/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue0/0Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (0/0)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeÇarş. Haz. 29, 2011 6:44 pm

Dediklerini umursamıyordu. Kulağının birinden girip diğerinden çıkıyordu. Çok gereksiz birisin, dünyada tükettiğin oksijen tam bir kayıp, demek istiyordu ancak onla laf dalaşına girmek onu daha hoşnut etmek anlamına geliyordu. Onunla yarışmaktan korktuğunu düşünmesi de umurunda değildi açıkçası. Craig için kullanabileceği tek sıfat budalaydı ve kesinlikle gıcık oluyordu. Ortak salona bile inmeye çekiniyordu, özellikle şöminenin yanına. Hep oralarda bir yerde kitap okuyor oluyordu ve kesinlikle onu görmek tüylerini diken diken ediyordu. Hayır, bu kadar çok kitap okuyup kafasının yerinde olamayacağını biliyordu ama gerçekten bu aşırıydı. Ruh hastası, manyak gibi terimler kifayetsiz kalıyordu. Hızlı hızlı derin nefesler alıyor ve beynine oksijen gidip de şu lanet olası kitabı anlamak için çabalıyordu. Ayrıca bu kitabı yedi yıl önce okuduğunu söylemekle ahmaklığını bir defa daha göstermişti. Kendisi tıpkı Nina gibi yedi yıl önce sekiz yaşındaydı ve sihir tarihiyle ilgili bir kitap okumuş olacağını zannetmiyordu. İçinden saydırmaya devam ediyor fakat bir yandan da kitabın üzerinde gözlerini gezdiriyordu. Yüzlerce satırın arasından cımbızla çekercesine yalnızca bir kaçını kavrayabiliyor ve hafızasının bir kenarına not ediyordu. Konsantre olamıyordu çünkü yanında boş boğazın biri vardı. Sürekli başka bir kitabı eline alıyor ve sağa sola laf savuruyordu. En son kitabına döndüğünü fark ettiğinde derin bir nefes daha aldı ve başını öteki tarafa çevirdi. Cevap vermeye niyeti olmadığı halde o sevimsiz yüz ifadesi insanı resmen kışkırtıyordu. Homurdanmaya benzer bir ses çıkardıktan sonra kelimeleri tek tek söyledi, tıpkı karşısında zihinsel engelli bir birey bulunuyormuşçasına. 'Bak Craig, şuan bir kütüphanedeyiz. Burada herkes kitap filan okuyup sessizce otururlar. Ne yapıyorsan yap gördüğün gibi yedi yıl önce okuduğunu söylediğin bir sihir tarihi kitabı okumaya çalışıyorum ve dersi dinlemedim. Şimdi izniniz olursa bay boşboğaz, artık şu kitabı okumaya devam etmeliyim.'

Aslında kitabın beynine girmemesinin tek sebebi olarak Craig'i suçlayamazdı. Her gün, her saat beynini meşgul eden başka birileri vardı ve o birisi şüphesiz Isaac idi. Hala bir mektup yazıp yazmaması gerektiği konusunda kararsızdı. Kalbinin bir tarafı yazması gerektiğini, şansı olduğunu söylüyor, diğer tarafı ise zarar göreceğini yapmaması gerektiğini. Kalbi de beyni de ona oyun oynuyordu. Oyunlardan sıkılmamışlar mıydı? Her şey diğer herkesin olduğu gibi daha kolay olsaydı keşke. Bu kadar ikilemde kalmasa, Isaac onun olsa... Başını iki yana savurdu ve bir gözü kitapta, diğer gözü ise üzerinde olan Craig'i görünce ürktü ve kollarındaki tüylerin yine diken diken olduğunu hissetti. Bu çocuktan gerçekten nefret ediyordu! O kadar sinir bozucuydu ki, gereksiz yere insanı şeytan çarpmışa çevirebiliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
M. Serenity Bennett
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf
M. Serenity Bennett


Mesaj Sayısı : 173
Mücadele Tarafı : Kendi tarafı işte.
Sihirsel Soy : Üvey annesi ve babası safkan. Gerçek annesi melez babası muggle doğumlu.
Evcil Hayvanı : Kurtlara bayılır ama evde bir kurt besleyemeyeceğine göre sadece bir köpekle yetinmek durumunda kaldı. Beyaz bir terier, adı Toil.
Kayıt tarihi : 28/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue95/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (95/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue0/0Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (0/0)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimePerş. Haz. 30, 2011 2:35 pm

Karşısında olan herkes, neredeyse, ona aynı gözle bakıyordu: Ne kadar ukalasın, senin kadar kendini beğenmişini ve gereksizini görmedim. Bu, Craig için hiçbir şey ifade etmiyor, aksine kendi istediği doğrultuda insanları düşündürebildiği için yetenekleriyle övünüyordu. Belki felaket bir davranıştı; ancak Craig, daima kendisinin güçlü olduğu ortamları seviyordu.

Kütüphanenin belki de fazla gürültülü ortamından kendini sıyırmış olması onu mutlu ediyordu; fakat o hâlâ kitabından birkaç cümle okudukça Nina’yı süzmekle meşgul oluyordu. Aklını ne kurcalıyordu böyle? Niye bir şeyler söylemiyordu bu kız? Düşüncelerinden sıyrıldığında Nina’nın ağzından dökülen kelimeler iğne edasıyla Craig’e yöneldiğinde onlara kulak asmadı ve bir şey söylememek konusunda karar kıldı. Sağ kolunu narince kaldırdı ve karşısında duran şaşkın bakışların -belki şaşkınca bakmıyordu Nina; fakat Craig için durum böyleydi- yanından geçirerek Nina’nın saçları arasına daldırdı. Bu sırada kitabını okuduğu için Nina’nın ne tepki verdiğinden habersizdi. Ani bir hareketle -ki can acıtması muhtemel- sihir tarihi kitabına doğru başına bir baskı uyguladı genç kızın. Sonra da dudaklarından sadece birkaç kelime döküldü: “Bak Nina, şu anda kütüphanedeyiz.” Az önce kendine söylenen sözcükleri tekrar ederken isimlerin yerlerini değiştirmiş ve bir zafer kazanmıştı. Nina, ne demek istediğini anlayacak mıydı emin değildi; ancak elini geri çekip kitabına koyduğunda yine bir cevap beklemekteydi.

Sandalyesine yaslanmış kitabını okurken bir saniyeden daha kısa süren gıcırdama az daha midesini kaldırıyordu. Sandalyesinin geriye doğru ilerlerken çıkarttığı ses, kitap okumasına ara vermesine neden olmakla kalmayıp tüylerini diken diken yaparken karşısındakine bir koz verdiğini düşünüyordu. Yeni yeni çıkmaya başlamış sakallarının arasından yavaşça süzülmeye başlayan ter damlaları çenesine ulaşınca normale dönmüştü; ancak bu süre içerisinde ne kitap okuyabilmişti ne de büyüsünün sağlam kalmasını sağlayabilmişti. Büyünün oluşturduğu etki yok olduğunda kulağına çarpan ses dalgaları, onu çileden çıkartmaya yeterken Nina’nın eline verdiği koz, belki de tüm okula yayılmaya yetecekti. Şimdi bir anlaşma zamanıydı. Eğer okuldaki herhangi biri, gıcırtının Earl için tehdit oluşturduğunu öğrenirse ne rahatlıkla kitap okuyabilecek ne de derslerde başarılı olabilecekti. Şimdi ne yapmalıydı? Nina, Craig’in gözünde ne kadar zeki durmasa da zeki bir kızdı. Kozunu kullanabilecek miydi; yoksa Craig’in teklifte bulunmasını mı bekleyecekti? İşte, kütüphanedeki asıl bekleyiş şimdi başlıyordu.

DUYGU BURAYA BAK!:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue100/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue50/60Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (50/60)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeC.tesi Tem. 02, 2011 10:28 am

Out: Ravenclaw'a 30 Puan! Sihir Tarihi Faciası 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
Nina Jankovics
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Nina Jankovics


Mesaj Sayısı : 135
Kayıt tarihi : 10/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue97/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (97/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue0/0Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (0/0)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeC.tesi Tem. 02, 2011 1:23 pm

Üzerine doğru gelip baskı kurmaya çalıştığını fark ettiğinde gerçekten sinirlenmişti. Bu çocuğun kendisine dokunma hakkı kesinlikle yoktu. Hem bu cüreti nereden bulmuştu ki? Yüzünün kıpkırmızı olduğunu hissetti; ama yalnızca sinirden dolayıydı. Ondan korktuğu filan yoktu. Ardından yerini geçişini takip etti gözleriyle. Sandalyenin çıkardığı gıcırtıyla yüzünün buruştuğunu ve ciddi anlamda tüylerinin diken diken olduğunu gözlemledi. Sessizlik ortamı olarak bilinen kütüphanenin ortasında kahkalara boğulmuştu. Gözünden yaş geldiğini hissediyor, onun bu denli dalga konusu olabilecek tavrına verilebilecek en aşırı tepkiyi veriyordu. Düşmanı değildi elbet ama bu kozu Craig'in aleyhinde çok güzel kullanabilirdi. Nina böyle bir kız mıydı? Belki. Gerçekten onu sinir eden biri için gözü kararır, bir Slytherinli kadar kurnaz ve sinsi olabilirdi. Peki, Craig tam olarak onun için düşman statüsünde miydi? Bunun üzerinde düşünmesi gerekirdi lakin onunla çok iyi muhabbet edebildiği zamanları gözünün önüne getirdi. Kitaplar konusunda onu en iyi anlayan kişi karşısında duruyordu ve bu açığıyla onu okula rezil edebilir, bu ukala tavrından biraz olsun vazgeçmesini sağlayabilirdi; fakat insanları değişmeleri için zorlamak kesinlikle Nina'nın tarzı değildi. Herkesi olduğu gibi kabul etmek gerekiyordu. Kaygılı bakışlarıyla kendisine bakan Craig'e şeytani bir gülümseme yolladı. Sadece gözünü korkutmak istiyordu. Bu kozu kullanmayacaktı. Ona ne kadar sinir olsa da bu 'feci' komik andan kimseye bahsetmeyecekti. Aralarındaki küçük sırları olacaktı ki Craig bu şekilde Nina'ya minnettar olmalıydı.

'Bana öyle bakmana gerek yok, kimseye bundan bahsetmeyeceğim. Ben bazıları gibi elime geçen kozları anında etrafa yaymaya çalışanlardan değilim. Ama buna karşı sen de biraz daha kibar davranabilirsin.' Kibar davranmaktan mı söz etmişti? Craig'e ha? Kendisine içten içe gülüyordu. Kibarlık kavramı ve Craig ismi yan yana bile gelemezdi. Onu hangi koşullar bu denli ukala olmaya itmişti bilmiyordu; ama insanları kendisinden kesinlikle uzaklaştırıyor, itiyordu. Bazı yönlerden haklıydı, arkadaşlar kalıcı olmayabilirdi ama hayatını kitaplara bağlamak doğru değildi, en azından Nina'ya göre. Bir kitap ne kadar arkadaşlık görevini yerine getirebilirdi ki? Ağladığında başını yaslayacak bir omuz olamaz, anılarını, heyecanlarını paylaşabileceğin dostun olamazdı. Büyüklerin söylediği 'Kitap en yakın arkadaştır' zımbırtısına hiç de katılmıyordu. Kanlı canlı, varlığını, soluğunu yanında hissettiğin kişi ancak en yakını olabilirdi birinin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue100/100Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sihir Tarihi Faciası Left_bar_bleue50/60Sihir Tarihi Faciası Empty_bar_bleue  (50/60)

Sihir Tarihi Faciası Empty
MesajKonu: Geri: Sihir Tarihi Faciası   Sihir Tarihi Faciası Icon_minitimeC.tesi Tem. 09, 2011 11:04 am

Out: Ravenclaw'a 5 Puan! Sihir Tarihi Faciası 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
 
Sihir Tarihi Faciası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sihir Bakanının Odası
» Hog’s Head Tarihi&Tasviri
» Sihir Tarihinde İlk ders
» Sihir Basını Alımları
» Sihir Dünyası Anayasası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: