Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)

Aşağa gitmek 
+2
Celestine Trussoni
Vasilisa Gorbacheva
6 posters
YazarMesaj
Vasilisa Gorbacheva
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Vasilisa Gorbacheva


Mesaj Sayısı : 111
Doğum tarihi : 16/04/97
Yaş : 27
Mücadele Tarafı : Saçları.
Sihirsel Soy : Safkan Rus.
Evcil Hayvanı : Crystal isminde bir kedisi var.
Kayıt tarihi : 12/01/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue97/1001. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (97/100)
Düello Gücü:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue0/01. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (0/0)

1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty
MesajKonu: 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)   1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 5:24 pm


    Dersin Konusu: Öğrencilerin kendi korkularıyla yüzleşmesi.
    Dersin İşlenişi: Bayan Gorbacheva, sınıftaki öğrencileri sırayla bir tür simülasyona sokacak. Simülasyondaki ortam sinzin korkularınıza göre değişecek, en büyük korkunuzun ortasında bulacaksınız kendinizi. Sizden istenen, o ortamı en iyi şekilde anlatmak. Kısaca dersimiz betimlemeye bağlı diyebiliriz. Kurallar bölümünde puanlama sistemini yazmıştım. Ona göre puanlanacaksınız. İkinci bölümde daha çok zorlanacaksınız, hepiniz için ayrı ayrı kurgular oluşturulacak. Ancak sizi uyarıyorum, lütfen ön planda olan ders rol oyununuz olsun. En büyük uğraşınızı sınıfı betimlemek için değil, simülasyon anını betimlemek için harcayın. Hepinize tekrardan başarılar diliyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Celestine Trussoni
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Celestine Trussoni


Mesaj Sayısı : 20
Doğum tarihi : 20/02/93
Yaş : 31
Mücadele Tarafı : Tarafsız. Karanlık meyilli.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Blizzard ve Racine.
Kayıt tarihi : 13/05/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue100/1001. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue0/01. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (0/0)

1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)   1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Icon_minitimeC.tesi Mayıs 21, 2011 6:29 pm

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma her daim en sevdiği derslerden birisi olmuştu. Şu ana dek. Ellerinin titremesine engel olamayarak Bayan Gorbacheva'nın konuşmasını dinliyordu. Dinlemek her zaman anlamak demek değildi, bu sebeple profesörün söyledikleri arkalarında yalnızda bir kaç cümlecik bırakarak bir kulağından giriyor, ötekinden çıkıyordu. "En büyük korkularınızla yüzleşmek üzere bir simülasyona gireceksiniz ve..." Kulakları çınlıyordu genç kızın, çünkü en büyük korkusunu aklına getirmekten bile çekinyordu yıllardır. Korku, genelde bilinmeyene karşı olsa da onun korkuları bilinen ve yaşananlaraydı. En büyük korkularıyla tekrar yüzleşmesinin yıllardır dengede tutmak için debelendiği ruhunu ne hale getireceğini az buçuk görebiliyordu. Geceleri bitmek bilmeyecek kabuslar, yatakhanedeki her bir kızı uyandırabilecek kadar yüksek sesli çığlıklar, hıçkırıklar... Derin bir nefes aldı ve dışarı vurmakta olan histerik güçsüzlüğünü durdurmayı denedi. Bedeni hala sarsılıyordu, elleri fazla kafein almış gibi titriyordu ve yüzünden akan terler fazlasıyla soğuktu. Korku. Genç kızın en büyük korkusu babasıydı. Bir insan kendi öz babasından nasıl korkardı ki? Aynı kanı taşıyorlardı ama anlaşılan kötü bir kandı onları birbirlerine bağlayan...

Çevresindeki öğrencilere baktı, yıllardır tanıdığı, sevdiği, güvendiği yüzleri gördü, nefret ettiği, ezdği, benzediği, zıtlaştığı, kavga ettiği her bir yüzü inceledi. Bazıları en az Celestine kadar korkuyordu, bunlar en büyük korkularını bilenlerdi, kendilerine karşı dürüst olanlardı ve belki en büyük korkuları genç kızınkilere benzeyenlerdi. Bir de ifadesiz yüzlerle Gorbacheva'yı izleyenler vardı ki bunlar korkusuz oldukşarına inananlardı ya da korkularını yalanlar vasıtasıyla yumuşatmış olanlar. Celestine narin elini sarı saçları arasına daldırdı, şimdiden terden ıslanmış olan saçlarını hızlı bir hareketle toplarken keşke korkularım olmasaydı, olmaları mecburi ise de keşke örümcekler ya da yılanlar gibi minik korkular olsaydı diye düşündü. Bu sırada Bayan Gorbacheva simülasyona girmek için bir kaç kişiyi çoktan çağırmıştı. Çıkanlardan birinin yüzü bembeyazdı, bir heykelle karıştırılabilecek kadar beyaz ve onun ardından gelenin ise gözlerinden akan yaşlar hiçbir şekilde durulmuyordu. Celestine göğsünün üzerindeki mavi armaya dokundu, çoğu zaman onu rahatlatan bu hareket şimdi hiçbir işe yaramıyordu. Yavaşça sol elini kaldırdı ve kocaman açılmış zümrüt yeşili gözlerini profesörün buz mavisi gözlerini yakalamaya çalıştı. Boşuna bir çabaydı, zaten simülasyona girmek istemediğini söylese bile herkes onu korkak bir tavuk olarak ilan edecekti, kendisiyle dalga geçilmesini istemediğinden elini indirdi ve tam o anda Bayan Gorbacheva ona döndü. "Sıra sizde madamoiselle Trussoni." Ellerini tahta masanın kenarına batırdı ve gözleri bir an için kapıya döndü, ne kadar sürede kaçabileceğini hesaplar gibi bakıyordu çevresine. Ama bu Celestine'di, Antonio Trussni ve Yseut Devereux'nün kızı Celestine Trussoni. Ne göreceğini biliyor olsa da kaçmayacaktı. Kaçıp gitmek ona göre değildi. Yavaş adımlarla Gorbacheva'nın yanına geldi ve simülasyona girdi.

İlk başta yalnızca karanlık vardı, sonra içeri yavaşça gün ışığı sızmaya başladı ve eski evinin kokusu her yanını sardı. Gül kokusu gittikçe şiddetlenirken yatak odasının içindeki eşyaların hatları iyice belirginleşti ve babasının yatak odasından gelen sesini duymaya başladı. Bu anı onun için her daim canlıydı ancak şimdi daha önce fark etmediği noktalar dikkatini çekiyordu. Annesi neden hiç bağırmıyordu, oysa Celestine, kızına tecavüz edileceğini anlayan Yseut'nün deliler gibi 'O daha çok genç Antonio, lütfen bunu yapma, onu rahat bırak' diye bağırdığını hatırlıyordu. Şimdiyse sadece, Celeste'in en sevdiği şarkıyı mırıldanan babasının sesi vardı etrafında. Ses hep hatırladığı gibiydi, derinden gelen ve etkileyici. Adamın gerçekte sahip olduğu bedensel güzelliği daha onu görmeden insanların belleklerine sokan bir sesti bu. Duyulamayan ezgilere eşlik eden bir sesti. Celestine o zaman en büyük korkusunun annesinin ölümünü tekrar yaşamak olmadığını anladı. Celestine'in en büyük korkusu babasının ona tekrar tecavüz etmesiydi ve genç kız buna hazırlıklı değildi. Babasının esmer teni ve zümrüt yeşili gözlerini gördü, dudaklarındaki sevgi dolu gülümsemeyi ve yumuşak bakışı. Elinde olmadan sarıldı ona, kıza zarar vermeyecek gibi duruyordu ne de olsa. V-Babasının sıcak ve kaslı bedenine narin kollarını doladığı anda, adamın tutuşu değişti, sıkılaştı ve dudakları genç kızın boynuna indi. Islak, iğrendiren ve yanlış hissettiren öpüşlerin kesilmesi için bağırmaya başladı Celestine. Adamın sırtını yumrukladı ancak kaçısı olmadığını biliyordu. Bir anda kendi çocukken yattığı yatağın zümrüt yeşili ve lapis mavisi örtülerinin üzerinde buldu. Kız daha çok küçükken bir Ravenclaw ya da Slytherin olmaya karar vermişti. Slytherin hep aüır basmıştı ancak Seçmen Şapka onu Ravenclaw'a yerleştirmişti. İçindeki zeka, diğer tüm özelliklerinden baskın çıkmıştı ne de olsa. Babası, Celestine'in bileklerini tek avucuyla tuttu ve kızın beyaz gömleğini hızla sıyırdı. Tek bir kez dahi konuşmamıştı, kızına gerçekten tecavüz ettiği anın iğrenç bir yansıması gibiydi yaşamakta oldukları. Göğüsleri ani soğuk ve ardından ıslaklıkla sarmalandığında bağırışları şiddetlendi. Gözleri, babasının gözlerine kilitlendi. Aynı gözlere sahipti ikisi de. Aslında birbirlerine her açıdan benzerlerdi, saçları dışında her açıdan. Antonio ağzını kızın sağ göğsünden çekti ve bileklerini serbest bıraktı. Kız adamın altında kurtulmak için debelendikçe babası zevkle gülümsüyordu. Bunu fark ettiği anda hareket etmeyi kesti. Ona daha fazla bir zevk vermeyecekti. Gözlerini yılanlı yapıştırmalarla süslü duvarlarda gezdirdi, taş bebeklerin sıralandığı eski çalışma masasında, dolabının üzerine yapıştırılmış resimlerde... Debelenmeyi bıraktı, adam bedenini istediği kadar kullanabilirdi, sırf bedeni kullanıldığı için ağlayacağı durumda değildi. Yine de gözlerinden düşen bir damla yaşa engel olamadı. Ellerini belinin altına soktu ve babası, bacaklarını aralarken tek bir direnişte bile bulunmadı. Babası içine girerken ne çığlık attı ne de inledi. Antonio'nun gidiş gelişleri hızlanırken bile hiçbir şey söylemedi. Nefretle parlayan zümrüt yeşili gözlerini ona dikti yalnızca. Bir Slytherin'e yakışan göz renginin ne kadar yıkıcı olduğunu biliyordu ne de olsa. Babası boşalırken ve içinden çıkarken belinin altına gizlediği ellerini açtı ve eli asasına çarptı. Gözleri parladı. Bunu yapmak için eğitilmişti, ve ona zarar veren, hayatını zehir eden tek insan da onun kurbanı olacaktı. Yataktan kalktı ve babasına baktı.
"Annemi nasıl öldürdüğünü hatırlıyor musun? Üç laneti de sırasıyla kullanmıştın onun üzerinde. Güzelliği sönene dek ona tecavüz etmiştin ve o ölmek üzereyken de bana! Bir babanın kızına bunu nasıl yapabileceğini düşünüyorum o günden beri ve artık nedenini anladım. Beni acıya alıştırmaya çalışıyordun, ölüme, tecavüze, tüm kötülüklere. Ama ben senin gibi değilim. Belki o gece seni öldürmem için yaptın onları bana. Ama şimdi o cesareti bulabiliyorum içimde. Yavaş bir ölüm yaşamanı izlemek isterdim ama bunun için fazla vicdanlıyım." "Kendi babanı mı öldüreceksin Celestine? Ona bir kez teşekkür etmeden bile mi?" "Ne için teşekkür etmeliyim sana? Zorla sahip olduğun vücudum için mi? Annemi öldürdüğün için mi?" Deli gibi bağırıyordu ve ses telleri acıyordu. "Beni öldürdüğünde ne için teşekkür etmeden gerektiğini anlaya-" Ses, yeşil bir ışık ve odanın içnde yankılanan ölümcül lanetle yarıda kesildi. "Avada Kedavra!" Artık korkacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Korktuğu hiçbir şey yoktu. İşte o zaman anladı Celestine neden teşekkür etmesi gerektiğini. "Beni korkusuz yaptığın için teşekkür ederim baba."

Kendi aniden karanlığın içinde buldu, sonra profesörün yüzünü gördü. Çevresindeki sınıf netleşirken gözlerini kırpıştırdı. Sağ elinin tersiyle göz yaşlarını sildi ve tahta sırasına döndü. Korkularını nasıl yeneceğini bulmuştu. Babası ölürse hiçbir şeyden korkmayacaktı ama bunu nasıl yapabilirdi ki? Sınıftaki herkes korkularıyla yüzleşene dek bunu düşündü. Nasıl öldürebilirdiniz Azkaban'da tutulan bir adamı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valerie Diamante
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Valerie Diamante


Mesaj Sayısı : 34
Doğum tarihi : 13/08/93
Yaş : 30
Mücadele Tarafı : Aydınlık.
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Minik beyaz bir tavşan. İsmi ise Lizz.
Kayıt tarihi : 13/05/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue90/1001. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (90/100)
Düello Gücü:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue0/01. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (0/0)

1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)   1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Icon_minitimePaz Mayıs 22, 2011 7:17 pm


    Korku, gereğinden fazla korku…
    Profesörün anlattıklarını dinlerken, sınıf fazlasıyla boğucu ve basık geliyordu genç kıza. Göğsü daralıyor ve nefes alamıyormuş gibi geliyordu. Derin derin nefesler almaya başlamıştı. Kendini ' Daha ders başlamadı Valerie, sakin ol lütfen. ' Diye rahatlatmaya çalışıyordu. Birazdan tek korkusuyla yüzleşecekti. Bu onun nefesinin kesilmesine bile yetiyordu. Düşündükçe içi daha fazla daralıyor ve nefes alamıyormuş gibi geliyordu. Bu dersten bir an önce çıkmak istiyordu; ama böyle bir durumu olamazdı. Çünkü bu dersten kalmak istemiyordu. Başında zaten bir sürü dert varken bir de bunu eklemek istemiyordu. Şimdi korkusuna gelince, dev örümceler! Evet, devasa iğrenç görünümlü örümcekler. Onları düşünürken bile tüyleri ürperiyordu. Şimdi onlarla nasıl yüzleşebilirdi ki? Bu delilikti. Profesör çıldırmış olmalıydı. Sırayla birkaç kişiyi çağırmıştı. Ders şuandan itibaren başlamıştı. Valerie bir yandan etrafına bakınıyor, bir yandan da kalbinin ritmini düzenlemeye çalışıyordu. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Buradan bir an önce çıkmazsa orada bayılabilirdi. Aniden isminin sınıfta yankılandığını duyunca donakaldı. Buraya kadardı. Profesör onu çağırıyordu ve artık kaçma düşünceleri suya düşmüştü. Profesörün ona tekrardan seslendiğini duyunca anca kendine gelebilmişti. Elleri buz gibiydi. Üzerinden soğuk terler boşaldı. Kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu ve bacakları titriyordu. Bunu nasıl yapacağını bilmiyordu; ama bir türlü yapmalıydı. Zayıf düşmek istemiyordu. Özellikle de Slyherin öğrencilerinin karşısında. Bu çok utanç vericiydi. Yavaş ve titrek adımlarla Profesör'ün yanına gitti ve istemeden de olsa simülasyon'a girdi.

    Pencereden biraz da olsa ışık sızıyordu. Valerie'nin kalbi hala deli gibi atıyordu. Onun ritmini bir türlü ayarlayamıyordu ve bu gidişle de bu asla olmayacaktı. Etrafına bakınırken aniden durdu. Bu korkunçtu! Karşısında devasa bacakları olan, bedenini simsiyah tüyler kaplamış, kocaman sarıgözler ona bakıyordu. '' Aman tanrım! '' dedi şaşkın ve bir o kadar korkmuş gözlerle. Boyu o kadar büyüktü ki neredeyse sınıf kadardı. Orada öleceğini sandı Valerie. Eli ayağı titriyordu ve kalbi daha hızlı atmaya başladı. Sanki duracaktı. Ardından etrafını bir sürü böceklerin sardığını hissetti. Hepsinin de ilerlerken çıkardığı o iğrenç sesleri duyabiliyordu. Etrafını yaklaşık beş altı tane devasa örümcekler sarmıştı Valerie’nin. Korkuyordu, hem de çok. Elleri çivi gibiydi ve nereye gideceğini bilmiyordu. Hepsi de aynı kişiye odaklanmıştı. Valerie'ye! Ne yapacağını bilmiyordu. Çığlık atıp odadan çıkmak istiyordu; ama yapamazdı. Ayakta durmakta güçlük çekiyordu. Etrafında bulunan örümceklerin hepsi de ona bakıyordu ve hepsi de ona giderek yaklaşıyordu. Bu o kadar ürpertici ve korkunç bir şeydi ki… Her yerdeydiler. Duvarlarda, tavanda, sıraların altında, üzerinde, her yerde… Korkudan içinden ağlamak bile geldi. Kalbi hala deli gibi çarpıyordu ve elleri hala bir kutup kadar buz gibiydi. Onları öldürmeliydi; ama hangi birini? O kadar çoklardı ki. Kafasını toplayıp düşünmesi gerekti. Fakat o ortam da ve etrafını örümcekler sarmışken hiçte sağlıklı düşünemiyordu. Aslında hiç düşünemiyordu. Boşlukta gibiydi. Gözlerini kapadı ve bunun sadece bir ders olduğunu, onların gerçek olmadığını kendine inandırmaya çalıştı. Bu fazlasıyla zordu. Gözlerini açmak istemiyordu. Onların sadece birinden korkarken bir de etrafında devasa altı tane örümcek vardı. Buradan kurtulmak için onları öldürmesi gerekiyordu; ama hepsini öldüremeyeceğini biliyordu. Belki birisini öldürürse bu lanet ve iğrenç yerden kurtulabilirdi. Kendini topladı. Elleri hala titriyordu. Asasını eline almakta ne kadar güçlük çekse de bunu yapmalıydı. Artık bu korkusunu yenmeliydi. Bayılmadan onları öldürmeliydi. Buna mecburdu genç büyücü. Onları bir anda öldürmeliydi. Bu o kadar zor olmamalıydı. Aniden hepsini yakmanın çok iyi bir fikir olacağını düşündü. Kendini toparlayarak gözlerini araladı. Devasa örümcek karşısında duruyordu. Bayılmamak için kendini zorluyordu. Yüzünü bembeyaz kesilmişti. Onu görünce kafasında az önce kurduğu şey uçup gitmişti sanki. O sarıgözler o kadar korkunçtu ki… Valerie kendine gelmeye çalışarak arkasına baktı. Orada hafiften bir boşluk olduğunu gördü. Kendini hareket etmesi gerektiğine ikna ettiğinde hemen oraya doğru koştu ve hiç durmadan böceklerin bulunduğu yöne büyücüsünü yolladı. ‘’ İncendio! ‘’ diye haykırdı. ‘’ Geberin pislikler! ‘’ dedi.

    Örümcekler yanarken gözlerini kapatmış olmalı ki gözlerini araladığında kendisini büyük bir kalabalığın ortasında bulmuştu. Profesör de karşısındaydı. Sınıfta olmalıydı. Valerie onu görünce üzerinden çok büyük bir yük kalkmış gibi etrafındakilerin yüzüne baktı. Bu işkence nihayet bitti diye düşündü. Artık gülüyordu. Üzerindeki bu yükün kalkmasına seviniyordu; ama o örümceklerin görüntüsünün bir süre daha gözünün önünden kalkacağını zannetmiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Maria Benson
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 108
Doğum tarihi : 14/06/92
Yaş : 31
Sihirsel Soy : Safkan.
Kayıt tarihi : 13/02/10

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue100/1001. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue0/01. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (0/0)

1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)   1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Icon_minitimePtsi Mayıs 23, 2011 7:10 pm

    “En büyük korkularınızla yüzleşeceksiniz…”
    Profesör Gorbacheva'nın sözleri üzerine buz mavisi gözleri hayret derecesinde büyümüştü. Kalbinin ritmi istem dışı hızlanıyor, ellerinin sıcaklığı kaskatı bir soğukluğa dönüşüyordu. Her gün önünden geçtiği derslik ona boğucu geliyordu. İçinde ki korkuyu yıllardır benliğinde gizlemişti, kimseye anlattığı da söylenemezdi aslında. Korku, kimisi için sadece düşlerden ibaretti, onun için ise kendisiydi. Aynaya bakarken karşısına çıkan simanın hayatında tek korktuğu kişi olduğu söylene bilinirdi. Geçmişte yaptığı hataların tek sorumlusu aynada ki yasımaydı onun için. Alacağı kararlar gelecekte onu bir çıkmaza sokabilirdi; isteyeceği en son şey kanısındaydı. Kendisini seven biriydi, heyhat yaptığı yanlışların sorumlusunun da yine kendisi olduğu aşikardı. Lakin genç cadı yüzleşmek istemiyordu, geçmişte yaptıklarını unutup hayat kitabının sayfalarına yeni senaryolar eklemek istiyordu. Mürekkep lekesiz ve kusursuz… Fakat mükemmeliyete kavuşmanın zor olduğunun bilincindeydi. Profesörün sözleri kulağında bir yankı halinde çınlıyordu. Buz mavisi gözlerini sınıfta gezdirdiğinde tanıdığı pek çok sima da aynı endişenin olduğunu fark etmişti. Kimisi ise ruhu olmayan boş bir beden gibi, donuk bakışlarla dinliyordu. Belki de korkuları gerçeklerden uzaktı onlar için. Genç cadı durumunun umursamaz olarak nitelendirdiği gruptan olmasını içten içe dilese de pek bir farklılığın olmayacağının kanısındaydı. Var olan bir olayı değiştiremeyeceğini iyi biliyordu, lakin saçma bir düşünceyi umut edinmişti bir an. Bayan Gorbacheva’nın ismini hitap etmesiyle dona kalmıştı genç cadı. Kendisini neyin beklediğini iyi biliyordu, benliğini de korkutan karşılaşacağından haberdar olmasıydı. Hiç bilmediği bir tehlike içinde bulunduğu durumda ona daha cazip geliyordu. Diğer yönden zayıf düşmek istemiyordu, sadece acizlerin çekindiği kanısını kendisine hatırlatıyordu. Cesaretini toparlayarak derin nefes aldı. Kendinden emin adımlarla Profesör Gorbacheva’nın hazırladığı simülasyona istemeyerek girdi.

    Etrafta oldukça bulanık bir görünüm vardı, yavaş yavaş netleşen oda oldukça loş bir ortamın hakimiyeti altına girdi. Yanan şöminenin çıkardığı cılız sesler duyula biliniyordu. Şöminenin üzerinde ki eskimiş küçük biblolar acîb bir izlenim bıraktığı büyük bir gerçekti. Etrafına dikkatle baktığında büyük annesinin evi olduğu kanısına varmıştı. Eskimeyen anısı ilk günkü gibi hafızalarında yer ediniyordu. Odayı kaplayan krizantem kokuları hissede bilinecek derecedeydi. Pencerenin önünde daima duran sandalye bu kez boştu, eski perdelerin arasından esen hafif meltem kestane rengi saçlarını dalgalandırıyordu. Odanın tam karşısında duran büyük ahşap ayna belki de tek dikkat çekici unsurdu. Kenarları safirlerle bezeli devasa ayna odanın girişinde ilginç bir görünüm sergilemekteydi, yılların eskittiği tahta işlemeleri toz tutmuştu. En son küçük bir kızken, büyük annesinin cenazesinden sonra gelmişti eski eve. Dokumalarla örülmüş halı, duvarlarda ki rafları boydan boya kaplayan taş bebekleri hiç dokunulmamıştı. Adeta onu izlercesine, donuk bakışlı cam gözleriyle cadıya odaklanmışlardı. Raftan eline aldığı taş bebeğe dikkatle bakmaya başlamıştı. Küçükken daima yanında bulunduruyordu, lakin artık eski güzelliğini yitirmişti. Bukleli sarı saçlarında eski güzelliğinden bir zerre kalamamıştı, yıpranmış kadet mavisi elbisesi genç cadının gözünde ürkütücü bir görünüm sergilemekteydi. “Nostalji yapmak güzel değil mi Lith?” duyduğu ses ile arkasına dönmüştü. Kendisine bakan bir çift mavi göz ile kalbinin ritmi hızlanmıştı. Kestane rengi saçlarını her zaman olduğu gibi açık bırakmıştı, yüzü oldukça solgun görünüyordu; bir ölünün bedenini taşıyordu adeta. Ahkem renkli dudaklarında çarpık bir gülümseme vardı genç kızın. Gördüğü kişi kendisiydi. İşlemeli devasa aynanın hemen yanında duruyor, alaycı gözlerle Lilith’e bakıyordu. Gördüklerinin sadece düş olmasını istese de, cadı karşısında durmuş ona bakıyordu. Yüzünde her zaman ki kendinden emin ifade vardı. “Ben yapmadım!” Haykırarak aynanın yanında ki cadıya doğru seslendi. Yıllar önce yaptıkları için kendisini suçlayacağını biliyordu. Heyhat aldığı yanıt onu bir hayli şaşırmıştı, cadı kadife ses tonunda ki sakinliğini koruyarak “Elbette Lith, senin yaptığını zaten söylemedim ki. İkimizin seçimiydi bu unuttun mu? İstersen dönüp bakabilirsin.” elini odanın sonunda ki hole doğru işaret etmişti. Cadının gösterdiği yere doğru baktığında ailesini karşısında yer alıyordu, karamsar gözlerle genç kıza bakıyorlardı. Ağlamayacaktı, sadece zayıflar ve suçluların ağladığını söylemişti hep babası. Lakin gözünden akan yaşa engel olamamıştı. Karşısında bir siluet gibi kaybolan iki sima kalbinde derin bir acının oluşmasına sebep vermişti. Yanında ki cadı ise tam hilafını anımsatıyordu. Duygudan yoksun gözlerle kaybolan siluete bakıyordu. Cadı yanında ki kızın elini tutarak onu devasa aynanın önüne götürdü. “Gördün mü? Hiçbir farkımız yok, biz aynıyız Lith!” buz mavisi gözlerini aynada ki yansımaya dikmiş bakıyordu. Yanında duran cadıdan hiçbir farkı yoktu, beline kadar uzanan saçları, ahkem rengine bürünmüşdudaklarıyla uyum içerisindeydi, aynı durum yanında ki cadı içinde geçerliydi. Gözlerinde ki kararlı bakışı görebiliyordu, aynaya kilitlenmiş mavi gözlerinde ki bakışın anlamını yansımadan görebiliyordu. “Hayır, değiliz” ses tonunda ki sakinliği ilk defa korumuştu. Cüppesinden çıkardığı asasını genç cadıya doğru doğrultarak fısıldadı. “Avada Kedavra” büyüleyici yeşil ışık eski evin odasını kaplamıştı. Yerde ise cadının cansız bedeni duruyordu. Yerde ki cesedi kendi bedenliğinden bir parça olarak görmüyordu artık Lilith. Her ne kadar aynı görünseler de kendisinin farklı olduğunu biliyordu, sessizce yerde yatan cansız bedenine doğru fısıldadı; “ben senden farklıyım.”

    Gözlerini açtığında çevresi yeniden netlik kazanmaya başlamıştı, kestane rengi gözleriyle ona bakan profesörünü gördü. Tahta sırasına geçerken düşündüğü tek husus, geride bıraktıklarıydı. Her ne kadar değiştiğini düşünse de içinde ki ukde tam tersini söylüyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue100/1001. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue50/601. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (50/60)

1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)   1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Icon_minitimeCuma Haz. 17, 2011 1:22 pm

Out: Ravenclaw'a 10 Puan! Hufflepuff'a 5 Puan! 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
Martijn Van Paridon
Gryffindor III. Sınıf
Gryffindor III. Sınıf
Martijn Van Paridon


Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 13/07/11

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue75/1001. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (75/100)
Düello Gücü:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue0/01. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (0/0)

1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)   1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Icon_minitimePaz Tem. 17, 2011 5:07 am

"Kendi korkularınız, görecekleriniz sadece bundan ibaret."
Profesörün cümlesi sadece bundan ibaretti, ona göre bu çok basitti. Bütün binadan öğrenciler afallamış ve suskunlaşmıştı. Herkes birbirine bakıyordu, profesörün cümlesinden önceki cıvıltından, neşeden eser yoktu artık. Kendi korkularını görmek herkesi korkutuyordu muhakkak. Martijn ikilemdeydi, neyden korktuğunu gerçekten bilmiyordu. En büyük korkusu buydu... Neyden korktuğunu bilmiyordu, karşısına ne çıkacağını, onu neyin beklediğini bilmiyordu. Tek yapmak istediği bu korkuyla bir an önce yüzleşmek ve bu dersi terk etmek. Profesörün gözlerinin için gülüyordu sanki, Martijn ona baktığında bu izlenime kapıldı.
"Evet kim ilk önce korkuyla buluşmak ister?"
"Gerçekten eğleniyor mu?" diye içinden geçirdi Martijn, yoksa ürkmüş öğrencilerini rahatlatma tavırları mıydı bunlar?. Eğer tavrı buysa boşa zaman harcıyordu, zira rahatlayan tek bir öğrenci bile yoktu Martijn'in gözünde.
" Martijn!" Opss.
Martijn yutkunda, adeta boğazında yeni bir tünel açar gibi. Bu seslenişin ne anlama geldiğini kesinlikle biliyordu, ilk sıra ondaydı, korkuyla yüzleşme sırası ilk olarak ondaydı. Bir adım öne çıktı, geride kalan bütün öğrencilerin gözü Martijn'deydi. Dönüp arkasına şöyle bir baktı, korkuyla yüzleşmekten korkmuş gözler onun üzerindeydi. Profesörün karşısına kadar ilerledi, o da neydi öyle? Elleri titriyordu, sabitlemeye çalıştı ellerini. Profesör gözleriyle konuştu bu sefer. Başlaması gerekiyordu artık. Martijn gözlerini kapattı. Açtı. Karanlık... Sadece zifiri karanlık... "Lumos!" etraf aydınlandı. Sadece bir boşluk. Nerede olduğundan, hangi zamanda olduğuna dair hiçbir fikir üretemedi. Korkusu bu olamazdı, karanlık... Hayır hayır kesinlikle bu değildi. Kahkaha sesleri. Sesin geldiği yere doğru asasını çevirdi. Etrafı saydamlaşmaya başladı. Gözlerini hafifçe kıstı ne olduğunu anlamak için. Saydamlaşmanın sonunda net bir görüntü çıktı ortaya. Hogwarts Bahçesiydi burası, öğrenciler çeşitli yerlerde gruplar halinde oturuyor, konuşuyor, gülüyorlardı. Martijn bir anlam veremedi, içindeki duygu sadece bir belirsizlikten ibaretti, hiçlikti. Lina'yı gördü, Kris'i en yakın arkadaşlarını. Onlara doğru gitmek istedi fakat ilerleyemedi onlara tek bir adım bile atamadı. Koşmaya çalıştı, o koştukça Lina ve Kris daha da ileriye gittiler. Baharın habercisi kelebekleri gördü, turtasını paylaştığı kelebeği gördü. Kelebek Martijn'in etrafında belirli koordinatlarda uçuyordu, elini uzattı ona fakat kelebek bir kanat boyu bile yaklaşamadı. Etraf tekrar karanlıklaşmaya başladı güneşin şehri terketmesi gibi. Tekrar zifiri karanlıktı etraf. Martijn gözlerini kapattı. Açtığında profesör karşısındaydı.
"İyi misin Martijn?
Bir futbolcu gibi terlemişti Martijn, bütün öğrenciler pür dikkat ona doğru bakıyorlardı. Martijn evet anlamında kafasını salladı.Tekrar sırasına doğru gitti, başkasına devretti korku yüzleşmesini. Sırasına geçmişti, Kris ona doğru eğildi.
"Neyden korkuyormuşsun dostum, hı?"
Martijn'in gözleri ölümü bekleyen günahkar gibi yerdeydi. Kendisine bile itiraf edemediği şeyi söyleyecekti. "Yalnızlıktan".
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archill Thomas Caliente
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
░Emekli Hogwarts Müdürü ░
Archill Thomas Caliente


Mesaj Sayısı : 2864
Doğum tarihi : 24/12/90
Yaş : 33
Mücadele Tarafı : Aydınlık~
Sihirsel Soy : Safkan~
Kayıt tarihi : 23/04/09

Bilgiler
Quidditch Mevkiî:
Rpg Puanı:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue100/1001. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (100/100)
Düello Gücü:
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Left_bar_bleue50/601. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty_bar_bleue  (50/60)

1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)   1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) Icon_minitimeC.tesi Tem. 23, 2011 11:20 am

Out: Gryffindor'a 10 Puan! 1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1) 146178
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com
 
1. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi. (Aşama 1)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: