|
| | Animagus Alımları | |
|
+5Kristy C. Bellaire Laxmi Byrion Gabriel Neithan Envy Adams Mystique Oak Cynthia 9 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Mystique Oak Cynthia Yönetici & Sihir Bakanı
Mesaj Sayısı : 638 Doğum tarihi : 10/09/91 Yaş : 32 Mücadele Tarafı : Sihir Dünyası Sihirsel Soy : Purebred Kayıt tarihi : 09/11/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (50/60)
| Konu: Animagus Alımları Cuma Mayıs 06, 2011 9:23 am | |
| Karakterin; Adı / Soyadı: Rpg Puanı: Rpg Deneyimi: Kişisel Özellikleri: Aile Geçmişi: Yeteneği almadaki amacı: Dönüşeceği Hayvan: Yetenekle İlgili Örnek Rol Oyunu:
*V. Sınıf ve Üzeri, Yetişkin karakterler sahip olabilir.
| |
| | | Envy Adams Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 241 Sihirsel Soy : safkan Kayıt tarihi : 26/09/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Animagus Alımları Perş. Mayıs 12, 2011 4:13 pm | |
| Karakterin; Adı / Soyadı: Claudia Chelestis Rpg Puanı: 100 Rpg Deneyimi: Beş ya da altı yıl, beş buçuk diyelim. Kişisel Özellikleri: Gryffindor olabilecek kadar cesur, Slytherin olabilecek kadar kurnaz ve hırslı, Hufflepuff olabilecek kadar eşitlikçi bir yapısı olmasına rağmen Claudia, Ravenclaw olmasını sağlayan zekasını önplana çıkarmayı tercih etmiştir her daim. Ukala değildir; bu tip bir özelliği bünyesinde barındırmayacak derecede utangaç ve mütevazidir çünkü genç cadı. Tabii sadece bazı anlarda. Nitekim bulunduğu ortama göre kolayca kişilik özelliklerini değiştirmesi, ki istemsizce olur, onu pek de güvenilir ve istikrarlı biri yapmaz. Buna rağmen herhangi bir rol yapma, olduğundan farklı gözükme isteği taşımamaktadır, ne de olsa tercihini her daim açıksözlülükten yana kullandı Claudia. Bazen kırıcı olabilecek derecede açıksözlü olabilir, fakat patavatsızlığa kayan tarafta asla bulunmadığını iddia edebilecek derecede dikkatlidir bu konuda. İnsanları aşağılamamaya, önyargısız olmaya özen gösterir çoğu zaman, fakat yetiştiği koşullar nedeniyle oluşan sert yapısı alaycı bir dili olmasına sebebiyet vermiştir. Birilerini sevmese bile saygı göstermek zorunda olduğunun farkındadır, en azından gereken kişilere, çünkü empati yapabilecek derecede mantığa ve akla sahiptir. Ayrımcılıktan nefret eder. Görüşlerinde değişime pek açık olduğu söylememez, kesinlikle doğru olduklarına inanmasından ziyade sadece kendisini bu haliyle biraz fazla sevmesinden kaynaklanır, kibirli de denilebilir. Ayrıca insanların düşünceleri onun hareketlerini etkileyebilecek ölçüde değerli, önemli değildir onun nazarında. Kendisini tehlikeye atmak en büyük hobileri arasında olmasa da adrenalini sever, kurallar ve yasaklar onu pek alakadar etmez yani. Yaptığı işlerde hırslı, mükemmeliyetçi bir tutum izler genelde. Fakat son derece inatçı olan cadıya bir şey yaptırabilmek, gerçekten çok çaba gerektirir, hele de bu onun hoşuna gitmeyecek bir şeyse. Claudia çıkarcıdır. Kendi yararı uğruna çoğu şeyi riske atabilir ve bunu yaparken gözünü kırpmayacak kadar soğukkanlıdır da. Kesinlikle duygusal biri olmayışı da buna kolaylık sağlar, çünkü onun için feda edilemeyecek derecede değerli olan hiçbir şey yoktur. Kurnaz, kıvrak bir zekaya sahip olması da çıkarlarına ulaşmasında önemli bir yere sahiptir. İnsanlara davranışlarını soğuk ya da sıcak olarak ayırmak neredeyse olanaksızdır, çünkü genç cadı ilk izlenimi fiziksel olarak edinir ve beğenmediği bir kişiye karşı çok da iyi tavırlar gösterebileceği söylenemez. Fakat önyargılı olmayışı, bir insanı tanıdıktan sonra düşüncelerinin değişebileceğine dair net bir işarettir. Claudia, romantik şeylerden ölesiye nefret eder. Belki dışarıda gördüğünde 'ah ne hoş' şeklinde bir tepki verebilir, fakat bu kadar. Asla birileriyle arkadaşlıktan öte bir ilişkisi olmasını da istemez, ki bu zamana kadar olmamıştır da. Aile Geçmişi: Henüz tam olarak oluşturulmadı, fakat İngiliz bir babayla Fransız annenin üçüncü çocuğudur. İkiz olan abileri vardır. Mutlu, düzenli bir ailesi vardır ve özellikle İksir konusunda adları duyulmuştur. Diğer Safkan aileler tarafından pek sevilmemelerine yol açan Muggle sempatileri vardır. Maddi durumları ortalamanın üstündedir fakat aşırı değildir. Her yaz farklı ülkelere seyahat etmeyi severler. Aile büyükleri her daim eğlenceli ve açık görüşlüdürler. Yeteneği almadaki amacı: RP'lerde kurgu konusunda çok büyük artıları olacağına inanıyorum. Claudia gizli saklı işlere pek meraklı. Bu konuda getirisi olur. Dönüşeceği Hayvan: Kara kedi Yetenekle İlgili Örnek Rol Oyunu: Şey, eğer çok gerekli değilse, karşılıklı yapılan bir RP'de yeteneği ön plana çıkarmayı tercih ederim, kendi başıma oluşturduğum bir kurgu üzerinden tek mesajlık RP yazmak zor oluyor da. Tabii gerekliyse editleyip ekleyebilirim fakat Claudia her zaman animagus olmuştu zaten, yani yeteneği içeren RP'lerde bir sıkıntı olacağını sanmıyorum. ^^
| |
| | | Gabriel Neithan Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 595 Doğum tarihi : 18/11/93 Yaş : 30 Mücadele Tarafı : Aydın Olanlar Sihirsel Soy : Pure Kayıt tarihi : 01/01/10
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (97/100) Düello Gücü: (30/60)
| Konu: Geri: Animagus Alımları C.tesi Mayıs 14, 2011 1:10 am | |
| Karakterin; Adı / Soyadı: Gabriel Ryan Neithan Rpg Puanı: 97 Rpg Deneyimi: Üç yıl. Kişisel Özellikleri: Kimsenin gerçekten kendisini tanımasına izin vermez, her zaman suratında bir maskesi vardır. Olayları pek umursamaz, eğlenmekten hoşlanır. Hiçbir tehlikeden çekinmez, her türlü aksiyonun içindedir her zaman. İnsanlara hiçbir şeyden korkmadığını düşündürmekten hoşlanır, aslında aklını kurcalayan bir sürü şey vardır. Aile Geçmişi: Safkan bir ailedir. Fakat Sonradan katılanların içinde melezler vardır. İngilizdirler. Neithan ailesi, İngilterenin en bilindik mücevher tüccarlarıdırlar. Yaklaşık olarak 1600'lerin sonu, 1700'lerin başıyla birlikte İngiltereye yerleşmiş, ancak öncesinde göçebe olarak yaşamıştırlar. Göçebe oldukları süreçte birçok aileyle yakın ilişki kurduklarından, Neithan kızları, hemen hemen her aileye gelin olmuştur. Bu yüzdendir ki; Neithan'lar, hemen her ülkede yaşayan büyücülerden haberdardırlar. Bu da onları, her aile hakkında bilgi sahibi yapar. Kedilerine has gelenek ve görenekleri olan bu sıradışı büyücü ailesi, gerek düğün, gerekse cenaze törenlerini kendi kurallarına göre gerçekleştirirler ve bu törenler, onlar için kutsaldır. Çok sesli bir aile olmalarına karşın, aile büyüklerine duyulan saygı, birleştirici niteliktedir ve bireylerin hepsi birbirine belirli çerçevelerde samimiyet gösterebilirler. Bu sebeptendir ki, gerek muggle gerek büyücü aileleri tarafından, aristokrat olarak nitelendirilirler. Fakat bu yakıştırmayı kesinlikle kabul etmezler çünkü aristokrasinin kurallarına uymadıklarını ve aristokrat olmak için farklı özelliklere sahip olunması gerektiğini savunurlar. Kısacası bu eleştiriyi, tamamiyle olumsuz algılarlar. Aile kendi içinde yaşadığı hiçbir olumsuzluğu direkt olarak dışarıya sergilemekten hoşlanmaz, çünkü bu yapılırsa, asırlar boyu emek vererek kazandıkları itibar ve prestijin kaybolacağını düşünürler. Yeteneği almadaki amacı: Neithan ailesi, İngiltere'ye yerleşmeden önce, göçebe olarak yaşarken, daha kolay seyahat etmek amacıyla animagus yeteneklerini geliştirmişlerdir. Her bir aile bireyi bu yeteneğe sahiptir ve yerleşik hayata geçtikten sonra bu da gelenek haline gelmiştir. Dönüşeceği Hayvan: Bozkurt Yetenekle İlgili Örnek Rol Oyunu: Bahçeye çıktı hızla. İnsan halini sadece bir kabuk gibi görüyordu artık. Birkaç adım attıktan sonra gerçek benliğine kavuşmuştu. Keskin gözlerini batmak üzere olan güneşten uzaklaştırıp ormanın içinde gezdirirken içini bir heyecan kaplamıştı. Yavru bir köpek gibi etrafta zıplayıp hoplamak istiyordu. Birkaç kez havladı kahkahaya benzer bir şekilde. Ormanın derinliklerine doğru koşarken, rüzgar tüylerini dalgalandırıyordu. Hiç olmadığı kadar rahattı. Nereye gideceğini çok iyi biliyormuş gibi görünüyordu. Orman ve canlılarıyla bir bütün olmuştu. Kimsenin onu görememesi ya da şu anda yeteneğini kimsenin bilmemesi mutlu olmasını sağlıyordu.
Ormanın doğal sessizliğini bozmak istemiyordu. Bu yüzden yavaşladı. Patileri taze ıslanmış toprakla bulanmıştı. Yağmurun sadece birkaç dakika sürmüş olması iyiydi. Bu sadece ormanda rahatça kurt olarak dolaşabiliyordu. Orman kulakları sağır eden bir sessizliğe bürünmüştü. Bu kadar sessizlik olması Yasak Orman’ a girdiğini gösteriyordu. Geri dönüp kaçması gerektiğini söylüyordu aklı. Ama maceracı ruhu ve merakı pek akıllıca düşünmesine yardım etmiyordu. Ağaçların gökyüzüne dokunduğu ve Ay’ ın önüne bir set gibi dizildiği bir yerdi burası. Hiçbir yaşam belirtisi yoktu nefes aldıkları bile malum olmayan ağaçlardan başka. Ön ve arka ayaklarının yarısına kadar garip bir sis tabakası kaplamıştı. Garip duman, hareket ettikçe dağılıyor, birkaç köpek adımı ilerledikten sonra yeniden birleşip, boğucu bir atmosfer yaratıyordu.
Sessizce hırlıyordu. Korku ya da heyecandan mı bilemiyordu. Ama burada olduğunu ve saldırmaktan çekinmediğini anlatmaya çalışıyordu kendisini izlediğini düşünen varlıklara. Kendisini o kadar inandırmıştı ki bir saldırı geleceğine, paranoyakça cansız ormanı izliyordu. Birkaç, yavaş, köpek adımı daha attı. Ve burada hiçbir şey olmadığını anlayıp geri döndü. Ceza alma riskini göze almasına rağmen karşısına eğlenebileceği bir tavşan bile çıkmamıştı. Homurtulara benzer sesler çıkartarak geldiği tarafa yöneldi. Yatakhaneye dönmesi ve sıkıntıdan patlaması gerekecekti. Daha dikkatsiz yürüyordu bu sefer. Basıp kırdığı çalılardan çıkan sesleri umursamıyordu. Çünkü etrafta kimse yoktu onun seslerini duyacak. Sinirliydi aslında. Yeniden insan haline dönmek istemiyordu.
Adımlarını yavaşlatmış, pembeleşmiş gökyüzüne bakıyordu. Kendisini rahatsız eden ve kulaklarını havaya dikmesine neden olan hızlı ama hafif ayak sesleri duydu etrafında. Diğer tarafına baktığı anda bir şey üzerine atlamış ve sağ ön bacağına ince bir kesik açmıştı. Hızla geri kaçmıştı ama saldırının büyük çoğunluğundan kurtulamamıştı. İnleyerek geriye doğru çekildi. Kendisine saldıranın ne gibi vahşi bir hayvan olduğunu görmek için etrafına bakındı dişlerini gösterip hırlarken. Hızlı olduğu kesindi. Çünkü yaratık ortalıktan kaybolmuştu. Ve tahminince küçük bir şeydi. Hayvanın yeniden saldırmak isteyeceğini biliyordu. Ama Gabriel bu sefer daha hızlı olmalı ve hayvanı alt etmeliydi.
| |
| | | Laxmi Byrion Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 42 Doğum tarihi : 30/08/93 Yaş : 30 Mücadele Tarafı : Karanlık mı işledi içine Sihirsel Soy : Safkan Evcil Hayvanı : Lilith (Yılan) Kayıt tarihi : 26/05/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Animagus Alımları C.tesi Mayıs 28, 2011 10:28 am | |
| Claudia Chelestis rol oyununda yeteneği kullanma şeklinizi görmeliyiz. Mesajınıza rol oyunu eklediğinizde başvurunuz kontrol edilecektir. Gabriel Neithan yetenek veriliyor. | |
| | | Kristy C. Bellaire Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 10 Mücadele Tarafı : Yok. Sihirsel Soy : Melez. Evcil Hayvanı : Kedisi. Kayıt tarihi : 10/06/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Animagus Alımları C.tesi Haz. 11, 2011 1:39 pm | |
| x Kristy C. Bellaire x 100 x 2 yıl
x Biraz dengesiz bir karakter, tüm zıtlıkların birleştiği biri. Çok sıcakkanlı da olabilir ama genelde soğuktur. En değer verdiği şey zekadır. Mantığını her zaman duygularından önde tutar. Korku kelimesine inanmaz, Fazlasıyla asildir, cıvıtmayı sevmez. Olgundur, genelde sakindir; ama hareketlene de bilir. Aşka pek önem vermez, derslerine aşırı bağlıdır ve araştırmaya bayılır. Aynı zamanda yazı yazar ve resim de yapar.
x Babası karanlık bir büyücü, annesiyse bir muggle. Paris'teler. Babasına karşı hiçbir şey hissetmiyor, eskiden nefret ederdi. Annesine ise çok saygı duyar. Babası ise bu aileden kurtulmak için elinden geleni yapıyor. Bir de kardeşi var Kristy'nin.
x Kristy, her şeyi açık saçık yapmaktan nefret eder. Gizlilikten ve gizemden hoşlanır. Ayrıca araştırmayı sevdiğini söylemiştim. Kütüphanenin yasak bölmesi gibi yerlere gidebilmek için, görünmezlik etkisi yaratan bu yeteneğe sahip olması gerekiyor. Gizli işlerini yapabilmek ve kalabalıklardan kaçabilmek için genellikle.
x Kara kedi.
- Spoiler:
Nedensiz tavırlarım nedeniyle buradaydım, yavaşça patilerimi karanlıkta belli dahi olmayan küçük dikenlerden korumaya çalışarak ilerliyordum çimenlikte. Simsiyah bedenim, gecenin karanlığında sadece hareket eden bir gölge kadar belirsiz, ruhum ise en az bir o kadar tanımsızdı. Neden burada olduğuma dair bir fikrim olsa, en azından geriye dönmek için de bir nedenim olurdu fakat neden burada olduğumu da bilmiyordum. Gözlerim, gözbebeklerim iri ve ovaldi, sarı gözlerimle etrafı geceleyin dahi daha bir aydınlık ve daha bir net görebiliyordum. Burnum, her şeyin kokusunu bedenime taşıyordu. Gecenin, ağaçlar, serin hava ve hemen yakındaki kara gölün birleştiği kokusu, burnumu sürekli kurcalıyordu. Hislerim, hislerime dair hiçbir şey söyleyemiyordum, zaten bir şey söyleyemiyordum. Konuşmak için her deneme yaptığımda ağzımdan küçük bir miyavlama hariç bir şey çıkmıyordu. Zaten herhangi bir konuşma yapmak için oldukça saçma ve gereksiz bir zamandı.
Evet, bir kediydim. Simsiyah, kapkara bir kediydim Kara Göl'ün kenarında yürüyen. Bu yeteneğimi keşfettiğim gün, II. sınıftaydım. Yine karanlık ve kasvetli bir gece, korkusuzca kara göle doğru götürüyordu bir şey beni. Fakat o zaman bedenim, insandı. Yürüdükçe, kendimi farklı hissetmeye başladım. Etrafı inceliyordum şaşkınca, kendimi neden buraya getirdiğime dair bir şeyler öğrenmek amacıyla. Fısıldayan ağaçlar ve kocaman gözleriyle etraftaki sırları gören baykuşlar beni büyülemişti. Kris, yani ben doğayı her zaman annem olarak görmüştüm ve sunduğu tüm güzellikleri. Bir şelale, bir ağaç hatta bir odun. Her biri bu güzel bütünlüğün bir parçası değil miydi? Bu renklerin tanımlanamaz ahengi? En çok da kedigilleri severdim hayvanlardan. Kaplanların derilerini, aslanların cesaretini, çitaların hızını, jaguarların kudretini ve en zayıflarının; kedinin her birinden birer parça alarak birleşmesini kendime benzetirdim bazen. Dışarıdan güzeldim belki, cesaretim çoktu ve hızlıydım. Kudretli olmaya çalışan bir küçük kızdım aslında. Bu yüzden kedileri severdim. Sinsi fakat masum, sadık ama nankördüler. Her türlü pis işi çevirebilecek kadar açgözlü ve her türlü melekliğe sığınacak kadar da tatlıydılar. Dikkat çekmemeleri ise başka bir avantajdı, o gece. Hayatımı değiştiren o gece, buz gibi havada üzerimdeki ince gecelikle tenimi okşayan meltemin arasında ilerlerken kendimi simsiyah bir kedi halinde bulmamın nedeni de bu olmalıydı.
Kara göle doğru atıyordum yumuşak patilerimi, buraya gelmiştim çünkü şarkı söyleyecektim. Evet, basit bir şey, şarkı söyleyecektim. Bunu Kristy olarak yapamazdım, yapsam yalnız yapamazdım bu da benim istemediğim bir şeydi. Kristy olarak yalnız şarkı söyleyebilmenin en iyi yolu karanlıkta, gecenin sinsiliğinde yalnız kalınabilecek bir yere gitmekti ki bu oldukça tehlikeliydi. Yakalanırsam ceza alabilirdim bu da derslerime yansırdı. Sebep bu olsa gerek, simsiyah yumuşak derimi yalayan rüzgarın arasından kara göle ulaştım ve yanındaki bir kaç küçük kayanın yanına oturdum. Ardından tekrar Kristy'e, insan halime dönüştüm. Bir kedinin şarkı söyleyebilmesi gibi bir olasılık olmadığını varsayarsak. Geceliğim üzerimdeydi yine, yine üşüyordum çünkü yine serindi hava. Ellerimi bağdaştırdım göğsümde, bacaklarımı uzattım ve saçlarımın dalgalanmasını hissederek kapattım gözlerimi ve eskiden en yakın arkadaşım Aurelie'yle söylediğimiz bir şarkıyı mırıldandım karanlığın dostluğunu hissederek ruhumda.
| |
| | | Aleida Widmore Kemik Torbası Sahibesi & Yönetici
Mesaj Sayısı : 530 Mücadele Tarafı : Widmore. Sihirsel Soy : Safkan. Evcil Hayvanı : Kedi - Ralph. Kayıt tarihi : 22/07/10
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Animagus Alımları Salı Tem. 05, 2011 5:10 pm | |
| Kristy. Onaylanmıştır. Yeteneğiniz veriliyor. | |
| | | Raven Orlov Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 89 Doğum tarihi : 28/03/94 Yaş : 30 Sihirsel Soy : safkan. Kayıt tarihi : 18/05/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (98/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Animagus Alımları Paz Tem. 10, 2011 5:19 pm | |
| Raven Orlov 98 Yedi yıl.
Bilinen adıyla Raven Orlov. Raven kendisine zamanında verilmiş bir lakaptır ama kendisi bile gerçek ismine tepki veremez hale gelmiştir. Hogwarts kayıtlarında adı O. Orlov olarak geçmektedir.
Raven pek olumlu bir insan sayılmaz ama zıtlıklarla dolu bir karaktere sahip olduğundan yüzüne yapıştırılmış gibi, dudaklarından hiç eksik etmediği gülümsemesiyle dolanır hep. Fiziksel aktivitelerin ruha yansıdığının kanıtıdır, vücudu zinde oldukça o da mutlu bir insandır. Kitap okumayı oldukça sever, Karanlık Sanatlar'a karşı büyük annesinden gelen bir meraka sahiptir. Güvenilir bir insandır ama üzülerek söylüyorum ki ihanet etmeyeceği tek kişi kendisidir. İdealist bir yapısı yoktur, gerçekçidir. Kendini insanlardan üstün görmez ama her şeyi yapabileceğine inanır. Onun gözünde imkansızın tanımı çok farklıdır. Arkadaşlarını güldürmeyi sever, ne yazık ki o da kendi esprilerine gülen insanlardan birisi. En büyük tutkusu ise dil öğrenmek, Raven şu ana kadar ana dili olan Rusça da dahil olmak üzere dört dili akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Nekromansi ile oldukça ilgilidir.
Raven Rus asıllı. Ebeveynleri hala sağ ama o zamanında, büyük bir hayranlık beslediği büyük annesinin içinde rahatlıkla kaybolabileceğiniz malikanesinde yaşamaya karar vermiş. Büyük annesi, Fedora, onun için bir idoldür. Fedora, pek de yasal olmayan Nekromansi dalında uzmanlaşarak kendi bedenini muhafaza etmeyi başarmıştır. Raven'ın Hogwarts'a başlamasında ısrarcı olan yine kendisidir, aynı zamanda Raven'ın özgüveninin asıl mimarıdır. Orlov ailesi ise gözden düşmüş bir safkan ailesidir. Ailenin gözden düşüşü iki kuşak öncesinin Boris Orlov'una dayanır. Kendisi Rusya'da rejim değişikliği adına komünist bir hareket yürütmekle suçlanıp ölüme mahkum edilmiştir. Elbette ölümünün sebebi ve ölümünün ardından yapılan propagandaların arasında karşıt rejim savunucuları var. Yinede kuşaklardır safkan Orlov ailesinin soyadlarından utandıkları o zamanlar geride kaldı. Raven ise Hogwarts'a başlayacak ilk Orlov.
Panter.
- Spoiler:
Rüzgar saçlarının arasında teskin ediciydi. Kız, çıplak göğsüne bastırdığı kıyafetlerini kokusu ile işaretlemekten çekinmediği bir ağacın dibine bıraktı, zira kokuyu bir orman yaratığı ya da av içgüdüsü olan herhangi bir canlı takip etse, kız ölümcül son olacaktı onlar için. Dudaklarında boynundaki gümüş kolyenin verdiği güvenle kibirli bir gülümseme belirdi. O gece, yenilmezdi, geçmişte kalmış diğer karanlıklarda olduğu kadar. O yüzden yavaşça dizlerinin üzerine çöktü ve bedenini dönüşüme hazırlarken dört ayağı üzerindeki bir kurt gibi avuçlarını yağmurun habercisi nemli toprağa dayadı. Üzerine karanlığın çöktüğü ormanı içinde hissederken bembeyaz boynunu geriye kanırttı ve dönüşümü bedenine davet etti.
Kemikleri kırılıyor, derisi Kızıldeniz gibi yarılıyor, insan bedeni zaaflarından kurtularak daha güçlü bir beden doğuruyordu; kızın animagus formunu. Boyut değiştirircesine her dönüşümünde nefesinin belli bir süre için tıkınmasına sebep olan o duyguyu hissetti belki bininci kez. Cinsel bir zevkten çok ruhani bir zevki andıran, toprağa gömülen kırılgan tenin ölümcül pençelere dönüşümünü izlemenin verdiği, insanı bir kasırga gibi çarpan zevk. Artık, içindeki hayvanı zapt eden teninden sıyrılmış, ormanın kendisi için tek beden haline gelip ölmeden önce kendi kanı içinde çırpınan bir kalp gibi atışını duyar olmuştu. O gece orman, Raven için canlandı.
Koşmaya başladı. Her şeyi ardında bıraktı ve taze havadaki tanıdık ama bir şekilde yabancı da olan o kokuya odaklandı. Terrence. Planına dahil olmasa da ormana gelmesinde o geceki en büyük etkendi. Panter, kokuyu takip ederek koşmaya devam etti. O kadar hızlı koşmaya başlamıştı ki ölü yapraklar ardında bıraktığı esintiye karışıyor, panter kendi bedeninin kokusuna bulanmış daha başka, daha hırçın bir kokuyu da algılayabiliyordu. Kara tüyleri bir kuzgununki gibi, her adımı dakikalar önce olduğu insan gibi kokuyordu. Raven dönüştüğü şeyin kehribar rengi gözlerinde, ismini aldığı, göz yaşı damlalarını andıran parlaklığı ile siyahi tüylerde, güçlü kaslarda ve saldırgan suçlayıcılıktaydı.
Tepeye doğru sadece burnunun izleyebileceği, kokudan bir patika uzanıyordu. Hafif bir tıraş losyonunun ardına gizlenmiş tenin çarpıcı kokusunun ardını bile duyumsayabiliyordu. Her şeyin ardında, duygular vardı. Beklentiden, belki heyecandan kendini belli etmiş, duvara sinen is gibi geçici bir şeyler de saklıyordu Terrence’ın esmer teni. Bir an kendi bedeninin içinde insan bedeninin uyandığını hissetti. Teni içine hapsedildiği kemiklerin dışına taşmak için içten dışa güçlü bir baskı uyguluyordu. Raven, hissettiği şeyden dolayı memnuniyetle yeniden öne atıldı ve koşmaya başladı geceyi güçlü bacakları ile yararak.
Kısa bir süre sonra ağaçların arasında, onu izliyordu. Ne yaptığına dair hiçbir fikri yoktu, olacakları önemsemiyordu. Raven fevriydi. Mantığı ile değil içgüdülerine göre hareket ederdi kısa vadede fakat duygularına güvenmesi gerektiğinde mantığına başvururdu ki kızın etrafında kimsenin bulunmayışı çoğunlukla bu yüzdendi. Raven kendi alt benlikleri tarafından korunuyordu insanlardan gelebilecek tehlikelere karşı. İhanete, özellikle de itaatsizliğe tahammülünün olmayışı da bundan kaynaklanıyordu. Raven insanlardan ne sevgi, ne de korku beklerdi. Yeryüzündeki, sınırlı sayıda kişinin bildiği o karanlık dünyadaki kritik konumu kızı güven aramaya ama asla inanmamaya, asla güvenmemeye itmişti. Aradığı şeylerden yoksun, insanlardan güven talep ederken kendi güvenini esirgeyen biri oluvermişti. Hayatta kalmasının sırrı buydu.
Birini beklediği aşikardı Terrence’ın. Raven’ın içinde aleni bir merak dalgası uyanırken esmer adamın gergin omuzlarına, hareket etmeye korkarcasına, sanki o an, o saniye zarar görmeye çok yatkınmış gibi onu şeffaf gösteren oturuşuna baktı. Raven’ın da bu kadar çökmüş göründüğü olmuş muydu? Belki sadece bir defa, her hücresi ile öldürmek istediği bir kişiyi korumaya yemin ederken. Bu, kızı geceleri uyutmayacak bir pişmanlıktı. O kişiyi her gördüğünde ince boğazına uzanmak, o boyunu güçlü elleri arasında un ufak edip kıkırdağı dışarı sarkana kadar eti deşmek isteği kızı çoğu gece uykusuz bırakırdı. Oysa öldürme içgüdüsü animagusu olan panterden gelmiyordu. Raven katil bir ailenin çocuğuydu, damarlarında bir katilin kanı, omuzlarında yüzlerce leş vardı. Öldürmeye konuşlanmış, bundan zevk alması gerektiği öğretilmişti. Elbette hayatının bazı dönemlerinde olduğu şeyi inkar etmeye, değişmeye, vicdanının yerini kaplayan o boşluğu yoklamaya çalışmıştı. Sonuçta babasına çok daha fazla benzemişti. Acıyla, yoksunlukla ve ölümle beslenen bir canavar haline gelmişti. Babasını öldürdüğü gece, o canavarı öldürürken daha büyük bir canavar olmak zorunda kalmıştı. Babası, Raven'ın yaşamı boyunca tanıdığı gerçek kötülüktü. Raven, onun eseriydi. Kızın ilk leşi ellerine verildiğinde babasının gözlerindeki bakış gayet anlaşılırdı. Babasının kızı. Dudakları olsa gülümserdi. Babasının ellerinde bozulup yeniden yapıla yapıla şekillenen çarpık bir sanat eseri olduğu için değil, tablonun altına kendi imzasını atabildiği için.
Terrence’ın bir şişe Absolut’u içişini izlerken ağaçların gölgesinden uzaklaştı. Muhtemelen Terrence’ın kendisini ayırt edemeyeceği kadar karanlığa karışmıştı fakat ihtiyatlı davranarak geceden daha koyu gölgelerin arasında ilerledi. Her adımında bir hayalet gibiydi. Sanki olmaması gereken yerlerinde kaslar varmış gibi dört ayağının üzerinde bile zarif bir yürüyüşü vardı. Pençelerini geri çekerken hızını arttırdı ve Terrence’ın yüzünü görebildiği zaman durdu. Mümkün olduğunca onda sezinlediği garipliğe odaklandı ama içinde küçücük de olsa, hala insani olan o parça insanlığına tutunmaya devam ederken gözün görebildiklerinin ardına ulaşmak imkansız gibiydi. O yüzden insanlığından en çok uzaklaştığı o anı hatırladı. Babasının kaburgalarını düğüm düğüm edip kalbini çaba harcamadan parçalayan ellerinin hatırası kızın gerçek benliğini un ufak etti. Raven, panterin gözlerinden kayıp giderken panter bir kez daha odaklandı. Bu sefer karşısındakini sadece bir av, bir tehdit olarak görüyordu.
Terrence’ın koyu renk gözlerinden akan o tek damla yaş kalbi granitten pantere ulaşmadı. Gözleri kristallerden kesilmiş gibiydi, acımasız, uzak ve ilkel. İçinde bir yan sadece öldürme içgüdüsü hissedebiliyor, damarlarındaki lanetli kanı ise bu duygunun dibine vurmasına sebep oluyordu. Ne yaşarsa yaşasın, her şeyiyle yaşayacaktı. O yüzden Terrence tam da kızın şüphelendiği gibi kanatları ile gökyüzünü kucaklayan bir kartala dönüşünce Raven’ı kilitlediği yerden alıp panter benliğinin üzerine çıkarttı. Raven, kendini her köşeye fırlatışında ağlama isteği duyardı. Bitmek bilmeyen, sanki kızın içinde deniz oluşturmuş göz yaşları bulabildikleri çatlaklardan izinleri olmadan akmaya çalışırcasına… Kendine ihanet etmiş gibi hissederdi. İçindeki kutuplaşmanın uçuklaştığını fark ederdi. Bir yanı öyle zamanlarda şöminenin önüne kıvrılmak, başını o gece için yatağına aldığı, belki ismini bile bilmediği bir erkeğin kokusunun içine gömmek isterdi. Fakat başka bir yanı vardı ki, yıkıcıydı. Zehirliydi. Gözyaşı cinai bir olay olurdu aniden.
Uzaklaşmak istedi. Koşmak onu rahatlatırdı. Oysa yaklaşan tehlikeyi zarara neden olmadan birkaç saniye önce fark edebildi. Bağrına gömülen gaga ve ufak, tüylü beden panteri geriye doğru yalpalatırken bir uluma yükseldi. Acıyı hafifletmek için dönüşümü çağırdı Raven. Uzun süre tutsak olmuş kendi bedeni sızlayan kemiklere rağmen nihayet kendini gösterdiğinde teri aniden soğudu. Sesli, neredeyse tıkanırcasına bir nefes aldı ve aynı şekilde, yavaş yavaş kendi formuna dönen sarhoş Terrence’a yarı öfkeli, yarı eğlenen gözlerle baktı.
“Nasıl ortaya çıkılacağını çok iyi biliyorsun, değil mi?”
| |
| | | Aleida Widmore Kemik Torbası Sahibesi & Yönetici
Mesaj Sayısı : 530 Mücadele Tarafı : Widmore. Sihirsel Soy : Safkan. Evcil Hayvanı : Kedi - Ralph. Kayıt tarihi : 22/07/10
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Animagus Alımları Ptsi Tem. 11, 2011 12:06 am | |
| Onaylanmıştır. Yeteneğiniz veriliyor. | |
| | | Elizabeth Turner Karanlık Büyücü
Mesaj Sayısı : 16 Mücadele Tarafı : Karanlık Sihirsel Soy : Safkan Evcil Hayvanı : Babasından gelen anka kuşu Kayıt tarihi : 15/08/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (70/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Animagus Alımları Salı Ağus. 16, 2011 1:06 pm | |
| Karakterin; Adı / Soyadı:Elizabeth Turner Rpg Puanı:70 Rpg Deneyimi:2.5 yıl Kişisel Özellikleri:Genelde çok soğuk kanlıdır ama insanları sinirlendirmek amacıyla sinir bozucu kahkahalar atar ama ciddi bir konudalarsa ciddiliğini korur ve çok sakin davranır yabancı diller konusunda çok iyidir birçok dil konuşabilir (ingilizce,ispanyolca,fransızca,almanca)normal zamanlarda çok asilce davranır ve asla aşka önem vermez onun için aşk bitmiştir.
Aile Geçmişi:Safkan bir ailenin tek çocuğudur 11 yaşına kadar ailesiz büyümüştür 11 yaşından sonra biranda ailesi ortaya çıkmıştır ailesini bulana kadar muggle soylu olduğunu sanan elizabeth daha sonraları safkan olduğunu öğrenmiştir ailesini bir türlü bulamamasının sebebi ise animagus olmalırıymış annesi bir güvercine babası ise bir kartala dönüşebiliyormuş.
Yeteneği almadaki amacı:Elizabeth seyehat etmekten çok hoşlanır bir sürü kültür tanımayı sever bu yüzden seyehatlerini kolaylaştırabilecek bir animagusa dönüşmek ister ve ayrıca güçlü ve kuvvetlide olmalı bir ölüm yiyen olduğundan olay mahaline hızla gitmeli bu yüzdende animagus olmalı.
Dönüşeceği Hayvan:Hipogrif
Yetenekle İlgili Örnek Rol Oyunu:
Sabah hemen Elizabeth üzerini giyip birşeyler atıştırmıştır ve hemen evlerinin yakınlarındaki ormana gitmiştir orman çok sakindiğr kuş sesleri çok rahatça duyuluyordur ormanın huzurunu bozmaması için yavaş yavaş yürümüştür ormanın sesi çok iç açıcı ve çok huzur vericidir bu ormanda istediği gibi hareket etmeyi çok isterdi ama ne yapabilirdiki diğer hayvanların saldırısına uğrayabilirdi bu yüzden çok dikkatili olmalıydı ormanda birkaç tur daha attıktan sonra dayanamayıp koşmaya başladı koşmak çok güzel bir duyguydu rüzgar saçların dalgalandırıyordu Elizabeth hiç birşeyden bu kadar zevk almazdı çok hoştu ve koşarak gitti gitti gitti en sonunda uçmayı hayal etti kendisini bir hipogrif olarak düşündü ve koşarken hayal kuruyordu nasıl olduğu bilinmez gözlerini açar açma hızla koşan bir hipogrif olduğunu farketti bu nasıl olmuştu acaba nedenini bilmiyordu ama çok güzel bir duyguydu bu hızla koştu kanatlarıda vardı göküzüne süzülmek için devam etti ve ağaçların arasından gökyüzüne doğru yol aldı şimdiki his daha güzeldi yere konar konmazda ormanda yavaşça yürümeye başladı karşısına bir aslan çıktı Elizabeth çok korkmuştu ama aslanla savaşabilirmiydiki ne düşünüyordu böyle kendisi bir büyücüydü asasını alabilirdi ama bu sadece bir anlık düşünceydi çünkü insana dönüşemiyordu uçmak içinde çok yorulmuştu ama kendisini savunması gerekiyordu aslanın üzerine hızla koştu ve bir kaç ayak darbesi indirdi aslanın kafasına ve sırtına aslan çok kötü hissetti kendini ve koşarak oradan hızla uzaklaştı Elizabeth hala insana dönmenin yolunu arıyordu hipogrife nasıl dönüştüğünü hatirladı sadece hayal etmişti şimdide zihninde insana dönüştüğünü düşündü ve gözlerini yavaşça açtı bedenide insana dönüşüyordu sonunda insan olmuştu asasıyla sevinçten birkaç kıvılcım yarattı ve eve geri döndü ailesiyle bu konuyu konuştu ve çok mutlu olmuştu artık. | |
| | | Jamie Lea d'Estaign Cadı
Mesaj Sayısı : 532 Doğum tarihi : 13/08/92 Yaş : 31 Evcil Hayvanı : Faruk K Kayıt tarihi : 02/06/11
| Konu: Geri: Animagus Alımları Salı Ağus. 16, 2011 11:16 pm | |
| Rplerinizde lütfen Türkçe'ye dikkat ediniz ve daha özenli olunuz. Bunun dışında rpnizde yeteneği kullanımı açık bir şekilde işlemişsiniz. Yetenek veriliyor. | |
| | | | Animagus Alımları | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|