Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sınav Kurgusu;İkinci Etap

Aşağa gitmek 
+2
Wilhelmina Pangborn
Aerys Allison
6 posters
YazarMesaj
Aerys Allison
Kurtadam
Kurtadam
Aerys Allison


Mesaj Sayısı : 86
Kayıt tarihi : 08/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue100/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue35/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (35/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimePtsi Haz. 20, 2011 10:29 pm

Birinci Kat;
-Feodora D'or
-Wilhelmina Pangborn
-Maximilian Darskov
-Beatrice DeGarcia
Birinci kattaki sükunet dikkatinizi çekiyor. Hufflepuff, Gryffindor ve bir kaç Ravenclaw,Slytherin öğrencisinin başka katlara doğru koştuğunu görüyorsunuz. Ama siz birinci katın sükunetine güvenerek koridorunda hızlı adımlarla arşınlamaya başladığınızdan önünüzden ve arkanızdan gelen nal sesleri ile birlikte irkiliyorsunuz. Gölgelere bezenmiş at adam siluetlerine çarpan ayın soluk ışınları ile birlikte üstlerindeki sihirli çelik zırhları fark ettiğinizde parlak miğferleri içindeki kırmızı gözleri gözlerinizde buluşuyor. Ve yaylarının o tiz gerilmiş sesi kulaklarınıza tehditkar bir şarkı misali doluyor. Oklar tam on ikiden vurmak için havayı yarmaya hazır. Ve beklenen gösteri oluyor. Oklar gölgelere bezenmiş bir şekilde üstünüze doğru o bozuk melodilerini çalarak geliyor. Bundan kaçmak için takım olduğunuzu hatırlamalısınız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Wilhelmina Pangborn
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Wilhelmina Pangborn


Mesaj Sayısı : 265
Doğum tarihi : 16/01/95
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Kararsız.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 28/01/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue98/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (98/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue30/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (30/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimePtsi Haz. 20, 2011 11:49 pm

    Sıkıca yakaladığım F. ile birlikte büyük salondan çıkıp bir kaç kişinin peşinden koşmaya başlıyorum. Ölüm korkusu ve yaşananların dehşeti içerisinde herkes dağılmış durumda, oysa ki bir arada kalmalıydık ancak artık çok geç. Boştaki elimle sıkıca kavradığım asamı önümde savaşmaya ve kendimi savunmaya hazır biçimde tutuyorum. Önümde koşturanların peşinden birinci kata yöneliyorum, burası oldkça sessiz. Kısa bir mola vermek ve soluklanmak için karar verilmiş gibi duraklıyoruz. Herkes nefes nefese, dönüp arkama bakıyorum, Feodora hemen arkamda, mavi gözleri dehşetle derinleşmiş. Göğüs kafesi hızlıca inip kalkıyor, işte o zaman kendime bakmayı akıl ediyorum. Patlayan camlar cübbemi yer yer kesip kollarımda çizikler ve kesikler oluşturmuş. Saçlarım kısmen yanmış, geri kalan organlarım dumandan kapkara, is kokuyor. Ayağımın zonklaması gittikçe artıyor, hafifçe eğilip cübbemi kaldırıyorum, cam bileğimi kesmiş ve çok fazla kan var. İyileştirici büyü yapmak ise çok riskli, daha fazla hasara yol açabilirim. Geçici bir önlem olarak cübbei yırtıp bileğime sıkıca sarıyorum, normalde kıyafetlerimi yırtmak beni öldürmekle eşdeğer tutulan bir hareket. Ancak damarlarımda dolanan adrenalin yaşama isteğimi arttırıyor. Kafamı kaldırıp gözlerimi kapatıyorum ve bir kaç derin nefes almak için yanık kokusunu istemeden içime çekiyorum. Ciğerlerime dolan kirli hava öksürmeme neden oluyor işte o anda lanetli alevlerin etkisi kendisini gösteriyor ve soluduğum zehri kafası kopuk bir zırhın ayaklarına kusuyorum.
    Kendimize gelmeye başladığımızı düşündüğüm kısacık bir an yaklaşan gürültülerle sona eriyor, duvardan destek alarak asamı sesin geldiği yöne doğrultuyorum, etrafımda bulunanların da aynı hareketi yaptıklarından eminim. At adamlar gölgelerin arasından sıyrılıp ellerinde hazır tuttukları yaylara sadaklarından çektikleri okları hızlıca yerleştiriyorlar, gördüğüm kadarıyla merhamet iş tanımlarında yok. Yaylar olabildiğine gergin, tek bir parmak hareketiyle hepimiz ölmüş oluruz. Aklıma yapacak hiçbir şey gelmiyor ancak ben düşünürken suratlarındaki sinsi ve ölümcül gülüşleriyle okları serbest bırakan at adamlar beni bir kez daha doğaçlama yapmaya itiyor.
    Her şey bir iki saniye içerisinde gerçekleşiyor, can havli ile etrafa dikkat edemeden aklıma ilk gelen büyüyü haykırarak kendimi koruyorum ” Protego! “ ardından elimden geldiğince hızlı hareket ederek ” Levicorpus! “ diye bağırıyorum ve asamı yönelttiğim at adam içinde bulunduğumuz duruma oranla hayli komik bir şekilde ayak bileğinden havada asılıyor. Diğer üç bacağı etrafı dövüp dururken kendi arkadaşlarına zarar vermesi mümkün, umarım kendi arkadaşlarını tekmeler. Asamı başka bir at adama çevirip gözlerinin içine Conjunctivitis laneti uyguluyorum. Yayı yere atıp elleriyle siper ettiği gözleriyle oradan oraya koşuşturup etrafa çarpıyor. Ancak şimdi daha da sinirlendiler, ne yapmalıyız?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Judas Darshkov
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Judas Darshkov


Mesaj Sayısı : 111
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Simsiyah tüyleri olan zümrüt gözlü bir kedi
Kayıt tarihi : 03/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue100/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue0/0Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (0/0)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 12:36 am


    Yıkılan Büyük Salon'dan çıktığıma ve o iğrenç yaratıkları yıkılan taşların altına yastık etmemize şükrederek koşmaya devam ettim. Onlarca öğrencinin arasından can havliyle sıyrılıp içgüdülerimin bana gösterdiği tarafa doğru hızla yol aldım. Kimileri ağlıyor, kimileri çığlıklar atıyordu bu çoluk-çocuk selinde. Cüssemin el verdiğince kalabalığı yardım ve merdivenlere koşmak yerine soldan dümdüz ilerledim. Önümde ve arkamda kimlerin olduğuna bakacak halim yoktu. Tek derdim bu lanet olası durumdan bir an önce kurtulmak ve neler olduğunu öğrenmekti. Nereden çıkmıştı onca inferi anlamak mümkün değildi. Hem neden etrafta sadece öğrenciler vardı? Bunları düşünecek bol zamanım olacaktı belki ama şimdi geldiğim yerdeki derin sessizlik, algılarımın keskinleşmesine neden olmuştu. Koşar adımlarım yerini temkinli adımlara bırakmış, soluk alışım yavaşlamış ve yüz hatlarım iyice gerginleşmişti. İki yanımdaki mermer duvarlar gittikçe daralıyormuşçasına bir his uyandırmaktaydı bende. Mikkel neredeydi acaba? Ona yetişeceğimi söylemiş lakin şimdiye kadar bulamamıştık birbirimizi. Önümde tuttuğum ve her an büyü fırlatmaya hazır asamla beraber bir yılan sinsiliğinde ilerliyordum. Kolumdan ince ince sızan yoğun kıvamlı kanı durdurmak için cüppemin sağ kolunu iyice sıkmıştım. O kadar gümbürtüden sonra koridorların bu sessizliğinin rahatlatıcı olmasını dilerdim ama aksine daha da tedirgin ediciydi. Neyse ki birkaç dakika sonra beni bu bunalımdan kurtaracak iki öğrenciye -şu anki durumda tek güvenilecek varlıklara- rastladım. Onlar da biraz tedirgin, biraz korkmuş bir halde daha da kötüsü bilinçsizce ilerlemekteydiler. İkiliye yetişmek için adımlarımı sıklaştırdığım anda O'nu fark ediverdim... Feodora, onca yıkımın altından filizlenen bir çiçek gibi dimdik ve parıl parıldı. Kendine olan sarsılmaz güveni duruşuna da yansımış, zarif fiziği güçle süslenmiş bir biçimde tehlikeyle savaşmaya hazır görünmekteydi. Yanında sıkı dostu Wil ile buraya gelmişlerdi beni memnun edecek bir tesadüfle. Gördüklerimden memnun olmuş bir ruh haliyle, durumun ehemmiyetini azıcık da olsa unutarak yanlarına gitmeye yeltenmiştim ki gördüğüm manzarayla şok oldum. Gölgelerin içinden çıkan, bir buçuk insan boyundaki, yarı at, yarı insan biçimindeki siluetler beklemekteydi hepimizi. Ay ışığının çarptığı kristal parlaklığındaki zırhları, tehditkar görünümlerini bir kat daha arttırıyordu. O kadar mesafeden bile belli olan nefret kusmaya hazır kan kırmızı gözleri de buradan başka bir yere odaklanmamıştı maalesef. Normal bir insandan daha gelişkin gözüken kollarına taktıkları yayların birer ölüm silahı olarak kullanılması işten bile değildi halimizi düşünürsek. Derken nal sesleri duymaya başladım ve bize nedensiz kin besleyen bu yaratıkların da hücum etmeye hazır olduğunu gördüm. Bir yanda başta Feodora ve Wil olmak üzere hayatta kalması gereken öğrenciler, diğer taraftaysa öldürmeye hazır, ruhları acımasızlık kokan atadamlar. Yapacak tek şey savaşmaktı. Kaçmak için savaşmak.

    Öğrencilere doğru koşmaya başladım. Hemen grubun yanına varıp onları koruma içgüdüsüyle dolup taştım. Ama bu yalnız başıma yapabileceğim bir iş değildi. Beraberce savaşıp, asalarımızı en doğru biçimde kullanıp birbirimiz için yaşama şansı yaratmak zorundaydık. Aksini düşünmek bile istemiyordum. Derken yaratıklar saldırıya geçtiler. Neyse ki kızlar ilk atağı hızla durdurmayı başardılar. Wil’in gayet işe yarayan büyüleri sayesinde birkaç sinirli atadam iptal sayılırdı. Yaratıkların parlak zırhlarından yansıyan ışığın aydınlattığı koridora girmek üzereyken bir vızıltıyla irkildim ve gerisingeri çekilmek zorunda kaldım. Kulağımın hemen yanından geçen okun hedefi olmaktan kurtulduğum için şansıma duacı olmalıydım ama o yaratığın yaptığı hatayı da yanına bırakacak değildim. Çok sinirlenmiştim. Hemen etrafıma bakındım ve şimdiye kadar bu cümbüşe katılmayıp sessizce izleyicilik yapan birkaç heykeli fark ettim. Asamı onlara tek tek nişan alıp fısıldadım: “Piertotum Locomotor.” Canlanan heykellerin daha silkinmesine bile fırsat vermeden atadamları işaret ettim. “Durdurun onları!”. Emrimle harekete geçen küçük, taştan varlıklar takırtılar çıkarak koşmaya başladılar koridor boyu. İlk anda ne olduğunu anlamayan atadamlardan birisinin bacaklarına sarılmış onu kesip, yaralama teşebbüsünde bulunmuşlardı. Sıra bendeydi. Saklandığım köşeden hızla çıktım ve en öndeki yaratıklardan birine nişan aldım. “Incarcerous!” diye haykırmamla beraber görünmez iplere dolanıp bana doğru çekilen dört bacaklının üzerinden atladım ve onlara doğru bağırdım nefretle. “Sizi gidi lanet olası aptal beygirler! Kızlarla değil de gelin benimle uğraşın bakalım!” Ardından dişlerimi sıkarak birinin gözlerine kenetlendim. “Incendio!” Asamdan çıkan alev o pisliğin suratını kullanılmaz hale getirecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Feodora D'or
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı & Yönetici
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı & Yönetici
Feodora D'or


Mesaj Sayısı : 609
Doğum tarihi : 10/09/91
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Saçları
Sihirsel Soy : PureBlood
Evcil Hayvanı : Boo
Kayıt tarihi : 29/01/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Arayıcı
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue100/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue30/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (30/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 8:42 am

    Korku bütün bedenini iflah bulmayan bir illet gibi hızla sararken, bir yandan da uzun bacakları koridorların taş zeminlerini arşınlamakta, Willy'nin kıyasıya asıldığı kolu acı dürtülerini bir bir o bölgeye yoğunlaştırmaktaydı. Önlerinden geçen bir grup öğrenciyi farkettiğinde büyük bir kaos un içerisinde tıkılıp kalmış zayıf bedenlerini kurtarabilmek adına yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını fark etti, ne bir kaç büyü zımbırtısı ne de uzun uzadıya kaçışlar. Yoksa bedeni ölümün sonsuzluğuyla mı sevişecekti? Gözlerini karanlığa yumduğu anda her şeyin bitmiş olması bir avantaj mıydı peki, yok oluş bir çare miydi yoksa aptalca bir acizlik örneği mi? Her soluk alışverişinde damarlarında gezinen ve tabiri caizse hayat aşılayan o sıvının her bir hücresinde koşmayı henüz öğrenmiş bir bebek edasında dolaşmasını hissedebiliyordu, hayır ölmek için fazla erkendi bir an önce toparlanması ve dizginleri ele alması gerekiyordu, cam parçalarının yüzünde kırmızı çizgiler oluşturduğu ve en sevdiği gümüşi hırkasındaki kesiklere ilişmiş sarı renginden habersiz olduğunu düşünebileceğiniz kimi zaman yanmış kimi zaman ise bir kördüğümcesine birbirine dolanmış uzun saçlarına aldırmadan. Anlaşılan o ki, geç kalmışlık bazı sorunları da beraberinde getirmekten çekinmiyordu. Koridorların salona nazaran daha muntazam gövdesine ulaştıklarında ciğerlerine dolan temiz olduğu tartışılır hava daha sağlıklı düşünmesine sebep oluyordu. Wilhelmina'ya takılan gözlerinde de aynı telaşı yakalamak mümkündü. Lakin Willy Feodora'ya kıyasla felakete daha çok maruz kalmış gibi bir görüntü sergiliyordu. Yaraları oldukça derin görünsede kızın gözlerindeki yaşama tutkusunu farkedebilmek sığ bir çocuğun dahi farkına varabileceği türdendi. Daha saniyeler belkide dakikalar önce, zaman kavramını da yitirdiği bu denli açıkken gözlerine dolan görüntüyle şimdiki arasında kat be kat farklılıklar vardı. Yıkık dökük, yanmakta olan salondan ayrı bir nüans sergiliyordu bu koridor. Fazla sakindi sanki bu nokta, fazla sahipsiz. Ses tellerinden beri gelen titreşimler dolgun pembemsi dudaklarından hayat bulmaya yeltenmişken, o anda kulaklarına dolan sesler saniyeler içerisinde karanlığın koynunda vücut bulmaya başlıyordu. Yarı insan yarı at sayılabilecek türden büyükçe yaratıklar gölgelerin içerisinden süzülüyor ve pencerelerin sıvazlarından yansıyan ay ışığı üstlerindeki gümüş miğferleri olabildiğince aydınlatıyordu. At adamların kendi halinde yaratıklar olduğunu düşünmüştü hep lakin karşısındaki yaratıklarda daha farklı bir duygu barınıyordu sanki daha vahşice daha kana susamış gibi. Parlak miğferlerine yansıyan kırmızı gözleri saniyeler içerisinde ortaya çıktığında yaşadığı duygu patlaması tarifi imkânsız bir haldeydi. Bir gecede bunca felaket nasıl olmuştu da Hogwarts gibi korunmuş ve yalınlaştırılmış bir bölgede vuku bulabilmişti? Hem profesörler neredeydi? Ölmüşler miydi yoksa, öğrencilerini böyle savunmasız bırakabilmek nasıl bir başarısızlık abidesiydi ki? Bir rüyada mıydı bütün yaşanılanlar, yâda daha doğru bir terimle bir kâbus… Her şey o denli anlamsızdı ki, bir anda yıkılan bir hogwarts ve içerisinde beliren cani yaratıklar ordusu. Hogwarts tarihi böyle bir rezaleti barındırmayacak kadar asildi lakin bu durumda farklı bir abeslik doluyordu karanlık sisleri dağılmış zihnine. Her ne olursa olsun karşılaştıkları bu tehlikeli durumdan zaferle ayrılmak bir kedinin fareyle oynayışı kadar basit olmayacaktı belli ki.

    Avuçlarında tuttukları yayları tehditkâr havalarına farklı bir boyut kazandırmakla meşgulken, kırmızının en koyusuna alacalanmış gözlerinde merhamet kırıntılarından tek bir parça dahi bulunmadığı aşikârdı. Feodora aynı saniyeler içerisinde, katiliyle yüzleşen bir kurban gibi bir tavır sergiliyordu. Lakin unutmaması gereken önemli bir konuda gün yüzüne çıkmıştı şimdi, Feodora bir cadıydı, üstün sihir yetenekleriyle kutsanmış bir varlıktan ileri geliyordu. Bunu hatırlamasıyla acı kahverengi tonundaki asasını kavraması bir olmuştu. Oklar gerilmiş yayların benliğinden kopup, iki gencin üzerine doğru adeta ölüm kokan bir biçimde yağdığında Wilhelmina’nın tiz sesi doldurmuştu kulaklarını. Genç kız bu hareketiyle ikisini birden sakınmayı başarmış, bir yandan da onları alt edebilmek uğruna aklına gelen bütün uğursuz büyüleri asasının ucundan çıkan kıvılcımlarda var etmişti. Ve şimdi sıra Feodora da idi. Her zaman övündüğü zekâsı, kimi zaman kendisini beğenmiş duygularıyla birleşip olumsuz sonuçlar doğursa da yine de onu yalnız bırakmamakta kararlıydı. “Piertotum Locomotor.” Bu ses genç kızın bütün benliğinde yayıldığında sesin tınısı öylesine tanıdıktı ki, böylesine bir felaketin içerisinde bile kalbine farklı sinyaller gönderebilecek türdendi hem de. İri mavi gözleri korkusuzca at adamların karşısında dikilen Maximilian a doğru ulaştığında bütün olanlar bir anda anlamını yitirmişti, demek yalnız bırakmamıştı Feodora’yı. Aşk şuan için bile yaşamını anlamlı kılan en büyük arzulardan bir tanesiydi. İşte yaşamak için bir neden daha. Bütün gençler bir tarafa dağılmış adeta büyük bir cenkin içerisinde hayatta kalma mücadelesi verirken, Feodora’nın üzerine doğru son sürat koşan at adamı fark etmesi bir hayli uzun sürmüştü. Asasını at adamın geniş çehresine doğru yöneltip aklına gelen ilk büyüyü savurmuştu, öncelik elbette korunmaktan yanaydı. “Barotectioneld” diye haykırdı nahoş bir edayla. Ardından tekrar aynı yöne doğru fısıldamıştı, “Vermillious” Yaratığın vücuduna yöneltmek miğferin etkisiyle büyüyü ya zayıflatacaktı ya da tersine çevirecekti Feodora’ya göre. İşte bu yüzden canavarın o kalın kafasına doğru savurmak en mantıklısıydı. Zaten asasından yayılan kırmızı ışıklarda onu savmasında büyük fayda sağlamıştı. Lakin daha bunun gibi bir çoğu vardı şimdi çevresinde, karanlık bir büyü uygulamak için fazlaca körpe sayılırdı yinede hayatta kalmak için öldürmesi şart mıydı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Beatrice DeGarcia
Slytherin II. Sınıf
Slytherin II. Sınıf
Beatrice DeGarcia


Mesaj Sayısı : 102
Mücadele Tarafı : Ne tarafı? Kimin tarafı? Kim? Ne zaman?
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Ayberk
Kayıt tarihi : 03/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue65/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (65/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue30/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (30/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 1:07 pm

Şöminede yanan ateşi izlerken aksi yöne döndüğünüzde yüzünüzü yalayan serinliği tüm vücudunda hissediyordu Beatrice. Ateşlerin arasından sıyrıldığında bedeninin bu kadar çabuk soğuyacağını düşünmemişti. Ateş böylesine çapkın bir sevgiliydi işte. Elinizdeki kibrit parçasının ucunda ona hükmettiğinizi sanarken bir anlık boşluğunuzda etrafınızı sarar ve roller değişirdi. Düşmüş bir hükümdar olurdunuz o saatten sonra; tacı artık başında eğri duran, tahtı alınmış, cübbesi yırtılmış... İlk başlarda güzel gelebilirdi sahip olunulma hissi çünk o anlarda yine kimse size dokunamaz sanırdınız ta ki sizi saran güçlü kolları tüm nezaketini, merhametini yitirinceye kadar. Önce saçlarınıza giysilerinize dokunurdu artık size iğrenç gelen elleri, sonra teninize değmeye çalışırdı teklifsizce. Dokunduğu yeri yok edecek kadar kıskanç ve bencildi de, yalnız kendisinin olmanızı isterdi. Çırpındıkça dumanıyla uyuştururdu bedeninizi. Dışarıdan gelen ufak bir esintiyi takip edebilir, kurtulabilirdiniz kollarından ama sadece şanslıysanız. Sıyrılabildiğinizde sıcağından, işte o zaman anlardınız sizi aslında hiç sevmediğini yalnızca doymak bilmez iştahının bir lokma oyalanması olduğunuzu. Ardınızdan hiç yasınızı tutmaz, sıcaklığı tüm bedeninizi dakikalar içinde terk eder, saracak başka bedenler bulurdu. Neyse ki hoyratlığı duygusal kırıklarınızın can yakıcılığını azaltırdı, ona olan nefretiniz iyi ederdi sizi. Normal bir ilişkinin aksine ruhunuz çabuk iyileşir, bedeniniz yoksunluğuyla titrerdi bir süre. Ardından gelen soğukla sarsılırdı vücudunuz, bacaklarınızdan yükselerek karnınızda ağrılar yaratan omurganız boyunca irkilmenize neden olan dalga dalga gelen sarsıntılar. Yukarı çıkan her dalgada boynunuzdan, ensenizden ve sırtınızdan soğuk damlacıkların süzüldüğünü hissederek geçti sanırdınız. Elbet geçerdi, ne var ki tahminlerinizden uzun sürerdi. Sonrası üşüyüş, sadece üşüyüş...

Asasını yaptığı büyünün ardından parmak hareketiyle kolunun iç kısmına çevirerek dayamış, hala ondan güç alıyordu ama tetikte değildi. Bittiğini sanmıştı çünkü, büyük salondan dışarı atılmaya o kadar odaklanmıştı ki her şey bundan ibaretti sanki. Titreyişlerini bastırabilmek için cübbesiyle olabildiğince sıkı sardı üst bedednini, soğudu engelleyebilmeyi umdu ama hiçbir şey ateş kadar sıcak olamazdı. Nefesi öksürükler alinde boğazından dökülürken, gözleri de yaşlarla kustu yakıcı dumanı. Arkasından gelenlar vardı hala ve gelemeyenler. Kapının önünden çekildiği için ona şükretmeleri gerekirdi, çıkış yoluyla aralarında bir büyücü azdı artık. Beceriksiz gülümseyişi öksürüklerinin arasında boğulurken merdivenlere yöneldi. Vücudu biraz olsun serinliğe alışmış ve dahasını istiyordu. Ama basamaklar bacakları için fazla yorucuydu o an birinci katta pes etti hem daha yukarılara çıkmanın da pek bir anlamı yok gibiydi, burası yeterince sakin gözüküyordu. Yalnız da değildi, yanında is yüzünden pek belli olmasa da mavi cübbeli olduklarını bildiği iki cadı ve kendi binasından anının Maximilian olduğunu hatırladığı bir beşinci sınıf büyücü vardı. Zorlasa Diğer iki cadının da isimlerini hatırlayabilirdi, birebir tanışmamış olsalar da Bea'nın etraftaki konuşmalara kulak kabartmaları sonucu her şeyi kaydeden güçlü bir hafızası vardı. Kendi yansımasını göremiyordu fakat diğer üçüne kıyasla epey iyi durumda olduğunun farkındaydı, en azından kan yoktu. Sarındığı cübbesinde ateşin hoyratlığıyla açılmış delikler vardı, saçlarından yükselen yanık kokusu burnunda karıncalanmalara yok açıyor, yüzünün halini ise ancak tahmin edebiliyordu; isten kararmış yüzünde demin süzülen bir iki damla yol yapmıştı muhtemelen. Ağlamış gibi görünmemek için serçe cübbesinin sırtından sarkan ucuna sildi yanaklarını, öncekinden daha kötü gözükeceğini düşünmemişti.

Yine zeminde adımları tok sesler yerine çıtırtılar çıkarıyordu, ayaklanın altında ezilen parçaların tüm kıvrımlarını hissedebildiğini fark ettiğinde, vücudunun elinde olmadan hala tetikte olduğunu anladı. Duyuları açıktı. Gözleri çevreyi tarıyor, kulakları sessizliğin içindeki uğultuları anlamlandırmaya çalışıyordu. O kadar küçük seslere odaklanmıştı ki kendisinden yada yanındakilerden gelmediği aşikar olan adım sesleri sıçramasına neden olacak kadar yüksek geldi. O adımlar yerdeki parçacıkların çıtırtılarıyla susturulamayacak kadar serttiler, daha çok nal sesi gibi. Bir anda boynunda oluşan ağrı düşüncelerinin yarattığı gerginliktendi. Gözleri düşüncelerini destekleyecek görüntüler aradı, her ne kadar gerçekliğinden korksa da. Siluetler görünür hale geldiğinde gözlerini de bu denli zorlamasına gerek olmadığını anlattı ona parlak zırhlar. Azıcık ay ışığı bile zırhları o kadar görünür kılıyordu ki zaten at adamlara kıyasla az olan sayılarını daha da az gösteriyordu. Koridorun ortasında silik birer büyücüydü hepsi, karşılarındaki parlaklığın aksine. Kırmızı göz çiftlerinden birinin içinde kaybolurken gerilen yaylar değil sırtındaki deriydi sanki. O an asasını sıkmaktan işret parmağının altındaki kıvrımın elinde acılı, derin bir iz bıraktığını fark etti ama avucunun içinde asasını oynatmaya vakti olduğunu bile sanmıyordu. Kolunu kaldırdığında ok uçlarının sivriliğinin karşısında aciz gözüken asasından başka hiç bir güvencesi yoktu. "Protego!"

Büyük salondan çok fazla mücadele vermeden kurtulmuştu ama bu kez ne arkasına saklanacak bir kalabalık vardı ne de aradan sıyrılabileceği çıkışlar. Hoşlanmasa da birlikte hareket etme fikrinden canını kutaracaksa hekesle, her şeyle iş birliği yapardı Bea. Tek sorun zamandı, hangi büyüyü yapacağını düşünecek zaman bile yoktu, at adamlar o kadar hızlı hareket ediyorlardı ki... Biri ikinci okunu yollamak için yayını germişti bile üzerine doğru koşmayı da ihmal etmiyordu. "Evertastartin." Söylerken nefesi kesilmiş olmasına rağmen büyünün işe yarayacağıdan umutluydu. İçgüdüsel olarak yana attığı bedeni artık sabit durmadıklarını fark ettiği heykellerden birine çarptığında kolunun sızısıyla inledi ama doğrulması uzun sürmemişti. Yanındakilere göz attığında hala at adamlarla karşılıklı iki saf halinde durduklarını görünce sevindi ama üzerilerine dört nala koşan yarı insan yarı at cüsseler aralarına girdiğinde onları birbirinden ayırıp toynaklarının altında zeminle bir yapmaları uzun sürmeyecekti. Canını kutarabilmek için diğerlerine ihtiyacı vardı. "Ayrılmayın!" Uzun cümleler kuracak zaman yoktu. Diğerlerine biraz daha yaklaşarak at adamların gittikçe azalttığı mesafedeki zemine doğrulttu asasını. "Glisseo!" En azından koşmalarını engelleyerek zaman kazanabileceklerdi, zaman büyülerini yapmak için yeterli tecrübesinin olmadığının farkındaydı. Asası gergin kolunun uzantısı gibi kıpırdamadan bekledi. Aklından yapabileceğinden emin olduğu büyüler hızla geçiyordu, şansa bırakmak bedenini güçlü bacakların ucundaki sert toynakların altına sermekten farksızdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aerys Allison
Kurtadam
Kurtadam
Aerys Allison


Mesaj Sayısı : 86
Kayıt tarihi : 08/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue100/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue35/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (35/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 4:51 pm

Wilhelmina Pangborn
Kalkan büyün işe yarıyor. Okların bozuk melodilerini kırabiliyorsun. Ardından yaptığın büyü bir at adamı havada asılı ir şekilde asılı durmasına sebebiyet veriyor. Çok başarılı bir büyü! Ve dudaklarının arasından çıkan lanet direk olarak bir atadamın gözlerine gidiyor. Etrafta öfke ile bağırmaya başladığında diğer arkadaşları ilk av olarak seni beliriyor. Kendini korumalısın evlat. Çünkü bütün atadamlar şaha kalkarak sana doğr ilerliyor.
Maximilian Darshkov
Bir yılanın soğukkanlılığı senin damarlarında akan sıcak ilahi sıvıda. Yaptığın ilk büyü ile şaha kalkan atadamların bazılarını durdurabiliyorsun. Fakat sana yaklaşan bir çok atadamın öfkeli haykırışları arasında tehlikeli nidalar kulaklarına çarpıyor. Asandan çıkan ikinci büyü tam istediğin doğrultuda ilerliyor.Bir atadamı görünmez iplerle bağlıyorsun. Ama öfken ile hareket etmek gibi bir hataya düşüyorsun. Üstüne çıktığın atadamın huzursuz debelenişi arasında ona hakaret ederek savurduğun büyü ise ilk hatanı katlıyor. Atadamın yüzüne savurduğun büyü tam isabet denebilecek kadar yakından yaptın. Fakat büyü aynı şiddetle geri tepiyor ve göğüs kafesine isabet ediyor. Büyük bir acı ile geriye doğru savruluyor bedenin. Durumun tehlikede evlat.
Feodora D'or
Yaptığın güçlü kalkan büyüsü zayıf bir ışıkla asanın ucundan parlasada yinede başarabiliyorsun. Arkadaşlarının yaptığı kalkan büyüsü senin büyünü destekliyor. İkinci büyün bedeninde yayılan kararsızlık hissi ile sadece ışık misali etrafı selamlıyor. Hayatta kalmak istiyorsun. O zaman takımı koru zeki kuzgun!
Beatrice DeGarcia
Küçük bir yılan olmana rağmen üstesinden kalkabildiğin güçlü büyüler savuruyorsun. Tehlikeli olduğunu var gücünle atadamlara kök söktürüyorsun. Kendinden emin gözlerinin görmediği bir karanlıktan sağ omzuna arkadan gelen ok narin derini hunharca deliyor. Acı dolu çığlıkların koridorda yankılanıyor.

Maximilian Darshkov ve Beatrice DeGarcia yaralandı. Ağır olan Maximilian. Kuzgunlar iki yaralı bedenin ortasında endişeli bir şekilde her iki taraftan kuşatılmış durumda.Yapacağınız büyü sayısı iki tane. Dikkatli bir şekilde zihninizi kurcalayın kuzgunlar. Yaralı arkadaşlarınız ile ölümle burun burunasınız. Atadamlar önünüzden ve arkanızdan şaha kalkarak size yaklaşmakta.
Yaralı olan Maximilian büyü yapmaz halde. Sadece acı çektiğini belirten bir rp bıraklmalı. Diğer yaralı olan Slytherin sol kolu sağlam. Büyü hakkı bir tane.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Wilhelmina Pangborn
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Wilhelmina Pangborn


Mesaj Sayısı : 265
Doğum tarihi : 16/01/95
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Kararsız.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 28/01/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue98/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (98/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue30/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (30/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 6:18 pm

    Conjunctivitis lanetinin ardından neredeyse tüm dikkatleri üzerime çekiyorum. Onlarca at adam savaş naraları atarak üzerime doğru koşarken Maximilian'ın büyülediği heykellerden bir kaçını kendime siper edip at adamların taş heykellerle kapışmasını gözüm kapalı bir şekilde dinliyorum. Ancak hareketsiz kalmak çok büyük bir hata, ayağa kalkıp aceleyle diğerlerinin yanına ilerlemeye çalışıyorum. Tam bu sırada acı bir parlama eşliğinde geriye savrulan Maximilian'ı görüyor ve yardım etmek amacıyla ona yöneliyorum. Ne var ki daha yanına varamadan tiz bir ses çıkaran ok yanımdan geçerek Slytherin kızına isabet ediyor. Dehşet bütün bedenimi ele geçirmek üzere, korkudan saralı gibi titreyen bedenimi sabit tutmaya çalışmak yeterince zor, gevşeyen ellerimin arasından yere düşen asam kan ve ok kaplı zemini lila rengi kıvılcımlara boğuyor. Asamı yerden alıp ayağa kalkıyor ve durumumuza bakıyorum. En başta diğerlerinden hiç ayrılmamalıydık, dört kişi -üstelik ikisi yaralı- onlarca öfkeli at adama karşı ne yapabiliriz ki? F. seri hareketlerle bir görünüp bir kayboluyor, çok hızlı. At adamlar dikkatlerini ona yöneltmiş durumda. Bu fırsattan yararlanarak Slytherin kızının yanına gidiyor ve cübbemden yırttığım şeritlerle kolunu sabitliyorum. Oku çıkaramam, ancak kolunun daha fazla hareket etmesini önlemeliyim. Kızın bilinci yarı kapalı, yüzü ter içerisinde. Terini kolumun yeniyle silip kendine getirmeye çalışarak sırtını duvara yaslıyorum ve eğik biçimde koşarak Maximilian'ın yanına dönüyorum, yarası çok ağır. Gözleri kapalı, muhtemelen bilinci de öyle. Daha fazla yara almadan bu lanet yerden nasıl çıkabiliriz? Eğer bu bir rüya ya da kabus ise neden hepimiz aynı kabusun içerisindeyiz? Bizimle kim oynuyor ve eğer ölürsek uyanır mıyız? Düşünceleri kafamdan uzaklaştırıp asamı at adamlardan birisine yöneltiyorum ve bir büyü düşünüyorum. Ancak o kadar çoklar ki hepsiyle savaşamam. Yardıma ihtiyacım var, ihtiyacımız var. F. sevgilisinin yanına gelip durumuna bakıyor, heykeller ve zırhlar ortada görünmüyor. At adamlar etrafımızı sarmaya başlıyor. Aklıma yapacak hiç bir şey gelmiyor. Güçlerimizi birleştirip bir büyü yapsak bile ne kadar güçlü olabilir, sonuç alabilir miydik? At adamlar etrafımızı sararken yanımdaki Slytherin kızına, Feodora'ya ve yarı baygın haldeki Maximilian'a bakıyor ve kararımı veriyorum. Daha önce hiç kullanmadığım bu büyü elimin titremesine neden oluyor, ateşten korkuyorum ancak yapılmak zorunda. Bitap düşmüş takımıma dönüp at adamların toynak tıkırtıları arasından sesimi duyurabilmek için bağırıyorum " Bir arada kalmalıyız! İhtiyaç odasına sığınalım! " Ardından asamı havaya kaldırıp haykırıyorum " Partis Temporus! " Etrafımızı saran alev çemberi at adamları korkutuyor ve yaklaşmalarını engelliyor ancak enerjimin yavaş yavaş tükendiğini de hissediyorum. Asamı hırçın bir şekilde sallayarak etrafımızı saran ateş halkasını yararak bizi koruyacak ateşten bir yol yaratıyorum, ihtiyaç odasına varana kadar dayanmak zorundayım.


En son Wilhelmina Pangborn tarafından C.tesi Haz. 25, 2011 4:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue100/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue50/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (50/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 12:42 pm

Out: Slytherin'e 10 Puan! Ravenclaw'a 15 Puan! Sınav Kurgusu;İkinci Etap 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
Feodora D'or
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı & Yönetici
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı & Yönetici
Feodora D'or


Mesaj Sayısı : 609
Doğum tarihi : 10/09/91
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Saçları
Sihirsel Soy : PureBlood
Evcil Hayvanı : Boo
Kayıt tarihi : 29/01/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Arayıcı
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue100/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue30/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (30/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 5:15 pm

    "Kahretsin, Maximilian!!" tiz sesi bütün ortamı delip geçercesine ilerliyordu adeta. Çığlığı bir kaç at adamın ilgisini üzerine doğru çekmekten başka hiç bir işe yaramamıştı ne yazık ki. Kan rengine bulanmış kırmızı gözlerini genç kızın üzerine dikmiş at adamlar, acımasız ve bir o kadar da sinirli bir tavırla adeta burunlarından solumakta ve karşı atağa geçmekteydiler. Onlardan kurtulmak ve Maximilian'ın yerde kanlar içerisinde uzanmış eski haline nispeten bitap düşmüş lakin çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmemiş kas yığını diye nitelendirilebilecek türdeki yapılı vücuduna ulaşmak şuan için tek emeli sayılabilirdi. Uzun bacakları her ne kadar o yöne doğru ilerlemek istede aklı bu yolun tercih ettiği an kendisini ve diğerlerini büyük bir tehlikenin ortasına atacağını adeta avaz avaz bağırıyordu şaşkınlığın uyuşturduğu zihnine. Doğru kararlar vermeli ve bir an önce bütün bu olanlara bir son vererek kahrolasıca eski hayatına duyduğu özlemi tekrardan geçmişin gerçekliğine kenetlemeliydi. Kalbine giren sızı her ne kadar genç kızın canını acıtsa da bazı şeylerin feda edilmesi birçok hayatın kurtarılmasına da mal olabilirdi. Ne olmuştu Feodora’ya böyle? Yıllardır iyi niyet timsali bir gençlik yaşamamış olması bu düşüncelerine büyük bir tezat yaşatıyordu doğrusu, öncelikle kendi menfaatini düşünen bir bencillik abidesiyken şimdi arkadaşlarını mı düşünüyordu hakikaten? Saniyeler belki de mikro saniyeler içerisinde zihninden geçen bu düşünceler çığlık sayılabilecek bir sesle kesilmişti. Willy’nin sesini metrelerce öteden bile tanıyabilirdi lakin bu sefer kızın ses tonundaki gariplik dikkatini çekmişti, elbetteki onunda bünyesi korku ve endişenin en koyu halini yaşıyordu. "Bir arada kalmalıyız! İhtiyaç odasına sığınalım!" Evet, genç kız gerçektende haklıydı. Hem daha önce neden akıllarına gelmemişti ki, eğer Hogwarts mimarisinde herhangi bir değişiklik yapılmadıysa bu koridor İhtiyaç odasını barındıran mevkiydi. Çoğu zaman sıkıntılı anların kurtarıcısı şimdi de gerçek bir kurtarıcı haline dönüşmüştü, saklanmak için buradan iyi bir yer olamazdı sanırım. Bir an önce Max’in yanında duran Slytherinli kıza doğru koşarken aynı serilik en yakın arkadaşı tarafından da sergileniyordu. Kısa sürede bir araya gelen grubu sessizliği sarışın cadının atağıyla son bulmuştu. Üzerlerine doğru hızlıca ve sinirle koşan atadamlara doğru yönelmişti. Willy’nin kanlanmış dudaklarından dökülen sözcükler asasının ucunda turuncu ve kırmızının koyu bir renginde karar kılmış ateşiyle etraflarını sardığında Feodora bu sefer daha mantıklı düşünmesi gerektiğinin farkındaydı. Yapacağı tek bir hatanın bütün herkesin canına mal olacağının bilincinde bağırıyordu şimdi. “Beatrice sen Max’i taşıyacak bir büyü yap, bende İhtiyaç odasını açarım. Bu sırada gerekirse sende bizi korursun Willy.” Bir yandan hızlıca savurduğu bedeni harmanlanmış ateşin sıcağıyla etkileşimdeydi, adeta yanıyordu bütün zerreleri lakin yine de duramazdı. İhtiyaç odasının duvarına ulaştığında zihninde beliren tek cümle Bizi şu lanet atadamlardan koruyacak güçlü bir sığınak düşüncesi olmuştu. Ve duvarda belirmeye başlayan kapı sanırım gençlerin tek çıkış noktasıydı. İlk önce F. adımını atmıştı odaya ardından Willy ve daha sonrada Beatrice ve onun büyüsüyle taşınan Max ulaşmıştı odaya. Peki ya şimdi ne olacaktı? Buradan sağ salim kurtulabilecekler miydi yoksa atadamların akşam yemeğine mi dönüşeceklerdi. Diğerlerine dönerek "Şimdi ne yapıyoruz?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Beatrice DeGarcia
Slytherin II. Sınıf
Slytherin II. Sınıf
Beatrice DeGarcia


Mesaj Sayısı : 102
Mücadele Tarafı : Ne tarafı? Kimin tarafı? Kim? Ne zaman?
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Ayberk
Kayıt tarihi : 03/06/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue65/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (65/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue30/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (30/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 11:15 pm

O ana dışarıdan bakabilmeyi çok isterdi Bea, her şeyi daha doğru değerlendirebilirdi belki de. Yaptığı büyüyle biraz olsun tökezleyip yavaşlayan yarı at bedenler yeniden toparlanıyor, Maximilian birinin üzerinde hırsını çıkarıyordu, mavi cübbeli iki cadı ise tüm güçleriyle büyüler savuruyordu. Buraya kadar bile hızına zor yetişirken akışın, sonraki kare göz açıp kapatıncaya geçmişti. "Kahretsin, Maximilian!!" Genç büyücünün geri tepen büyüsü önce onun bedenine çarpmış sonra Feodora'nın canını yakmıştı belli ki. Koridorda yankılanan tiz çığlık tüm bakışları geldiği yöne çevirmiş, Beatrice'in gözleri ise Maximilian'ı aramıştı. Çocuk cüssesine ters düşen bir şekilde savrulmuş, düştüğü yerde acıyla kıvranıyordu. İzlerken bir anda acısını içinde hissetmişti Bea; normalde yakın olmadıklarına karşı asla hissetmeyeceği güçte bir empatiydi, garip. Dahası psikolojik sandığı acının yerini de tarif edebilirdi. Göğsünde olduğunu sanmıştu önce nefesinin kesilmesiyle. Ama değildi, omzuna yerleşmiş acı hızla yanmaya dönüşmüş, tek bir noktada başlayan sancı tüm sırtına hızla yayılmıştı. Boğazından yükselen çığlığa engel olamadı küçük kız. "Aaahh!" Minyon görünümünden beklenmeyecek kadar gür bir inlemeydi, yankılarının ilk dalgası kulağına geldiğinde dişlerinin arasında boğmak istediği. Dişlerini sızlayacak kadar sıktığını sonradan fark edecekti. Yutkunmaya çalışıp onu bile doğru düzgün yapamadığında tüm vücudunun küçük bir okla sarsıldığını fark etti. Omzuna arkadan isabet eden sivrilik derisini delmekte hiç zorlanmamıştı. Nefes alış verişlerini dengelemeye çalışıyor, narin göğsü yükselip yükselip iniyordu. Yaranın etrafına yayılan sıcaklığı hissettiğinde derin bir nefes alarak doğruldu. Derisine açılan küçük bir delik, birkaç damla kan yüzünden burada kalıp at adamların pis toynaklarının tadına bakmayacaktı. Sol eliyle dirseğinden tutarak vücuduna sıkıca yasladığı kolu kıpırdatmadığı sürece daha az acıyordu. Maximilia'ın çektiğinin yanında hiçti.

"Bir arada kalmalıyız! İhtiyaç odasına sığınalım!" En başından beri içeride bir yerde bağarınmakta olan kaçma içgüdüsü aldığı destekle sesini yükseltmiş, beyninin içinde yankılanıyordu. Ne zaman yeniden bir araya geldiklerini hatırlamıyordu bile ama bir anda etraflarını saran ateşin yarasını uzaktan uzaktan yakışını hiç unutmayacaktı. Yeniden çığlıklarına yenilmemek için zor tutmuştu kendini. Gözleri Maximilian'ınkileri bulduğunda, belki de sırf kafasında öyle kurduğu için belki de gözlerini okumayı başardığından ateşin ona da iyi gelmediği düşüncesine kapılmıştı. Dudakları aralanmasına rağmen acısıyla kastığı çenesini konuşmak için gevşetmedi Bea. Bu lanet yerden çıkmak için oradaki herkesin beynine ve asasına mecburdu. Her ne kadar şu Willy diye hitap edilen kızın düşüncesizliğinden deliye dönse de yuttu tüm sözlerini. Sözde Ravenclawların çok zeki olmaları gerekirdi ya... Belki de sırf zamanında aynı cübbeyi giyen üvey annesinin ne kadar şapşal olabildiğini gördüğü için kıza da ön yargılı davranıyordu ama onun muhakemesini yapamazdı şuan. Yapabilseydi ihtiyaç odasını akıllarına getirenin de o olduğunu da katabilirdi düşüncelerine, ateş konusunu hissetmeden bilemezdi elbet ama Beatrice için bir yanlış bazen çok doğruyu götürürdü.

"Mobilicorpus!" Güçlükle yükselttiği kolu diğeriyle destekleyerek Max'e yöneltmişti asasını, Feodora'nın talimatını isteyerek uygulamıştı, kendisi dışındaki tek yeşil cübbeliyi oradan çıkarmayı, yardım etmeyi gerçekten istemişti. İki sözde aklı fazla gelen cadıyla yalanız kamayı zaten istemezdi. İhtiyaç odasına kadar sarsmamaya çalıştığı beden yüzünden en arkada kalsa da ulaştıklarında derin bir nefes almıştı. Maximilian'a bir de zeminin acı vermemesi için gereğinden fazla titizlenmişti. Kendi kolnun ağrısını hissetmemişti o an, büyü etkisini yitirince inlemeyle karışık nefes verdi. Cübbesinin bağını tek eliyle çözüp bir köşesini dişleriyle tuttu, odadakiler orada yokmuş gibi sadece kendi koluyla meşguldü. "Şimdi ne yapıyoruz?" Bin anlık sessizlik oldu. Cübbesinin boşta kalan karşı köşesini sol eliyle arkadan yakalayıp isabet alan kolunu cübbeyle bedeni arasına sıkıştırmaya çalışıyordu. Gövdesine çapraz konuma getirmeyi başardığında iki ucu dikkatlice bağlayıp bir ucunu eliyle bir ucunu ağzıyla çekiştirdi ki açılmasın. Ağzı boşaldığında nihayet konuşabilirdi. "En mantıklısı yardım istememiz ancak işaret vermek için büyük bir büyü yapsak bile birinin bizleri fark edeceğinin garantisi yok. Dahası at adamların saklandığımız yeri fark etmemiş olma ihtimalini de boşa çıkarır, en çok onların dikkatini çekeriz. Elimizde kalan tek çare oturup o insan kafalı atların bizden umudu kesip kendilerine başka eğlence bulmalarını beklemek." Cümlelerini Maximilian'a baktığında mantıklılığını yitiriyordu sanki, büyücünün durumu ağardı çünkü. Bekledikleri her dakika alehine işliyordu işlemesine ama gerçekten buradan çıkabilmek için dışarıda onları bekleyen kalabalığın dağılması lazımdı. Aksi halde kendilerini öldürtebilirdiler. Yerde boylu boyunca uzanan büyücüye yaklaşırken etrafta yastık niyetine kullanabilecekleri bir şey aradı gözleri. Girdiklerinden beri odaya ilk defa dikkatlice bakıyordu. Her yer toz içinde, yer yer örümcek ahlarıyla bezeli yıllardır unutulmuş bir oda imajı çizmişti ihtiyaç odası onlar için, saklanmak için idealdi. Bulduğu battaniyeyi andıran parçayı üzerindeki toza aldırmadan bir çırpıda yuvarladı ve çocuğun kafasının altına nazikçe yerleştirdi. "Üzerine seken büyüyü o kargaşada işitmedim." dedi kızlara dönerek, 'Durumu ağır gözüküyor' diye eklemek istese de sustu. Kimsenin aşikar olan gerçeğin dillendirilmesine ihtiyacı yoktu. Ayrıca kimsenin kendisini bir başkası için endişelenen kız olarak görmesini de istemezdi. "Şifa işlerinden pek anlamam ama finite incantatem işe yarar mı dersiniz? En azından büyünün etkisini durdurup kötüye gidişini durdurabilir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue100/100Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Sınav Kurgusu;İkinci Etap Left_bar_bleue50/60Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty_bar_bleue  (50/60)

Sınav Kurgusu;İkinci Etap Empty
MesajKonu: Geri: Sınav Kurgusu;İkinci Etap   Sınav Kurgusu;İkinci Etap Icon_minitimeC.tesi Tem. 02, 2011 10:24 am

Out: Slytherin'e 5 Puan! Ravenclaw'a 5 Puan! Sınav Kurgusu;İkinci Etap 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
 
Sınav Kurgusu;İkinci Etap
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sınav Kurgusu;İkinci Etap
» Sınav Kurgusu;İkinci Etap
» Sınav Kurgusu;İkinci Etap
» Sınav Haftası.
» Hogwarts Öğrenci Kurgusu & Bölüm;Sınav

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: