|
| | Misafir Derslik | |
|
+9Charles Crestor Dianne Lewis Judith Dvornej Nourdine Fraser Judas Darshkov Archill Thomas Caliente Tyler Widmore Rousseau Yvonne Lyonelina Mullendore 13 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Lyonelina Mullendore ☼ Tılsım Profesörü ☼
Mesaj Sayısı : 278 Doğum tarihi : 30/08/92 Yaş : 31 Sihirsel Soy : Safkan Kayıt tarihi : 02/07/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Misafir Derslik Cuma Tem. 15, 2011 12:54 am | |
|
Konu : Slytherin öğrencilerinin Profesör Mullendore'a son büyük savaşı sormalarının ardından, profesör meslektaşından izin alarak çocukları ufak bir tarih gezisine çıkarır. Tarihi değiştirmeden yarattığı bir simülasyon sayesinde öğrencilerini Hogwarts'ın gördüğü en büyük savaşa götürmüştür. Bu savaşta öğrenciler hem kendilerini savunmayı öğrenir, hem de eğlenceli saatler geçirirler. Tabiki hiçbiri ders bitane kadar ne çok şey öğrendiklerinin farkında bile değildir. Zaman : Sabah ilk ders saati. Kişiler : Slytherin Öğrencileri & Lyonelina Mullondore
Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtığımda çok heyecanlıydım. Uzun süredir görmek istediğim bir şeyi öğrecilerim sayesinde görecektim. Büyük bir sevinçle doğruldum yatağımdan. Dün gece Hogsmeade'de kaldığımı o an fark ettim. Yaımda yatan yakışıklı delikanlıya şöyle bir göz attım ve acı bir gülümsemenin ardından çocuğun dudaklarına bir öpücük kondurarak yataktan kalktım. Hareketimle birlikte genç adam kaslı vücudunu diğer tarafa döndürerek uykusuna devam etti. Hiç ses çıkartmadan asamı aldım ve ufak bir sihirle üzerimi giyindim. En son topuklu ayakkabılarımı elime alarak kapıya yöneldim. Kapıyı açınca saçlarımı geriye bakıp göz ucuyla dün geceki unutma yöntemime şöyle bir göz attım ve hızla odayı terk ettim. Simon'un yokluğundan beri her gece kendimi farklı birileriyle avuttuğumu yeni yeni fark ediyordum. Bu durum her ne kadar gücüme gitse de başka çarem yoktu. Başta kardeşimin hatıraları ve şimdi de Simon bana çok ağır gelmişti. Bu yüzden kötü düşünceleri kafamdan atarak bu günün heyecan dolu olayına odaklanmaya çalıştım. Çocukların da en az benim kadar heyecanlı olduğuna emindim. Sihir Tarihi dersini özlemiştim ve bu konuyla tek derste olsa geri dönmek bana iyi gelecekti. Hogshead'ın çörek yerinden sıcak bir çörekle beraber okula yürümeye koyuldum. Ufak patikayı geçer geçmez hemen Hogwarts'ın taş duvalarını gördüm. Büyük bir heyecanla dersliğe gitmek üzere adımlarımı hızlandırdım.
Öğrencilerin gelmesine çok az kaldığı için heyecanlıydım. Dersliğin ortasına meslektaşlarımın yardımıyla inşa ettiğim büyülü kapı sayesinde kendimizi büyük savaşta bulkacaktık. Genede son büyüleri yapmaya devam ediyordum. Öğrenciler gelene kadar da bu hazırlığım devam etti. İlk gelen Slytherin'liyle beraber heyecağınım daha fazla arttı. Onlarla aslında arkadaş gibi olduğumdan ve tabiki bu notlu bir ders yerine bir gezi gibi olduğundan son derece enerjiktim. Gelenlere selam vermemin ardından aralarında bir binadaş gibi dolanmaya başladım. Heyecanları yokluyor ve onlara birkaç taktik veriyordum. Sonunda herkes geldiğinde kapıyı asamla dürtükledim ve büyülü geçit belirdi. Sesimi herkesin duyabileceği bir seviyeye getirerek konuşmaya başladım. " Hepinizden verdiğim taktikleri unutmamasını bekliyorum arkadaşlar. Eğer savaş alanında ölürseniz korkmayın. Bedeniniz ve tabiki siz buraya cisimleneceksiniz. Yaralanmaların da hayali olacağını bildirmeliyim, lakin bildiğiniz gibi affedilmez lanetler çok güçlü olduğundan etkisini net olarak göstermesede sizi gerçekte biraz yorabilir. Bu yüzden şifacımız Bayan Dornia bizi burada karşılayacaktır. Sizi sağlık kontrolünden geçirmesinin ardından isminizi geri döndü olarak bildirip binanıza yollayacaktır. Umarım her şey anlaşıldı. Öyleyse gidebiliriz. "
| |
| | | Rousseau Yvonne Slytherin IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 497 Doğum tarihi : 31/07/95 Yaş : 28 Mücadele Tarafı : Kendi Çıkarı. Sihirsel Soy : Safkan Evcil Hayvanı : Siyah Leopar, Mort. Kayıt tarihi : 03/05/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Kovalayıcı Rpg Puanı: (88/100) Düello Gücü: (25/25)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Cuma Tem. 15, 2011 6:34 pm | |
| Sabah erkenden uyandığımda, ilk defa ilk ders için bu kadar heyecanlanmıştım. Profesör bizim için, -slytherin öğrencileri için- bir son savaşın similasyonunu hazırlamıştı. Aslında kendisinin Sihir Tarihi profesörü değil de, Biçim Değiştirme profesörü olması biraz yadsınabilir. Ancak; tarih konusunda da iyi olduğu gözden kaçamaz bir şey. Yatakta biraz oyalandıktan sonra, salaş adımlarla banyoya gittim ve yaklaşık yarım saat sonra, tastamam olarak dışarıya çıktım. Büyük salon faslından sonra, Slytherin vatandaşları ile üçerli-beşerli gruplar halinde önlü arkalı olarak I. Kattaki dersliğin kapısının önüne gelmiştik. Derin bir nefes alıp içeriye ilk adımı attım. Profesör içeriden bizi güler bir yüzle karşıladı ve sınıfın ortasında duran büyülü kapı, bizi ‘Son Savaş’a götürecekti. Bunun için içimde inanılmaz derecede bir heyecan fırtınası vardı. Deli gibi karşımdaki büyücülere büyü atma isteğim, yadsınamaz derecede belirgindi. Gözlerim sinsilikle kısılmış, dudaklarımın kenarlarında hafif bir kıvrılma belirmişti. En ön sıralardan birisine iliştim, etrafta gezinen profesöre ve öğrencilere bakarken, sınıf tamamen dolduğunda profesör herkesin duyabileceği şekilde konuşmaya başlamıştı. “Hepinizden verdiğim taktikleri unutmamasını bekliyorum arkadaşlar. Eğer savaş alanında ölürseniz korkmayın. Bedeniniz ve tabiki siz buraya cisimleneceksiniz. Yaralanmaların da hayali olacağını bildirmeliyim, lakin bildiğiniz gibi affedilmez lanetler çok güçlü olduğundan etkisini net olarak göstermesede sizi gerçekte biraz yorabilir. Bu yüzden şifacımız Bayan Dornia bizi burada karşılayacaktır. Sizi sağlık kontrolünden geçirmesinin ardından isminizi geri döndü olarak bildirip binanıza yollayacaktır. Umarım her şey anlaşıldı. Öyleyse gidebiliriz.” Verilen talimatlar kolay, acısız ve güvenilirdi. İşin ucunda ölmekte yoktu. Yavaşça ağaya kalktım ve kapının önünde oluşan sıraya bir göz atıp bende sıraya geçtim. Kapıdan geçmeler hızlandıkça, sıra çabucak bana gelmişti. Derin bir nefes aldım ve kapıdan içeriye adımımı attım. Kendimi, gürültünün, arbedenin ve savaşın tam ortasında bulmuştum. Sol elime aldığım asayı daha da sıkıca kavradım. Etrafıma az daha bakıp, sırıtarak konuşmuştum. “Hadi bakalım, büyük bir savaş bizi bekliyor!” | |
| | | Tyler Widmore Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 50 Sihirsel Soy : Safkan. Kayıt tarihi : 28/06/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Cuma Tem. 15, 2011 7:21 pm | |
| Akşamdan kalma olmak. Bunu da kişisel özelliklerime eklemem şarttı. Napalım, gecelerin adamı olmak zordur. Lanet olsun, baş ağrısı olmasa daha güzel olacaktı. Gece içilen votkanın sabaha bu şekilde yansıması çok tatsız. Sırf o yüzden yataktan zor doğrulmuştum. Şimdi kim kalkacak, derse gidecek falan. Zor işler. Yatakta yatmak hatta asla yatmayıp eğlenmek varken dersler ayak bağı oluyordu. Gereksiz işlerle uğraşdur şimdi. Laudine'i görecek olmasam adımımı o odadan dışarı asla atmazdım. Yüzümü yıkamak daha iyi gelmişti. En azından etraf eskisi kadar bulanık değildi artık. Üstüme cüppemi geçirip aşşağı indim. Aynaya bakmak aklıma gelmemişti, dağınık saçlarımla kızların beni daha şeker bulduğunu biliyordum. İşleyeceğimiz dersleri aklımdan geçirdim. İlk ders Sihir Tarihi gibi, ama Biçim Değiştirme profesörünün işleyeceği bir dersti. Motive edici bir durumdu bu, Lyonelina fazlasıyla seksi bir profesördü. Genç bir profesördü ve bizim binadan sayılabilirdi. Aslında... Kafamı sallayıp bu düşünceyi kafamdan attım. Okulda olmam ve ayak altında olup ailemin başına bela açamamam teyzemleri mutlu ediyordu. Ben de hiç buradaki çevremden vazgeçip okuldan kovulmayı göze alamazdım. Ayaküstü kahvaltı ettikten sonra dersliğin yolunu tuttum. Yavaş yavaş yürüyüp çevreme bakıyordum. Zindanlardan sonra üst katlar gereksiz sıcaktı. Ya da bana sıcak geliyor olabilirdi. Ravenclaw kulesine giriş buralarda bir yerdeydi ve Laudine'm o kapının arkasındaydı. Aklımı ondan uzaklaştırıp şu savaş simülasyonunu atlatmam gerekiyordu ki Laudine ile görüşme şansım artsın. Sınıfın kapısından içeri girdiğimde içeridekilere selam verdim. Bizim binaya özgü bir çalışma olması iyiydi. Diğer binaların ayak altında olması fazla hoşuma gitmiyordu. Sonuçta Slytherin safkan ve asil bir binaydı. Profesör ahşap bir kapının önünde durmuş, her zamanki seksi gülümsemesiyle öğrencileri süzüyordu. Ben de onu süzmeye başladım. İçerisi yeterince dolduğunda profesör son talimatları verip bizi savaşın ortasına götürecek kapıyı açmıştı. Herkes gibi içeriye adımımı attım. Büyük Hogwarts binası savaştan yer yer yıkılmış ve oldukça yıpranmıştı. Etrafta bir sürü taş ve molozlar yığınlar halinde birikmişti. Hogwarts'ı bir simülasyon haricinde asla böyle görmemeyi diledim. Asamı cüppemden çıkarıp önümde tuttum. Bitse de gitsem diye düşünmeden edemiyordum.
En son Tyler Couvillion tarafından Paz Tem. 17, 2011 12:07 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Archill Thomas Caliente ░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Mesaj Sayısı : 2864 Doğum tarihi : 24/12/90 Yaş : 33 Mücadele Tarafı : Aydınlık~ Sihirsel Soy : Safkan~ Kayıt tarihi : 23/04/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (50/60)
| | | | Judas Darshkov Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 111 Sihirsel Soy : Safkan Evcil Hayvanı : Simsiyah tüyleri olan zümrüt gözlü bir kedi Kayıt tarihi : 03/06/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik C.tesi Tem. 16, 2011 11:59 pm | |
| İlginç ve heyecanlı olacağından emindim göreceklerimin. İlk kez böyle bir deneyim yaşayacaktım çünkü. Yıllar önce yaşanmış o ünlü savaşı tekrar yaşamak olağanüstüydü doğrusu. Keşke tüm dersler böyle değişik işlense de ben de sıkıntıdan patlamasam. Asa sallayıp durduğum dersleri her zaman daha çok sevmişimdir. Profesör Mullendore'un dersindeyse sıkılmak imkansız zaten. İster dersi işleyişi olsun, ister dikkat çekmedeki başarısı olsun (!) dört dörtlük bir profesörümüzdür kendisi. Eh, böyle bir insanın dersine geç kalmak hem ona hem de kendime saygısızlık olacağından erken kalkıp çıktım zindanlardan. Hızlı bir kahvaltı ve kimseye fazla takılmadan Sihir Tarihi dersliğinin yolunu tuttum. Taş koridorun kasvetli havasında yürürken bir yandan da orada göreceklerimi tahmin ve hayal etmeye çalışıyordum. Ne tür tipler vardı orada? Hangi yaratıklar gelmişti? Bize anlatılan o yüce büyücü ve cadılar nasıl canlarını yitirmişti? Gerçekten de ruh emiciler de katılmış mıydı savaşa? Bu söylentilerin hepsi doğruysa bizi oldukça dolu dolu geçecek bir saat bekliyordu. Olabildiğince çok ayrıntıyı yakalamak ve gördüklerimi hafızama iyice işlemek istiyordum. Bunları düşünürken çoktan dersliğe varmış, sıraya geçmiş, güzel profesörle birkaç taktik konuşmuştum bile. Derken buraya gelmemize sebep olan hayali anlara bizi götürecek olan büyülü geçit açılmıştı bile. İlk öğrencinin tedirgin adımlarının ardından herkes birer birer ilerleyip gözden kaybolmaya başlamıştı bile. Sıra bana geldiğinde asam elimde, gözlerimi bir an bile kırpmayı düşünmeden geçtim kapıdan. Nefesimi tutarken içine girdiğim karanlık bir anda kendini alevlerin aydınlattığı bir ışığa bıraktı. Geniş Hogwarts arazisinin ön giriş tarafındaydım. Etrafta büyük bir koşturmaca ve gürültü, kendime gelmem için bir süre beklemem neden olacaktı. Hemen yakınımdaki bir duvara yaslandım ve hengameye göz atmaya koyuldum. Aynı zamanda saniyeler sonra hangi hamleye başvurmam gerektiğini düşünüyordum.
| |
| | | Nourdine Fraser Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 66 Mücadele Tarafı : Sorulur mu ? Sihirsel Soy : Dünyanın En Saf Kanı. Kayıt tarihi : 15/07/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 1:12 am | |
| ‘Nourd! Nourd!’ Bu seste nerden geliyor böyle, diye düşündü. Ama bulamadı. Tatlı bir kadın sesiydi bu. Kulakları okşarcasına adeta. Nourdine başını sesin geldiği yöne doğru çeviriyor fakat bulamıyordu bir türlü. Ani bir su dalgası üzerine çullandı birden. Şimdi de boğuluyordu. Bir hışımla başını kaldırdı yattığı yataktan. Onu uyandıran sihirle üzerine bir kova su döken şapşal surat ifadeli iri arkadaşı Lincoln olmuştu. “Lanet olsun Lincoln! Yine mi?” ‘Bıraksaydım da derse geç mi kalsaydın yani ? Unuttun mu Profesör Mullendore’ın bugün dersi var. Üstelik çok erken bir saatte.’ Fraser tıslayarak yatağından doğruldu. Ayağa kalkmadan önce uzun bir süre kolları geride olduğu halde gerindi. Ve hemen yastığının altında bulunan asasını alıp üzerine doğrulttu. Şimdi iyice kurulanmıştı. Üzerini değiştirdikten sonra birinci katın yolunu tutmuştu sakin ve kendinden emin bir edayla. Fakat tam dersliğe doğru ilerlerken kodidorda aleleacele koşan ve o sırada fark etmeden Nourdine’in ayağına basıveren ikinci sınıf bir Gryffindorluyu ani bir hareketle cübbesinin omuz hizasından tutup yanına doğru çekti. Korkudan iki büklüm ters bir şekilde kıvrılan kısa boylu bu çocuk bakışlarını, üzerindeki donuk mavi gri gözlere dikmişti titreyerek. “G-gerçekten bilerek olmadı. Ben dersime yetişmeye çalışıyorum da.” Fraser dersine vaktinde gitmesi gerekmese çocuğun yaşına başına bakmadan haddini ona bildirirdi ama şimdilik derince ve sinirli bir nefes vermekle yetindi çocuğun suratına karşı. “Bir daha seni yakınlarımda dolaşırken görmeyeyim ufaklık. Yoksa senin için hiç de iyi olmaz. Anladın mı?” Çocuk başını ‘evet’ anlamında sallayarak hemen onun yanından tüydü. Ve Fraser nihayet Slytherin’lerin bulunduğu ders işleyecekleri yere vardığında ilk gözüne ilişen Tyler olmuştu. Göz göze geldiklerinde ona baş ucuyla selam vermeyi ihmal etmedi. Şimdi gözleri çok uzun süre zırvalamaması için dualar ettiği Profesörün üzerindeydi. | |
| | | Judith Dvornej Slytherin V. Sınıf & Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 53 Mücadele Tarafı : İlgilenmiyor. Sihirsel Soy : Safkan. Evcil Hayvanı : Moes Kayıt tarihi : 26/09/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (0/0) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 2:38 am | |
| “Gözlerim.” dedi duvara yaslanarak. Jack gözlerine art arda iki kez kırptı. Bu iki saniyelik ufak zamanda bakışları aynı alıklığı korumaya devam ediyordu. “Ne?” diye mırıldandı bakışlarını doğrulamak istiyorcasına. Sesi, fiziğine o kadar aykırıydı ki bir kez daha tiksindi koca adamdan. İncecik sesi, kollarının kalınlığıyla birleşince kokulacak bir adam olmaktan çıkıyordu. “Gözlerimden başla işte koca Jack.” Dedi yılgın bir sesle Jude. Kendisine asılması için bir erkeğe şimdiye dek bu kadar yardım etmemişti. Hoş, hiçbir erkek bu kadar kalın kafalı değildi. “Sol gözünün morluğu azalmış.” Dedi ince bir ses bıkkınlığını arttırmak istercesine. Bunu beraberinde vücudunda gezinen, seksi olmaya çalışmış komik bakışlar izledi. Duvara yaslanmış mini eteğinin kenarıyla oynayan elini saçlarının arasına götürdü. İçine çektiği hava yanaklarını şişirdi. Havaya oldukça uzun sayılabilecek “Uf.” Sesi yayıldı. Koca Jack’in varlığını bir saniyeliğine unutup kendi haline baktı. Bir hayat kadını gibi duvara yaslanmış, bir paket sigara için kur yapıyordu. Ensesinden aldığı ince bir saç tutamını ince parmaklarına dolayıp başladığı işi bitirmek için yüzüne çekici bir gülümseme yerleştirdi. Parmağına dolanmış saç tutamını çok kırılgan bir şeymiş gibi özenle omuzuna bırakıp Jack’in göğsüne koydu. Kırışmış yerlerini yavaşça okşayarak düzeltirken bakışlarını ona gülümseyerek bakan aptal adama çevirdi. Dudağının kenarını hafifçe ısırdı. “Bak Ja…”
Sert bir el pelerininden kavrayıp onu kalabalığın arasına çekti. Şaşkınlık içinde bir kaç saniye boyunca hiçbir şey söyleyemeden sessizce itaat ettikten sonra arkasına bakıp ne kadar uzaklaştığını anlamaya çalıştı. Ders saati gelmek üzere olduğu için herkes sınıflara dağılıyordu. Cüppesine yapışmış elin kime ait olduğunu bile bulmakta zorluk çekecekti. Tabi o lavanta kokusunu duymasaydı. “Hey, Juliette.” Dedi umursamaz bir tonla. Bu kelime bir fren gibi durdurdu kız kardeşini. Kalabalığa rağmen yerinden bir santim kıpırdaman sinirli bakışlarını gözlerinin içine dikti. Fazla bir şey söylemeye gerek yoktu. İkisi de bu sessiz düellonun galipsiz biteceğinin farkındaydı. Sadece o an Jude kız kardeşine baktı. Boş bir bakış değildi bu. Onu uzun zamandır hiç görmemişti. Gözleri Jude’e göre daha açıktı. Saçlarında altın sarısı çizgiler vardı. Hep kardeş oldukları için aynı olduklarını düşünmüştü. Değillerdi. O kendisine hiç benzemiyordu. Sadece fiziksel anlamda değil, kişilik olarak da. O kendisini kurtarmıştı, kendisi ise ona bunun için minnet etmeyecekti. Hiçbir zaman.
Dersliğe girdiğinde kız kardeşini de, koca Jack’i de unutmuştu. Şimdi sürekli kendisiyle uğraşan Dorian’i terslemekle meşguldü. Profesör sınıfa gizleyemediği bir heyecanla bir şeyler anlatırken Dorian ince burnunu saçlarının arasında gezdiriyordu. Profesörün dediklerinden hiçbir şey anlamamasına rağmen bunu umursamadı. Tek derdi kızıl kafanın çengel burnunu saçlarından ayırmaktı. “Jude, çok güzel kokuyorsun. Bana bir parfüm hediye etmeye ne dersin?” Onun kıkırdamaları arasında parmaklarını saçlarına dolayıp kendinden uzaklaştırdı. “Senin tenine ancak odunsu kokular gider ucube.” İnce kahkahası havaya bir parfüm gibi yayılırken, gülerken kısılmış gözleri ortada duran kapıyı fark etti. İlk o zaman neden bu sınıfta olduğunu ve bugünün neden önemli olduğunu hatırlayabildi. Elini cebine götürüp, önlere doğru ilerleyebilmek için birkaç kişiyi kenara itti. İlk kez savaşacaktı. Tam anlamıyla gerçek olmasa bile eline ölüm bulaşacaktı. Belki bu deneyim onun korktuğu tüm şansları kaybetmeden değerlendirmesini sağlayabilirdi. Dövmesiz bileğini istemsiz bir şekilde okşadı.
| |
| | | Dianne Lewis Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 480 Doğum tarihi : 07/03/94 Yaş : 30 Mücadele Tarafı : Babamın cüzdanı. Sihirsel Soy : Safkan. Kayıt tarihi : 29/05/10
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (30/60)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 10:45 am | |
| Gözlerimi açtığımda etraf her zaman ki gibi karanlıktı. Çoğu insan zindanların karanlığından sabah olup olmadığını anlayamıyordu. Ama ben artık o kadar alışmıştım ki her açışımda yeni bir derse on dakikam olduğunu biliyordum. Vücudum bir şekilde buna alışmıştı. Hızlı bir şekilde kalktım ve başım döndü. İlk defa heyecanlı ve bir o kadar da tetikte başlamıştım güne. Tüm acılarım, kaderlerim ve hatta gömülü kibirim bile yok olmuştu. Mavi, ipek geceliğimi çıkararak Slytherin cüppemi giydim. Ardından saçlarımı ilk defa özenle tarayıp atkuyruğu yaptım. Garip bir şekilde eski, sürtük, şen halime benziyordum. Ancak gözlerimdeki hüzün ve karanlık bakışlar hiçbir zaman yok olmayacaktı. Her zaman yaptığım gibi Slytherin cüppemin üzerine kara pelerinimi taktım. Başlığını kafama geçirdim. Böylece yüzüm de karanlık bakışlarım da görünmeyecekti. Kendi binadaşlarım bile benden korkarken nasıl kendi gözlerimin içine bakabilirdim ki? En iyi arkadaşım, asamı alıp hızlıca zindanlardan uzaklaştım. Gördüğüm her insana zarifçe selam veriyordum. Ve onlar da belki korkularından belki de hayranlıklarından aynı şekilde karşılık veriyorlardı. Sihir tarihi dersine gittiğimde çoğu kişi gelmişti. Burun kıvırarak onları süzdüm. Bazıları gerçekten güçlüydü. Bazıları ukala olmaktan başka bir şeye yaramıyordu. Ve bazıları da buraya gelme nedenlerini anlamayacak kadar aptallardı. Birkaçı beni görünce selam verdi. Ben de karşılık verdim ve hiç tereddütsüz en ön sıraya geçerek profesörün karşısına dikildim. Kuşkusuz çok heyecanlı bir hali vardı. Belki ben onun kadar heyecanlı değildim ama hepsinden daha çok beklenti içindeydim. Hep beklediğim o an gelmişti. Onu görecektim. Yıllardır ailemin efendi bildiği kişiyi görecektim. Karanlık lordu görecektim. Küçük bir anı saplandı beynime. Zavallı ölen annemin sakladığı en değerli şey. Ailemizin bir ferdinin Voldemort ile karşılaşması. Soğuk bir gece ve o yılan. Gözlerim boşluğa çarpınca gördüğüm en çarpıcı anıyı kafamdan atmak zorunda kaldım. Ve profesörün dediklerine kulak verdikten sonra kendimi hazırladım. Ne yapacaktım? Harry Potter denen adamı görecektim. Ona kin beslemiyordum. Çünkü güçlü olanı takdir ediyordum. Belki de asıl merak ettiğim oydu. Nasıl olur da tüm zamanların en karanlık büyücüsünü yenebilirdi? Yutkundum ve kendimi hazırladım. Profesörün ölmeyeceğimiz konusundaki güvencesi önemli değildi. Zaten ölmezdim. Buradaki ve muhtemelen oradakilerden daha korkunç büyüler biliyordum. Sakince etrafıma baktım ve en sonunda kafamı profesöre çevirdim. | |
| | | Charles Crestor Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 52 Doğum tarihi : 19/06/93 Yaş : 30 Mücadele Tarafı : Beyaz çikolataya karşı. Kayıt tarihi : 08/07/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 3:16 pm | |
| Derslerden oldum olası sıkılmışımdır. Hep aynı teorik bilgiler, hep aynı kişiler tarafından, hep aynı kişilere empoze ediliyor. Derslerden muaf olmak gibi bir seçenek olmadığı için bu sıkıcı rutine bağımlı olmak zorundayım. Ancak bugünün ayrı bir özelliği var. Biçim Değiştirme öğretmenimiz Lyonelina Mullendore bizi büyük savaşta bir gezintiye çıkaracaktı. Slytherinler oldukça hevesliydi bu derse. Ortak salona indiğimde herkesin içindeki heyecan yüzüne vurmuştu. Tüm beşinci sınıflar bu derse hazırlanmışlardı. Kimileri elinde büyü kitabıyla işine yarayacağını düşündüğü birkaç büyüyü ezberliyor, kimileriyse bu büyüleri küçük sınıfların üzerinde çekinmeden kullanıyordu. Slytherin salonu ufakların çığlıkları ve büyüklerin kahkahalarıyla dolmuştu. Özellikle baş aşağı oradan oraya uçan bir ufaklığı görünce istemsiz bir şekilde gülümsedim. Tamam, ben bunu yapmazdım belki, ancak yine de bir Slytherin'in tüm özelliklerini taşıdığıma eminim. Kahvaltının yaklaşmasıyla beşinci sınıflar birer birer dışarı çıkmaya başladı. Hepsinin gözlerindeki hırsı ve savaşma arzusunu görebiliyordum. Haksız sayılmazlardı tabii, insan her gün bir savaşa canlı tanık olmuyordu.
Kahvaltıdan sonra Sihir Tarihi dersliğine doğru yürümeye başladım. Etrafımda koşuşan ufak sınıflara çarpa çarpa bacaklarım dengelerini yitirmişlerdi. Birkaç dengesiz adımdan sonra kendilerini topladılar neyse ki. Sihir tarihi dersliğine geldiğimde benden önce gelen birkaç Slytherin gördüm. Eh, tanımadığım insanlar değillerdi. Sonuçta 5 senelik tanışıklığımız vardı. Hepsine selam verdikten sonra kapıya yürüdüm. Öğretmenimizin verdiği birkaç taktikten sonra savaş alanına yürümeye başladık. Düello yapmak için sabırsızlanıyordum. Umarım fazla geç olmazdı. | |
| | | Anja Romochka Slytherin V. Sınıf & Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 145 Mücadele Tarafı : Karanlık. Sihirsel Soy : safkan. Kayıt tarihi : 09/07/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 3:34 pm | |
| Gri tonunun hakim olduğu koridorda koşarken, renkler ve sesler birbirine karışmıştı. Örerek omuzlarından aşağıya doğru sarkıttığı saçları dağılmış, cübbesinin etekleri kırışmıştı. Kucakladığı ders kitapları kolları arasında kaymak üzere zayıf bir anını bekliyordu adeta. Son dönemeçten geçtikten sonra tahta, eski kapıdan içeriye hızlı bir giriş yaptı. İlk gördüğü tamamen dolmuş bir sınıf, tozlu kitaplarla dolu bir kitaplık ve birbirlerine söyledikleri sözlerden sonra kıkırdıyan yüzler olmuştu. Koşmaktan nefesi hızlanmış, yanakları kızarmış bir biçimde boş bulduğu sıralardan bir tanesine doğru yürürken profesör sınıftan içeriye ilk adımını attı. Kıl payı, az kalsın derse geç kalıyordum. Dudaklarını büzerek bir önceki derste kaldığı yeri aramaya koyulacakken ders kitabından, gözlerine düşen güneş ışığı ile odağını kaybetti kısa bir süre. Bakışları duvarı boydan boya kaplamış pencereye kaydığında, rüzgar hafifçe eserek tatlı tatlı tenini okşuyordu. Mavi gözleri uzunca bir süre izledi Hogwarts'ın yeşil çimlerini, güneş henüz dağların arkasından görünmeye başlamıştı ve gökyüzünü tatlı bir kızarıklık sarmalamıştı. Gülümseyerek manzaranın tadını çıkarırken, ince ve akıcı ses tonu ile kendisine geldi. " Hepinizden verdiğim taktikleri unutmamasını bekliyorum arkadaşlar. Eğer savaş alanında ölürseniz korkmayın. Bedeniniz ve tabiki siz buraya cisimleneceksiniz. Yaralanmaların da hayali olacağını bildirmeliyim, lakin bildiğiniz gibi affedilmez lanetler çok güçlü olduğundan etkisini net olarak göstermesede sizi gerçekte biraz yorabilir. Bu yüzden şifacımız Bayan Dornia bizi burada karşılayacaktır. Sizi sağlık kontrolünden geçirmesinin ardından isminizi geri döndü olarak bildirip binanıza yollayacaktır. Umarım her şey anlaşıldı. Öyleyse gidebiliriz. " Bir şeyler mi kaçırmıştı? Dersin işleyişinin değiştiğini hatırlamıyordu, derin derin düşünmeye başlamışken birkaç gece önce neredeyse uykuya dalmak üzereyken birisinin kendisine seslendiğini hatırladı. Yatakta birkaç kez dönmüş sonrasında ise yarım yamalak duyduğu kelimeleri önemsemeden yumuşacık yastığına daha sıkı sarılmıştı. Ve oradaki her kimse, kendisine Sihir Tarihi Dersi ile ilgili bir şeyler söylemişti. Savaşa gidecekleri hakkındaydı, düşünmeye dalmışken bir ampul yandı adeta başının üzerinde. En son yaşanan efsanevi savaşa gideceklerdi. ''Kahretsin.'' diye fısıldadı usulca. Savaşları sevmezdi aslında, bunun eğlenceli olacağına adı gibi emindi ancak tek sorun çekmeyi göze alamadığı ağrılardı. Zaten kaç gündür ranzanın başına vurduğu morarmış bacaklarıyla başı yeterince dertteydi. Yine de artık buradayım ve bu işin bir parçasıyım, diye düşünerek kendisini avutmaya çalıştı. En azından tanıdık birkaç yüzü görebiliyordu. En azından, orada yalnız kalmam. Yapacağı şey kendisini korumak olacaktı. Büyünün yan etkileriyle uğraşmak istemiyordu. Affedilmez lanetlere karşı gelebilecek güçlü kalkanlar yaratabilir miydi, emin değildi yine de bu denemeyeceği anlamına gelmezdi. Belki eski binadaşlarına gelen lanetleri engellemeye bile çabalayabilirdi. | |
| | | Alkyone Ambrosia Slytherin IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 92 Mücadele Tarafı : Kendisi Sihirsel Soy : Safkan* Evcil Hayvanı : Torrent faresi; Lityum ^.^ Kayıt tarihi : 05/06/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (85/100) Düello Gücü: (25/25)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 3:45 pm | |
|
“Hayır, baba! Hayır! Bunu yapamazsın. Biz bir aileyiz. Hayır, baba lütfen!” Kız, karşısında kaskatı duran esmer adama böylesine yalvarıyordu. Adam, iri kemikli parmaklarının arasında tuttuğu ejderha yüreği asasını yerde açılar içinde kıvranan kadına doğrultmuş, öylece duruyor ve kızının yalvarışını seyrediyordu. Kızın gözlerinden akan yaşlar, sesinin titremesi, yalvarışı hiç yumuşatmışa benzemiyordu karşısındaki kara büyücüyü. Adam bakışlarını kızından alarak yerde yatan kadına, karısına çevirdi. “Avada kedavra.” Büyücünün dudaklarından kelimelerin dökülmesi ile asadan çıkan yeşil ışık kadını esir almıştı. Kız olanlar karşısında şaşkına uğramış öylece bakakalmıştı adama. Bakışları birbirleri ile buluştuğunda irkilerek uyandı Alkyone. “Hayır, hayır!”
Sanki uzun süre suyun altında kalmış gibi hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Alnından akan soğuk ter, göz yaşları ile birleşip boynuna iniyordu. Gördüklerinin rüya olduğuna kendinin iyice inandırmak adına etrafına bakındı hızlıca ama burası olması gereken yer değildi. Sonrasında hafızası onu dün geceye götürdü. Sıkılmış ve biraz kitap okumak için kütüphaneye gelmişti ve görünen o ki burada uyuya kalmıştı. Saatine göz attığında derse dakikalar kaldığını gördü ve hızlıca masanın üzerindeki kitaplarını toparladı. Öncelikle tuvalete uğraması ve yüzündeki yaşları halletmesi gerekiyordu.
Bir kaç dakika içinde kimseye görünmeden tuvalete gitmiş, işini halletmiş ve şimdi de koşar adımlarla dersliğin yolunu tutmuştu. Gördüğü rüyayı, olanları düşünmemeye çalışıyordu ama sıkıcı bir tarih dersinde düşünmekten başka ne yapılabilirdi ki? Dersliğin önüne geldiğinde profesörün sesini duymuştu. Geç kalmış olması şaşırtıcı değildi zaten. Sessizce deslikte yerini aldığında profesörün sözlerine kulak verdi. “…lanetler çok güçlü olduğundan etkisini net olarak göstermesede sizi gerçekte biraz yorabilir. Bu yüzden şifacımız Bayan Dornia bizi burada karşılayacaktır. Sizi sağlık kontrolünden geçirmesinin ardından isminizi geri döndü olarak bildirip binanıza yollayacaktır. Umarım her şey anlaşıldı. Öyleyse gidebiliriz. " Profesör sözlerini bitirdiğinde yanındaki büyük geçici ancak fark edebilmişti. Gözlerinin büyüdüğünü ve şaşkınlıkla baktığını anlayabiliyordu. Profesörün sözlerini kafasında bir kez daha tarttı ve bu dersin düşündüğü kadar sıkıcı geçmeyeceğini anladı. Hiç tereddüt etmeden kendisini heyecanın kucağına attı.
| |
| | | Sonia Michelle Williams Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 1429 Doğum tarihi : 11/08/93 Yaş : 30 Mücadele Tarafı : Lucifer Sihirsel Soy : 33. dereceden safkan Mason. Evcil Hayvanı : İber Vaşağı. Kayıt tarihi : 01/05/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Arayıcı Rpg Puanı: (90/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 3:52 pm | |
| Birçok sabah yaptığım gibi bu sabah da yüksek sesli bir çığlık atarak uyandım. Bütün vücudum terden ıpıslaktı ve yatağım fena bir şekilde dağılmıştı. Gçrdüklerimin çok azını hatırlasam da zor bir gece olduğu kesindi. Bu yüzden daha fazla düşünmek ve başımı ağrıtmak yerine aklıma hiçbir şey getirmemeye çalışarak yatağımdan kalktım ve lavaboya gittim. Yüzüme vurduğum birkaç soğuk su darbesiyle kendime gelmem çok uzun sürmemişti. Bakışlarımı aynadaki yansımama kaydırdım ve yaşadığım bunca tuhaf ve acı dolu şeye rağmen sapasağlam görünen vücuduma baktım. Evet, belki de fiziksel olarak yıpranmamış olabilirdim ama ruhum mu hırpalanmıştı? Büyük ihtimalle... diye düşünürken saçlarımı geriye attım ve yüzümü kurulayarak lavabodan çıktım.
Güneş ışıkları, yatağımın üzerine yansırken etrafı da aydınlatmıştı. Dışarıdan diğer öğrencilerin, rüzgardan sallanan ağaçların yapraklarının ve kuşların sesi geliyordu. Diğerleri için her zamanki sıradan günlerden bir tanesiydi. Ben ise her geçen gün ruhumu biraz daha karanlığa teslim ediyordum ama bu diğer insanların küçümsediği ve filmlerde aptal gibi gösterilen bir karanlık değildi. Bu karanlığın içinde ışın kılıçları ya da basit, çocuksu eziyetler yoktu. Gerçek, saf karanlıktı ve benim karanlığımda eziyet denilen şey bir tür 'vahşi işkence'ydi. 'Biz' entrika çevirmezdik. İnsanları küçük düşürmezdik. Onlarla alay etmezdik. 'Biz' onlara yaşadıkları her gün için ayrı zorluklar bağışlardık. Sonunda ölmek, hiçbir şeyi umursamadan yokolmak isterlerdi. Ben, O'nu seçmiştim. O da beni. Biz, birbirimizindik. Ben onun gözdesi ve fahişesiydim. Karanlığın... Kıyafet dolabımın kapağını açıp temiz ve ütülü üniformalarımı çıkarttım ve soyunmaya başladım. Eteğimi yavaşça üzerime geçirip yukarı doğru kıvırdım. Gömleğimin birkaç düğmesini cesur bir biçimde açık bıraktım ve kravatımı boynumdan geçirerek aşağıya sarkıttım. Bugün okul kurallarına uygun davranmak gibi bir gayretim yoktu. Bu yüzden ayaklarıma aşırı(!) topuklu ayakkabılarımı geçirdim. Aynanın karşısına geçip farkedilir bir makyaj yaptım ve ortak salona indim. Çantamı salonun ortasındaki masanın ortasında koymuştum. Hızla kaptım ve bakışlarımı son bir kez salonda gezdirerek bir şey unutup unutmadığımı yokladım. Derslik neyse ki hemen üst kattaydı. İnsanlarla çok fazla haşır neşir olmak zorunda kalmayacak ve çok fazla ortalıklarda gözükmeyecektim. Bu yüzden mutlu oldum. Adımlarımı yavaşlatarak etrafıma da göz gezdirmeye başladım. Bu okul, benim için farklıydı. Belki de güvenli gelmemesi gerekiyordu ama ben burada kendimi güvende, kötülükten uzakta hissediyordum. Basit Slytherin kötülü değil, gerçek karanlıktan. Burada bana ulaşamazdı. Bunu istemezdi. Çünkü çok fazla kayıp verebilirdi ve bunu gözardı edebileceğini sanmıyordum. Biz olmadan O hiçbir şeydi. Düşünerek gülümsedim. Giderek daha iyi hissediyordum ve bu, Monarch zihin kontrolünden yavaş yavaş sıyrıldığımı gösteriyordu. Ama bir şey daha vardı; yeni bir seansın vakti gelmişti. Sonunda dersliğe vardığımda birkaç öğrenci içeri girmişlerdi bile. Gözlerimi dev kapının üstünde gezdirdikten sonra kalp atışlarımın hızlandığını hissetmeye başladım. Bugün büyük savaşa bir yolculuk yapacak ve hiç yaşamadığımız bir deneyim yaşayacaktık. Ayrıca bu yalnızca bize, Slytherin öğrencilerine özel bir olaydı. Bu da biraz sonra geçireceğimiz dakikaları daha keyifli kılacak gibiydi. Çantamın içinde parıldayan mektup zarfını görmezden gelip bütün düşüncelerimden sıyrıldım ve ana odaklandım. Buradan çıktığımda, tatil olduğu zaman Hogwarts'dan ayrıldığımda gerçek yaşantıma ve iflah olmaz aşkıma geri dönecektim. Lucifer'e.... Gerçek karanlığa... | |
| | | Laxmi Byrion Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 42 Doğum tarihi : 30/08/93 Yaş : 30 Mücadele Tarafı : Karanlık mı işledi içine Sihirsel Soy : Safkan Evcil Hayvanı : Lilith (Yılan) Kayıt tarihi : 26/05/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Geri: Misafir Derslik Paz Tem. 17, 2011 10:09 pm | |
| " Lax senin şeyin... ımmm bir şeyin varı senin. " " Ne diyorsun Marq? " " Şey gitmen gereken bir... " "Ah... Ders! Lanet olsun. " Hızla taş zeminde doğruldum. Çıplak bedenimden aşağı kayan pelerinin yakaladım. Sarı saçlarımı geriye atarak yanımda uzanmış çocuğa bir gülücük yolladım. Çocuk dudağını uzatmış bana bakıyordu. Siyah saçları alnına dağınıkça dökülmüştü. Beyaz teni ve yüzünün iki tarafında parlayan mavi gözleriyle gerçekten çok seksi duruyordu. Dudağımı ısırarak ona doğru eğildim. Dudaklarına kısa bir öpücük kondururken elinde tuttuğu kağıda sarılmış otu aldım. Huysuzlanarak mırıldadığında " Son nefes. " diye ufak bir söz verdim. Çaresiz kabul eden bakışlarının altında sigarayı dudaklarımın arasına aldım. Derin bir nefesin ardından dudaklarımdan çektiğim sigarayı Marq'a uzattım. Duman kırmızı dudaklarımın arasından bedenimi terk ederken gözlerimi huzurla yumdum. O an derse gitmek istemiyor birkaç saat daha Marq'ın yanından haylazlık yapmaya can atıyordum. Genede gitmem gerektiğinden pelerini üzerime sararak doğruldum. Köşede duran ince çorabımı bacağıma özenle giydim. Hemen arkasından kısacık eteğimi giydim. Bol gömleğimin üzerine korsemi taktım ve korseyi sıkması için Marq'a eğildim. Çocuk elideki sigarayı atıp bana uzandı. Korsenin iplerinden tutup beni kendine çekti. Çocuğun kucağına doğru savrulurken düşmekten son anda kurtuldum. Bağlarımı sıkarken boynuma kondurduğu ufak öpücüklere gülümsedim ve korsemi bağlayınca ona doğru döndüm. Yakışıklı başını avuçlarımın arasına aldım. Dudaklarına ateşli bir öpücük kondurmamın ardından ayağa fırladım. Uzun Slytherin cübbemi üzerime geçirip eteğimi düzelttim. Sarı saçlarımı geriye atıp elimle birkaç saniye kabarttım. Arkamı döndüm ve köşede duran topuklu çizmelerimi aldım. Çizmeleri bacağıma zorla geçirip femuarlarını çektim. Artık ders için hazırdım. Hemen kapıya yöneldim. Tam çıkacakken Marq'ın sesini duydum. Gitmemi istemiyordu; ama ona cevap verme tenezzülü bile göstermedim. Erkeklerin bana bağlanması doğru değildi. Onlar benim için sadece zaman geçiriciydiler. Geride topuklularımın sesini bırakarak zindan koridorlarına çıktım.
Sınfa girdiğimde etrafa sakince göz attım. O sırada yanıma gelen çocuğu fark ettim. Çocuk hızla bana doğru yaklaşmış ve elini belime atmıştı. Beni kendine çektiğinde gözlerime şaşkın bir ifade yerleştirmeye çalıştım. Kaslı kolları arasında ona doğru çekilirken farklı bir şey yapamazdım da zaten. Sonunda şakağımda hissettiğim dudaklarla beraber dişlerimi ortaya çıkarırcasına gülümsedim. Çocuğun bana bakan yeşil gözlerine dönerek " Ne güzel süpriz böyle Loyd. Ah... Ama bu bir süpriz değil, dersteyiz gerzek müdürü öpmek istemiyorsan uzan dur. " diyerek onu hızla kendimden ittim. Çocuk peşimden ayrılacak gibi durmayınca duvar kenerine ilerledim ve bedenimi duvara yaslayarak sınıfta olanları inceledim. Biraz ilerimde kızıl kafanın -çocuğun adını unutmuştum, zaten hatırlamama gerekte yoktu.- Jude'la konuştuğunu gördüm. Gene arkadaşımın dibinden ayrılmayan sülüklerden birini kazımak üzere hazırlanıyordum ki Jude'un sesi salonda yankılandı. Sonunda gelen kahkaha beni de eğlendirmişti. Sanki kendim bir sayı yapmış gibi başımı övgüyle sallayarak " İşte benim kızım. " diye soludum. Yanımda duran çocuk neden bahsettiğimi anlamamış bana bakıyordu. Sonunda çocuğa hiçbir şey söylemeden kalabalığın içine karıştım. Ufak bedenim insanları hızla geçtiğinden çocuğun bana yetişmesine imkan yoktu. Jude'un yanına geldiğimde kıza kısa bir bakış attım. Sonunda " Gözün daha iyi bu gün. Ne yaptın? Yoksa kızıl kafa merhem mi oldu acına? " diyerek saçlarımı geriye attım. Ona böyle ufak şeylerde takılmayı çok seviyordum. Beni anladığını bildiğimden de içim rahattı. Genede profesörün herkesi kapıdan geçirdiğini görünce Jude'un kolunu tutarak kapıya ilerledim. Bu işi biran önce halletmeliydik. Kafam gerçekten iyi durumdaydı. Ottan çektiğim son nefes iyice kafamı güzelleştirmişti. Bunu Jude'a söylemek için kulağına eğildim. Sesimi kısarak " Kafam güzel kızım. Şu işi çabuk halledelim. " diye soludum. Beni duyduğunu belirten göz temasının ardından kapıdan içeri geçtim. İşte o an her şey değişti. Genede yanımda hala Jude vardı.
| |
| | | Archill Thomas Caliente ░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Mesaj Sayısı : 2864 Doğum tarihi : 24/12/90 Yaş : 33 Mücadele Tarafı : Aydınlık~ Sihirsel Soy : Safkan~ Kayıt tarihi : 23/04/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (50/60)
| | | | | Misafir Derslik | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|