* Sihir Dünyasını düşününce aklınıza gelen şeyler ve size hissettirdikleri nelerdir?
"Sihir Dünyası" çocukluğumdan beri aşikar olduğum bir tanım. Şanslılar ligi de diyebilirim. Bundan başka bir dünya tanımıyorum, muggle yaşantıları benim için birkaç temelsiz bilgiden öteye geçemiyor. Bana neler hissettirdiğine gelirsek... Bilmiyorum, normal? Şanslı hissediyorum, bulaşıklarını bile kendi yıkayan bir muggle olabilirdim, değil mi?
* Geniş bir labirentte kayboldunuz. Vakit gece. Ne yapardınız, neler hissederdiniz?
Korku, bu çok aşikar. Yine de mantıklı olmak şart, aksi taktirde deliliğin pençesine düşersiniz. Hafızamı zorlarım, geldiğim yolları bulmak için çabalarım el yordamıyla. Olmadı uyurum, aydınlığı beklerim, fazla hareket etmek beni sadece acıktırır.
* Üç Büyücü Turnuvasına katıldınız ve ilk göreviniz ejderhadan kurtulup altın yumurtayı almak. Ve rakipleriniz sizden çok daha güçlü. Ne yapardınız, nasıl bir stratejiyle ejderhanın karşısına çıkardınız ve neler hissederdiniz?
Başlangıçta enerjimi saklamak için fazla bir atraksiyona girmem. Rakiplerim muhtemelen adrenalin sebebiyle hızlı davranacaktır. Elenecekler aynı hata sebebiyle. Sabır en güçlü silah. Sabretmek gerek.
Ejderin karşısına çıkınca da, hımmm... Olabildiğince kör noktalarında, ulaşamayacağı yerlerde durmaya çalışırım. Boş anında da yumurta için şansımı denerim.
* Seçme şansınız olsa hangisini seçerdiniz, sebebiyle birlikte belirtiniz? Mürver Asayı mı? Görünmezlik Pelerinini mi? Diriltme Taşını mı?
Görünmezlik pelerini. Ölümü bile atlatabilecekseniz, neden hırsa yenik düşüp güç için oynarsınız ki? Kesinlikle pelerin.