Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Açılış Şöleni~

Aşağa gitmek 
+21
Svana Bjorgsson
Mona Groenvold
Bartuc Christopher Faust
Anya Vasiliyev
Katherine Elizabeth Terry
Fremont Widmore
Night Poelson
Nathaniel Poelson
Louella Tania Eloise
Lucía del Nieves
Valentina Cylvansé
Duerre Màphael
Calisto Nyilas
Marjorie Lendhone
Juliana Levers
Joseph Màphael
Juliette Pedersen
Lotte Laguna
Sophia Widmore
Jocelyne Svatkowski
Mystique Oak Cynthia
25 posters
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Mystique Oak Cynthia
Yönetici & Sihir Bakanı
Yönetici & Sihir Bakanı
Mystique Oak Cynthia


Mesaj Sayısı : 638
Doğum tarihi : 10/09/91
Yaş : 32
Mücadele Tarafı : Sihir Dünyası
Sihirsel Soy : Purebred
Kayıt tarihi : 09/11/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue100/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue50/60Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (50/60)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeC.tesi Haz. 12, 2010 6:36 pm

Salondaki her çift gözde farkına varılabilir taşıdıkları heyecanların. Gönüllerince kutluyorlar taşan mutluluklarını. Kimisi muhabbet ediyor sevdikleri ile, kimisi ise özenle hazırlanmış yemeklerin tadına bakmakla meşgul. Fakat her birinden aynı duygu yansıyor salonun eğlenceli atmosferine. Ve o da ne? Hayaletler yine en muzip tavırlarıyla pencerelerden süzülürken olaylar kopuyor sanki. Herkes geleceğe dair umutlu. Yeni bir yıl, yeni bir başlangıç gibi taze. I. sınıflar utangaç tavırları ile yeni ailelerine şaşkın bakışlarıyla katılmış, son sınıflar Hogwarts'ta geçirecekleri son yılın hüznü içerisinde ayrı bir mutlulukla bakıyorlar önlerine. Ve diğerleri huzurlu bir yıl geçirmek dileğiyle sımsıkı sarılıyorlar birbirlerine. Evet artık her şey hazır. Yeni bir dönem başlıyor bütün öğrenci ve profesörler için. Hazır olun, yeni yılda başınıza ne geleceğinden asla emin olamazsınız, her şey tam bir muamma...

RP BAŞLASIN!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jocelyne Svatkowski

Jocelyne Svatkowski


Mesaj Sayısı : 110
Mücadele Tarafı : Bardak.
Kayıt tarihi : 01/03/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeC.tesi Haz. 12, 2010 8:17 pm

Kayıklarla Hogwarts'a gelen öğrenci topluluğu arasında heyecanla bekliyordu altıncı senesine olan ilk başlangıcını. Kararmış gökyüzü ve yeryüzüne neşeyle göz kırpan yıldızların altında, muazzam bir ışık saçan kocaman okulun kendilerini kucaklamaları ardında ağır ağır ilerleyen dalgaların üzerindeki kayıklar dolu doluydu. İlk senesine ilk adımlarını atmaya hazırlanan birinci sınıfların korkuyla karışık heyecanları, ikinci sınıfların çevrelerini sarmalamış büyük sınıflara olan hayranlıkla dolu bakışları, son sınıfların artık Hogwarts'a veda edecekleri seneye ulaşmalarından kaynaklanan yüreklerine çökmüş hüzünleri ve daha niceleri donuk rüzgarın okşadığı geceye ayrı bir tat katıyor gibiydi. Sonunda herbir genç büyücü adımlarını toprağa attıklarında üzerlerine örtülmüş duygu selinin bir nebze bile azalmadığı gözlerindeki ayın masum ışıkları kadar parlak ışıltılardan anlaşılıyordu. Tüm bu kargaşanın ortasında heyecanlı bedenler arasından sıyrılan genç kızı kimse görmüyor ya da umursamıyor gibiydi. Kimi yılların hatıralarıyla eskimiş, yıpranmış kimi ise henüz her şeye yeni başlamanın heyecanı ile yıkanmış yepyeni cübbeler topluluğundan kendini kurtarmayı başardığında derin bir 'oh' çekti. Artık ezberlemiş olduğu yoldan taş duvarların ötesindeki kocaman ve yaşlı meşe ağacına doğru koşmaya başladı. Arkasında kimin olduğunu ya da birisinin onu farkedip farketmediğini önemsemiyordu. Tek isteği yıllar önce yaşamış olduğu bir anısını tekrar canlandırmaktı. Daha ilk senesinde kendini yapayalnız hissetmiş, kalabalık içerisinden kaçıp kendisini karanlığın ortasındaki o ağaçta saklamıştı. Saatler geçtiğinde ve şölen neredeyse bittiğinde omzuna hafifçe dokunan minik bir el kurtarmıştı onu umutsuzluktan. Her ne kadar geç kalmış olsa da şölene sonunda binasına seçilebilmişti.

Kafasını sallayarak geçmişin izlerinden ayırdı düşüncelerini. Birkaç metre ötesinde bekleyen öğrencilere baktı uzunca bir süre. İçerisinde çok sayıda tanıdığı yüz olmasına karşın bir o kadar da yeni yüzler vardı. 'Neden korkuyorum ben? ' diye sordu kendi kendisine. Sonuçta ilk senesinin üzerinden koskacaman altı yıl geçip gitmişti. Kaşlarını kaldırdı ve şaşkınlığını gizleyemedi. Yoksa kendisini hâlâ yalnız küçük bir kız gibi mi hissediyordu? Arkasına doğru döndü. Kendisine kucak açmış yaşlı gözlerle orada öylece duruyordu biricik meşe ağacı. Ardından kararsız adımlarla ilerledi sonunda harekete geçmeye başlamış gruba doğru. Tekrar geri dönmeye karar verdiğinde çoktan sıranın içerisindeki yerine geçmişti. Üstelik kaçamazdı da birçok profesör bir kılıç misali keskin bakışlarıyla öğrencileri gözlüyorlardı. O sırada usulca yanına yaklaşan Fremont'u farkedememişti.
''Ne oldu küçük kaçak, yine o meşe ağacına mı gideceksin? ''
Kaçma yolu arayan ve çaresizlikle yüklenmiş gözlerini genç adama çevirdi. O sözcükleri fısıldarken kulağına doğru irkilmesine engel olamamıştı. Onun bunları bilmesi çok doğaldı. İlk arkadaşı olan ve meşe ağacı altında onu yalnızlıktan kurtaran kişiydi o.
''Hayır, sadece bir şey gördüğümü sandım.''
Elbetteki bu küçük beyaz yalana inanmamıştı. Maléna 'yı çok iyi tanırdı, yüzündeki her mimik hareketini ezberlemiş olmalıydı Fremont.
''Kesin öyledir.'' diyerek kafasını salladığında Maléna 'nın gözünden kaçmamıştı yüzünde oluşan küçük tebessüm. Bu sırada ortak salona girmişlerdi. Her sene olduğu gibi başını salonun görkemli tavanına doğru kaldırıp bulutlarla bezenmiş havada süzülerek etrafa güven yayan mumlara heyecanla bakmaktan alamadı kendini. Dudaklarından dökülen bir ıslıkla beraber ellerinin ağzını bulması çok sürmedi. Bunu yapmamalıydı. Tatilde rahatlık içinde olması Hogwarts'daki ciddiyetini etkilememeliydi. Henüz yanından ayrılmamış Fremont'un kısık gözlerle kendisini izlediğini farkettiğinde omuzlarını yukarı doğru kaldırarak ona 'Ne var?' dercesine bakmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sophia Widmore
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Sophia Widmore


Mesaj Sayısı : 1716
Doğum tarihi : 22/10/93
Yaş : 30
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 15/06/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Takım Kaptanı & Kovalayıcı
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue98/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (98/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePaz Haz. 13, 2010 9:19 am

"Magnolia Josephine Allaire"
Müdür yardımcımızın okuduğu ilk isim olmanın heyecanı ve ait olmadığım bir binaya yerleşme korkusuyla sıyrılmıştım yaşıtlarımın arasından. Minik adımlarla yürüyerek, hiç bitmeyecek sandığım yolun sonuna gelmiş, tabureye oturmuştum. Şapkanın başıma geçişi ve hemen ardından yalnızca benim duyabileceğim bir sesle konuşmasını dün gibi hatırlıyorum.
"Bu yılın merasimi seninle başlıyor ha? Hoşgeldin küçük kız. Korkma; seni ait olduğun binaya, zekanın yuvası Ravenclaw'a yolluyorum. Orada kendin gibilerle başarının kapılarını aralayacağın günler yakındır."
Böyle göndermişti beni binama, seçmen şapka. Üzerimdeki korkuyu ve heyecanı hemen geride bırakmış, kendime olan güvenimi geri kazanmıştım sözleriyle. O andan itibaren katıldığım hiçbir şölende o yılki heyecana rastlamamıştım. Şimdi ise her şey tersine dönüyordu sanki. İlk gün hakim olan heyecanıma, ayrılık hüznü eklenmişti. O gün bitmek bilmez yedi yıl vardı önümde. Şimdi ise göz açıp kapayıncaya kadar sonuna geleceğimiz, kısacık bir yıl. Oysa kimse bana sormamıştı bitmesini acı verip vermeyeceğini. Kimse o cübbeyi sırtıma yeniden geçirmek isteyeceğim ihtimali üzerinde durmamıştı. Yani hayat, her zamanki gibi bana adil olmayı başaramamıştı. Henüz bir bebekken yalnızlık duygusuna alışmıştım nasılsa. Annemin kokusunu duymadan uyumuştum ya da hiç dişsiz damağımı memesine gömüp süt içmek gibi bir arzum olmamıştı. Bu yüzden de yine tam alışmışken veda anı gelmişti. Fakat değişen şeyler vardı hayatımda. Joseph gibi olağanüstü şeyler. Bana mutluluk veren ve korkularımı alandı o. İlk arkadaşım, ilk aşkım, ilk tutkumdu. Duvarlarım arasından ilk gülümsediğimdi. Okuldan ayrılsak da yanımdan ayrılmayacak olandı ve belki de bu yüzden rahatlamama sebebimdi. Şimdi olduğu gibi en karamsar anımda bile, bir odaya koyup üzerine yetmiş kilit vurduğum umudumu geri getirebilirdi her zaman. Böyle yapmasını o kadar çok istiyordum ki tereddüt etmeden, terlemiş ve buz gibi olduğunu sandığım elimi onunkiyle birleştirdim. 'Ne olur bana güç ver!'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lotte Laguna

Lotte Laguna


Mesaj Sayısı : 157
Doğum tarihi : 05/05/96
Yaş : 28
Mücadele Tarafı : Kavga sevmez.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 13/04/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePaz Haz. 13, 2010 4:20 pm

Henüz çok değil, altı yıl önce heyecandan bu salonda koşuşumu hatırlıyordum. Boyum uzun olduğu için enimin ölçülerinde bir cüppe bulunamamış, içinde yüzebileceğim kadar yer kalan kumaş yığınıyla seçmen şapkanın karşısına çıkmıştım. Sahneye çağrılmam epey uzun sürmüştü. Ancak heyecanımdan hiçbir şey kaybetmemiş olmam bir gerçekti. Seçmen şapka başıma takıldığı anda ilk birkaç kelimesini heyecandan dinleyememiş, hangi binaya yerleştiğim konusunda paniğe kapılmıştım. Seçmen şapka; en sonunda, duyabileceğim bir şekilde binamı haykırınca yeni yuvamı bulmuş oldum. "Ravenclaw!" Evet, aslında binalar hakkında pek bir şey bilmiyordum ancak abim Fremont'un benimle şakalaşırken söyledikleri halâ aklımdaydı. "Ne yaparsan yap Gryffindor'a seçilmemeye özen göster. Yoksa seninle epey uğraşacağım." Bunu söyledikten sonra güldüyse bile zihnimin bir köşesine bunu not etmiştim. "Gryffindor olmaz." Seçmen şapka başımdayken aklımdan geçirmeyi unutmuştum aslında. Ama bu bilgi aklımın bir köşesinde halâ yazılıydı ve seçmen şapka bunu anlamış olmalıydı. İlk başta düşündüğüm her şeyi anlaması fikri hoşuma gitmediyse de o anda buna minnet duymuştum. Ancak acaba Ravenclaw da tabuların arasında mıydı? Bunu öğrenmenin tek yolu vardı. O yıl, şölen bittikten sonra Fremont'un yanına gitmiştim ve gülümseyebildiğim kadar çok gülümsemiştim. Onun da yüzünde gülümseme belirince içim rahatlamıştı. O yılım oldukça iyi geçmişti. Seçildiğim bina, abimle ilişkimi koparmamamı sağlamıştı. Ayrıca Damien da vardı. Ravenclaw'daydı ve benden bir yaş büyüktü. oOndan adam akıllı ilk hoşlanmam dördüncü sınıftaydı. Beşinci sınıflar arasında oldukça popüler olduğu aşikârdı. Zamanla o da beni farketmeye başlamıştı ve en sonunda onun kalbini çalmayı başarmıştım. En azından öyle hissediyordum. Ancak henüz aramızda tam olarak bir şey gememişti. Geçen senenin sonunda istasyonda eve dönmek için beklerken onu görmüştüm ve bana daha sonra görüşmek istediğini söylemişti. Daha sonradan kastı bu seneydi. Bunu çok rahat anlamıştım. Aslında seçmen şapkanın o kararına şu an minnettardım. Uzunca bir süre arkadaşsız kalmama rağmen erkek kardeşimin bana her zaman sürdürdüğü desteğini ve Damien'i bulmamı ona borçluydum. Fremont demişken, nerelerdeydi? Geç kaldı. Zihnimden düşünceler geçerken gözlerimle onu aradım ancak bulamadım. Sıkıntımı yüzüme vurmamaya çalışırken bir yandan da gözlerimle onu aramaya devam ediyordum.

Yanımdan geçen birkaç öğrenciye selam verirken biraz rahatllamaya çalıştım. Nasıl olsa gelecekti. Olayları akışına bırakmaya karar verdim. Diğer gelenleri izlemeye başladım. Hatta birkaç kişiyle göz göze geldik. Karşıdan gelen Ravenclaw'ları gördüğümde gözlerim istemsizce Damien'i aradı ancak onu da göremedim. Muhtemelen o da hazırlanıyordu. O da geç gelecek. düşüncelerime engel olamazken kalabalık arasında Fremont'u gördüm. En sonunda gelebilmişti. Neyse ki, diye geçirdim içimden. Kalabalık arasından bana doğru tam hızla ilerliyordu. Yanıma ulaştığında bir süre bir şey demeden yüzüne bakıyordum. Biraz mahçup olmuştu sanki. Ama bu ifadeyi çehresinden görmek beni eğlendiriyordu. İster istemez kıkırdadım. Bu hareketim onu rahatlatmış olacak ki çehresindeki ifade kayboldu. Yerini yorgun bir ifade aldı. Konuşmaya gerek yoktu aslında. Onun bu hareketlerini çok iyi biliyordum. Bu ifade; "Hey geç kaldım ama senin için gelebildiğim kadar erken geldim" demekti. İlk ifade ise; "Hey şirin kız kardeşim, abini affedebileceksin değil mi?" anlamına geliyordu. Bir kere daha kıkırdadım ve sadece onun duyabileceği bir sesle konuştum. "Geç kaldın." Ancak bunu sinirli bir şekilde değil, aksine gayet sakin ve yumuşak bir şekilde söylemiştim. Vereceği cevabı da sanırım zihnimde canlandırabilmiştim.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Juliette Pedersen

Juliette Pedersen


Mesaj Sayısı : 148
Doğum tarihi : 26/04/95
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Tarafsız.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 16/05/09

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePaz Haz. 13, 2010 8:36 pm


Yuvaya dönmenin verdiği mutluluk tüm benliğini sarmıştı. Jull gözlerindeki samimi ışıltıyla yeniden Hogwarts'ta olmanın mutluluğunu yaşamaktaydı. Birinci sınıfların bakışlarında gördüğü ise beş sene önceki halinden farklı değildi. Beşinci sınıf olmanın verdiği huzurla , şölene katılmışken zihninde yer edinmiş değerli anıları ise canlanmadan duramıyordu. Asasına ilk dokunuşu , cübbesini sırtına ilk geçirisi , ortak salona adımını attığı ilk saniyeler ve nice değerli anılar * . Anılarını zihnine yazdığı mürekkep kurumuş dahi olsa da heyecanı hâlâ ilk günki gibi idi. Her gün gördüğü yabancı suratlar , artık yıllardır tanıdığı simalar haline gelmişti. Büründüğü görünüm ve kişilik yılların verdiği yaşanmışlıkla çok daha farklılaşmıştı. Günler geçtikçe Hogwarts'a olan bağlılığı artıyordu. Çok fazla hissedemediği ait olma duygusunu , Hogwarts'ta hemen hemen her saniye hissedebiliyordu. Korku dolu kâbuslarını burada bastırabiliyordu ancak , burada sıyrılabiliyordu kolayca gelecekteki korkularından. Dostlarının ve ağabeyinin yanında. Onlarca kişiye yuva olan Hogwarts , şimdi başka çocuklarada yuva olacaktı - her sene olduğu gibi - . Bir okuldan çok daha fazlasıydı , anlamasını bilene. Düşüncelerinden uzaklaşıp , Gryffindor masasına doğru yönelirken aynı zamanda gözleri büyük salonda Kevin'ı aramaktaydı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Joseph Màphael
Gryffindor VI. Sınıf
Gryffindor VI. Sınıf
Joseph Màphael


Mesaj Sayısı : 198
Mücadele Tarafı : Sessizlik.
Sihirsel Soy : safkan.
Evcil Hayvanı : zula, siyah bir danua.
Kayıt tarihi : 11/10/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue100/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePaz Haz. 13, 2010 8:51 pm

Ah Romeo, Romeo, neden Romeo'sun sen? İnkar et babanı, adını yadsı. Yapamazsan, yemin et sevdiğine vazgeçerim ben olmaktan capulet. Benim düşman olduğum yanlız senin adındır. Montague olmasanda bu vücut yine senin, zaten Montague nedir? Ne eli, ne ayağı, ne kolu, ne yüzü, ne de bir erkeğin başka bir huzmu... Ah başka ad takın ismin bir kıymeti olur mu? Gül denilen çiçeğin adı değişse bile kokacaktır o yine eski güzelliği. Romeo olmasaydı Romeo'nunda adı, mükemmeliyetinden bir şey kaybolmazdı. Ah, at bu ismi Romeo, senin parçan olmayan bu ada bedel al bütün varlığımı.

Juliet. Bütün kadınların olması gerektiği gibi narin, güzel ve aşık. Ancak bir o kadar da aptal. Herkesin görmek istediği, Romeo'suna aşık bir Juliet. Ancak o Romeo'yu sevdiği için değil, Romeo'nun ona hissettirdikleri için ona aşık. O insani yanını ortaya çıkardığı için. Ne zaman kaybolduğunu, benliğinde bir şeylerin eksik olduğunu hissetse, Magnolia'sını düşünürdü Joseph. Favorisi her zaman Romeo ve Juliet olmuştu. Sessizlikteki ayak sesleri, sistematik bir şekilde boş koridoru doldurmaktaydı. Adımlarının aylaklığı, önceden olduğu gibi rahatsız edici değildi artık. Sevgilisi ile paylaştığı her anın tadını çıkartmak isteyen bir aşık gibi, elini tuttuğu narin Juliet'ini yavaşça götürmekteydi Romeo. Parmaklarını nazikçe okşarken, yolun ıssızlığına şükrediyordu. Böylece çekineceği kimse yoktu. Varlığının tek amacı, aşkı için vardı artık. Özlemini duyduğu bedeninin sıcaklığı hissedilir bir şekilde yanındaydı artık. Eli, elini tutmuştu. Bakışları ondan bir an olsun ayrılmıyordu. Gülümseyerek bakıyordu ona, hayranlıkla. Bir daha ayrılmayacaklarının verdiği sevinçle, aklındaki pessimist düşünceleri siliyordu. Tuttuğu eline bastırdı dudaklarını. Hogwarts'ta dolan sürelerinin verdiği hüznü hissedebiliyordu. Ona cesaret vermek adına kulağına, "Seni seviyorum, sevgilim." diye fısıldadı. Şölen için toplanan kalabalıktaki tanıdık simaları umursamadı. Dikkati sadece Magnolia'nın üzerindeydi. Yeni bir dönem, yeni bir başlangıç.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Juliana Levers
Anita Barmeni
Anita Barmeni
Juliana Levers


Mesaj Sayısı : 27
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 13/06/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue100/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePaz Haz. 13, 2010 10:24 pm

Bu şölenle birlikte, Hogwarts'taki beşinci yılının ilk gününe adım atacak olmanın verdiği heyecan vardı Julija'nın üzerinde. Dört yıl boyunca güçlenen dostluklar, ağırlaşan dersler ve daha niceleri. Okula ilk adımını attığında, başına geleceklerden ne kadar da korktuğunu hatırladı bir an için. Ne kadar da gereksiz bir korkuymuş. Koskoca dört yıl su gibi gelip geçmişti. Önündeyse okuldaki planlarını gerçekleştirebilmek için üç yılı kalmıştı. Yeterince fazla, diye düşündü. Yaz boyunca Hogwarts'ı düşünüp durmuş, kafasında bu yıl için bir sürü plan yapmıştı. Hepsini de uygulamaya kararlıydı. Bu yıl, onun yılı olacaktı. Yüzündeki gülümseme bir saniyeliğine bile kaybolmamıştı okula adımını attığından beri. O gülümseye bir de meraklı bakışlarını ekleyerek, arkadaşlarını aramaya başladı. Aslında en başından beri gözlerinin aradığı tek bir kişi vardı; ondan iki dönem büyük olmasına rağmen üç yıldır en yakın arkadaşı, Marjorie. Yaz boyunca mektuplaşmalarına rağmen, onu fazlasıyla özlemişti. Bakışları Hogwarts'ın bugüne özel olarak süslenmiş masalarından, büyük giriş kapısı arasında gidip geliyordu. Bu sırada karşılaştığı diğer arkadaşlarına el sallayarak, selam veriyordu. Tam da o sırada, giriş kapısından içeri giren arkadaşını fark etti. Dalgalı kahverengi saçları, renkli gözleri ve bembeyaz teniyle kendini sadece en yakın arkadaşına değil, birçok kişiye daha fark ettiriyordu Marjorie. Pelerinini uçuştup, kızıl saçlarını savurarak en yakın arkadaşının yanına koştu Julija. Yaz anlaşılan ikisine de iyi gelmişti. Marjorie'nin omzuna hafifçe vurarak, sesine hafif bir zenci aksanı kattı. "Hey adamım, lanet olası derecede özledim seni."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marjorie Lendhone

Marjorie Lendhone


Mesaj Sayısı : 225
Mücadele Tarafı : Aydınlık.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Marj, Jorie.
Kayıt tarihi : 13/12/09

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePtsi Haz. 14, 2010 3:35 pm

Normal bir kız için düşünülmesi, kafa yorulması ve hayal edilmesi gereken belki de binlerce şey vardı, ama benim tek düşündüğüm şey ise içinde olduğum durumun garipliğiydi. Geçen dönemin sonundan beri ne olduğunu tam olarak idrak edemediğim bir duyguyu hissediyordum. Sanki yıllardır sürüp giden ama kıymetini bilemediğim güzel bir düşten uyandırılıyordum. Ya da bir karabasan gibi, yüreğime çöküyordu bu his yavaş yavaş, soluğumu kesiyor ve hareketsiz kılıyordu beni. Tatilin gelmesiyle askıya alınan hislerim, içimde işte böyle yeniden nüksetmeye başlamışlardı. Büyük Salon'a girerken de durum çok farklı değildi açıkçası. Başka bir deyişle, buradan ayrılmayı hiç istemiyordum. İtiraf etmek zor bile olsa Hogwarts'ı özleyecektim, hem de çok. Annemle babam arasındaki karmaşalardan uzak durmam için bana sonuna kadar kapılarını aralayan yuvamdan ayrılacaktım, nasıl özlemeyeyim ki? Gerçi o yoğun dersleri özleyeceğimi hiç sanmıyordum ya... Ama yine de gece vakti Julija veya Miesha ile Ortak Salon'dan ayrılıp koridorlarda gizlice gezinişimizin hasretini çekecektim, yağmurlu bir günde Kütüphane'de vakit harcamayı da özleyecektim aynı şekilde.
Derin bir nefes aldım ve ilk defa altı yıl önce içeri adım attığım Büyük Salon'a girdim. Gözlerimin önünde hemen çok tanıdık gelen bir sahne canlandı; küçük, kahverengi saçlı kız korkudan irileşmiş gözleriyle süzüyor Seçmen Şapka'yı. İsmi okunduğunda cesaretini toplayıp ilerliyor ve kirli şapkayı başına yerleştiriyor. Şapkanın karar vermesi fazla uzun sürmüyor, aradan yaklaşık on beş saniye geçiyor ve gümbürtülü bir ses işitiliyor: "Gryffindor!" Küçük kız, şapkayı çıkartıp onu coşkuyla karşılayan binadaşlarına doğru ilerlerken, ağzı kulaklarına varırcasına gülümsüyor...
Gözlerime takılan ilk şey, sahibinin sürati yüzünden dalgalanan kızıl saçlar oldu, ardından da bana gayet tanıdık gelen bir çehre. Julija'ydı bu, biricik dostum, saçmalıklarıma ortak ettiğim kişi. Adamım. Ben kendi kendime aptalca sırıtırken, o da omzuma vurup kolay fark edilir bir zenci aksanıyla konuştu: "Hey adamım, lanet olası derecede özledim seni." Onu fazla bekletmeden ben de cevap verdim, tabii başımı hafifçe sola yatırıp ellerimi de avuçlarım yere bakacak şekilde iki yana açmayı ihmal etmeden. "Ben de seni kahrolasıca pislik. İnanmayacaksın ama o koca beyaz k.çını da."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Calisto Nyilas

Calisto Nyilas


Mesaj Sayısı : 674
Kayıt tarihi : 20/01/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePtsi Haz. 14, 2010 4:02 pm

Rüzgar sessiz şarkısını fısıldarken Hogwarts'a girmek üzere öylece bekliyorlardı yeşil yapraklarla bezenmiş ağaçlar altında. Gece herbirini kucaklıyordu her yıl yaptığı gibi. Öğrenciler kendi aralarında fısıldaşırken o ise gözleriyle tek bir kişiyi arıyordu. Birinci sınıflardan başlayarak Ravenclaw'ın tüm sırasını taradı. Gözleri onun gözleriyle buluştuğunda içini bir huzur kapladı fakat gülümsememeyi başardı. Herkes içerisinde duygularını belli etmemeye gayret gösterirdi. Donuk bir yüz ifadesiyle kafasını yeniden kendi sırasına çevirdiğinde eskimiş taş duvarlar arasından geçiyordu. Her adımda içindeki hayranlık duygusu daha da artıyordu bu okula karşı. Kimbilir ne öğrenciler ne profesörler görmüştü bu her bir çakıl tanesi. Daldı gözleri uzunca bir süre. Kimbilir ne kavgalar yaşanmıştı şu geçtiği yerden. Asaların ucundan çıkan acımasız kaç büyüyle yıpranmış, geniş koridorları içerisinde kaç muzipliğe dayanmıştı. Ne tehlikeleri göğüsleyerek korumuştu gencecik öğrencilerini. Çoğu kişi için Hogwarts bir evdi. Micaela için de öyleydi burası. İlk kez burada tatmıştı mutluluk denen duygu parçasını, ilk şu an geçtiği koridorlarda hatırlamıştı geçmişinin izlerini, ilk kez burada tadabilmişti ailesinin verdiği o müthiş hissi. Ortak salona girdiğinde kafasını hafifçe salladı. Anılardan kurtulmak zordu. Henüz profesörlerin herbiri toplanmamıştı. Birkaç tahta koltuk boştu. O keskin bakışlar, asil duruşlar varlıklarını tam anlamıyla doldurmamıştı. Gözlerini oradan ayırıp Slytherin masasına dikti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Duerre Màphael

Duerre Màphael


Mesaj Sayısı : 125
Doğum tarihi : 20/07/95
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 19/05/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePtsi Haz. 14, 2010 4:19 pm

Yeni bir dönem daha başlamıştı. Etraf çok kalabalıktı. Deyim yerindeyse 'İğne atsan yere düşmez.'denilebilecek bir kalabalık vardı. Ben yavaş yavaş ilerleyerek etraftaki yeniliklere bakmak istiyordum. Açıkçası hiçbir yenilik olmamıştı. Herşey eskisi gibiydi. Bir tek Büyük Salon'un dekoru değişmişti, o kadar. Pek fazla Slytherin'li yoktu etrafta. Ah, ne büyük bir kayıptı. Birinci sınıflar merakla ve heyecanla ilerliyorlardı. Bizler ise masalara oturmuş bekliyorduk. Hogwarts'ta ki ilk günüm geldi aklıma. Küçücüktüm o zamanlar. Gerçi, hâlâ küçüktüm başkaları için ama o zamanlar daha bir miniktim, sevimliydim. Şapka'nın cümleleri aklımda derin anılar bırakmıştı.
"Senin içinde büyük bir kötülük var evlat, senin yerin kesinlikle Slytherin. Orada kendine uygun arkadaşlar bulacaksındır."
Bu kelimeler kulaklarımda yankılandı. Gözlerim nemlenmişti. Çok saçmaydı. Ve bir o kadar da aptalcaydı. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp birinci sınıfları izleme kararı aldım. Bakalım kimler Slytherin'e gelecekti. Şimdiden birkaç küçüğü gözüme kestirmiştim. Onlar kesinlikle Slytherin'e gelmelilerdi. Onlarda maksimum güç ve kötülük görebiliyordum. Hemde asil bir görünüşleri vardı. Bakalım neler olacaktı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sophia Widmore
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Sophia Widmore


Mesaj Sayısı : 1716
Doğum tarihi : 22/10/93
Yaş : 30
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 15/06/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Takım Kaptanı & Kovalayıcı
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue98/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (98/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 9:39 am

Rezerve corç. Yazdığımı ekleyeceğim.
by Fremont Feodorika.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valentina Cylvansé

Valentina Cylvansé


Mesaj Sayısı : 50
Doğum tarihi : 20/04/96
Yaş : 28
Mücadele Tarafı : Çıkarlarına göre değişir.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Val.
Kayıt tarihi : 11/06/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 10:42 am

Aceleyle odamdan çıkarak Büyük Salon'a hızlı adımlarla yürümeye başladım. İçerisi çok kalabalıktı ve Açılış Şöleni başlamak üzereydi. Büyük kapıdan içeri girdiğimde bana dönen gözlere aldırmadan yerime geçtim ve beklemeye başladım. Neyseki Seçmen Şapka işine yeni başlamıştı. Bir kaç kişinin binası seçildikten sonra sıra bana geldi. Adımın salonda yankılandığını duydum. Nereye gideceğimden nerdeyse emindim. Ayağa kalkarak ahşap sandalyenin olduğu tarafa yöneldim ve oturdum. Şapkayı kafama taktığında konuşurken hareket ettiğini hissediyordum.
" Hımm... Acımasızlığı ve karanlığı sezebiliyorum sende... Karar vermek zor olmayacak. Slytherin! "
Yüzümde her zamanki o nazik görünen ama bir o kadar da soğuk olan gülümsememle şapkayı çıkardım ve tekrar yerime geçtim. Bu dönem iyi geçeceğe benziyordu. Hem de çok.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucía del Nieves
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Lucía del Nieves


Mesaj Sayısı : 113
Doğum tarihi : 03/06/97
Yaş : 26
Mücadele Tarafı : Tarafsız.
Sihirsel Soy : Safkan, ancak kendisinin bundan haberi yok.
Kayıt tarihi : 29/11/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue100/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 1:07 pm


Bu yıl, yalanlara yer yok. İşte bunu geçiriyordum aklımdan, Büyük Salon'a girerken. Kendi içimde tekrarladığım yeminimi, ne kıvrılan parmaklar ne de ayağa kalkan sağ ayaklar bozabilirdi ki bunlar, birisi bana istemediğim bir sözü verdirirken az yapmadığım şeyler değillerdi. Ama kendi isteğimle şekillenen ve ortaya çıkan yeminimi bozmak gibi bir niyetim yoktu bu sefer. Evet, yalanlara yer yoktu artık. Bu kararı vermemde neyin etkisi vardı? Bu yaz, yıllar sonra ilk defa babamla karşılaşmış oluşumun mu? İçimde bir yerlerde elbette Baudoin'in benim babam olmadığını, Lucija'nın da annem olmadığını biliyordum, bunda Baudoin'in beni hiçbir zaman kızım diye çağırmayışının da etkisi vardı, Baudoin ve Lucija'nın evli olmayışının da... Gerçek ailemin kimler olduğunu hiçbir zaman merak etmemiş, hiçbir zaman sormamıştım Lucija'ya veya Baudoin'e. Beni terk edip gittilerse eğer, onlar iyi insanlar değillerdi, onlar benim ailem olamazlardı. Üstelik Baudoin'in yanında kalmaya bayılıyordum, çoğu zaman şımartılır ve el üstünde tutulurdum, küçük bir kızın tüm hayallerini yaşamıştım belki de çocukluğumda.
Ama bu yaz, Seine Nehri kıyısındaki evimizin kapısı çalınmış, aralanan kapının ardında hiç tanımadığım, uzun boylu ve çekingen bir gülümseyişle bana bakan bir adam belirmişti. Adamın kapkara saçları, uzun bir yüzü ve güçlü bir çene yapısı vardı. Öte yandan yüzünde bana oldukça tanıdık gelen başka bir ayrıntıya daha rastlamıştım, gözleri benimkilerle aynı mavilikte ve aynı biçimdeydi. Bu gözleri görür görmez, bana gerçeği açıklamasına bile fırsat vermeden onun kim olduğunu anlamıştım, babam. Yıllar sonra ilk defa beni görüyor olmanın heyecanı onun da üzerindeydi, ama ben öfkeliydim. Bizimle kaldığı iki hafta boyunca onunla göz göze gelmekten çekinmiş, sorduğu sorulara kaçamak yanıtlar vermiştim. Ve en sonunda kendi kızının ona böyle düşmanca davranmasına dayanamamış, gitmişti. Gitmeden önceyse söylediği şey hâlâ aklımdaydı: "Geçen yıl ölen annene ne kadar benziyorsun, Alcyone Manoir." Ve ona bir Manoir değil, Lancashire olduğumu söylemiştim. Bu sözler, iki haftadır ona sergilediğim davranışlardan daha çok kalbini kırmış gibiydi. Ama umrumda bile değildi. Artık hayatımda yalanlara yer yoktu, geçmişin beni yaralamasına izin vermeyecektim.
Ravenclaw masasına doğru ilerlerken, gözlerim tanıdık birilerini aradı. Uzun zamandır ilk defa candan, güzel bir tebessüm belirdi dudaklarımda. Hayal edebileceğimin de ötesinde bir his benliğimi kapladı. Mutluydum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Louella Tania Eloise

Louella Tania Eloise


Mesaj Sayısı : 83
Doğum tarihi : 25/03/96
Yaş : 28
Mücadele Tarafı : Karanlığa meyilli
Sihirsel Soy : Melez
Evcil Hayvanı : Zeyna
Kayıt tarihi : 09/06/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 2:42 pm

Taş merdivenlerden yavaş yavaş çıkarken Büyük Salon'dan gelen çoşkulu sesleri, Seçmen Şapka'nın minik büyücü ve cadıları binalarına göndermesinden sonra masalardan gelen alkışları duyuyordum. Her sene aynı curcuna ve her sene nedensiz bir şekilde töreni izleme. Sıkıcı hayatıma biraz renk katan Hogwarts'taki sıkıcı açılış şöleni.
On bir yaşıma bastıktan sadece üç gün sonra Hogwarts'tan mektup gelince annemle babamın sevincini hatırlıyorum nedense her sene. Ailemle birlikte dünyanın çeşitli yerlerini geziyorduk. Ama muhakkak yılın iki ayını İngiltere'de geçiriyorduk babamın karanlık işleri yüzünden. Bu sebebten dolayı yine İngiltere'deydik baykuş salonun penceresinden süzülürken. Heyecanlı bir şekilde baykuşun soylu bir şekilde uzattığı ayağından düğümü çözerken ailem sadece gülümsemekle meşguldü. Çok güzel günlerdi. Çocuk bedenime hapsolmuş olsalarda benimle birlikte ruhen büyüdüklerini biliyordum anılarımın. Asla koparıp atamazdım annemle geçen günleri. Yüreğime her seferinde bir hançer gibi girip çıksa bile silemezdim istesem bile.
Salona girdiğimde hiç vakit kaybetmeden Gryffindorların masasına baktım. Araya giren yaz tatilinden dolayı Cornelius'u görememiştim, özlemiştim onu. Dile getirmesemde onu gerçekten çok ama çok özlemiştim. Acımasız dünyada ikinci defa doğmamı sağlamış, kalbimi çalmıştı. O benim yakışıklı hırsızımdı. Ama gördüğüm kadarıyla daha salona gelmemişti. Yatakhanede neler yapıyordu kim bilir? Onu görmeye bu kadar yaklaşmışken hayal kırıklığına uğramıştım. Ama gelecekti.
Kendi binamın masasına oturduğum zaman gerginliğimin azaldığını fark ettim. Her zamanki gördüğüm yüzlerle birlikte olduğum içindi sanırım.

'Tatilde neler yaptınız?' diye ortaya attım soruyu. Herkes heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatırken ben dinliyor gibi gözüküyordum, oysa gözlerim kapıdaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nathaniel Poelson
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Nathaniel Poelson


Mesaj Sayısı : 325
Kayıt tarihi : 03/04/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 8:12 pm

Hava çoktan kararmış ve güneş çoktan kaybolmuştu karanlığın ardında. Hızlı adımlarla merdivenlerden inerken içeriden gelen kahkaha sesleriyle anlayabiliyordu geç kaldığını. Sessiz adımlarla koşmaya başladı. Salonun kapısı sonunda gözüne çarptığında çoğu öğrencinin yerleşmiş olduğunu gördü. Salondan içeriye girişinde onu kimse farketmişe benzemiyordu. Derin bir iç çekerek kendi masasının yanına yürüdü ağır adımlarla. Koşararken ayaklarını yere çok sert çarpmış olmalıydı ki siyah babetleri aldında ayakları acıyordu. Yüzünü ekşiterek kendisine bir yer bulmaya çalıştı. Mumların hafif ışığı altında altın sarısı saçları ve aşina olduğu okyanus mavisi gözleri gördü. Alcyone'nin de gözleri masanın etrafında tanıdık bir yüz görme amaçlı dolaşıyor gibiydi. Gülümseyerek boş olan yanına baktı ve hızla yanına oturdu. Bazen böyle ani hareketler yapmayı severdi bazense içine kapanır ve kimseyle konuşmazdı. Arkadaşı da kendisine doğru döndü ve Clàrisse'yi görmesiyle rahatladı. Söze ilk kimin başlayacağını bilemiyor gibilerdi. Birden yanından gelen bir homurtuyla irkildi.
'' Özür dilesen bari.''
Kafasını hızla yanındaki genç adama çevirdi. Bu yüzü birkaç kez görmüştü. Kısa süreliğine görmüş olsa da bir yüzü asla unutmazdı. Sinirle kaşları çatılmış çocuk delici gözlerle kendisine bakıyordu.
'' Efendim? Bir şey mi dedin?''
Daha sonra arkadaşının küçük gülümsemesine karşılık olarak minik bir kahkaha çıktı dudaklarından. Dirseklerini eskimiş tahta masaya dayadı.
'' Yaz boyu görüşemedik, seni özledim Alcyone.''
Gerçekten de özlemişti. Hiçbir zaman arkadaş özlemi çekeceğini düşünmezdi çünkü çocuklar genelde kendisiyle pek arkadaşlık kurmazdı. Ama Alcyone onlar arasında tekti. Zaten görünüşüyle bile fark ediliyordu diğerlerinden ayrı bir hava yaydığı etrafa. Onun cevabını beklerken yanındaki genç adamın az önce ne dediğini anlamaya çalışıyordu.


En son Clàrisse Clàres tarafından Paz Haz. 20, 2010 12:32 am tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Night Poelson
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Night Poelson


Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 02/09/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue90/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 9:54 pm

Tozlu mermer merdivenleri aşarak Büyük Salon'a ilerledik. Kapılar açıldığında, içerisi her yıl olduğu gibi fazlasıyla görkemliydi. Yavaş yavaş, ayaklarımı sürüye sürüye Hufflepuff masasına doğru yönelmeye başladım. Etraf cıvıl cıvıldı, her kişiden farklı sesler ve kahkahalar çınlıyordu kulaklarda. Hafif bir tebessüm oluştu yüzümde. Çünkü o zamana dek yaptığım muziplikler gelip geçmişti aklımdan. Usulce boş bir yer buldum ve kendimi bıraktım oraya. Saçlarım ensemi yakmıştı, öylesine topladım ve etrafı incelemeye devam ettim. Her şeyini özlemiştim Hogwarts'ın. Profesörlerin oturduğu yere baktığımda birkaç profesörün bizi izlediğini gördüm. Şimdiden başlamışlardı sıkı yönetime. Bunu farkeden birkaç kişi kıkırdamaya başladı. Bende onlara katıldım. Daha sonra masaları gözden geçirmeye başladım. Herkes halinden memnun görünüyordu. Bende gayet memnundum halimden. Gözlerimi kısa bir süre kapadım ve derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Ayağa kalkmamın sebebi yoktu sadece sıkılmıştım. Özlemiştim ben burayı. Değişiklikleri farkedebilmek için gezinmeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fremont Widmore
♪ Çellist ♪
♪ Çellist ♪
Fremont Widmore


Mesaj Sayısı : 93
Doğum tarihi : 22/10/93
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 17/07/09

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 9:19 am

Siyah saçları, kahverengi gözleri olan sıradan bir delikanlıydı Fremont Feodorika. Ancak kızları peşinden koşturacak kadar popüler ve onları reddedebilecek kadar havalı(!) olması onu karşı cinsin gözünde çekici kılıyordu belli ki. Popülerliğinin nedeni ünlü bir ailenin çocuğu olmasındandı ama bu durum sorumluluk bilincinden uzak, arkadaşları için yaşayan, derslerin umrunda olmadığı birine üç yıldır sınıf başkanlığı verilmesini açıklayacak neden değildi. Bir eylül günü, gökyüzü laciverte boyandığı sırada Hogsmeade Tren İstasyonu'na kırmızı, görkemli tren yanaştı. Durmasıyla öğrencilerin dışarıya akın ettiği bu özel taşıttan en son ayrılan Fremont oldu elbette. Arkadaşlarından da sonra, elleri ceplerinde, ağır ağır toprak zemine indi ve sesini olduğundan yüksek çıkarmaya ihtiyaç duymadan hangi sınıfların hangi ulaşım aracını kullanacağını söyleyip yürümeye başladı.
Küçük bir karartı ve beraberinde ağacın dibine tünemiş, sarışın bir kız çocuğu görmüştü Fremont, altı yıl önce. Şimdi sanki o anı tekrar yaşıyormuş gibi bir hisle, altı yıl öncesine göre tek farkı uzayan boyu olan karartıya doğru üç uzun adım attı parmaklarının üstünde. Hiç ses çıkarmadan, onu gafil avlamak için belki de yanına yanaştı ve bu sefer ağaca gidemeden yakalamanın sevincini taşıyarak fısıltı tonunda konuştu kulağına. " Ne oldu küçük kaçak, yine o meşe ağacına mı gideceksin? " Yüzündeki ifadeden, suç işlemiş gibi bir izlenim bırakan düşük omuzlarından ve 'Yakalandım' dercesine yere yapışmış gibi durmasıyla Maléna kendini ele veriyordu ama söyleyeceği yalanı tahmin etmek daha eğlenceli gelmişti Fremont'a. Zaten basit ama iki kesin yalan vardı, kendini kurtardığını düşündürecek. Birini gördüğünü zannetmek ya da kaybolmak. Altıncı yılında kaybolacağına kimsenin inanmayacağını kavramış olmalıdır düşüncesiyle ilk seçenek üzerinde yoğunlaştı genç delikanlı. Nitekim Maléna'nın sözleri de yanılmadığını kanıtlar nitelikteydi. " Hayır, sadece bir şey gördüğümü sandım. " Yalan söylerken takındığı ifade onu ele veriyordu. Bu yüzden de 'Her zamanki gibi berbat bir yalancısın!' deme arzusu uyandırdı Fremont'da. Fakat genç kızı daha fazla utandırmak istemediği için " Kesin öyledir. " diyerek konuyu kapatmış gibi gözükmeye çalıştı . Zaten şölene yeterince geç kalmıştı ve Tanja'nın kızgın çehresiyle karşılaşacak olmanın verdiği korku yayılmıştı bedenine. Bu yüzden hızlı adımlarla yürüyerek -bu sırada hiç konuşmadılar.- ortak salona vardılar kısacık bir zamanda. Kolundaki saatinden az sonra büyük bir azar yiyeceğinin bilincinde olan Fremont, yatakhaneye ulaşmak için can atıyordu ama onu yeniden engelleyen Maléna oldu. Küçük bir ıslık ve beraberinde gelen 'Bunu yapmamalıydım.' tavrı ile ortalıkta dolaşan küçük kıza söylemek istediği çok şey vardı ama buna ne vakti ne de gücü olduğundan kısık gözlerle bakmak ile yetindi Fremont.
Tanıdık yüzler, bilindik heyecan ve yedi yıldır hiçbir değişikliğe uğramayan büyük salon. Dört uzun masa etrafına sıralanmış yüzlerce öğrenci ve Ravenclaw ile Gryffindor masası arasına sıralanmış birinci sınıflar, aynı ifadelerle bakıyordu birbirlerine. Yenilerin heyecanı, ikinci sınıfların büyüdük tavrı, üçüncü sınıfların alışmışlığı, dördüncü sınıfların bıkkınlığı, beşinci sınıfların şımarıklığı, altıncı sınıfların vurdumduymazlığı ve yedinci sınıfların veda anı ile ilgili düşünceleri ile son derece gergin bir ortam diye düşündü Fremont sıkılgan bir ifadeyle. İçeriye giriş yaptığından beri gözleriyle Tanja'yı aramaktan sıkılmış, kahverengi gözleri kardeşinin masmavi gözleriyle buluştuğu andan itibarense içine dolan paniği bastırmaya çalışmıştı. Yavaş yavaş ona doğru ilerlerken, bakışlarıyla anlatmaya çalışıyordu derdini. Kardeşiyle arasındaki bağ onları karı-koca gibi yapmış ve Fremont ne zaman ondan habersiz bir şey yapsa aynı azarı yemişti. Bu nedenle de bir türlü rahat olamıyordu. " Geç kaldın. " Duymayı beklediği ile duyduğu arasında belirgin bir fark olunca panik ve korku tamamıyla silinmişti içinden. On altı yıl sonra ilk kez konuşmadan anlatabilmişti derdini Fremont Feodorika. İlk kez kardeşinin görmeyi hiç sevmediği yüzüyle karşılaşmamıştı. Belki de bu nedenle " Kaçaklarla uğraşıyordum. " diyerek kıkırdadı yalnızca ve Maléna'ya kaçamak bir bakış atarak konuyu kapattı. Ardından sinsi sinsi yaklaştı Tanja'sına, kondurdu yanağına en güzel busesini.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lotte Laguna

Lotte Laguna


Mesaj Sayısı : 157
Doğum tarihi : 05/05/96
Yaş : 28
Mücadele Tarafı : Kavga sevmez.
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 13/04/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 11:06 am

Tanja, Fremont'dan beklediği cevabı alınca pek şaşırmadı aslında. Kimileri bu özelliği bir çeşit mucize olarak tanımlayabilse de aslında bunun her kardeş arasında olması gerektiğini düşünüyordu Tanja. Her kardeş değil, her muggle, her büyücü arasında olması taraftarıydı. Belki böylece birbirlerini acımadan öldürmemeyi düşünebilirlerdi. Belki herkes arasında bu çeşit bir bağ olsa, bu savaş ortamı ortadan kalkardı. Tanja belirgin şekilde bir iyilik meleği veya barış taraftarı olmasa da bir büyücünün, kendi kanından, kendi türünden birini öldürmesini anlamsız buluyordu. Kendisini daima kavganın içinde tutmaya özen gösterecekti. O daha gençliğini yeni yeni yaşamaya başlamıştı. Belli belirsiz, ulaşılacağı garantili olmayan emeller için kendisini tehlikeye atmayacaktı. Ve bu tehlikelerden Fremont'u da uzak tutabildiği kadar tutacaktı. Flu hayaller peşinde başka büyücülerin canına kıtmayı doğru bulmuyordu. Doğru bulmamaktan öte, böyle bir zihniyeti anlayamıyordu. Pek hümanist biri değildi ancak bu hareketlerin hiçbir zihniyete sığmayacağını farkındaydı. Savaşı sevmiyordu. İstemsiz olarak yüzünü buruşturdu. Ancak bunu kimsenin görmediğinden emindi. Düşüncelerinin arasında Fremont'un busesiyle sıyrıldı. Küçüklüğünde kimsenin onu yanağından öpmesini sevmezdi. Biri öptüğü anda elinin tersiyle silerdi ve somurtarak giderdi. Ancak artık büyümüştü. Ve eski anlarını unutmak istese de gerçek değişmeyecekti onu öpen başkaları da olmuştu.

Tanja eski zamanlarını hatırlamayı sevmiyordu. O zamanlar küçüktü. Popüler olmak için her şeyi yapmıştı. Ancak şimdi buna ihtiyacı yoktu. Yeterince popülerdi zaten. Herkese bu anıları unutturmak istiyordu. Ama önncelikle kendisi unutmalıydı ve bu yüzden eski anılarını aklından hemen çıkardı. Fremont'un busesine karşılık ona gülümsedi ve alaycı bir ses tonuyla ekledi. "Böyle kurtulacağını sanıyorsan, yanılıyorsun." Ardından sessizce kahkaha attı Tanja. Abisiyle uğraşmayı seviyordu. Ancak küçükken daha çok sevdiği bir gerçekti. O zamanlar erkekler ve kızlar arasında büyük bir duvarın olduğu dönemdi. İster istemez abisi de bu duvarın arkasında kalıyordu. Bu anılarını hatırlayınca gülümsedi Tanja. Hep böyle anıları aklına gelseydi ya! Daha sonra Fremonnt'un etrafa baktığını gördü. Sesine alaycı bir tını vererek konuştu. "Yine kimi gözüne kestirdin abicim? Tanıdığım biriyse sana yardımcı olabilirim." Tekrar kıkırdamaktan alamadı kendini Tanja. Daha sonra abisinin eskiden yapılmasından en hoşlanmadığı şeyi yaptı ve uzanıp kahverengi saçlarını karıştırdı. Ardından tekrar gülmekten alamadı kendini. Abisiyle eğlenmeyi seviyordu. Onunla hep mutlu anıları vardı. Birbirlerine fazlasıyla ihtiyaç duyuyorlardı. Umarım kader bizi ayırmaz diye düşündü Tanja. Çünkü daha önce kaderin nasıl oyunlar oynadığına bizzat şahit olmuştu. Ancak onlar gibi birbirlerine çok yakın olanların kaderi birlikte yazılmış olmalıydı değil mi? Tanja tam da böyle umuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine Elizabeth Terry
Hufflepuff V. Sınıf
Hufflepuff V. Sınıf
Katherine Elizabeth Terry


Mesaj Sayısı : 80
Doğum tarihi : 16/01/95
Yaş : 29
Sihirsel Soy : Muggle Doğumlu
Evcil Hayvanı : Kedi, Friday. Ama Kathy söylediğinde Frauday gibi bi' şey oluyor.
Kayıt tarihi : 15/06/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue98/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (98/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue30/60Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (30/60)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 2:58 pm

Daha trenden indiğim anda almıştım o özlediğim kokuyu. Evimin kokusunu... Aradan koskoca bir yaz tatili geçmişti, büyümüştük. Özlemiştim okulumu, ama en çokta burada yaşadıklarımı...

Atsız arabalardan birisine binip okula giderken koskoca bir sene boyunca bu şatoda ders çalışmayacaktım tabii ki, aşkımı özlemiştim, Alysess'imi. En çok onu özlemiştim belki de, saçlarıyla oynamaya bayılırdım.

Büyük salona girip şölen için Hufflepuff masasına yürürken, saçlarından tanıdım onu. Arkadaşlarıyla konuşup gülüyordu. Gülmesini bile özlemiş olmalıydım.

Arkasından gizlice yaklaşıp gözlerini kapattım, bileceğine emin olsam da "Bil bakalım ben kimim?" diye sormaktan alamadım kendimi. Arkadaşlarından birisinin içime düşecekmiş gibi bakmasından hiç hoşlanmamıştım aslında. Aly'e söylememiş olsam bile geçen sene bana sarkmıştı bu kız. Üstelik Aly'le çıktığımızı bildiği halde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anya Vasiliyev
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı
Anya Vasiliyev


Mesaj Sayısı : 312
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 08/10/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Vurucu
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue100/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 3:20 pm

Altı yıl, koskoca altı yıldır bu okuldaydım. Acısıyla tatlısıyla. Birçok hata yaptım, insanları kendimden nefret ettirdim ve kötü biri oldum. İster söylediğim sözler olsun, ister yaptığım hareketler. Hepsi kötü birinin yapacağı türdendi. Popüler olma arzusu, beni çok farklı birine dönüştürmüştü. Ben bile kendimi çekemez hâle gelmiştim. Fakat artık farklıydım. Son üç ay beni çok değiştirmişti. Eskisi gibi hırçın, kibirli, duygusuz ve taş kalpli değildim. Ve bunu herkese ama herkese kanıtlamak istiyordum. Bu yüzden de törene eski arkadaş grubumla değil, tek başıma gelmiştim. Önüme çıkan herkese selam veriyor, yeni yılı için başarılar diliyordum. Hepsi de sen benimle dalga mı geçiyorsun dercesine yüzüme bakıyorlardı. Altı sene boyunca pisliğin biri olduğumdan, bu kadar çabuk değişeceğime inanmadıkları oldukça aşikardı. Haklıydılar da. Yine de yüzümdeki gülümseme bir saniye için bile olsa kaybolmadı. Değiştiğimi kanıtlamaya çalışmaktan asla vazgeçmeyecektim.
Okulun tavanı herzamanki gibi rengarenkti. Masalar ise özel olarak süslenmiş, insanın ağzını sulandıran yemeklerle donatılmıştı. Birinci sınıf olmalarına saatler kalmış olan küçücük büyücüler heyecan ve korku karışımı bir yüz ifadesiyle birbirlerine bakıyorlardı. Sadece sırıtmakla yetindim, altı sene önce benim de onlardan bir farkım yoktu. Daha dün gibi aklımdaydı o sandalyeye oturuşum ve seçmen şapkanın 'Ravenclaw' diye haykırması. Şimdiyse son senemdeydim işte. Orada gerçekten dostum olan insanları belki de bir daha göremeyecek olmak, bana en çok koyandı. O kadar seneyi birlikte geçirdiğiniz insanları nasıl unutabilirdiniz ki? Hogwarts benim, evimden bile çok sevdiğim yuvam olmuştu. Şimdiyse gitmeme aylar kalmıştı. Trajedik.
Gülümsememin kaybolduğunu fark ettim. Onun yerini hafif bir somurtu almıştı. Tekrardan gülümsemeye çalışarak binamın masasına gittim ve adını bile bilmediğim birkaç kızın yanına oturdum. Bu sene benim için her şey daha farklı olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Calisto Nyilas

Calisto Nyilas


Mesaj Sayısı : 674
Kayıt tarihi : 20/01/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 3:50 pm

"Hey Monika! Naber?" Kafamı çevirdiğimde Hermes ile göz göze geldik. Yıllardır gerçekten yakın arkadaş olmuştuk. Onun neredeyse okulun bütün kızlarıyla bir zaman çıkmış olduğunu biliyordum ancak bana asılmamıştı ve ben de onunla arkadaşlıktan öte bir şey düşünmezdim. Ayrıca yüzünde kocaman bir gülümseme vardı ve bu gülümseme ah-güzelim-ben-çok-yakışıklıyım tarzı bir gülümseme değildi. Tersine hey-benden-sana-zarar-gelmez gülüşüydü. Bana hareketleri oldukça sempatik geliyordu ayrıca. Onun yaptıklarını anlatanlara inanasım gelmiyordu açıkçası. Benim için iyi bir arkadaştı. Bundan ötesi de olamazdı. Yüzüme zarif bir gülümseme yerleştirdim ve sorusuna cevap verdim. "Her zamanki gibi..." İçeriden bana el sallayan topluluğu gördüğüm için cümlemi yarıda kesmiştim. Kafamı salladıktan sonra Hermes'a dönüp cümlemi bitirdim. "Benim gitmem lazım. Sene uzun. Sonra görüşürüz." Şölen salonundan içeri girdim. Sonra aklıma dank etti hiç de uzun bir süre yok.

Önümüzde bir sene daha vardı ancak yine de arkadaşlarımdan ayrılma düşüncesine katlanamıyordum. Bu yüzden bu düşünceyi aklımdan çıkarıp davet edildiğim masaya doğru gittim. Ancak yolda birini gördüm. Aklımdan asla çıkmayacak bir sima. Oldukça kötü anılarımın olduğu bir sima. Kesinlikle unutmak isteyeceğim bir yüz. Anya Vasiliyev. Yıllardır gördüğü herkesle uğraşıyordu. Bu kişilere ben de dahildim. Bir şey yapmana gerek yoktu. Anya mutlaka seni bulur ve seninle alay ederdi. İstemsiz olarak yüzümü astım. Ordan hemen gitmek istiyordum ancak bir şey gözüme çarptı. Yanında eski arkadaşları yoktu. Benim de yüzüne yabancılık çektiğim bir grubun yanına oturmuştu. Belki de gerçekten değişmiştir diye geçirdim içimden. Ancak inanasım gelmiyordu. Veya arkadaşlarını ekip buraya gelmişti. Onları bekliyor da olabilirdi. Ya da sadece masadaki kızlarla dalga geçmek için oraya oturmuştu. Bana da henüz laf atmamıştı. Normalde hiç meraklı biri değilimdir. Ancak bu manzara kesinlikle olağan dışıydı. Anya'nın yakınında duraksadım ve yüzüme sahte bir gülümseme yapıştırıp konuştum. "Ne oldu Vasiliyev, beni görmezden geldin. Yoksa hep aynı kişiyle dalga geçmekten sıkıldın mı?" Cevabı beklemeye koyuldum. Cevabı her ne olursa olsun zihnimde uygun cevaplar aramaya başlamıştım. Hayır, bu sefer beni ezmesine izin vermeye niyetli değilim.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anya Vasiliyev
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı
Ravenclaw V. Sınıf & Sınıf Başkanı
Anya Vasiliyev


Mesaj Sayısı : 312
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 08/10/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Vurucu
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue100/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 8:19 pm

"Ne oldu Vasiliyev, beni görmezden geldin. Yoksa hep aynı kişiyle dalga geçmekten sıkıldın mı?" Arkamdan gelen sesin sahibini görmek için başımı çevirdiğimde bildiğim fakat bir türlü çıkaramadığım bir simayla karşılaştım. Kızıla çalan kahverengi saçlar, oldukça düzgün bir fizik... Tabii ya. Monika Shevchenko. Nasıl unutabilirdim ki. Az dalga geçip, onu herkesin önünde rezil etmemiştim hani. Ona yaptıklarımın bir an için gözümün önünden geçmesi kendimi satanist biri gibi hissetmeme neden oldu. Ne kadar da... Kendime yakıştıracak sıfat bile bulamıyordum. Benden sadece bir yaş küçük olan bu Slytherinli kıza çektirdiklerim affedilir türden değildi. Yüzümde mahçup bir gülümsemeyle ona bakıyordum. Ne diyebilirdim ki? Kurabileceğim hangi cümle beni affetmesini sağlardı? Tahmin edeyim, hiçbir cümle! Yine de şansımı denemeliydim. Kimbilir, belki de affederdi. Oturduğum yerden yavaşça kalkarak ona doğru ilerledim. Tam önünde durduğumdaysa, göğsümün önünde ellerimi birleştirip hafifçe gülümsedim. "Dinle Shevchenko, bilmiyorum beni affedebilir misin, fakat ben gerçekten değiştim. Ve sana yaptıklarım için çok üzgünüm." Yeterli miydi? Bana göre hayır. Tek umudum ona göre yeterli olmasıydı. Hatalarımı telafi etmeyi ve yeni bir hayata başlamayı çok ama çok istiyordum. Bunun için ona yalvarmam gerekse bile kendimi affettirmeliydim. Bu gerekliydi. Eğer herkesin değiştiğimi anlamasını istiyorsam, buna önce hata yaptığım kişilerden başlamalıydım.
Yüzümdeki mahçup gülümseme hâlâ duruyordu. Birbirine kenetlediğim ellerim, heyecanın da etkisiyle terlemişti. Teri hızlı bir hareketle cüppeme silerek ellerimle saçlarımı havalandırdım. Bu sefer bunu yapmamın tek nedeni havanın aşırı derecede sıcak olmasıydı. Ardından tekrar eski konumuma geldim. Monika'nın cevabını beklemekten başka bir seçeneğim yoktu. Ve hâlâ cevap vermemesi beni az da olsa endişelendirmişti. Affetmeye ve bana ikinci bir şans vermeye teşvik etmek adına ellerimi omuzlarına koydum.
"Monika, şu an bana ne desen yeridir. Fakat şunu bilmeni isterim ki, değiştiğim konusunda yalan söylemiyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bartuc Christopher Faust
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Bartuc Christopher Faust


Mesaj Sayısı : 385
Doğum tarihi : 01/09/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Pure-Faust-
Evcil Hayvanı : Aewyn-Salamander
Kayıt tarihi : 11/01/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue81/100Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (81/100)
Düello Gücü:
Açılış Şöleni~ Left_bar_bleue0/0Açılış Şöleni~ Empty_bar_bleue  (0/0)

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePerş. Haz. 17, 2010 1:19 am

Bu seneyi saymazsa 1 senesi kalmıştı bu harabe okulda genç büyücünün. Ravenclaw masasındaki yerini alırken aklından yeni yılın nasıl olacağını geçiriyordu. Umut gökteki yıldızlar kadar uzaktı artık Bartuc için fakat yine de parlak. Güneş ışığından daha etkileyici gözleri solmuştu artık sevgilisinin, onsuz geçen her dakika bir yıl gibiydi sanki. İşkencelerin en büyüğü sevdiğin birinin gözlerinin önünde acı çekmesi derdi Bartuc’un babasının elinde son nefesini veren amcası. Yine de bu kadar acı çekmemişti onun ölümünden sonra, kanı buz gibi batıyordu belki hücrelerine fakat şimdiki gibi sonsuz balyozlar dövmüyordu yüreğini. Bir daha doldurulamayacak bir boşluk oluşmamıştı o zamanlar karnının hemen üstünde. İşte bu yüzdendi belki de fark etmesi bir şeyi yıkılmanın eşiğinde; bir zamanlar rüya saydığı hayat aslında evrenin en acı kâbusuydu ve senaryonun başrolünde “Bartuc” yazıyordu. Korkusuz bir savaşçıyı canlandırmak isterdi aslında, kim yenilmiş, çaresiz, sersefil bir büyücüyü oynamak isterdi ki? Hiç kimse! Bunu idrak etmek mantığın sesini biraz olsun yükseltmişti. Bir alev yanıyordu belki içinde fakat söndürülmesi imkansız değildi. Birçok şekilde sönerdi aslında bir yangın, soğutulursa, üzerine bir şey kapatılırsa. Ya da en basit yollardan biri, yaktığı şeyin tükenmesini beklemektir. Şu an olduğu gibi yavaş yavaş yanar o şey, alevler her bir molekülünü yok ederken acıyla, ıstırapla haykırmaya bile cesareti kalmamıştır bazen. Fakat uzaklardaki o yıldızların ışığı gözlerini alınca ayağa kalkar o yürek. Yeniden atmaya başlarken amacı kendisini yakan ateşi etrafa yaymaktır artık, özellikle o kor parçasını bu bedene serpen kişilere. İntikam. Amacın büyüklüğü, şiddeti ne olursa olsun haklı bir eylem değildir intikam. Fakat bunun bilincinde olmak susturmuyordu o çığlığı. Hiddet dolu bir çığlığı susturmak böyle kolay mıdır? Asla, Bartuc asla durmayacaktı. Sessiz duasını inanmadığı tanrılara yollarken kendi kendine yemin etti. “En alçak şekilde olsa bile intikamımı alacağım”. Güz rüzgarı gök yüzünden yansıtılan tavanda asılı duran bir mumun güçsüz ışığını titretti, aldığı karar, verdiği yemin bu mumun bir anda güçlenen aleviyle mühürlenmişti artık Bartuc için. Diğer mumlardan daha cılız görünse de ifade ettiği anlam büyüktü genç büyücü için. Mantığı girdiği yolun yanlış olduğunu fısıldıyordu, yine de günah çıkartma zamanı gelene kadar bu ses yükselmeyecekti, çünkü kurtuluşun, tek kurtuluşun bu tehlikeli yoldan geçtiğini biliyordu mantık.
Babasına yazacağı mektubun içeriğini düşünmeye başladı, geride bıraktığı 5 sene boyunca bekleyişte kalan babasının suskunluğu iyi bir alamet değildi bunu biliyordu fakat aktif göreve istekli olduğuna karar verene kadar yazmamasını babası Bartuc’a şahsen söylemişti. Okulun baykuşlarından birini kullanarak göndereceği mektup, okulun içinde kullanabilecekleri öğrenciler arayan kişilere yönlendirilecekti babası tarafından. En geç 1 hafta içinde yeşil kurdeleli parşömen eline ulaşırdı, safkan bir Fausttan hiç ama hiç kimse şüphe etmezdi.
Şölenin onsuz gayet güzel ilerlediğine emin olmak için bakışlarını tabağından kaldırdı ve etrafı kolaçan etti, sol omzundaki yara iyileştirilemeyen cinsten olduğu için acısı hissediliyordu. Aslında kara büyünün iyilik amacıyla üretilmiş bir büyüyle düzeltilemeyeceğini bilmeliydi okuldaki şifacı. Birkaç ton açık olsa da zifiri karanlıktan ayırt edilememeliydi iyileştirme büyüsü. Sözleri ise o gün kulağında yankılanan örümcekvari dil gibi olmalıydı, sert ve gırtlaktan. Hogwarts’dan çıkacağı ilk hafta sonu kara büyü içeren bir kitap edinecekti, “Karanlık sanatlara karşı savunma” gibi bir derste öğreneceği komik büyülerle karşılık verebileceğini sanmıyordu dolunayın bile karşısında sönük kaldığı engin karanlığa.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mona Groenvold

Mona Groenvold


Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 15/06/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimePerş. Haz. 17, 2010 3:34 am

Yeniyetmeler arasından sıyrılarak büyük salona ulaşmaya çabalıyordum. Aslında hep zürafa gibi boyum olsun istemişimdir tüm bu hengameden kurtulmanın tek yoluymuşcasına. Hep mi? Son bi kaç aydır desek. Yada salon girişine trafik ışıkları da dikilebilir. Zürafalar ve trafik ışıkları... İşte bunu sıradan bir Norveç kasabasında geçen yaza borçluydum. Mr. Berntsen hariç tüm kasabayı muggle'lar oluşturmaktaydı. Eksik yaratıldıklarını bilmeden ne kadar da mutluydular. Tek dertleri sabah geç gelen 2 şişe taze süt ve yumurta vermeyen tavuklar. Onlar damarlarında akmayan sihir zerreciklerinden bir haberdiler ama Mr. Berntsen için durum tuhaftı. Bir gözün daha olduğunu bilerek yeryüzünü tek göz ile seyretmek mantığa sığmıyordu. Sanki göz kırpıyor oluşu ise onu reddedilemez kılıyordu. Bir gözü muggle'lara dönükken diğeri ebediyen sihir dünyasına kapalıydı. Bunun sebebini öğrenebilmek için kaç yaz daha orada geçmeliydi? Aslında Mr. Berntsen'in konuşkan olduğu da söylenemezdi. Onun konuşabilen parmakları vardı. Paket içinde satılan üzerinde küflenmiş sığır etine benzeyen çeşitli organların bulunduğu, muggle'ların sigara olarak adlandırdığı tütünü o kendi sarıyordu. Dışarı verdiğim ilk nefes ile farkettiğim dumanlar ardındaki dünyalar muggle'ların ilk kez bizi alt ettiğini düşündürdü. Bu bir kanıttı, somuttu, gökyüzüne asa ile çakılan imza etkisi vardı. Sigara sarma işi ve taş sektirme zanaatini ondan kaptığım bir gerçek her ne kadar farklı dilleri konuşuyor olsak da. Taşı parmak uçlarınla hisset Mona, her pürüz, her ayrıntıyı hatta. Hayır, hayır uçan daire gibi olanlar değil, görüyorsun değil mi böyleleri fitlerce nehir üzerinde sekebilir. Dizlerimin üzerine çökerken akıntıya ters kulaç atan turuncu balığı süzüyordum. Uçan ney dedin? Büyük salona adım atabildiğim an, Hogwarts duvarlarının nemini çekmiş ilk sigarayı ona yollama kararı aldım. Tarlasını altüst eden kargaları baykuşlara tercih etse de. Slytherin masasına yönelip kapıya en yakın boş yere oturdum. Hikayenin bundan sonraki kısmı fazlasıyla yavan. Açılış konuşması ki ben bu sırada gümüş tatlı kaşığının çukur kısmını yüzüme doğrultmuş, başaşağı duran yansımamı izliyordum. Bina seçimi, bu esnada ise masa altında quidditch dergisi karıştırıp esnemekle yetindim. Tüm fasıl bittikten sonra ise midemden yükselen senfoniye uyarak gerçek Hogwarts karşılamasının tadına baktım. Bütün binalar yatakhaneye yollandığında ise sırtımı masaya yaslayıp bacaklarımı karnıma doğru çektim. Etrafın tenhalaşmasını bekledim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Svana Bjorgsson

Svana Bjorgsson


Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 17/04/10

Açılış Şöleni~ Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni~   Açılış Şöleni~ Icon_minitimeCuma Haz. 18, 2010 8:06 am

Artık neredeyse pörsümüş olan masaya oturduğumda birkaç tanıdık yüz görebiliyordum. Fakat o aşina olduğum tatlı yüz yoktu hiçbir yerde. Belli ki daha gelmemişti. Kafamı birinci sınıfların olduğu tarfa doğru çevirdim. Birbirleriyle sohbet ediyor, gülüşüyor ve yerlerinde duramıyorlardı. Herbiri kıpır kıpır bekliyordu seçmen şapkanın gelmesini. Yanımdaki kıza doğru döndüm. Daha önce birkaç kez görmüş olmalıydım onu. Kızın yüzünde oluşan gülümsemeye bende gülerek karşılık verdim.
'' Sence şunların içerisinden hangisi Hufflepuff'a gelir. Bence şu köşede duran kız olabilir. Baksana nasılda hararetli harareli herkese laf yetiştiriyor. Üstelik binamızın arması ela gözleri ve omuzlarına kadar ulaşmış sarı saçlarıyla da gayet uyumlu görünüyor.''
Kız parmağımla sıranın gösterdiğim tarafa baktı ve kafasını salladı. Tam ağzımı açmış bir şey söyleyecekken gözlerimin üstüne örtülen parmaklarla irkildim. Ardından gelen sıcacık ses tonuyla neredeyse eriyordum.
"Bil bakalım ben kimim?"
Tabii ki sesinden anlamıştım kim olduğunu fakat biraz oyun oynamak istedi canım. Ellerimi kaldırdım ve yüzüme kapaklanmış incecik parmaklara yavaşça dokundum. Onu gerçekten çok özlemiştim.
'' Jehova sen misin? Ya da Dorothy?''
Gülümsememe engel olamadım ardından Damien ellerini yüzümden çekti. Ona döndüm ve ayağa kalkarak bedenimi onun kaslı bedenine kenetledim. Uzun zamandır birbirimize sarılmamış hatta birbirimizi görmemiştik. Ben bütün tatil boyu okulda kalmışken o ise ailesiyle tatile çıkmıştı. Tekrar oturduğumda yana doğru kayarken ona yer açtım. O da yanıda yerini aldığında küçük parmaklarımı onunkilerle birleştirdim. Aslına bakarsanız utanmıyor değildim. Kafamı hafifçe yana doğru çevirerek boşta kalan elimle kızarmış yanaklarıma bastırdım. Hâlâ gülümsemeden edemiyordum.
''Yanlış cevap birtanem.'' dedi ve parmaklarıyla omuzlarımı kavradı. Kan yanaklarıma hücum ederken tenimin bir kat daha kızardığına emindim şimdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Açılış Şöleni~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki
 Similar topics
-
» Açılış Şöleni"

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: