Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Los Angeles Sokaklarında...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Nicola Formichetti
♪ Moda Tasarımcısı ♪
♪ Moda Tasarımcısı ♪
Nicola Formichetti


Mesaj Sayısı : 63
Doğum tarihi : 23/03/90
Yaş : 34
Mücadele Tarafı : Moda.
Sihirsel Soy : Melez.
Evcil Hayvanı : NikoPan adında yavru bir panda.
Kayıt tarihi : 12/02/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Los Angeles Sokaklarında... Left_bar_bleue90/100Los Angeles Sokaklarında... Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Los Angeles Sokaklarında... Left_bar_bleue0/0Los Angeles Sokaklarında... Empty_bar_bleue  (0/0)

Los Angeles Sokaklarında... Empty
MesajKonu: Los Angeles Sokaklarında...   Los Angeles Sokaklarında... Icon_minitimeSalı Ağus. 16, 2011 2:18 am

Ah, Tanrım! Bugün hava ne kadar sıcaktı böyle! Güneş, bütün ihtişamıyla gökyüzünü ele geçirmiş ve hiçbir buluta yerleşmesi için fırsat vermemişti. Los Angeles'ın tam tepesinde o kocaman gövdesiyle ve kör edici parlaklığıyla göz alıyordu işte. Ve bu sıcakta çalışmak, bazen hiç olmadığı kadar büyük bir eziyete dönüşüyordu. Yine de buna değerdi. Yaptığım işe tapıyordum. Moda, benim için aşktı ve her zaman onunla evli kalacaktım. Kendimi özgürce ifade edebildiğim tek şeydi. Moda, avangartlığı da sadeliği de kaldırırdı. Hatta anarşiyi ve eşcinselliği bile. Modada serbesttiniz. Nasıl isterseniz öyle şekillenirdi ve ben ortaya çıkardığım şeylerle gurur duyuyordum. Kendimi bildm bileli hiçkimsenin çizemeyeceği farklı şeyler çizer, anneme stilistlik yapar ve kıyafetler tasarlardım. Bu işte iyi olduğumu biliyordum ama başarılı olabileceğimi hiç düşünmemiştim. Hatta bu kadar parlayacağımı da... Kim bilebilirdi ki? Annem, her zaman bana destek çıkmıştı. O, bana güveniyordu ama ben emin değildim. Oldu işte! Kariyerimin zirve noktasındaydım. Dünyanın en ünlü markalarıyla çalışmıştım ve Sonia'nın (nam-ı diğer Lady Gaga'nın) stilistiydim. Daha ne olabilirdi ki? Evren, benim lehimeydi ve uzun bir süre öyle olacak gibi görünüyordu.

Yumuşak yatağımdan doğrulduğumda göz kapaklarım hala ağrıyordu. Ne yazık ki dün biriken işlerim yüzünden gecelemek zorunda kalmıştım. Kafamı kaldırarak çalışma masama baktım. Her şeyi tamamlamıştım. Tasarladığım kıyafetler dikilmiş ve kutulara yerleştirilmişti. Kutularda büyük poşetlere konmuştu. Rahat bir nefes alarak üzerimdeki pikeyi kenara attım ve ayağa kalktım. Tam o sırada odamın kapısı aniden açıldı ve elinde bir telefonla konuşan Troy, içeriye daldı. Bir yandan hararetle telefonun ucundaki kişiye bir şeyler açıklıyor, bir yandan da odanı içinde bir ileri bir geri yürüyüp duruyordu. Bu genç, siyahi çocuk Sonia'nın yeni menajeriydi. Sonia, değişimin şart olduğunu düşündüğü için Susan'ı emekli etmiş ve onun yerine daha sağduyulu ve daha genç olan Troy'u almıştı. Anlattığına göre çocuktan memnundu. Susan'dan çok daha pratikti ve onunla daha kafa dengiydi. Üstelik bağlantıları da genişti. Her zaman hazırlıklıydı. En azından Sonia böyle söylüyordu. Telefon görüşmesi bittiğinde Troy telefonu el çantasına koydu ve bana dönerek;
"Aman Tanrım!" dedi. "Hala hazır değilsin. Umarım bugün Sonia'yla buluşacağının farkındasındır."
Sağ elimle kafamı kaşırken; "Sakin ol, Troy." dedim. Bir yandan da hala esniyordum.
"Kıyafetler hazır mı?"
"Evet. Hepsi orada, masanın üstünde."
"E, o zaman toparlan; çıkıyoruz."

Otelden ayrıldığımızda dışarıda bizi büyük bir jip bekliyordu. Sonia'nın yakın koruması Alex, bize kapıyı açarak Hoşgeldiniz. diye mırıldandı ve kulaklığını dinleyerek ön koltuğa yerleşti. Starbucks'a doğru ilerliyorduk. Ne olursa olsun bu şehri seviyordum. Her zaman cıvıl cıvıldı. Sonbaharda bile sokakta alışveriş yapmak için can atan insanlar olur, yaşlı kadınlar parklarda köpeklerini gezdirir ve sert tipler yürüyüş yollarında müzik dinleyerek koşu yaparlardı. Yaz mevsiminde ise bambaşka bir yerdi. Los Angeles, yazları eğlence anlamına gelirdi. Sonia'yla işimiz olmadığı her geceyi bir barda geçirir, sabahlara kadar eğlenir ve sarhoş olana kadar eğlenirdik. Harika şeyler yapardık. Gerçi şu sıralar ikimiz de çok meşgul olduğumuz buluşmaya bir türlü fırsatımız olmamıştı. Neyse ki bugün uzun süren ayrılığımız sona eriyordu. Onun için tasarladığım kıyafetleri göstermek için Starbucks'ta buluşacak ve duruma göre herhangi bir eğlence mekanına akarak sabaha kadar dansedecektik. Bunu düşündükçe üzerimdeki iş baskısı azalıyor ve rahatlıyordum. Kafamı arabamın camına yasladım ve sıcak yaz günündeki Los Angeles sokaklarını seyretmeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sonia Michelle Williams
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Sonia Michelle Williams


Mesaj Sayısı : 1429
Doğum tarihi : 11/08/93
Yaş : 30
Mücadele Tarafı : Lucifer
Sihirsel Soy : 33. dereceden safkan Mason.
Evcil Hayvanı : İber Vaşağı.
Kayıt tarihi : 01/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî: Arayıcı
Rpg Puanı:
Los Angeles Sokaklarında... Left_bar_bleue90/100Los Angeles Sokaklarında... Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Los Angeles Sokaklarında... Left_bar_bleue0/0Los Angeles Sokaklarında... Empty_bar_bleue  (0/0)

Los Angeles Sokaklarında... Empty
MesajKonu: Geri: Los Angeles Sokaklarında...   Los Angeles Sokaklarında... Icon_minitimeSalı Ağus. 16, 2011 12:26 pm

Gözlerimi yavaşça aralayarak yeni ve güneşli bir güne huzur dolu bir ruh haliyle uyandım. Aylardan beridir ilk defa bu kadar rahat ve kabussuz uyuyabilmiştim. Üstelik o korkunç uyku haplarından bir tane bile almamıştım. Sarhoş değildim; sızmamıştım ya da önceki gün çok yorulmamıştım. Yattım ve rahatça uyudum. Sanırım bu, güzel bir gün olacağı anlamına geliyordu. Yavaşça yatağımdan kalktım ve yatağımın yanıbaşındaki komidinin üstünde duran cep telefonumu açarak huzurla gerindim. Telefonun ekranında 28 Cevapsız Arama yazıyordu. Ah, Tanrım. diye söylenerek arayanlar listesine baktım. Birçoğu bilmediğim numaraydı. Yavaşça aşağı ilerlediğimde Troy'un numarasını farkettım. Aramaların çoğunu o gerçekleştirmişti zaten. Ve aradığı saatlere bakılırsa defalarca üst üste aramıştı. Kızgın olmalıydı. Biri, programımı aksatsa ben de kızgın olurdum. Bu yüzden anlayışlı davranmaya karar vererek hızla kalktım ve otelin telefonundan saç stilistimin ve makyözümün bir an önce odama gelmesini rica ettim. (Hey, yapmayın! O kadar da anlayışlı davranmak zorunda değilim. Ne yani, saçımı ve makyajımı yaptırmadan mı çıkacağım? Asla! Ben Lady Gaga'yım.)

Danny(saç stilistim) ve Lana(makyözüm) içeri girdiğinde kıyafetim yatağımın üstünde onları bekliyordum. Bugün rahat ama gösterişli bir Alexander McQueen giyecektim. Uzun, beyaz bir elbiseydi. Kıyafetin boyun kısmından göğüslerine kadar ince, beyaz danteller işliydi. Eteğinin ön kısmı diz kapaklarımın biraz üstündeydi ve kuyruk kısmı uzundu. Üstelik kolsuz olduğu için yaz gününde de rahatlıkla giyilebilen bir kıyafetti. Ah... İntihar etmeden önce Alexander bu kıyafeti tasarlarken yanındaydım. Birlikte sabahlara kadar elbisenin nasıl olacağı konusunda tartışmıştık ve sonunda ortaya bu muhteşem şey çıkmıştı. Bunu üzerimde görmeyi çok istediğini söylemişti ama fırsat bulamadı. Kısa bir süre sonra intihar ederek yaşamını yitirdi. O sıralar annesi ve babası ard arda ölmüştü ve Alex, ruhsal bunalım içindeydi. Hayatı hiç yi ilerlemiyordu. Moda dünyasının zirvesinde yer almasına rağmen ailesi olmadan hiçbr şeydi. Bunu her zaman dile getirmişti. Yanında olmaya çalıştım. Ona yaşama gayreti vermeye... O, çözümü gitmekte buldu. Arkasında milyonlarca kişiyi bırakarak...

Sonunda hazırlandığımda Danny ve Lana teçhizatlarını topluyordu. Alexander'ın yine ölmeden kısa bir süre önce tasarladığı ve Bad Romance klibimde de giydiğim yüksek, beyaz topukluları ayağıma geçirerek gülümsedim. Artık çıkabilirdim. Odamın kartını kapının önündeki otel görevlisine vererek kapıyı çektim ve koridorun sonundaki asansöre binerek giriş katının tuşuna bastım. Kapı açıldığında büyük salonda Laurie (koreografım ve yakın arkadaşım), elindeki çantasıyla beni bekliyordu. Yanına yaklaşırken dudak hareketlerimle Geç kaldık mı? diye sordum. Gülümseyerek kafasını Hayır. anlamında salladı ve yanına ulaştığımda elini belime sararak beni yanağımdan öptü.
"İşte benim kızım! Günaydın, tatlım."
"Ah, günaydın Laurie." diyerek sevinçle gülümsedim. Bugün her şey ayrı bir güzeldi sanki.
"Hazırsan gidelim mi?"
"Koşarım bile." diyerek kahkaha attım ve birlikte otelin kapısından çıkarak arabamıza doğru ilerlemeye başladık.

Arabamız, otelin bulunduğu caddeden sağa dönerken Laurie, cep telefonunu çıkarttı ve abartılı bir şekilde gözlerini çevirerek ekranı bana gösterdi. Troy, onu da yaklaşık on dört kere aramıştı. Tatlı telaşım, giderek artıyordu ve ben kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Şu anda Troy'un yüz ifadesini tahmin etmek hiç zor değildi. O kavrulmuş, kaverengi suratı asılmış ve kaşları çatılmış bir biçimde bizi bekliyor olmalıydı. Acaba Nicola'yı almış mıydı? Ahh... Onu çok özlemiştim. Nicola, benimle çok önceden beri ilgilenirdi ve her şeyimi biliyordu. Dünyada belki de yalnızca onun yanında rahat ediyordum. Evet, Laurie ve Troy da(ki Troy zaten her şeyi bilme zorundaydı) her şeyi biliyordu ama onlar Nicola gibi değildiler. Nicola, etrafına adeta hayat aşılıyordu. Hayatım boyunca gördüğüm en neşeli ve çılgın insan oydu ve hiçbir şeyi kafasına takmazdı. O, işini bile severek yapıyordu ve hayatından çok memnundu. Yalnızca yoğun olduğumuz için buluşamamızdan şikayet ederdi ama ayrılıklarımız her zaman kısa sürüyordu. İşte, yeniden biraraya geliyorduk. Onu gördüğüm zaman ilk işim sıkı sıkı sarılmak ve müthiş bir Grande Mocha Frappucino içerken bu görüşemediğimiz süre içerisinde ne yaşadıysam her şeyi en ince detayına kadar anlatmak olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicola Formichetti
♪ Moda Tasarımcısı ♪
♪ Moda Tasarımcısı ♪
Nicola Formichetti


Mesaj Sayısı : 63
Doğum tarihi : 23/03/90
Yaş : 34
Mücadele Tarafı : Moda.
Sihirsel Soy : Melez.
Evcil Hayvanı : NikoPan adında yavru bir panda.
Kayıt tarihi : 12/02/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Los Angeles Sokaklarında... Left_bar_bleue90/100Los Angeles Sokaklarında... Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Los Angeles Sokaklarında... Left_bar_bleue0/0Los Angeles Sokaklarında... Empty_bar_bleue  (0/0)

Los Angeles Sokaklarında... Empty
MesajKonu: Geri: Los Angeles Sokaklarında...   Los Angeles Sokaklarında... Icon_minitimeCuma Ağus. 19, 2011 4:37 pm

Yaklaşık on dakikadır Sonia'nın o büyük jipiyle Los Angeles sokaklarında ilerliyorduk. Bugün her zamankinden çok daha neşeli ve canlı hissediyordum. Saatlerce kıyafet alışverişi yapabilir, tasarımlarıma göz atabilir, yeni şeyler dikebilir ve en yakın arkadaşım Sonia'yla saatlerce muhabbet ederek eğlenebilirdim. Zaten onu görmek için fazlasıyla sabırsızlanıyordum. Uzun zamandır o kadar işlerimize yoğunlaşmıştık ki birbirimizi unutmuştuk. Ah, bir saniye. Lafımı geri alıyorum. Aslında hep birbirimizin aklındaydık ama konuşmak için fırsatımız olmamıştı. Eminim o da benim kadar doluydu. Birden o kahkaha atan ve heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatan hali gözümün önüne geldi. Şöhretten ve yalanlardan o kadar uzak, gerçekle o kadar iç içeydi ki... Yaşadığı tüm problemleri, tüm sıkıntıları unutuyordu. Ve bunu ona yaşatabildiğim için ben de en az onun kadar mutlu oluyordum. Ama ne vardı ki Endüstri asla onun peşini bırakmayacaktı. Ta ki onunla bir işleri kalmayıncaya ve Sonia, yaşamaktan vazgeçip her şeyi göze alabilecek bir hale gelinceye kadar. Ve korkarım ki onun da sonu diğerleri gibi olacaktı. Düşününce tüylerim diken diken oldu. Bir gün telefonla Sonia'yı arıyordum ama karşıma Troy çıkıyordu. Ve o cümle... Aman Tanrım! Nicola, sakin ol. Sonia, bu sabah otel odasında ölü olarak bulundu. Tanrım, bunu istemiyordum. Bunu kesinlikle istemiyordum. Sonia, onların suyuna gittiği sürece başına hiçbir şey gelmeyeceğini söyleyerek beni rahatlatmaya çalışıyordu ama aldığı MK-Ultra terapilerinden sonra onun ne hale geldiğini ben biliyordum. Vücuduna ona büyük bir travma yaşatmaya yetecek kadar büyük bir elektrik akımı veriyorlardı ve Sonia sonunda hırsla ve nefretle bakan, yırtıcı ve şeytansı bir yaratığa dönüşüyordu. Gerçek Sonia, bu iki karakterin arasındaydı ve hiçbir zaman gerçek kimliğinden haberdar olamamıştı. İlluminati, bilinçli bir beyin istemiyordu. Onların amacı uzaktan kumanda edebildikleri, insan kültürünü değiştirebilecek bir robottu. Sonia, her ne kadar Lucifer için farklı olsa da ve daha farklı terapiler görse de sonu aynı gibiydi. Bilmiyordum, bu beni çok korkutuyordu. Bu yüzden daha fazla düşünmemeye karar verdim. Hey, bu güzel bir gündü. Neler oluyordu bana böyle? Şimdi bunların zamanı mıydı? Üstelik Laurie de beni telaşla izliyordu. Onu daha fazla endişelendirmemek için gülümsedim ve çantamdan cep telefonumu çıkartarak Sonia'ya hızlı bir kısa mesaj yazdım. Bugün sana anlatacaklarım var. Farklı bir proje üzerinde çalışıyorum ve senin de bana yardımcı olmanı istiyorum. Ayrıntıları gelince konuşuruz. Seni seviyorum bebeğim.xx

Yaklaşık beş dakika sonra araba, Starbucks'ın önünde frenleyerek durdu. Hızla camı açtım ama etrafta çok fazla insan vardı. Sanırım Sonia'nın buraya geleceği duyulmuştu. Gözlerim yine de inatla onu aramaya başladı ama bu kadar büyük bir kalabalığın içinde onu nasıl görebilirdim ki? Salak Nicola! Asıl bu kadar büyük bir kalabalığın içinde farkedilebilecek tek bir insan varsa o da Sonia'ydı. Bunu nasıl düşünebilmiştim ki ben? Ama etrafta avangart ve göze çarpan hiçkimse yoktu. Sonia, kimbilir bugün ne giymişti? Çılgın sürtük. Muhtemelen henüz gelmemişti. Zaten hiçbir davete gelen ilk kişinin Sonia olduğunu göremezdiniz; imkansızdı. O her zaman sonradan ve büyük bir ihtişamla gelirdi. Belki isteyerek yapmıyordu ama bekletmek onun adetiydi. Bu yüzden kayıt şirketiyle de ara sıra problemler yaşardı ama Interscope ona en çok para kazandıran dünyaca ünlü pop yıldızını kaybetmeyi göze alamazdı. Bu yüzden alttan alınan taraf hep Sonia olurdu. Ah, bu hallerini düşündükçe suratıma şapşal bir gülümseme yayılıyordu. Sonia, kayıt şirketinin o şişko, siyahi müdürünün kapısını çarparak içeri giriyor ve büro masasının önündeki deri, kırmızı koltuğa uzanarak ayaklarını masanın üstüne koyuyordu. O, hayatımda gördüğüm en çılgın ve en eğlenceli insandı. Adeta dünya dışından gelen ve yeryüzüne şiddetli bir patlamayla çarpan aykırı, farklı ve egzantirik bir göktaşıydı sanki. O, benim için eşsizdi. Hala o küçük, masum ve sevecen Stefani...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Los Angeles Sokaklarında...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg :: ||| Muggle Dünyası :: U.S.A-
Buraya geçin: