* Sihir Dünyasını düşününce aklınıza gelen şeyler ve size hissettirdikleri nelerdir?
Eğlenceli, rengarenk bir evren geliyor aklıma. Sihirli bir rekabetin içinde olmak beni gerçekten mutlu ediyor. Büyülerle, sihirli bitki ve yaratıklarla vs. uğraşmayı seviyorum. Her şeyi kolaylaştıran bu sihir dünyası, aynı zamanda içinde bulunulan bir lunapark gibi...
* Geniş bir labirentte kayboldunuz. Vakit gece. Ne yapardınız, neler hissederdiniz?
Kardeşimle İsveç'de doğduk, altı ay gece görmemize rağmen ben halen karanlığa alışamamışımdır. Aslında bir şeyleri araştırıp çözümlemeyi çok severim ancak vakit gece olduğundan bir an önce asama davranıp oradan cisimlenirdim. Hem... Benim burada ne işim var?!
* Üç Büyücü Turnuvasına katıldınız ve ilk göreviniz ejderhadan kurtulup altın yumurtayı almak. Ve rakipleriniz sizden çok daha güçlü. Ne yapardınız, nasıl bir stratejiyle ejderhanın karşısına çıkardınız ve neler hissederdiniz?
Asla yalan söylemem ve burada da söylemeyeceğim. Ejderhadan çok korkarım ve yumurtayı almak zorunda olsaydım, büyük taşların arkasına saklana saklana yumurtaya doğru yaklaşmaya çabalardım. Ardından elime aldığım bir taşı olduğunca uzağa fırlatıp ejderhanın o tarafa gitmesini sağlardım. Çevikliğim sayesinde yumurtaya hızlıca kavuşurdum sanırım.
* Seçme şansınız olsa hangisini seçerdiniz, sebebiyle birlikte belirtiniz? Mürver Asayı mı? Görünmezlik Pelerinini mi? Diriltme Taşını mı?
Gücü ve eğlenceyi bir yana bırakır, yakın zamanda ölen kadim dostum Marv'i tekrardan bu dünyaya getirmek adına diriltme taşını alırdım. Onu çok özledim, onsuz gücün ve eğlencenin hep bir tarafı eksik...