Lyonelina Mullendore ☼ Tılsım Profesörü ☼
Mesaj Sayısı : 278 Doğum tarihi : 30/08/92 Yaş : 31 Sihirsel Soy : Safkan Kayıt tarihi : 02/07/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (0/0)
| Konu: Md : Alkyone - Tyler - Nourdine Ptsi Tem. 25, 2011 7:35 pm | |
| | |
|
Alkyone Ambrosia Slytherin IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 92 Mücadele Tarafı : Kendisi Sihirsel Soy : Safkan* Evcil Hayvanı : Torrent faresi; Lityum ^.^ Kayıt tarihi : 05/06/11
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (85/100) Düello Gücü: (25/25)
| Konu: Geri: Md : Alkyone - Tyler - Nourdine Ptsi Tem. 25, 2011 11:12 pm | |
|
Kapıdan içeriye doğru adım attığında kendisini Hogwarts’ın avlusunda buldu genç slyhterinli. Hava, savaşın kasvetinden karaya bürünmüş, ay gökyüzünü hâkimiyeti altına alabilecek kadar güçlü olmasına rağmen savaşın zulmüne uğramaya korkarcasına titrek ışığını gönderiyordu yeryüzüne. Herhangi bir insana kendi kafasında yarattığı cehennemi soracak olursanız alacağınız yanıt kesinlikle burada olup bitenler ile aynı olurdu. Hogwarts’ın görkemli kulelerinden birinin neredeyse yarısı yoktu ve diğer kuleler de büyük hasara uğramıştı. Büyücülük okulunu çevreleyen dış duvarların çoğu yıkılmıştı. Sanki bir yaş pastanın üzerine renkli şekerler serpiştirir gibi yayılmıştı her yere moloz yığınları ve kayalar. Büyülere maruz kalan birçok yer alevlere teslim olmuştu. Herkes bir yerlere koşturuyor, hayatlarını kurtarmak için canla başla mücadele ediyorlardı. Korkmuştu Alkyone. Kim olsa korkardı böyle bir ortamdan. Bir an geri, sınıfa dönmeyi düşündü. İstemsizce arkasını döndü ve buraya gelmesini sağlayan kapının yerinde koca bir kayanın durduğunu gördü. “Kaççç!” Genç cadı aniden sesin geldiği tarafa yöneldi ve önünden hızla koşarak uzaklaşan çocuğu gözleri ile takip etti. Sonrasında neyden kaçtığını görmek için çocuğun geldiği yöne baktı. Üzerine doğru gelen neredeyse kafasının iki katı büyüklüğünde ki molozu gördüğünde gözleri kocaman açıldı. Adımları onu sağ tarafa yönlendirmişti. Telaştan ayakları birbirine dolanıp yere kapaklandı ve molozun birkaç metre yanına düşmesini izledi. Her şey o kadar ani ve hızlı gerçekleşmişti ki kız neye uğradığını şaşırmıştı. Ancak o zaman asasını kavramayı akıl edebilmişti. Başka bir sürprizle karşılaşmamak için oldukça hızlı hareket etmiş, ayağa kalkmış ve gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı asasını öne doğru uzatmıştı.
Hogwarts yıkıntılarının arasında güçlükle yürürken bir yandan da etrafını kolaçan ediyordu. Bütün slytherinler bu savaştaydılar, peki ama nerede? Şuan tanıdık bir yüz görse kendisini nasılda güvende hissedeceğini düşünüyordu Alkyone. Bu karmaşada ve kalabalıkta sınıf arkadaşlarından birilerini bulmak ise hiç kolay olmayacaktı. Etrafa arayış içerisinde göz atarken, Hogwarts’ın karagölün muhteşem manzarasına tanıklık eden tarafına geldiğini fark etmişti. Burası okulun diğer yerlerine nazaran daha sakin ve sessizdi. Öyle ki bütün acısını içine atıp, dışarı yansıtmamaya çalışan bir adamın iniltisini duyabiliyordu. Seslerin olduğu yere doğru gitti. Yaklaştığında, yıkıntıların oluşturduğu küçük alanı kendisine siper etti ve kafasının onları görmeye yetecek kadar küçük bir kısmını dışarı çıkartarak neler olup bittiğini izlemeye koyuldu.
İki tane adam vardı. Karanlığın içinde daha çok kaybolan adamın üzerinde yere kadar uzanan siyah bir cübbe vardı. Diğer adamın aksiye ayakta durmuş, her insanı sinir edebilecek potansiyelde ki kahkahasını atıyordu. Ay ışığının izin verdiği ölçüde gördüğü diğer adam, daha açık tenliydi ve üzerinde de o iğrenç cübbeden yoktu. Acı ile kıvrandığı ve bu yüzden yere çöktüğü aşikârdı. Siyah cübbeli adam asasını yerde kıvranan adama doğru kaldırırken, Alkyone merak içinde olacakları izliyordu. Duymayı düşündüğü büyü yerine imperioyu duymuştu. Yerde diz çöken adam acı içinde güçlükle doğruldu, uçuruma doğru birkaç adım attı ve kendisini aşağıya, gölün sularına bıraktı. Kız şaşkınlık ve korku karışımı bir duygu ile az önceki manzaradan gözlerini ayırdı. Arkasını döndü ve yere çömelerek başını kollarının arasına aldı. Adam işini bitirmişti ve olay yerinden ayrılıyordu. O adama fark edilmek Alkyone’nin isteyebileceği en son şey bile sayılmazdı. Bu yüzden neredeyse nefesini tutarak bekledi. Profesör burada ölümün söz konusu olmadığını söylemişti fakat ağır ya da hafif yaralanmalar olabileceği konusunda da uyarmıştı. Kafasının içinde ölümü, savaşı düşünürken iki çift ayağın ona doğru yaklaştığını gördü. Eğer yaralanmak istemiyorsa ilk hamleyi kendisi yapmalıydı. İki kişiyi aynı anda nasıl haklayabileceğini düşünmeden doğrulup asasını ileri doğru uzattı tehditkâr bir şekilde. Alkyone’nin ani hareketi karşısında diğer iki oğlanda asalarını kaldırmış saldırı pozisyonunu almıştı. Karşısındaki yüzlere odaklandığında içini inanılmaz bir rahatlık hissi kaplamıştı. Karşısında ki oğlanların ikiside ondan uzundu. Birisi sarışın, yeşil gözlü ve yuvarlak burunlu Nourdine idi. Diğeri ise sert yüz hatlarına sahip, kumral, açık mavi tonunda gözlere sahip olan Tyler. Alkyone rahat bir nefes vererek asasını indirdi. “Ahh şükürler olsun. Sonunda tanıdık yüzler.”
| |
|
Archill Thomas Caliente ░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Mesaj Sayısı : 2864 Doğum tarihi : 24/12/90 Yaş : 33 Mücadele Tarafı : Aydınlık~ Sihirsel Soy : Safkan~ Kayıt tarihi : 23/04/09
Bilgiler Quidditch Mevkiî: Rpg Puanı: (100/100) Düello Gücü: (50/60)
| |