Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ziyaret

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Sténly Jack Widmore
♪ Ressam ♪
♪ Ressam ♪
Sténly Jack Widmore


Mesaj Sayısı : 146
Doğum tarihi : 13/06/94
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Widmore~
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 14/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Ziyaret Left_bar_bleue89/100Ziyaret Empty_bar_bleue  (89/100)
Düello Gücü:
Ziyaret Left_bar_bleue0/0Ziyaret Empty_bar_bleue  (0/0)

Ziyaret Empty
MesajKonu: Ziyaret   Ziyaret Icon_minitimePerş. Ağus. 04, 2011 4:20 pm

Yeni aldığı kitabın yetmiş sekizinci sayfasında durakladı. Bugün okuduğu ikinci kitaptı ve okumaktan sıkıldığı nadir anlardan biriydi. Ucuz ayracını kaldığı sayfaya dikkatle yerleştirdi. Kalktığı sandalyeye dikkatle bıraktı kitabı ve bir yerine bir şey olmadığına emin olana dek inceledi gözleriyle, kitaba zarar gelmediğine kanaat getirdiğinde arkasını döndü, küf kokulu derinliklere inmek için dev tablonun yanına geldi. Boş gözlerle tabloyu izlerken elleriyle havada garip şekiller çizdi, tavandan sarkan dev mumluğun eski mumları ışık vermekten vaz geçti ve tablo gürültüyle yana kayarak yol verdi, arkasındaki siyah kapı gıcırdayarak açılrken karanlığı sundu Jack'e. Arkasına baktı, kimsenin kendisini izlemediğini gördükten sonra merdiveni kullanarak aşağıya indi. Tablo ve kapıyı yeniden kapatmak için bir kaç gizemli söz fısıldardı genel olarak ama bu sefer ihtiyaç duymaıştı. Aşağıdaki dolaptan bir kaç şişe içki alacak ve küçük bir sandviçle geri dönecekti ki zaten Diagon Yolu'da bugün pek hareketli değildi.


~~


Eski siyah kapıdan elinde bir şişe rom ve küçük bir sandviçle geçerken umursamadan bir kaç kelime fısıldadı. Kapının gıcırdadığını ve tablonun kaydığını duyduğunda çoktan sandalyesine yerleşiyordu. Üzerinde bu gün ağır ve melankoli bir hava vardı, neden olduğuna bir anlam veremiyordu ama öyleydi, sıkılıyordu.


Rom tüm sıcaklığıyla midesine akarken şişeyi evirip çevirmeye başladı. İçki şişeleri, içki dükkanları, Kemik Torbası, diye fısıldadı kendi kendine. Sonrasında yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı, can sıkıntısını nasıl yok edeceğini biliyordu. Dedesiyle yaşıt olduğunu düşündüğü sandalyenin dermansız bacaklarından birinin yanına bıraktı şişeyi, ardından ayağa kalktı. Arkasını dönüp dev tabloyu karşısına aldığında Aleida, diyebildi güçsüzce kaçık ressam. Tabloya doğru bir adım daha yaklaştı, koskoca tualin üzerine siyah boyayla, pek bir sanat veya bir hava katmaya çalışılmadan, sıradan gibi görünen bir "W" harfi. Sıradan gibi görünen, diye tekrarladı kendi kendine. Tabloyu yapmak için uğraştığı günler geldi aklına birden, saniyeleri koca saatlermiş gibi algılarken film değişti, ailesini hatırladı, Widmore'ları. Barty'yi, Aleida'yı ve diğerlerini. Çekingen bir çocuğun temasıyla dokundu tabloya, tualin sıcak yumuşaklığında özlemini fark etti.

Dükkanı kapatıp Diagan Yolu'una veda edeli yaklaşık yirmi dakika olmuştu. Aynı kendi mabedi gibiydi Aleida'nın dükkanı, yerin altındaydı ve insana huzur veren bir şeyleri vardı. Huzur, diye tekrarladıktan sonra kendi kendine bir kahkaha attı, kelimeyi bir kez daha tekrarladığında aklına o iri adamın sandalyeyi kafasına nasıl fırlattığı geldi. Kıkırdayarak dar merdivenleri inerken mekanın sıcaklığı içine yavaş yavaş işliyor, o nefis içki kokusu dolduruyordu ciğerlerini. Ciğerleri içki kokusunun tadını çıkartırken kapıdan içeri hafifçe baktı. Aleida'nın her zamanki ayyaş müşterileri pis masaların üzerinde boş şişeleri ve birbirleriyle sohbet ediyorlar, saçma sapan seslerle gülmeye çalışıyorlar ve kendi dünyalarında uçarken eğlenmeye çalışıyorlardı. Ortama ayak uydurmak gerektiğini biliyordu Jack, ona göre de davrandı.

"Bana bir kaymak birası sayın aile reisi," diye haykırdı külüstür kapıyı gerisinde bırakırken neşeli kahkahası ona eşlik ediyordu. Aleida Jack kahkaha atarken kahverengi gözlerinden akan özlemin farkına varabilecek miydi merak ediyordu. Attığı kahkaha barı daha bir neşelendirirken gözleri Aleida'yı arıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aleida Widmore
Kemik Torbası Sahibesi & Yönetici
Kemik Torbası Sahibesi & Yönetici
Aleida Widmore


Mesaj Sayısı : 530
Mücadele Tarafı : Widmore.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Kedi - Ralph.
Kayıt tarihi : 22/07/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Ziyaret Left_bar_bleue100/100Ziyaret Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Ziyaret Left_bar_bleue0/0Ziyaret Empty_bar_bleue  (0/0)

Ziyaret Empty
MesajKonu: Geri: Ziyaret   Ziyaret Icon_minitimeCuma Ağus. 05, 2011 9:21 am

Kemik Torbasının arka odasında oturuyordu. Eski ahşap kapıyı dışarıdaki curcunadan uzaklaşmak için sıkıca kapamıştı. Fakat barın gürültüsü yumruk gibi kapıya çarpıyor, en küçük deliği bile fırsat bilerek odanın içine sızıyordu. Masasının üzeri onlarca mektup ve evrakla doluydu. Ne pimpirikli adamdı bu Charles! Her mektubunda farklı bir şifreleme yöntemi kullanıyordu. Pusulalarda da yalnızca kendisinin anlayabileceği bir kaç değişiklik yapmıştı. Öldükten sonra bile adını andırmasını biliyordu.

Elinde tuttuğu kağıtları göz ucuyla bir kez daha taradıktan sonra masaya fırlattı. Arkasına yaslandı. Eğilmekten oluşmuş, sırtındaki ağrının yavaşça aşağıya kayıp yok olmasını bekledi. 'Beklemek.' Gülümsemesine engel olmadı. uzun yıllardır bekliyordu. Uzun yıllardır ailesi bekliyordu. Bir aile dostu Widmore'lar için av köpeğine benziyorsunuz derdi. 'Doğru zamanın kokusunu alıyorsunuz fakat en iyi mahsulü kendiniz almak için kimseye haber vermeden hedefe ilerliyorsunuz. Buna rağmen leşin başında karşılaşıyorsunuz. ' Şuanın doğru zaman olduğunu hissedebiliyordu. Koku almak gibi değildi bu ya da altıncı his. Düşünüyordu. O an geldiğinde ne olursa olsun bunu düşüyordu: Zaferi. Casuslarından aldığı bilgiye göre diğer aile üyeleri de yaşadıkları hayatı bırakıp Londra'ya geliyorlardı. Bunu göremeyen bir tek bakanlıktı. Zavallı minik seherbazlar yıllardır ölüm yiyenle dövüşmemişti. İlk cesetlerinde girecekleri şoku düşününce hafif bir kahkaha attı. Bu tarz mutlu kahkahalar yalnız odasında kazanacağı ödülün küçük gözükmesini sağlıyordu. Bu yüzden ağırlığından ön ayakları havaya kalkmış sandalyeyi tozlu zemine sert bir şekilde bıraktı. Yaşlı sandalyenin ayaklarının tozu kaldırışına baktı. Toz ve sis her zaman ailenin koruyucu kalkanı olmuştu.

Tozlu kapı büyük bir gıcırtıyla aralandı. Aleida kapının bir köşesinde omuzunu yaşlayıp ağızlarının kenarından içki akan adamları inceledi, kenarda iş bekleyen kiralık katilleri. Buraya gelen herkes ailesinin üstünlüğünü kabul etmiş kişilerdi. Dönem kişiler. Aleida'nın sevdiği gibi. Zafer anında yanında olan, çöküşünde ayak bağı olmayan. Hepsi Aleida'nın kendisini saat gibi kurmasını bekliyordu. Buna rağmen onlara bir sempati duymuyordu. Daha çok acıyordu. Yere atacağı bir çeyreklikle hepsi birbirini yiyebilirdi.

Homurtuların arasında oldukça gür ve düzgün bir dille döylenmiş cümleyi duydu. "Bana bir kaymak birası sayın aile reisi," Bu sesi nerede olsa tanırdı, bu gürültüde bile. Bakışları yılların yüzüne hiçbir zarar vermediği adama döndü. İki yıldır hiç görüşmemişlerdi. Yani Aleida İrlanda'ya gittiğinden beri. Oysa eskiden ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsınlar birbirlerine edebi değeri yerlerin tozunu alan mektuplar yazarlardı. Ailede en çok özlediği iki kişiden biriydi. Her zaman O'na karşı bir bağlılık duyardı.

Sivri topuklu ayakkabısı yalnızca kendinin duyabileceği ince seslerle kuzenine doğru ilerlerken kendisine doğru bir şeyin yaklaştığını hissetti. İşte buna altıncı his diyebilirdi. Ne olduğunu anlaması uzun sürmedi. Bu çocukluğundan beri karşılaştığı, ayyaş Boony'nin refleksiydi. Her sarhoş olduğunda "Bana bir tane bira." deyip bardağını arkaya fırlatırdı. Hogwarts yıllarında iki kez çenesinin kırılmasına yol açmıştı. Bu sefer sakince başını kendisine doğru gelen büyük bira bardağına çevirdi. Aynı anda eli hızlı bir refleksle cam kupayı yakaladı. Kupa yaşlı adamın elinin sıcaklığını Aleida'nın avucuna verdi. Jack'le göz göze geldiler. O'na ender insana sunduğu sıcak gülüşü yollarken elindeki bardağı yaşlı adamın kafasına indirdi. Arkasında sert bir kütlenin yere yığılmasının çıkardığı gürültü herkesi bir kaç saniyeliğine sessizliğe soksa da Aleida hiç duraksamadı. Kuzeninin omuzuna yavaşça dokundu. Bu O'nun sarılma yerine kullandığı bir yöntemdi. Barda duran çalışana döndü. "Jack için mahzendeki rom şişesini çıkarın."

“İrlanda’dan harika içkiler getirdim, bir ara atölyenden çıkıp eve uğramalısın.” dedi hafifçe göz kırparak. Koluna girip onu boş bir masaya götürdü. İnsanlardan ve gürültüden uzak… Bu masayı misafirleri için hep bırakırdı. Sandalyeye yerleştikten sonra ilk kez kuzeninin yüzünü uzun uzun inceleme fırsatı buldu. Yüzünde hiçbir değişim olmaması imkansızdı fakat Jack'in sakalının boyunda bile bir milim fark olmadığına yemin edebilirdi. "Hiç değişmemişsin Jackie." Dedi gülerek. “Biz, diğeri de her sene bir yaş büyüyoruz.”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sténly Jack Widmore
♪ Ressam ♪
♪ Ressam ♪
Sténly Jack Widmore


Mesaj Sayısı : 146
Doğum tarihi : 13/06/94
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Widmore~
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 14/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Ziyaret Left_bar_bleue89/100Ziyaret Empty_bar_bleue  (89/100)
Düello Gücü:
Ziyaret Left_bar_bleue0/0Ziyaret Empty_bar_bleue  (0/0)

Ziyaret Empty
MesajKonu: Geri: Ziyaret   Ziyaret Icon_minitimeCuma Ağus. 05, 2011 4:11 pm

Büyük bir gürültüyle yere yığılan yaşlı adama baktı ve derin bir gülümseme belirdi yüzünde. İşte Kemik Torbası'ndaydı, işte Aleida yanındaydı.

Ailenin reisi, dışarıya her zaman sert mizaç gösteren ama bir o kadar da alımlı biriydi Aleida. Sivri topuklu ayakkabısının çıkardığı cılız ses eşliğinde yaklaştı Jack'e. Omzuna hafifçe dokunduğunda bir insanın elinden çok daha fazlasını hissetti omzunda, ruhunun derinliklerine akan bir sıcaklık, şifalı bir dokunuş. Şifalı dokunuş bir anda hatıraların arasına atıverdi Jack'i. Ailenin hep birlikte olduğu günlerle ilgili bir film beliriverdi gözlerinde. Saniyeden çok daha kısa bir zaman diliminde değişik sokaklarda bulundu, sayamayacağı kadar yüz ve ses tonu meşgul etti beynini. Ailesine duyduğu özlem daha çok hissettirdi kendisini, aralarındaki bağ daha bir güçlendi sanki. Aleida'nın sesi hoş bir melodi gibi doldu kulaklarına, ressamı kendine getirdi.

Cümlede geçen mahzen ve rom sözcüklerini yakaladı ve mutluluğu bir nebze daha arttı. Günlerdir istediği oyuncak alınmış küçük bir çocuk gibi hissediyordu kendisini. Derken koluna bir kol takıldı ve zemin ayakları altında kaymaya başladı. Bardaki ayyaşların gürültüsünden uzakta, gölgelerin içine rahatsız olurmuşçasına sığınmış bir masanın yanına geldiklerinde zemin durdu. Bir hayalet kadar hafiflemiş olduğunu hissederken kuzeninin kendisini dikkatle incelediğini de fark etti. Küçük bir gülümsemeyle cevap verdi yüzünde dolanan ve her ayrıntıyı fark edecekmişçesine derin bakan gözlere.
Hala güzel bir yüz vardı karşısına, ne hissettiğini okuyabildiği, güzel bir yüz. Güzel yüzün sahip olduğu dudaklar aralandığında tatlı melodi tekrar kulaklarına doldu. Bu melodi eşliğinde ne kadar güzel resimler yapabileceğiyle ilgili bir kaç ayrıntıyı düşündükten sonra dikkatini kuzenine verdi. Hiç değişmediğini söylüyordu, hala aynı olduğunu. Yaşlı yazarların kaleminden birkaç tuğla kalınlığındaki kitaplar okuyan ve bu yaşlı yazarlara özenin ressam için pek de hoş sözler değildi. Saçma sapan düşüncesine gülümserken "Sanat insanın değişmesine müsade etmiyor," diyebildi mutlulukla. Bu sırada elinde rom şişeleriyle yaklaşan adamın ayak seslerini duydu. Kafasını o tarafa çevirdi ve şişesini aldıktan sonra adama nazikçe başını salladı. Pis elbiseler içindeki adam sırıtarak karşılık verdikten sonra gürültünün içine doğru attı adımlarını. Rom şişesinden derin bir yudum aldıktan sonra kuzenine büyük bir gülümsemeye eşlik eden mutlu bakışlar fırlattı ressam. "Seni tekrar görmek çok güzel."

Rom şişesinin içindeki yakıcı sıvı mı yoksa alımlı kuzeni mi daha güzel karar vermeye çalışırken sırıtıyordu kuzenine. Büyük bir sırıtma, diye anlamsızca geçirdi içinden sırıtmaya devam ederken.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aleida Widmore
Kemik Torbası Sahibesi & Yönetici
Kemik Torbası Sahibesi & Yönetici
Aleida Widmore


Mesaj Sayısı : 530
Mücadele Tarafı : Widmore.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Kedi - Ralph.
Kayıt tarihi : 22/07/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Ziyaret Left_bar_bleue100/100Ziyaret Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
Ziyaret Left_bar_bleue0/0Ziyaret Empty_bar_bleue  (0/0)

Ziyaret Empty
MesajKonu: Geri: Ziyaret   Ziyaret Icon_minitimeC.tesi Ağus. 06, 2011 9:48 am

Aleida Jack'in keyifle şişeyi kavrayışını izledi. Aldığı ilk yudumda yüzüne yayılan gülümseme şişedeki içkinin gerçekten iyi olduğunu gösteriyordu. Sakince arkasına yaslandı. İyi içkinin tadını Aleida'ya Barty öğretmişti. İdole ihtiyaç duyduğunda her zamanlarda Jack kardeşler kendisine yol göstermişlerdi. Bu yüzden sustuklarında bile ne düşündüklerini tahmin edebilirdi. Kendi kendine gülümsemeden edemedi. Aklına anneleri geldi. O tam bir alkolikti. İki çocuğuna da Jack ismini koymuş fakat hiçbir zaman bunu fark edememişti. İçkiden o kadar uyuşurdu ki her zaman merdivenlerden düşerdi. Barty O'na işkence yaparken, acıyı hissedebilecek kadar ayık olduğunu sanmıyordu.

"Seni tekrar görmek çok güzel." dedi Jack koca bir gülüşle. Kuzeninin rom keyfine karşılık ağzından kahkahalar döküldü. Jack gerçekten çok keyifli bir insandı. Fakat elinde rom şişesi varken O'ndan daha iyisini bulmak imkansız oluyordu. Mutlu olduğu anları çevresindeki insanlara dağıtmayı iyi becerirdi.

Oturduğu sandalyede toparlandı. Buraya oturdukları andan itibaren konuşmak istediği konuyu açmak için sabırsızlanıyordu. Dirseklerini masaya dayadı ve elleriyle çenesine destek oldu. Bu hem daha rahat konuşmasını hem de Jack'e yakın olmasını sağlıyordu. Kemik Torbası bu gürültüsüyle gizli konuları konuşmaya cesaret edebileceği ender yerlerdendi. Kurumuş dudaklarını yaladı. "Jack..." dudaklarından dökülen ilk kelimede bile ses tonu nelerden bahsedeceğini ortaya koyuyordu. Fakat o sırada Aleida'ya viski getiren garson masaya geldi. Huzursuzca lafı çevirip "Seni görmekte güzel Jack." diye mırıldandı.

Tekrar masa çevresinde yalnızlığı barındırdığında O'nun söyleyeceklerini merakla bekleyen adama "Babam bir anlaşma yapmış." diye fısıldadı. "Hogwarts'da yapılacak vampir-büyücü savaşında, vampirlerle müttefik olacağız." Yüzü bu konuda huzursuz olduğunu gösteren bir ifadeyle buruştu. Bu oyunda büyük oynuyordu. Babasından bile daha büyük. Çünkü köprünün başına geldiğinde babası yanında yoktu. Hiç bu kadar ortada olmamışlardı. Bu ya yeni bir neslin başlangıcı olacaktı ya da ailenin çöküşü. Azkabanda en iyi hücrelerin Widmore'lar için ayrıltıldığını herkes bilirdi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sténly Jack Widmore
♪ Ressam ♪
♪ Ressam ♪
Sténly Jack Widmore


Mesaj Sayısı : 146
Doğum tarihi : 13/06/94
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Widmore~
Sihirsel Soy : Safkan
Kayıt tarihi : 14/05/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
Ziyaret Left_bar_bleue89/100Ziyaret Empty_bar_bleue  (89/100)
Düello Gücü:
Ziyaret Left_bar_bleue0/0Ziyaret Empty_bar_bleue  (0/0)

Ziyaret Empty
MesajKonu: Geri: Ziyaret   Ziyaret Icon_minitimePaz Ağus. 07, 2011 4:41 pm



Kahverengi kaba içki şişesi dudağına her temas ettiğinde romun yakıcılığını ve alıp götüren dokunuşunu hissediyordu. Büyük yudumlarla şişenin dibini görmeye başladığında barın kapıya yakın olan bölümünden gelen patırtıyla şişeyi yavaşça masaya bıraktı. Gözlerini bu güzellikten alıp karşısındaki güzelliğe diktiğinde dikkati de o tarafa kaydı. Tehditkâr olduğu kadar zalim gözlerin altında yavaştan belirmeye başlayan torbaları gördü. Karşısındakinin bir şeyler hakkında geceler boyu düşündüğünü anladığında karşı koyamayacağı bir merak büyümeye başladı içinde. Merakını biraz olsun bastırmak için farklı bir yöntem olarak şişeyi yine dudaklarına götürdü, yemek borusundan süratle aşağıya akan sıvı Jack'i rahatlattı. Şişeyi tekrar masaya koyduğunda kuzeninin kendi içindeki anıları izleyen gözleri canlandı. Endişe taşıyan bir yüz ifadesi takındığında ressamın merakı arttı. Aleida'nın dudaklarından dökülen ismini duyduğunda oturduğu yerde iyice dikleşti. Havanın bu derece değişmesine karşı ilginç diye geçirirken içinden pasaklı garson viski getirmişti. Kuzeni konuşmak üzereyken boş bulunduğundan garsonu geçiştirecek bir şeyler söyledi, ressam da tebessümle karşılık verdi. Rahat büyücü rolünden garsonun masadan ayrılmasıyla ayrıldılar ve Aleida'nın dudakları bir kez daha aralandı. "Babam bir anlaşma yapmış. Hogwarts'da yapılacak vampir-büyücü savaşında, vampirlerle müttefik olacağız." dedi olabildiğince alçak bir ses tonuyla. Jack irkildi, gözleri kendi içindeki
anılar denizine daldığında bardan yayılan kaba gürültüyü bile duymaz oldu.

Bir tablo çizmişti, eskiden, çok eskiden. Hogwarts yıllarında öğrenmeye meraklı bir büyücü adayıydı belki, belki değildi bile. Tablo için seçmiş olduğu tuval yırtıklar ve kahverengi pislik lekeleri taşıyordu üstünde. Güneş gökyüzüne elveda ederken kırmızı ışın demetleri bırakıyordu gerisinde, teselli bırakırmış gibi. Tuvale çarpmak için yarışıyor gibiydi bu kırmızılıklar, geleceği gösteren bir tablonun üzerinde oynaştıklarından haberdar değillerdi şüphesiz. Diğerlerine göre daha uzun süren bir gecenin ardından tamamlanan tabloyu gören babası şaşırmış ve miniğe bağırmıştı. Böyle saçma resimler çizmemesini sert bir dille nasihat ederken tabloyu paramparça etmişti. Dağılan tuvale bakan biri yüksek kuleler sahip heybetli yapıyı görebilirdi. Açık camdan giren rüzgarın savurduğu kırmızı fonlu parçaların üzerinde sivri dişli yaratıklar hayalden başka bir şey olamazdı. Giydikleri karanlık cüppelerin üzerinde süslü "W" harfini taşıyan büyücüler de gerçek olamazdı aynı yerde yatan minik cesetler gibi... Böyle bir savaş veya ona benzer bir şeyler yaşanamazdı, çok saçmaydı, minik Jack gerçekten hayal dünyası geniş olan bir çocuktu.


Jack pasaklı garsonun gelip şişesini yenilemesiyle tekrar irkildi. Alnında boncuk boncuk beliren ter damlalarını cebinden çıkardığı kar beyazı mendille sildikten sonra kuzenini ciddiyetle süzdü. Söyledikleri zihninde tekrar yankılanırken şişesinden hayli büyük bir yudum alıp sertçe masaya bıraktı. Kuzeninin gözlerinde ölüm ve karanlık görüyordu. "Bu gerçekten ilginç olacak," derken yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. Savaşın vereceği ilhamın ardından yapabileceği müthiş tabloları düşünürken keyiflendi, cebinden tütün ve pipo çıkartması bunun göstergesiydi. Kuzenine aldığı her kararda onun yanında yer alacaklarını, gerekirse üzerine gelen lanetlere karşı kendilerini siper edeceğini ve bunun gibi moral verecek birçok şeyi söylerken barın tavanına geniş bir duman kümesi gönderdi. Neşeli gözlerini hafifçe kırparak kuzenine gülümsedi. Elindeki sıcaklığın kaynağını görmek için gözleri eline kaydığında farkında olmadan kuzeninin elini avuçları arasına almış olduğunu fark etti.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ziyaret
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ziyaret
» Ufak bir ziyaret.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg :: ||| Büyücü Dünyası :: Knocturn Yolu :: Kemik Torbası-
Buraya geçin: