Benim buna birde resmim var:
ANILAR SANDIĞI
Bugün yine parka gittim. Parkta oynayan çocukları gördükçe aklıma biricik oğullarım Tom ve David geliyordu.Onları düşündükçe ağlayasım geliyor , gözlerim yaşarıyordu. Eve gittim. Yıllardır açmadığım üzeri tozlanmış büyük sandığımın önünde dizlerimin üzerine çöküp sandığın kapağına yavaşca kaldırdım. Sandığın içinde gözüme katılan ilk şey rahmetli eşim Mike'ın bana gençlik yıllarımızda hediye ettiği kırmızı , üzerinde hatıralar defteri yazan bir defterdi. Hemen hatıralar defterimi açıp önüme gelen ilk sayfaya baktım.Bu sayfanın içinde kurumuz kırmızı bir gül duruyordu.Bu gülü bana rahmetli eşim vermişti. Sayfalara bir göz attım. Baktığım bir sayfada Tom ve David'in bir fotoğrafları vardı. Bu fotoğraf bana David'imi hatırlatmiştı.
Biricik David'im adam bıçaklama suçu yüzünden hapse girmişti. Ona müebbet hapis cezası vermişdiler. Bir gün onu ziyarete gittiğimizde
''Yarın beni almaya gelin.Yraın çıkıyorum.'' demişti.Ne çok sevinmiştik ailece.O gece boyunca David'imin sevdiği yemekleri yapmıştım. Sabah erkenden cezaevine gittik. Babası David'i almak için içeri girdi. Ama çıktığında yüzü girdiği gibi değildi. Yüzünden düşen bin parçaydı. ''Ne oldu?'' dedim. '
'David geliyor.'' dedi. Ardından , içeriden bir tabut çıkardılar! Meğer David'im gece kendini ranzasına asmış. Beni yarın almaya gelin derkende cenazesini almaya gelmemizi söylemiş. David'imin tabutuna sarılarak saatlerce ağladım. Bir gün sonra biricik oğum David'i kendi ellerimle kara toprağaverdim ...
Diğer oğlum Tom deseniz erken yaşta evlenip yurdışına gitti. Gidiş o gidiş ... Bir daha hiçbirimiz ondan haber alamadık.
Sevgili eşim Mike ise iki sene önce öldü. Ölüm sebebi kalp krizi dediler. Üzüntüden dediler , stresten dediler ...
Sandığın kapağını yavaşca kapattım. Yandaki yatağa uzandım ve uzun bir süre düşündüm ...
Ertesi gün gazetede , küçük bir köşede bir haber vardı: Yaşlı bir kadın parkta ölü olarak bulundu...