Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Siyah deri koltuklar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Sweelyn Monchrétien

Sweelyn Monchrétien


Mesaj Sayısı : 59
Evcil Hayvanı : Swee
Kayıt tarihi : 25/05/09

Siyah deri koltuklar Empty
MesajKonu: Siyah deri koltuklar   Siyah deri koltuklar Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 3:16 pm

Dört öhöm yada üç kusursuz bina. Büyük salon tüm heybetiyle karsısında dikilirken Swee büyülenmiş şekilde sadece bunu düşünüyordu. Tavandan yada sonsuz gökyüzünden sarkan rengarenk flamalar... Sweelyn yüzünde tatmin olmuş bir ifadeyle üzerinde gümüş-yeşil flama bulunan Slytherin masasına doğru ilerledi. Gözleri sarışın bir baş arıyordu. Yo, hayır bu Jess'di. Az ileride süzülen altın saclar ise Nicole'e aitti. Swee aradığı sarışını bulduğu an yanındaki Alice'in kıçına tekmeyi bastı ve masayı arkasına alacak şekilde tahta tabureye ters oturdu. Sarışın baş ona doğru dönerken ise sesinin gizemli tınısıyla fısıldadı.

"ML, bensiz şölen ha!? "

Başladığı gibi süratle geçen şölenin ardından Swee aşağıdaki lakırtıya kulak asmadan yatakhane yolunu tuttu. Perdeleri çekili karyolasını görünce ise sadece Melania'yı değil Hogwarts'ı Hogwarts yapan herşeyi özlediğini anladı. Bedeni yatağa değer değmez yeşil iris, gözkapaklarının ardında kayboldu.

Huzursuz bir gece. Ekspres yolculuğu bünyesini altüst eden Swee bunu zaten bekliyordu. Saat kaçtı acaba yada kimin umrunda ki. Swee gecenin sessizliğine saygısızlık ederek yatakhane merdivenlerini inmeye basladı. Her adımı boş salonda yankı yapıyordu. Karanlığın hükmüne direnen son alev ise duvarlarda hareket eden gölgeler yaratıyordu. Swee kendisini en yakınındaki deri koltuğa bıraktı. Napoleon -Swee'nin gerçekten uğursuz olduğunu düşündüğü kedigil'i- halıdaki delikle oynuyordu. Swee esnerken bacaklarını karnına doğru çekti. Bakışları boş ve donuk bir şekilde gri kedi üzerindeydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Siyah deri koltuklar Empty
MesajKonu: Geri: Siyah deri koltuklar   Siyah deri koltuklar Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 3:59 pm

Sadece ufak sokak lambalarının aydınlattığı karanlık bir yolda yürüyordu. Çevrede en ufak bir kıpırtı ve yaşam belirtisi yok. Sadece karanlık, düz bir yol ve Mél... Temkinli ve yavaş adımlarla yolda yürüdü, yürüdü... Mél ne kadar yürürse yürüsün etraf hep aynı, ufukta en ufak değişiklik yok. Sanki hiç yürümemiş de yerinde sabit kalmış gibi. Ne kadar olduğunu bilmediği bir süre devam etti yürümeye. Sürekli sağa sola bakıyor, herhangi bir canlı daha doğrusu bir insan görmeyi umuyordu. Ama kimse çıkmıyordu karşısına. En sonunda sağ tarafındaki çalılıklar kıpraşmaya başladı. Mél refleks olarak asasını eline aldı ve çalılıklara döndü. 'Kim var orda?' diye seslenmeye başladı. Ama hiçbir ses çıkmıyordu. Tavşan olması seçeneği üzerinde durdu; ama yine de bundan emin olamazdı. Derin bir nefes aldı ve ağır, sessiz adımlarla çalılığa yaklaştı. O yaklaşırken sesler azalmıştı. Asasını çalılığa doğrultarak sessiz bir şekilde fısıldadı 'Evanesco!'. Bu büyüyle beraber çalılar biranda buharlaştılar ve...

Mél yerinden hoplayarak uyandı. Kaşının üstünde terler birikmişti. Sağ eliyle alnındaki terleri sildi ve derin derin nefes almaya başladı. Her geceki gibi bu gece de kabus görmüştü. Ama bu seferki daha bir gerçekçiydi. Sanki gerçekten oradaydı, o büyüyü yapmıştı ve çalıların arkasında Lorinna ile Alexandér'ı görmüştü. "Saçmalık!" Sağ ayağını yatağın dışına attı. Ardından sol ayağını da... Ellerinden destek alarak yavaşça yatağından kalktı. Siyah geceliğinin önünü ilikledikten sonra yavcaşça cama yaklaştı. Ay tüm parlaklığıyla bahçeyi aydınlatıyordu. Saat kaçtı acaba? Ayın şuanki konumunu düşünülünce 4 veya 5 olmalıydı saat. Ya da biraz daha erken. Kollarını yukarı kaldırıp esnedi. Uykusu kaçmıştı, tekrar uyuyamazdı. Azıcık da üşüyordu, ısınsa iyi olabilirdi. Bu saatte kimse uyanık olamazdı zaten, tek başına ortak salonda otururdu ne güzel. Bu düşünceyi gayet mantıklı bulup yavaşça yatağına yaklaştı. Loisané'i rahatsız etmemeye çalışarak terliklerini giydi ve parmak uçlarında yürüyerek yatakhane merdivenlerinden aşağı inmeye başladı.

Merdivenlerin başına gelince gözüne hemen kızıl bir kafa çarptı. Görür görmez kim olduğunu tanımıştı zaten. Esneye esneye kızın yanına yaklaştı. Az önceki yavaş adımlarından kalan alışkanlıkla hala ses çıkartmadan yürüyordu. Kızın yanına gelince arkasından dolanarak hemen yanındaki koltuğa attı kendisini. Kendisine dönen yüze gülümseyerek karşılık verdi. Dudaklarını bile yukarı zor kıvırmıştı. Üstünde fazlasıyla halsizlik vardı. Sağ eliyle esnemek üzere açılan ağzını kapattı. Bu sefer ağzı konuşmak için açıldı. "Sanırım seni rahatsız etmemde bir sakınca yoktur." Gülümsemesini bir süre daha sürdürdükten sonra yüzü eski haline döndü. Şömineye doğru eğilerek, soğuktan beyazlamış ellerini şömineye uzattı. O sırada gözüne Napoleon ilişti. Gri tüyleri sayesinde şuan pek de belli olmuyordu. Yani gözleri tam açık olmayan biri kedinin üstüne basıp geçebilirdi. Tanrım, ne manyakça bir düşünce! Durduk yere aklına nereden gelmişti ki bu? Kafasını iki yana sallayarak düşüncelerini dağıttı. Elini hala şömineye doğru tutarken kafasını Swee'ye çevirdi ve donuk bakışlarını izlemeye başladı. Bir problem mi var diye düşünmeden de edemedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sweelyn Monchrétien

Sweelyn Monchrétien


Mesaj Sayısı : 59
Evcil Hayvanı : Swee
Kayıt tarihi : 25/05/09

Siyah deri koltuklar Empty
MesajKonu: Geri: Siyah deri koltuklar   Siyah deri koltuklar Icon_minitimePerş. Haz. 04, 2009 10:57 pm

"Sanırım seni rahatsız etmemde bir sakınca yoktur."

Sweelyn başından aşağıya bir kazan iksir dökülmüş gibi yavaşça Mél'e doğru döndü. Cevap beklemeyen bir soru sormuştu. Ardından da kendisini deri koltuklara bırakmıştı. Anlatacak o kadar şey olmasına rağmen Swee dudaklarını aralamıyordu. Aslında şu an soğuk bir duş tam da ihtiyacı olan şeydi. *Ahh..* Diye düşündü Sweelyn. Noel'de Singapur'dan gelen cincüce yapımı ateş viskisini evde, dolabın derinliklerinde unutmuştu. Sandık hazırlamaktan da, sandık boşaltmaktan da nefret ediyorum diye düşündü. Yukarıda hemen karyolasının yanında duran içine ne bulduysa tıkıştırdığı sandığı geldi aklına. Ama daha da kötüsü yıllanmış viski orada, dolabın derinliklerinde yıllanmaya devam ediyordu. Swee öylesine dalmıştı ki üzerinde gezinen bir çift gözü farketmesi imkansızdı. Leon'un şömineden sıçrayan korla yerinden sıçrayıp tıslaması Sweelyn'ı ürküttü. Birden nerede hangi zamanda olduğunu hatırladı. Mél bu kez cevap beklemeyen bir soruyla değil, endişeli bakışlarla Swee'yi izliyordu. Sweelyn kendisini toparlayarak sırıttı.

"Bakma öyle Mél, sadece yorgunluk."

Bakışlarını Mélania'nın gözlerinden kaçırmamıştı. Katıksız doğru söylüyordu. Bunu yapmayalı çok olmuştu. Yalan dolanla geçen üç ay... Swee ister istemez sırıttı. Bu da Mél'in gözünden kaçmamıştı.

"Ekspres rahatsızlığı... Buna hiç alışamayacağım sanırım."

Mélania durumu anlamıştı, yavaşça başını salladı. Swee'ye kalsa Hogwarts'a kadar süpürge üzerinde geçirirdi yolculuğu. Yarın fırsat bulur bulmaz Qidditch sahasına gidecekti, evet bunu aklına şu an koymuştu. Uykusuzluktan acıyan gözlerine aldırmadan tekrar yanındaki sarışına döndü.

"Peki seni burada görme sebebimiz nedir M.L. ? "




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Siyah deri koltuklar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Karanlık Köşedeki Deri Koltuklar
» Deri Tasma
» Siyah Paklar Karanlığın İlk Dersini.
» Siyah Paklar Karanlığın İkinci Dersini.
» 1. kısım ~ Koltuklar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: