* Sihir Dünyasını düşününce aklınıza gelen şeyler ve size hissettirdikleri nelerdir?
- Herkesin sahip olmak istediği; fakat asla sahip olamayacağı türden bir dünya. Ufak bir asa hareketiyle oturduğumuz yerden bir şeyler yapmak kulağa çılgınca geliyor. Böyle bir dünyanın içinde yaşamak son derece büyüleyici olurdu; bir o kadar zor. Ben asla bir şeye yüzde yüz kolay, yüzde yüz zor demem. Tıpkı insanların yüzde yüz iyi, yüzde yüz kötü olamayacağı gibi. Sihir Dünyası'nda yaşamak güç değil, zekâ gerektirir.
* Geniş bir labirentte kayboldunuz. Vakit gece. Ne yapardınız, neler hissederdiniz?
- Şimdi asıl sorun, ben bu labirente niçin girdim gecenin bir vaktinde? Karanlıktan korkum yoktur fakat karanlığın içinde saatlerce aynı noktada dikilirsem elbet korkudan her yerim zangır zangır titrer. Ben önce ne için labirente geldiysem işimi halledeyim, çıkacak bir yol bulunur. Ne de olsa bir cadıyım; asam var, zekâm var. Mantıklı hareket edip sağ çıkmaya bakarım oradan.
* Üç Büyücü Turnuvasına katıldınız ve ilk göreviniz ejderhadan kurtulup altın yumurtayı almak. Ve rakipleriniz sizden çok daha güçlü. Ne yapardınız, nasıl bir stratejiyle ejderhanın karşısına çıkardınız ve neler hissederdiniz?
- Ejderhaları severim. Tehlikeli ama harika yaratıklardır. Bu yüzden ejderhanın karşısında duygusal hareket etmem söz konusu bile olamaz, kararlarımı daima mantık yolundan geçirerek veririm. Ejderhaya zarar vereceksem de veririm.
* Seçme şansınız olsa hangisini seçerdiniz, sebebiyle birlikte belirtiniz? Mürver Asayı mı? Görünmezlik Pelerinini mi? Diriltme Taşını mı?
- Mürver Asa'yı eleyelim ilk önce. Çünkü önem verdiğim şey güç değil zekâdır. Uyduruk bir asayla bile zekâm devrede olmak şartıyla inanılmaz şeyler yapabilirim. Pelerini de elesek iyi olur. Birinden saklanma ihtiyacı hissetmem hiçbir zaman. En cazip olanı diriltme taşı gibi görünüyor. Ölmüş bilim adamlarını bu taş sayesinde yeniden dünyaya getirerek insanlık için yepyeni fikirler ortaya koyabiliriz.
* Diğer üyeliğim Eliza Rizzoline'dir. ^^