O gün biraz hava kapalıydı. Heran yağmur yağacak dedirttiren bir his vardı. Kingswell ailesi Diagon yolunda ağır ağır yürüyorlardı.Dragon, hiçbir dükkanı önemsemeden put tarzında yürüyordu. Mika ise her dükkanın ağzına kadar giriyor içlerinde ne var, ne yok hepsini gözetliyordu. Sylvana anlatılamaz biçimde mutluydu.İlk asa alımını burada yapacaktı ve heyecanı mutluluğuna karışıyordu.Kalbinin çarpışını tüm canlılar duyabilirdi, yerdeki karınca bile...
Ollivander'in Asa dükkanının önünde durdular. Dragon heyecanını ele verdi ve bizden önce o girdi. "Merhaba" dedi sessizce Sylvana. Karşısındaki yaşlı adam merhaba dercesine kafa salladı.Sylvana biraz ürkmüş gözüksede, nazik vekibar olmak zorundaydı. Yaşlı adam hemen bir asa çıkardı. İlk denemede Slyvana, biraz kendini sıktı ve asası ona uymadı. İkinci denemede kendini rahat bıraktı ve asa ona uyum sağladı.Asasını gözden geçirdi... Asası Unicorn Tüylü Asa'ydı. Annesine göz ucu ile baktı. Biran ağlamaklı olmuştu.Belkide ilk asa alışı gözünün önüne geldi. Şimdi , birdaha ve sonsuza dek bu anı unutmayacaktı... Kardeşine baktı... Neredeyse verdikleri asaların çoğu ona uymuyordu. En sonunda bir tanesi ona uymayı başardı.Sıra kuzeni Dragon'da idi. Dragon'a ilk verilen asa uydu. Nasıl olduysa onun kişiliği hemen çözülmüştü. Hepsi ayrı bir sevinçle birbirlerine baktılar, artık büyücü ve cadı olmaları için eğitimleri başlıyacaktı.Ufuklarla ve doruklarla olucaklardı. Bunları düşünerek Dükkandan ağır ağır adımlarla çıktılar.