Woodcomb

Konu: Woodcomb Paz Mayıs 22, 2011 8:27 pm

Ad" William Theodore Woodcomb
Yaş" 25
Meslek" Uluslararası Sihirsel İşbirliği Çalışanı
Mezun Old. Bina" Hufflepuff
Asa" Işığın Savaşı
Patronus" Sibirya Kurdu
Kan Durumu" Melez
Medeni Durumu" Evlenmek üzere

_____________________

Will ya da Ted hangisini isterseniz, annemin doğum gününde fazladan içtiği iki şişe şampanya sonucu doğdum. İngiltere'nin asil sokaklarında ne olduğumdan, ne olacağımdan habersiz büyüdüm. Sahip olduğum gücü hissedebiliyordum elbette, beni kızdıranların başına tuhaf olaylar gelmesini sağlayabiliyordum. Ancak yaptığım şeyin tam olarak ne olduğunu, hiç tanımadığım babamın kim olduğunu on birinci yaş günümde gelen tuhaf kıyafetli kadından öğrendim. Büyük anne ve babamın ilk tek kızlarının tek çocuğu, annemin ise hatırlamadığı bir gecede hamile kaldığı mucizeydim. Bir büyücü...
Yapabildiklerimin büyü olduğunu öğrendiklerinde büyük anne ve babamın korku içerisinde beni insanlardan sakladıklarını hatırlıyorum. Etrafa hasta olduğum haberini yaymışlardı. Amaçları beni katolik kilisesinin gazabından korumaktı, önde gelen katolik ailelerden olmaları koruma sağlamıyordu. Henüz kontrol edemediğim güçlerimi muggle adı verilen insanların önünde kullanacağımdan ve bu yüzden öldürüleceğimden korkuyorlardı, şikayetçi değildim. Okula başladığım zaman beni geçirmeye geldiklerinde mutlu bir aileydik, benimle gurur duyuyorlardı. Ama babamı merak etmekten de alamıyordum kendimi, kimdi? Neredeydi ve neden hiç gelmemişti?
İlk senemde korku içerisindeki birinci sınıflarla birlikte kayıklara bindiğimi hatırlıyorum. Heybetli şatonun gölgelerle vurgulandığını, giriş salonunu geçerken şölene inen hayaletlerin bizi izlediklerini. Ve o büyülü şapkayı. Beni her dakikasından nefret ettiğim yedi yıl boyunca o iğrenç binada kalmaya zorlayan sistemi hatırlıyorum. Öğrencilik hayatımdan nefret etme sebebim o binaydı elbette, o bina ve iğrenç küçük Hufflepuff öğrencileri, sarı ve siyahlarla bezenmiş ortak salonu... Büyücü olduğumu kabullenmek yedi yılın sonunda bile zordu benim için. Her yaz döndüğüm mutlu muggle ailemdi gerçeğim, tahta sopalarıyla bir görünüp bir kaybolan insanlar değil. Yine de bulunduğum dünyaya ayak uydurmam gerekliydi, her sabah kalkıp giyinmeli ve nefret ettiğim dünyada nefret ettiğim işime gitmeliydim, o'nu bulmak için. Beni terk eden, belki de benden hiç haberi olmayan büyücü babamı bulmak ona hesap sormak istiyordum. Babasız büyümek kaldıramayacağım, hala kaldıramadığım bir yüktü benim için. İşim olmadığı her dakika soluğu büyücü ve cadıların kayıtlarının tutulduğu arşivlerde alıyor, tutunabildiğim isime dair bir şeyler arıyordum, o tek isime. Aylar süren araştırmadan sonra seçenekleri neredeyse sıfırlamış, adresini bulabildiğim o beş ayrı isime doğru yola koyulmuştum. İlk iki adres beklediğim sonucu verememişti. Umudum kırılmaya başlarken üçüncü adreste buldum onu, ondan kalanları... Kız kardeşim Heaven'ı, kocası Heath ve yeğenlerimi. Mutlu aileleri benimle gölgeye düşmüştü sanki. Babasının piçiydim ben. Ancak bana bakışları bile durduramadı babam hakkındakileri öğrenme isteğimi, aylarca her akşam oradaydım, onlarla oturdum, babam hakkında konuştum, yeğenlerimle ilgilendim ve bir gün gözlerindeki düşmanca ifade yerini başka duygulara bıraktı. Geç kavuşulmuş aile saadeti, mutluluk. Babamdan bana kalan tek şeye, kız kardeşime sahip çıkıp onunla, ailesiyle mutlu olmak benim görevimdi artık. Yine de içimde hiç tanıyamadığım bir babanın burukluğunu yaşatacaktım her zaman.

Kız kardeşimi bulmam üzerinden üç yıl geçti. Artık bulunduğum dünyayı seviyorum, işimi de. Hafta sonlarını yeğenlerim ve kız kardeşimle -tabii ki Heath eksik olmuyor- daha uzun tatillerimi ise annem, büyük annem ve büyük babamla geçiriyorum. Hayatım neşe, huzur ve mutluluk dolu. Ancak yine de bir eksiğim var; aşık olduğum kıza, hayatımın aşkına evlenme teklifi edeceğim ancak cesaret edemiyorum. Heath gıcıklığı ve soktuğu laflarla beni hırslandırsa da henüz o cesareti kendimde bulamadım. Elim, cebimdeki yüzüğe her kapandığında orada kalıyor, dışarı çıkartıp kapağı açmak, yüzüğü ona sunmak benim için çok büyük bir adım. Ancak o adımı da atacağım, umarım.

Quidditch
Bitkiler
Yemek/tatlı yapmak, mutfak işleri
Kız kardeşi ve yeğenleri (Heath, yine)
Antika eşyalar
Eski, yıpranmış ve toz kokan unutulmuş kitaplar
Köpekler
Klasik Müzik
Kemik çerçeveli gözlüğü
Resim yapmak
Tüy kalemin parşömen üzerinde çıkardığı cızırtı
Yeni biçilmiş çimen
Yeni eşya kokuları
Kedi tüyleri
Kuşlar
Kirlilik, dağınıklık
Unutkan, sorumsuz, ukala, zevzek, çıkarcı insanlar
Gereksiz işler
Takma dişler {Büyük annesi}
Yanlış yapılan büyüler
Yolunda gitmeyen görüşmeler {İşi}
Tartar sosu
Polen alerjisi
Bahar aylarında sabah hapşırmaları
Sürüngenler, haşereler

Babasını hiç tanımadan büyüyen gayrimeşru ama yakışıklı erkek, William Theodore. İngiliz anne ve büyük anne/baba tarafından katı İngiliz kurallarıyla yetiştirilmiş görgülü centilmen bir insan. Düşündüklerini sakınmadan söyleyen dobra ancak karşısındaki insanı kırmamaya da özen gösteren William babasız büyümenin etkilerini katı İngiliz adabına karşın her hücresinde barındırır. Mezun olduktan sonra üvey kız kardeşi Heaven'ı bulana kadar bir çok kızla birlikte olmuş, deyim yerindeyse her çiçekten bal almıştır. Babasız büyümenin yanı sıra gayrimeşru çocuk olmanın sessiz çığlıklarıydı aslında hareketleri. Babasının kim olduğu bilinmeyen bir çocuğu İngiliz Katolik ailesi hangi sebeple korusun? Bu yüzden küçük yaşlardan itibaren söylediği "Babam ben doğmadan önce öldü." yalana bir kere bile inanmaması aslında ailesinin mensubu olduğu Katolik kilisesine olan nefretinden kaynaklanır. İnsanlara sesli bir şekilde "Babam ben doğmadan önce öldü." derken aslında zihninde yankılanan sessiz çığlıkları bir çok kez gözlerinden akan yaşlarla belli etmiştir kendisini. Babasını bulma yolundaki azminin ve kararlılığının kişiliğine yansıyabileceği en üst seviyede yansıması dürüstülüğüne de etki etmiş, ortaya azimli, kararlı, sözlerinin arkasında duran bir insan yaratmıştır.

Konu: Geri: Woodcomb C.tesi Haz. 04, 2011 8:50 pm

Spoiler:

Konu: Geri: Woodcomb C.tesi Haz. 04, 2011 8:50 pm

Irina Bones-Woodcomb
X Woodcomb 6825

X
Sevgilim, hayatımın aşkı. Cesaret edip yüzüğü cebimden çıkardığım zaman yüzünde oluşan ifadeyi hatırlıyorum ve mihrapta seni beklerken yüzümdeki heyecanlı ifadeyi. Beni bıraktığın an yine karanlıkta kalırım.
|||||||||||

Valerie Jane Renaud
X Woodcomb Ikon5

X
Geçen yıl, yazdığın bir haber konusunda seninle konuşmaya gelmiştim. O zamandan beri iyi anlaşırız. Bi' bakanlık çalışanının bi' basın çalışanıyla arkadaş olması iyidir. Ne zaman ihtiyaç duyulacağı hiç belli olmaz. Mrs. Renaud ile aramızdaki resmiyet işe dayalı, öte yandan birbirimizi çok sevdiğimizde her iletişimimizde gözler önüne seriliyor. Fazla sık görüşmeyiz, genelde işimiz düştüğünde

Eklenmek için;
İcon [100x100]
Kurgu

Konu: Geri: Woodcomb C.tesi Haz. 04, 2011 8:57 pm

İrina Bones işte. Karını ekle bakıyım What a Face

Konu: Geri: Woodcomb C.tesi Haz. 04, 2011 9:03 pm

Ekliyoruum =D Ela diğer karakterine pm attım cevap vermediiin msndemisin?

Konu: Geri: Woodcomb Perş. Haz. 16, 2011 10:13 pm

" Geçen yıl olmalı, bir haber aracılığı ile tanışmıştık. Büroma beni ziyarete gelmişti, o zamandan beri iyi anlaşırız. Bi' basın çalışanının, bakanlıktan tanıdığı olması daima işine yarar öyle değil mi? Mr. Blaise ile aramızdaki resmiyet işe dayalı, öte yandan birbirimizi çok sevdiğimizde her iletişimimizde gözler önüne seriliyor. Fazla sık görüşmeyiz, genelde işimiz düştüğünde. " yazıyor bende, sen kendine göre düzenlersin. İkonlar lejanttan.

Konu: Geri: Woodcomb Paz Haz. 19, 2011 2:26 pm

Ekledim.

» Woodcomb
» ~Woodcomb