Chelsea biraz gecikse de sonunda buraya gelebilmişti. Geonna kendini mutlu gibi göstermek için, hemen yüzüne sahte tebessümlerini yerleştirip hafifçe sırıttı. O yanına gelir gelmez ona içtenlikle sarılıp yanaklarından öptü. En yakın arkadaşıydı ve ona bu yüzden çok değer veriyordu. “ Günaydın tatlım, nasılsın bakalım? “ dedi mutlu gözükmeye çalışarak. Aslında yarın gideceği Fransa seyahatine onunda gelmesini çok istiyordu fakat;; tek gitmesi kendi açısından daha iyi olacaktı. En azından orada tek başına kaldığından dolayı, kendi ile yüzleşecekti. Bu tek başına çıkacağı ilk seyahat olacaktı. Daha önceden hep arkadaşlarıyla ve ailesiyle beraber gitmişti uzak yerlere. Fransa tatili biter bitmez mutlaka, Chelsea ile de bir tatil planı yapmayı düşünüyordu. Tabii bu planını henüz ona açıklamamıştı ama; onunda hoşnutluk ile karşılayacağından emindi. Hafiften esen rüzgarın şiddetiyle savrulan saçları ona ayrı bir hava katmaktaydı. Bebeksi yüzü herkesi etkilemeyi başarıyordu zaten. Son zamanlarda kendini aşırı yoğun hissetse de bu asla işine mani olmuyordu. Ne çabukta büyüyüp olgunlaşmıştı böyle? Daha birkaç sene öncesinde genç kızdı. Her genç kız gibi onunda pembe hayalleri vardı . Tabii Geonna’ ın diğer genç kızlara nazaran daha fazla hayali vardı. Yada ona öyle geliyordu artık. Ama tek bildiği bir şey vardı o da; çok hayalperest biri olduğuydu. Artık eskisi kadar hayal kuramıyordu . Evet büyümüştü. Belki de büyüdüğü için kuramıyordu. Bu saçma pembe hayallerinin gerçekleşmeyeceğinden dolayı umudunu fazlasıyla yitirmişti zaten… Ortamdaki sessizlik hakimiyetini korurken Geonna bozmakla yetindi, “ Yarınki tatilim için heyecanlıyım, bu benim tek başıma ilk tatilim olacak… “ Cümlesini söylerken bile o kadar heyecanlanmıştı ki. Ama ona bir şey daha söylemeyi unutmuştu. Chelsea’ ın konuşmasına izin vermeden direkt söze atladı, “ Bu arada en kısa zamanda seninle de bir Amerika tatili düşünürüz artık . “ Son sözünü söyledikten sonra onun omzuna dostça şaplatarak kıkırdamaya başladı.