Gözlerinin üstüne düşen sarı saçlarını , kulaklarının arkasına atarken ela gözleriyle istasyonu süzüdüyordu. İçindeki kasvet koca dönem boyunca , kendinden hiçbir şey kaybetmemişti. Patlamayı bekleyen bir bomba gibi tam içindeydi. Patlamayı beklemek. Pie'de bir kaç zamandır böyle davranıyordu. Her ne kadar bir sorun olmadığını söyleyip dursada , kendisini kandıramıyordu. Bir şeyler yapmak istiyordu. Affedilemez olanlardan. Alması gereken bir intikam olduğunu düşünüyordu. Fakat kimden , yada neyden ? Bilmesi gereken en büyük yanıt , kaybolmuştu. Buda onu bitkin kılıyordu. Yapacak hiçbir şey olmaması can sıkıcıydı. Sürekli vermesi gereken yanıtları , içinden dile getirmişti. Konuşamıyordu , cesareti onunla değildi. "Tanrım! Benim gibi bir ahmak nasıl olurda bu binaya girer." Yine yapmıştı. Yalnızca kendisinin duyabileceği türden konuşuyordu. Kendisi değiştirmek istiyordu ve önce bu saçma şeyden kurtulacaktı. Patavatsız olmak bu durumdan daha iyiydi. Bundan kurtulacaktı. Öncelikle , bundan kurtulacak ve ardından cesaret denilen şu şeyi açığa çıkaracaktı. İçinde biryerlerde o cesaret vardı tek yapması gereken , biraz uğraşmaktı ve O bunu yapacaktı. Dakikalar geçtikçe kalabalıklaşan King's Cross'ta hala Dorotyh'i bekliyordu Pie. Oturduğu yerden , hızlıca kalktığında ilk hissettiği oturmaktan bacaklarının ağrımaya başladığıydı. Yavaşca trene doğru bir kaç adım attıktan sonra ağrı şiddetini kesmişti. Ela gözleriyle , sağ omzunun üzerinden bir kez daha etrafı kolaçan ettikten sonra küçük adımlarla trene binmişti. Dar geçişi ilk kez bu kadar sakin görüyordu. Her zaman ona çarpıp ilerleyen insanlar , şu anda ortada yoktu. İlk bulduğu boş vagona geçip , çantasından yarım bıraktığı kitabını çıkarmıştı. Kitabın sararan sayfalarını bir süre karıştırdıktan sonra yarım bıraktığı sayfayı buldu. Karanlık sanatların yükselişi ve çöküşü. Kitabın ismi gibi , içeriğide ilgi çekiciydi. Bir kaç sayfa okuduktan sonra trenin hareket etmeye başlamıştı. Doroty hala gelmemişti , Pie ise trene geç kalmamamış olmasını umuyordu. Bir kaç dakika camın ardını izledikten sonra kitabına geri dönmüştü. Okunacak yalnızca bir kaç sayfa kalmıştı.