Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 & Dolunay'ın Doğuşu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Mystique Oak Cynthia
Yönetici & Sihir Bakanı
Yönetici & Sihir Bakanı
Mystique Oak Cynthia


Mesaj Sayısı : 638
Doğum tarihi : 10/09/91
Yaş : 32
Mücadele Tarafı : Sihir Dünyası
Sihirsel Soy : Purebred
Kayıt tarihi : 09/11/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
& Dolunay'ın Doğuşu Left_bar_bleue100/100& Dolunay'ın Doğuşu Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
& Dolunay'ın Doğuşu Left_bar_bleue50/60& Dolunay'ın Doğuşu Empty_bar_bleue  (50/60)

& Dolunay'ın Doğuşu Empty
MesajKonu: & Dolunay'ın Doğuşu   & Dolunay'ın Doğuşu Icon_minitimePaz Mayıs 22, 2011 7:02 am

“Her düzen bir yerde bozulur. Çünkü her düzenin yenisi gelir dünyaya…”

Siyah ve lacivertin ürkütücü tonları arasındaki siyah bulutların huzuruz hareketleri rüzgârın ters yönde esmesine sebebiyet vermişti. Üstüne giymiş olduğu parıltılı pelerinini örten büyük bulut kütleleri inci gibi parlayan dolunayın kâh önüne geçiyor kâh onu tüm merhameti ile aşağıdaki hareketli siyah ormanın gölgelerini selamlamasına izin veriyordu. Siyah tonları üstüne giymiş olan kahverengi kabuklu büyük ağaçların arasında üstü yosunlanmış kocaman mağaranın içinden havaya bırakılan hırıltı sesleri etrafta hakimiyet kurmak isteyen sessizliği peçete misali bir köşeye atıyordu adeta. Gölgelerle bezenmiş mağaranın içinden dışarıdaki loş mavimsi ışığın altına doğru ilerleyen bedenlerden yükselen kokuların içine tehditkâr ve huzursuz hırıltıları eşlik ediyordu. Mağaranın içinden ilk çıkan siyah kürkle süslenmiş uzun tüylü bir vücuda sahip olan, gözlerindeki tehditkâr bakışları ile etrafı selamlıyordu. Kollarına nazaran bacakları biraz daha inceydi. Göğüs kafesinin üstünü kaplayan et parçalarının üstündeki kasları örten siyah kürkü idi. Onu takip eden birçok bedenin huzursuz hırıltılarını dinliyordu. Ona benzeyen ama ondan biraz daha genç, yaşlı veya biraz daha kısa ve uzun boylu olanları vardı. Kırmızı gözleri öfke ile kısılarak yukarıya doğru kaydı. Bulutların anlamsız gibi görünen hareketlerini izlemeye başlamışlardı. Gözlerindeki öfke gitgide doruklara ulaştığında büyük bir uluma sesi, uyuyan ormanın içinde mağripli bir savaş borusu gibi ötmüştü. Ormanın karanlık ile bezenmiş derinliklerinde yankılanan uluma sesi birkaç tür hayvanın korku ile ürperip yataklarını terk etmesine sebep olmuştu. Mağaranın girişini büyük bedenleri ile kapatan iki ayak üstündeki Satyricos’ların lideri başını hızlıca geriye çevirip, yerin derinliklerine kadar inen mağaranın girişine doğru hızla koşmaya başladı. Gözlerindeki kırmızılığın tonu biraz daha koyuya kayarken zihnindeki öfke dolu düşünce öbekleri diğer büyün Satyricos’ların kulaklarında zonklamasına sebebiyet vermişti. Dışarıdaki her bir beden sessizce yukarıya bakıp havaya dişleri arasından bir hırıltı hediye ederek mağaranın karanlıkları içerisinde tozlu havayı kurt adamların ciğerlerine sunarak ilerleyen Satyricos’u takip etmeye başlamışlardı. Gürültüleri tüm mağaranın içinde yankılanırken uzaklara doğru yayılan uluma sesinin etkisi ile bütün orman uyanmaya başlamıştı. Huzurun sağladığı düzenin bozulduğunu hissetmişlerdi.

Yatağında dolunayın verdiği acı kasıntısı ile kıvranan oval yüz hatlarına sahip kulak hizasından kesilmiş siyah saçlarına eşlik eden sımsıkı kapatılmış bal rengindeki gözlerin içindeki acı belli oluyordu. Kurt adama dönüşmek üzere olmasından habersiz sessiz koyu krem renkli evinin kayısı kurusu rengindeki lambası altında kıvranıyordu. Omurgalarından başlayan bir çatırtı ile gözleri yaşla dolmuştu. Kurumuş dudaklarından çıkan çığlık tüm evin içinde yankılanmıştı. Sesi takip eden başka bir çatırdama ile gri renk tonlarına sahip bir yeni deriye bürünmeye başlamıştı. Vücudundaki damarların her biri acı ile genişliyor kalbi ise ritmik düzenin bozulmasına tepki olarak daha hızlı atıyordu. Kuru kayısı rengindeki ışığın altında yatağından krem renkli ahşap zemine kapaklandı. Acı ile çığlıklarını havaya ederken bedeni istem dışı hareket ediyordu. Farklı bir görüntü elde etmeye başlamıştı. Yüz hatlarındaki kasılmanın verdiği acı ile en büyük çığlığını koy vermişti. Bir süre sonra sessizlik hüküm sürmeye başladığında gözleri bedenini takip ediyordu. Gözleri, karşısındaki aynada buluştuğunda öfke ve şaşkınlıkla açılmıştı. Silindiri andıran bir çıkıntı burnunu oluşturuyordu adeta. Islak ve evdeki her kokuyu ciğerlerine sunan bir burun. Bal rengindeki gözlerinin içine koyu kahverengiyi anımsatan bir renk karışmıştı. Dudaklarının arkasındaki büyük dişlerin baskısı ile doğrulmaya çalıştı. Yapmak istediği komutu hızlı bir şekilde gerçekleştirdiğinde kulaklarına ulaşan uluma sesi ile damarlarının içindeki kanın sıcaklığını bedeninin terk ettiğini sanmıştı. Gözleri camın ötesindeki buğulu havaya kaydı. Sesin anlamını merak ederek evin içinde öylece kalmıştı. Ama bedeninin derinliklerinde yankılanan uluma sesi uyarıcı bir alarm niteliğinde bedeninin hâkimiyetini almıştı. İçgüdüsel olarak pencereye koşarak atladı. Bir Wisteria olmuştu. Sadece dolunayda dönüşen bir kurt adam. Damarlarında onların kanı dolaşıyordu. Karanlık ormana doğru yöneldiğinde ayaklarının altından kayıp giden toprağın ıslak kokusunu ciğerlerine sunuyordu.

Gecenin lacivert ürkütücülüğü arasında karanlık bir ormanın içinde dolan üç beden yukarıdaki tersine giden rüzgârın yaratmış olduğu görüntüleri takip ediyordu. Her biri yarı çıplak bir şekilde, karanlıkla bezenmiş ormanın içinde bedenlerine çarpan soğukluğu umursamadan hareket ediyordu. Gözleri şaşkınlık ve öfke ile kasıldığında kulaklarına dolan uluma sesi ile gözleri birbirlerinin yüz hatlarına takıldı. Her biri ulumanın anlamını anlamak için birkaç söz sarf etmek istemişti. Fakat buna fırsat kalmadan omurgalarında ve göğüs kafeslerinde başlayan bir çatırdama ile ileriye atıldılar. Üç beden mikro saniye içerisinde üç büyük kurda dönüşmüştü. Ormanın içinde koşmaya başladıklarında ıslak burunlarına çarpan değişik kokuların efsunlu hallerini ciğerlerine sunmuşlardı. Kaslarının içinde dolaşan damarları içindeki ilahi sıcak kırmızı sıvının hızı biraz daha artmıştı. Dolunayın bedenlerine verdiği ilahi gücün eşliğinde ulumanın kaynağına doğru ilerliyorlardı. Ne olduklarını bildikleri halde onları görebilmenin umudu ve korkusu içinde gözleri soğuk ve keskin rüzgârla kısılmıştı Lykos’ların.



Kurt Adamlar

Satyricos; Safkan bir kurt adam ırkıdır. Sadece kurt formunda olabilirler. Kendi aralarında ve Wisteria ya da Lykos ırkı ile zihin bağlantısı kurabilirler. Kurt adam ırkının en güçlüleri olup bir vampirle teke tek dövüşebilirler. Keskin duyulara sahiptirler. Farklı bir yaşam alanı içerisinde sürü halinde yaşarlar. Tek olmak onlar için intihar sebebi olarak değerlendirilebilir. Zekâları fazlasıyla gelişmiş olduğu için avlanırken bir strateji üstünden hareket ederler. Diğer ırklara nazaran içgüdülerini o kadar çok kullanmazlar. Yemek olarak çiğ etle beslenirler. Daha çok zekâları doğrultusunda hareket ederler. Fazla kurnaz oldukları için “sağ gösterip sol vurma” deyimini en iyi şekilde uygularlar. Yaralandıkları zaman yaralanan bölgenin hasarına göre iyileşme sürecine girebilirler. Sadece güçlü bir büyücünün sahip olduğu güçlü bir asadan çıkan öldüren lanet ve Cailteanas ırkı tarafından öldürülebilirler.

Wisteria; Melez bir kurt adam topluluğudur. Bunlar büyücü ve cadılardan oluşan kişilerde mensup bir ırktır. Sadece dolunay gecesi dönüşüm geçirebilirler. İçgüdüleri zekâlarına nazaran daha baskındır. Keskin duyulara sahiptirler. Yiyecek ihtiyacını normal insan formundaki yiyecekleri yiyebilir. Tek değişen eti az pişmiş severler. Büyü yapabilirler, fakat kurt adam formunda bir kurt adam gibi hareket ettikleri için büyü yapamazlar. Düşüncelerinde bir kayıp meydana gelir. Öfkeli ve saldırgan bir forma bürünürler. Yaralandıklarında insan bedeninin onarma süresine nazaran yüzde ellisi kadar hızlıdır. İnsan formunda kurt duyuları –tam olmasa da- ile hareket edebilirler. Sıradan bir büyücünün asasından çıkan öldüren lanet ve Ocrais ısırığı ile öldürülebilirler.

Lykos; Her daim kurda dönüşebilen cadı ve büyücü topluluğunun oluşturduğu bir ırktır. Kurt duyuları insan formunda tam olarak harekettedir. İstedikleri anda kurda dönüşebilirler. Bunların diğer ırkdaşlarından farkı iki ayak üstünde değil de dört ayak üstünde hareket etmeleridir. Normal bir kurdun iki katı büyüklüğe sahiptirler. Zekâ ve içgüdüsel özellikleri aynı oranda işlemektedir. Wisteria ırkı gibi insan formundaki yiyecekleri yiyebilirler. Ancak eti az pişmiş severler. Sürü halinde gezinirler. Zihin bağlantıları vardır. Sadece zihinleri konuşabilme özelliklerine sahiptirler. Yaralandıklarında Satyricos’ların iyileşme sürecinden uzun, Wisteria’ların iyileşme süresinden daha hızlı iyileşirler. Büyü yapmada Wisteria kadar başarılı değillerdir. Onlar sadece sıradan bir büyücünün asasından çıkan öldüren lanet ve Sceitheadh ısırığı ile ölebilirler.



Hazırlayanlar;
Ulfhedin Faborg
Feodora D'or
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
& Dolunay'ın Doğuşu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dolunay'ın Doğuşu - Yan kurgu yorumlarınız
» Güneşin Doğuşu İle Yeni Başlangıç

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: