Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Röportaj

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Henrich Iloulian
Blood Quill Muhabiri
Blood Quill Muhabiri
Henrich Iloulian


Mesaj Sayısı : 64
Mücadele Tarafı : Paranoyak olduğu için, şüphelendiği herkes ile mücadele etmektedir. özellkle de expelliarmus kullanarak.
Sihirsel Soy : Leylim ley
Evcil Hayvanı : Animagus bir evsiz büyücü ile evinde beslemesi karşılığında kedisi olması için anlaşma yapmıştır(Hansel Poe)
Kayıt tarihi : 09/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue90/100Röportaj Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Röportaj   Röportaj Icon_minitimeC.tesi Ağus. 13, 2011 11:40 pm

Yalnızlığı içinde bazı arayışlara girmişti. Belki de uzaylılara olan inancı da bundan kaynaklanıyordu. Hatta ve hatta paranoyasının ana kaynağına inersek, yalnızlıktan sıkılmasının bir sonucuydu bu. Hep birileri olduğu sanrısına kapılıyordu, hep tuhaf şeyler bekliyordu çevresinden, zira bundan hoşlanıyordu. Bundan hoşlanmanın da ötesinde, kafasında direk yaratıyordu genç adam. Muggle dünyasındaki işi bitip de cübbesini üzerine geçirdiğinde daha iyi hissetti genç büyücü. Elinde koca bir tomar kağıt ve kendiliğinden yazı yazan sihirli kalemle beraber son bir kez gazetede çalışan editörün yanına gitti. Gözleri yerde, onun masasına yanaştı ve soruları uzattı. ''Onu kızdıracak bir şey yok değil mi?'' dedi. Belki de son nefesini vermeye az kalmıştı. Editör yazıları ve yazım hatalarını incelerken sınıtıyla bekledi. Sonra gözlüğünü indirerek yüzüne baktı muhabirin. ''Asan?'' dedi sadece. Asa mı? Nasıl yani? Elini uzatış şeklinden onu istediği belliydi. Aklına bin türlü kötü şey geldiğinden güçlükle asasını çıkardı Henrich, masaya koydu. ''Anlaşılan paranoyaklığın da bir yere kadar.'' dedi yaşlı büyücü, ona. Yüzüne sırıtma yayıldı Henrich'in. Anlamamıştı. ''Efendim?'' dedi cılız bir sesle. Editörün iri, mavi gözlerine bakmaya cesaret bulabilmişti böylece. Yaşlı büyücü oldukça iyi ve temiz giyimliydi. Onu derginin sahibiyle fena halde benzetirdi Henrich. Tabi onun yaşlı cadıdan farkı daha dominant ve anlaşılmaz olmasıydı. ''Asanı yanında götürürsen onu da alır, tabi canınla beraber.'' dedi sakinca. Henrich'in yüzüne gergin ve tuhaf gülümseme iyice yayıldı. ''Ha!'' dedi sadece. Sonra sayfaları ve kalemleri çantasına yükledi elleri titreyerek. Asaları kontrol etti vefat etmiş bir kaç büyücünün asasını çalan bir levazımatçıdan temin ettikleri. Bazen, gazete ve haber için, doğru ve gerçekçi, okurların dikkatini cezbedecek yazılar için ahlakı bile satabiliyorlardı. Her neyse, içi gene de rahatlayamamıştı. Hızlı ama güvensiz adımlarla dışarı çıktı. Aklında bin bir olasılık uçuşuyordu, öyle ki yüzüne dik dik bakanları görmüyordu şu anda.

Domuz kafasına vardığında bir ateş viskisi istedi hemen, kapıda, pis görünümlü barmenden. Sonra masa buldu kendine. Telaşlı hareketlerle oturdu. Çantasından kağıtları çıkardı. Sorularını yeniden gözden geçirdi, deirn bir nefes aldı, yeniden gözden geçirdi. ''Ben çok korkunç, karanlık mı karanlık bir cadıyım, ota boka kızarım, hangi sorulardan hoşlanmam, çok da caniyim.'' diye mırıldandı kendini Amethyst'in yerine koymak adına. Sonra gülümsemeye çalıştı, onu asık ya da gergin bir suratla karşılamayacaktı. Sorularını okudu teker teker, yüksek sesle. Sesinin tınısını kontrol etti teker teker. Bu habere en kuşkucu, güvenliğine en çok önem veren birisi olduğundna seçilmişti. Hem kalabalık olmayacak, hem de göz önünde olacağı yer olarak burayı, Domuz Kafası'nı seçmişti. Ateş viskisi yanına konunca pis mi pis bardakları bile kontrol etmeden bir dikişte hepsini bitirdi. Belki alkol onu bir parça gevşetirdi. Biraz daha önlem almıştı tabi, kendine, elini cebine attığı halde ofise ulaşmasını sağlayacak bir anahtar yapmıştı. O telaşta cisimlenirken, septirebilirdi pek ala. Etrafın tozlu, pis havasını içine çekti, derin nefes alarak. Sonra olduğu yerde doğruldu, sonunda gelmişti. Çantasını açtı ve asaları çıkartıp masaya koydu. İstediği kadar asa olup olmadığını görmek için son bir kez daha saydı asaları. ''Ah, asalar söz konusu olmuşken.'' diyorum ve sahte bir çabayla cebini karıştırdı. ''Ben asamı evde unutmuşum. Ne dalgınım.'' dedi ürkek bir gülümsemeyle. Savunmasız değildi gene de, asla da olmazdı. Denetim için bir seherbaz az ileride, arka tarafta duruyordu zaten. ''Bu arada hoş geldiniz, bunlar istedikleriniz, hemen işe mi koyulalım yoksa önce bir içki mi istersiniz?'' diyorum gayet nazik ve resmi bir şekilde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com/t7561-yedisibirarada#171933
Ksenija Czekaj
Karanlık Cadı
Karanlık Cadı
Ksenija Czekaj


Mesaj Sayısı : 198
Doğum tarihi : 13/08/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 19/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue100/100Röportaj Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj Icon_minitimePaz Ağus. 14, 2011 12:37 am

Heyecanla kabarıp sonra yeniden inen göğsü, kalbinin çırpınışlarını gizlemek için örülmüş bir duvar gibiydi. Gündüz vakti, herkesten gizli bir röportaj ha? Buna kim inanırdı? Elbette büyük önlemler alınmış olacaktı. Hatta haber için ruhlarını satacak gazeteciler belki de işleri bittiğinde Amethyst'i seherbazlara teslim edeceklerdi. Kaç kişi olacaklardı? Hiçbir bilgi verilmemişti; ancak büyük bir büyü hepsini şaşırtabilirdi. Karanlık sanatların ne demek olduğunu bugün göstermeliydi cadı. O zaman farklılıklar olmalıydı.

Hogsmeade'in en berbat görünümlü yerine savaşın ardından her tarafa yayılmış seherbazların arasından sıyrılıp geldiğinde garip görünümlü adamı gördü. Elinde parşömen kâğıtları, önüne çıkarmaya başladığı asalarla kadını bekleyen büyücünün olduğu masaya oturdu başındaki beyaz kukuletasını başından çıkarırken. Alışılmışın dışında, bugün beyaz bir cübbe giymişti. Belki sıcaktan belki de daha az dikkat çekmek içindu bu. Adamın bir şeyler mırıldandığını duydu; ancak anlamamıştı. Büyük bir ihtimal ile kendi asasını vermemek adına bir şeyler mırıldanıyordu. "Merak etme. Eğer bu asalar sadakatlerini bana bağlarlarsa seninle konuşacağım." Kadın cümlesini bitirir bitirmez tüm asaları kulağına sırayla götürüp birkaç dakika bekletti onları. Her birini masanın sağına yığdığında adama soruları bekleyen şekilde baktı. Adam, içki ya da soru şeklindeki sorusunu yönelttiğinde barmene bir şeyler işaret etti. Sonra tekrar adama döndü ve kıvırcık saçlarının kapattığı yüzünü biraz aralayarak sinsice gülümsedi. Kahverengi gözlerini yuvalarından çıkartmak ister gibi açtığında dudakları hafifçe kıpırdadı. "Fazla zamanım yok. Etraftaki seherbazları fark etmediğimi düşünmüyorsun umarım. Şu an buraya cisimlenme yasağı bile gelmiş olabilir. Ve ben, senin sorularına çok fazla zaman harcamak istemiyorum, bay tedirgin. Elinle sürekli cebini kontrol edersen sakladığın bir şey olduğunu düşünebilirim." hızla aldığı derin nefes ardından tek seferde kurduğu cümleler sürüsünü bitirdiğinde parmaklarını asaların üzerinde gezdirmeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Henrich Iloulian
Blood Quill Muhabiri
Blood Quill Muhabiri
Henrich Iloulian


Mesaj Sayısı : 64
Mücadele Tarafı : Paranoyak olduğu için, şüphelendiği herkes ile mücadele etmektedir. özellkle de expelliarmus kullanarak.
Sihirsel Soy : Leylim ley
Evcil Hayvanı : Animagus bir evsiz büyücü ile evinde beslemesi karşılığında kedisi olması için anlaşma yapmıştır(Hansel Poe)
Kayıt tarihi : 09/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue90/100Röportaj Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj Icon_minitimePaz Ağus. 14, 2011 1:56 am

Hayır, hayır, kesinlikle hayır. Sevmemişti bu cadıyı. Çok aksiydi bir kere, her halta bir şey buluyordu. Sonracığına son derece kötü davranıyordu kendisine. Daha bir şey yapmamıştı ki ona. En azından normal insanlar tanımadıklarına nasıl davranıyorsa öyle davaranamaz mıydı? ''Seherbaz, şey, daha önce bildirmiştik size, yani ben öyle sanıyordum. Sadece, benim güvenliğim için orada.'' dedi alelacele kağıtları toparlarken. Off, bildirilmemişse kesinlikle çok kızacaktı bu cadı. Neyse, en azından fazla abartılı tepki vermemişti. Mavi gözlerimi iri iri açarak ilk soruyu okudu. Masumane bir soru, onun ilgi alanı hakkında. ''Öncelikle size, özel bir iki soracağım, okurlarımızın sizi tanıması için. Daha sonra savaşla ilgili sorulara geçiyorum. Nele...'' Sustu onun bakışlarını görüp. Anlaşılan özet için bile vakti yoktu. Dudaklarımı büzdü ve ona yeniden getirilen viskiden kocaman bir yudum aldu. Boğazı çok pis kurumuştu. Acaba, bu kadının uzaylılarla bir bağlantısı var mıydı? Yoksa bu yüzden mi ona böyle davranıyordu. Kuşkulu bakışlarını yazıya saklayarak ilk sorusunu okudu. Aslında ezbere biliyordu ama cadının gözlerini görmemek işine geliyordu Henrich'in. ''Anladığımız kadarıyla asa toplamaktan hoşlanıyorsunuz. Şimdiye kadar da yüzlerce, binlerce toplamışsınızdır. İnsanlar genelde daha makul koleksiyonlar yaparlar. Sizin bu ilginç hobinizin sebebi ne acaba?'' dedi sakin bir sesle. Onun cevabını beklerken de bir boş parşömeni önüme çektive tüy kalemini üstüne bıraktı. Asa gerektirmeyen bir şekilde büyülenmiş olması iyi. Aksi halde şu koleksiyon yapan cadıdan bir tane ödünç istemek zorunda kalacaktı. Ateş visksinden kocaman bir kaç yudum daha aldı. Kalem, Henrich'in düşüncelerine göre, hareket ediyor, usturuplu yazılar yazıyordu. O de bu esnada istediği kadar rahat hareket edebiliyordu. Şu uzaylılarla işbirliği eden cadı nın ona saldırmayacağını umuyordu. Aksi halde tüm röpotaj rezil rüsva olurdu. Cadı yanıtını bitirdikten sonra bir iki aynı ayarda soru daha sordu Henrich. Ve sıra savaşla ilgili sorulara geldi. Kardeşi Eudor'un yaşadığı travma aklına geldi. Ağlamasını, o donukluğunu, geceleri Armina adındaki küçük kızı sayıklamasını... İçi acıdı. Biraz da içkinin etkisiyle gevşedi, artık gergin değildi. Gene de yüzünde profesyonellikten uzak bir hüzün vardı. Mavi gözlerinde besbelliydi hele ki bu. Bu soruları sorarken kardeşinin yüzünü gözünün önüne getirmemek için bir an gözlerini kapatıp imgeleri kaybetmeye çalıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com/t7561-yedisibirarada#171933
Ksenija Czekaj
Karanlık Cadı
Karanlık Cadı
Ksenija Czekaj


Mesaj Sayısı : 198
Doğum tarihi : 13/08/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 19/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue100/100Röportaj Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj Icon_minitimePaz Ağus. 14, 2011 2:27 am

Küçük hareketlerle soru sormaya hazırlanıyordu besbelli karşısındaki adam. Hafif bir ürkeklik eşliğindeki sorularını Amethyst'e yönetmeden önce geçmeye başladığı özeti, cadınınbakışları eşliğinde yarıda keserken ilk sorusuna olumsuz bir cevap alması pek uzun bir zaman gerektirmemişti, garip büyücünün. "Buna yanıt vermeyeceğim." Ardından gelen soruların kimine kısa kısa cevaplar verip geçti kimilerine ise sessiz kaldı. Yahut da "Buna yanıt vermek istemiyorum." gibi cümleler kurdu. Tozlara bulanmış boğazı, yapış yapış olmuş; onu öksürtmeyi planlamıştı. Herkesin içerisinde öksürmek, ne kadar da büyük bir kabalıktı, değil mi? Barmen işte o an, ismini söyleden sipariş ettiği içkiyi getirmişti. Koyu, kırmızı ile siyah arasında, kanı andıran bir renkteydi içki. Bir yudum aldıktan sonra, kadehi masaya bıraktı. Kana benzeyen yoğun içkinin yüzeyi durulana kadar ağzında gezdirdi, az önce dudaklrından boğazına doğru kaymaya başlamış yudumunu. Ardından boğazındaki tozları da beraberinde alıp götürsün diye midesine doğru inmesine izin verdi. "Ehem, ehem." Boğazını narince temizledikten sonra karşısındaki adama çevirdi gözlerini yavaşça. Adam, ona bakmamak için gözlerini kaçırıyor, durmdan kâğıtlarla ilgileniyordu. Çılgın bir kahkaha salmamak adına kendini tuttu. "Garip çocuk... Biraz da ürkek..." Aklından geçirdiği tamamlanmamış cümleler bittiğinde muzipçe gülümsedi ve karşısındaki çaylak görünümlü; fakat fazla düşünceli gazetecinin kendinden hoşlanmamış görüntüsüne aldırmadan ona tekrar gözlerini pörtleterek baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Henrich Iloulian
Blood Quill Muhabiri
Blood Quill Muhabiri
Henrich Iloulian


Mesaj Sayısı : 64
Mücadele Tarafı : Paranoyak olduğu için, şüphelendiği herkes ile mücadele etmektedir. özellkle de expelliarmus kullanarak.
Sihirsel Soy : Leylim ley
Evcil Hayvanı : Animagus bir evsiz büyücü ile evinde beslemesi karşılığında kedisi olması için anlaşma yapmıştır(Hansel Poe)
Kayıt tarihi : 09/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue90/100Röportaj Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj Icon_minitimePaz Ağus. 14, 2011 4:04 pm

İçerideki tozlu hava nefes almasını engelliyordu. Bu yüzden cebinden ''Daima Islak ve Kendini Temizleyen Mendil SilSakla'' çıkardı bir adet. Ağzına ve burnuna doğru tuttu tek eliyle. Epey rahatlatmıştı biraz nem nefes alışını. Diğer eliyle de savaşla ilgili soruları okuyordu. Acaba Hogwarts'ın güvenliğini kırarak nasıl gitmişti oraya,vampirlerin ihaneti doğru muydu, Widmore'lar neden birden vampirlere saldırmaya başlamıştı, savaş esnasında öldürdüğü kaç kişi vardı? Sonra viskiyi alarak mendilin altından içti. Peçe altından bir şeyler yiyip içen arapları andırıyordu bu haliyle. Ciğerleri biraz da alkol sayesinde rahatladı, bu yüzden mendili indirdi. Aklında bin türlü şey dolaşıyordu. Bu kadın neden bazı sorulara yanıt vermek istemiyordu? Ne saklıyordu ki? Halbuki bu sorularda sorun yok gibiydi. Genelde röportaj sırasında yazılmasını istemedikleri ek şeyler de anlatırdılar. Ancak elindeki sorulara doğru düzgün yanıt alamıyordu Henrich. İç çekti sıkıntıyla. Bu röportajı sevmemişti. Tüy kaleminin yazdığı yazıları okurken göz ucuyla onun kendisine gözünü pörtlete pörtlete baktığını gördü. ''Hıa! Ne yapıyorsun? Zihnime mi gireceksin? Beni hipnoz mu edeceksin?'' dedi bir an ayağa fırlama girişiminde bulunarak. Sonra refleks olarak seherbazla göz göze geldi. O sadece kendisini korumak için değil, Henrich'i kontrol etmek için de buradaydı. Derin bir nefes aldı. Gergin olunca paranoya ve panik nöbetleri artıyordu. Asasının olmamasına şükretti. Aksi halde bu cadının kendisini öldüreceği bir hamle yapabilirdi. Kadının bir sürü asası vardı. Bir tane asa düşürme büyüsü yapmak işe yaramazdı kesinlikle. Ellerini kaldırdı silahsız olduğunu belirtmek için. ''Ea, kabalık ettim, gerçekten çok üzgünüm ve özür dilerim, benim biraz aklımda var da. Sizinle alakası yok, her zaman böyleyim. Biraz da alkolün yüzünden sanırım. Ama daha fazla içmeyeceğim, söz.'' diye açıklama yaptı içtenlikle. Gerçekten çok utanmıştı, bir haber kaynağının karşısında böyle yapması utanç vericiydi. Kulaklarına kadar kızarmıştı, doğal olarak. ''Tabi bundan sonra sorulara devam etmemizi istemezseniz, gitmek isterseniz sizi anlarım. Gene de üzgün olduğumu bilin.'' dedi içini kederle çekerek. Başını hafifçe eğmişti ve omuzları hafifçe düşmüştü. Bu tarz röportajlarda kesinlikle içine ediyordu her şeyin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com/t7561-yedisibirarada#171933
Ksenija Czekaj
Karanlık Cadı
Karanlık Cadı
Ksenija Czekaj


Mesaj Sayısı : 198
Doğum tarihi : 13/08/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 19/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue100/100Röportaj Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj Icon_minitimePaz Ağus. 14, 2011 10:29 pm

Domuz Kafası... Belki de öğrenciler için olabildiğince itici bir yer olmasına karşın fazla samimi ve sıcak bir hava taşıyordu üerinde. Bu, cadıyı rahatsız etmiş olacak ki içkisinden bir yudum daha aldıktan sonra bir an önce gitmek için adama gözlerini dikti yine; ama bu sefer bir sorun vardı. Mendille uğraşını henüz kesmiş adam ayağa fırlayarak garip garip şeyler söylemeye başladı. Amethyst'i uzaylı ya da uzaylılarla anlaşması olan biri diye düşünüyordu, ha? Ne komik ve gereksiz... Ancak buna karşılık sadece garip bir kahkaha patlattı beyaz cübbesi kapıdan esen rüzgârla dalgalanan kadın. Sıkıcı bulduğu sohbetin -röportajdan daha çok sohbet gibi ilerliyordu çünkü bu- bir an önce bitmesi için imana gelecek ve Tanrı'ya yalvaracaktı neredeyse. Adam, özür dileyerek devam etmek isteyip istemediğini sorduğunda uzunca bir süre düşünmeye başladı. İnce yüzüne iki boncuk gibi yerleştirilmiş mavi gözleri ile ne yapacağını bilemeyen adamdan ayırdı kahverengi gözlerini ve ardından masada durduğu hâlde parmaklarını dolamış olduğu kadehi dudaklarına götürdü. Koyu kırmızı, yoğun sıvı pembe dudaklarından süzülüp dilini ve yanaklarının içini ıslatarak yemek borusuna vardığında birkaç salise bekledi ve ardından midesine doğru yol aldı. Küçük kadehteki içki bittiğinde barmene işaret etti ve o boş kadehi alıp yenisini getirmek için giderken derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Ah hayır, yalnızca stres altındayım. Savaştan yeni çıkmış durumdayız. Bilirsiniz işte, benim öldürdüğüm..." Nefesi tükenmiş bir şekilde bir ya da iki saniye nefes alarak konuşmasına devam etti. "Büyücüler ve cadılar, hatta belki de vampirler için hesap sormayı..." Kısacık aldığı nefes cümlesini sonlandırmaya yetmeyince derin bir nefes daha aldı. "Düşünüyorlarken bana, yakalanmaya bu kadar müsait bir yerde pek rahat edemiyorum. Siz bunu düşünmeyin ve sorularınıza devam edin, lütfen." Konuşması, tamamen şefkat doluydu; daha deminkinden farklı olarak, adamın hâline acımasından belki de, iyilikle konuşmuştu. Nefesini son kırıntısına kadar kullandıktan sonra adama bakmaktan aldığı gözlerini tekrar ona çevirdi ve dudaklarını hafifçe yukarı doğru kıvırdı. Masum bir gülümsemeye sahip yüzünü adamın gözlerine sokmak istercesine saçlarını biraz daha geriye attı ve bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Henrich Iloulian
Blood Quill Muhabiri
Blood Quill Muhabiri
Henrich Iloulian


Mesaj Sayısı : 64
Mücadele Tarafı : Paranoyak olduğu için, şüphelendiği herkes ile mücadele etmektedir. özellkle de expelliarmus kullanarak.
Sihirsel Soy : Leylim ley
Evcil Hayvanı : Animagus bir evsiz büyücü ile evinde beslemesi karşılığında kedisi olması için anlaşma yapmıştır(Hansel Poe)
Kayıt tarihi : 09/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue90/100Röportaj Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj Icon_minitimePtsi Ağus. 15, 2011 1:07 am

Dünyada iyi ve kötü yok aslında. Faydalı ya da faydasız olan var. Kötüymüş gibi algılanan çoğu şey aslında faydasız. Bencillik mesela, kime ne faydası var? Kendi çevrene, kendi içine topladığın her şey sadece zarar veriyor çevreye. Oysa fayda toplumsaldır. Ve öldürmek, ta kendisinin zarar olmasının yanında, bir başka zararları da vardı. Onca deneyim, onca bilgi, onca beceri bir anda pat diye çöpe gidiyordu. Büyük bir zarardı birinin ölümü, en ufak çocuğun, bebeğin ölümü bile potansiyelin zararına giriyordu. Önemli olan kişi değildi, hiç bir zaman olmamıştı bunun yanında, kişi sadece genel yararın bütünlemesinin bir parçasıydı. Hal böyleyken tek başına eld ettikleri değerli olamazdı, ancak sahip olduğu değerler kat be kat önem kazanırdı.

Gülümseme yayıldı dudaklarına, ilk defa. Derin bir nefes aldı. Aslında ölmekten daha çok korkuyordu bu röportajın kötü sonuçlanmasından. Gelecek Postası'ndan kovulduğunda tüm dünyası yıkılmıştı. Oysa oraya ait hissediyordu kendini yıllardır. En iyi muhabirlerden olarak görüldüğünü sanıyordu. Ama sonra, hesap vermek zorunda kalmıştı, sonra ağır bir bedel ödemişti. Anlıyordu bu yüzden Amethyst'i. Başını salladı hafifçe. ''Sizin için daha rahat bir yer seçmek isterdim doğrusu ama kendi güvenliğimi de düşünmem gerekirdi. Neyse, sizi daha fazla tutmayayım, sorulara devam.'' dedi heyecanlı bir sesle. Sonunda bu röportajı zaferle bitirecekti. Haber kaynağı için en önemli şey nasıl asa toplamaktıysa, Henrich için işini iyi bir neticeyle bitirmek o denli önemliydi. Bir tane bakanlık ve affedilme ile ilgili sordu, bir tane başka sordu, en son hayranlarıyla olan ilişkilerini ilgilendiren bir soruyu sordu. Ve röportaj bitmişti. İçi rahatladı tüy kalemi akıcı bir şekilde söylenenleri yazarken. Aslında sandığından daha iyiydi karanlık cadı. Tek farkı taraflarıydı, yoksa temelde ikisi de aynı olabilirlerdi. Delilikleri vardı, hiddetleri vardı, hırsları vardı ve koleksiyonları vardı. Cadının asa, Henrich'in de haber koleksiyonu vardı. Biri insanların hayatlarını alırken, diğeri anılarını alıyordu, ortalığa saçıyordu. Belki ileride kitap falan yazarsa buna da değinirdi, temelde tüm insanların aynı olduğuna, faydalı olsun, zararlı olsun. Gene de fazla gevşememeliydi. Buradan sağ salim çıkmalıydı cadı fikrini değiştirmeden. Ayağa kalktı yavaşça, sivri tepeli şapkasını başından çıkarak nazik bir reverans yaptı. ''Sizinle tanıştığıma memnun oldum, inmayacaksınız belki ama, gerçekten.'' dedi ona. ''Hesap vermek zorunda olmanın ne kadar zor bir şey olduğunu iyi biliyorum. İşin ucunda Azkaban olması daha da kötü olurdu ama herkesin kendine ait farklı Azkabanları var. Hoş, onlar aynı zamanda göze aldığımız engeller değil mi?'' Sonuçta bu kadın Azkaban'dan gerçekten korksaydı en başından, bu işe girişmezdi. ''Aynı tarafta olmasak da size saygı duyuyorum, korktuğumdan değil, kendi yolunuzdaki istikrarınıza.'' Bunlar veda sözcükleriydi. Birazdan bu kadını belki de bir daha hiç görmemek üzere, buradan gidecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com/t7561-yedisibirarada#171933
Ksenija Czekaj
Karanlık Cadı
Karanlık Cadı
Ksenija Czekaj


Mesaj Sayısı : 198
Doğum tarihi : 13/08/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 19/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Röportaj Left_bar_bleue100/100Röportaj Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Röportaj Left_bar_bleue0/0Röportaj Empty_bar_bleue  (0/0)

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj Icon_minitimePtsi Ağus. 15, 2011 1:58 am

Sorular sırayla geliyor, Amethyst bunlardan birçoğunu yanıtsız bırakmıştı. Röportajdan memnun gibi görünüyordu adam, belki; ancak gerçekte istediği verimi alamamış olmalıydı. Amethyst, yaklaşan barmenin elindeki tepsiye dönüp baktığında parmakları arasında hareket eden asa, daha önce kimsenin dikkatini çekmemişti belli ki. Barmen geri dönerken içki, cadının önündeki masaya kadar havada salına salına geldi; ardından tahta zemine tok bir sesle adımını attı. Amethyst, derin düşüncelere dalmış gibi görünüyordu bu sırada, karşısındaki büyücünün neler söylediğinden habersizdi. Arada birkaç kelimeyi duyuyordu; ancak anlayabildiği çok şey yoktu. Röportajın bitmesi, memnun olmak... Demek bitmişti bu işkence. Sonra adam yerinde otururken hareketlendi Amethyst, yüzünden az önce fark etmeden silinmiş gülümsemesini yeniledi ve samimi bir sesle "Ben de memnunum bu sohbetimizden, yani şey, röportajdan." Derin bir nefes alarak devam etti. "Fakat söylemek istediğim bir şey var, yanıt vermediğim sorularla ilgili. Bizi dinleyen kaç kişi olduğunun farkındayım." cümlesini bitirdikten sonra biraz daha nefes aldı yarısı hava dolmuş ciğerlerine. "Sizden bile gizli, buraya bir sürü seherbaz yolladılar. Mesela barmen. Soğukkanlılığını hissedebildiniz mi?" Adamın onayladığını düşünüp -ki ona bakmıyordu bile- konuşmaya devam etti. "O bir seherbaz. Daha önce benimle düelloya girip sağ çıkmış nadir insanlardan. Onu hatırlamayacağımı.." Bir öksürük, boğazından ağzına doğru hızla hücum ederken asasındaki elini dudaklarının önüne getirdi, ince sesine rağmen beklenmeyecek şekilde kalın bir tonda öksürdü. Boğazı âdeta yırtılıyordu. "Ah affedersiniz. Onu hatırlamayacağımı mı sandılar, bilmiyorum; fakat yanıldılar. Şimdi size vereceğim kâğıdı alın ve buradan, benden kaçmak için hazırladığınız yolları kullanarak gidin. Gazetenize varamadan yaka..." Sözünü içkisinden bir yudum alarak böldü "...lanırsanız sizin de başınız derde girer. Oradan sorularıma cevaplar çıkartabileceğinizi ümit ediyorum." dedi kadın ve bir kerede dikti içkiyi. İçki, boğazını bir sıcaklıkla kaplarken omuzlarını dikleştirdi ve derin bir nefes alarak sandalyeden kalktı. Rulo şeklinde sarılmış bir parşomeni adamın parmaklarının yakınına bıraktı: içi soruların yanıtlarıyla dolu olan parşömeni. Kukuletasını başına geçirdi ve asalarını cübbesinin içine koyduktan sonra Domuz kafasından hızla ayrıldı. Hayatını neden bu kadar rahat bir şekilde gözler önüne serdiğine şaşırıyordu ve bunu neden seherbazlardan sakladığına da. Hayatında ilk kez birine güvenmişti, bir gazeteciye. Belki de kendisi gibi paranoyak biriyle ilk kez karşılaştığındandı bu. Hogsmeade boyunca arkasındaki seherbaz ordusu tarafından takip edildi ve üzerine asalar doğrultulduğu anda saçları arasındaki görünmeyen siyah tel tokaya dokundu. Gizlice yapılmış anahtar, onu evine götürmeye hazırdı. Mide bulantısı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Röportaj
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» röportaj
» >> İlk Röportaj?
» Ölüm Yadigarları Fragman ve Röportaj
» 11 Yaşındaki Kız, Hayranı Olduğu Ünlüyle Röportaj Yaparsa? şgfdhbdh.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu :: HOGSMEADE :: Domuz Kafası-
Buraya geçin: