Kompartıman 1 -

... - İçerdeyim.

Gözüne vuran ışıkla siyah kirpiklerini araladı. Derin uykusundan uyanmayı hiç istemezdi ama sonuçta vakit öğlen olmuştu. Güneş bu zamanlarda en yukarıda bulunuyordu, bu yüzden Will'in alnındaki sıcak ter damlaları, onu rahatsız ediyordu. Koltuktan doğruldu. Saatine baktı; 14:30. Daha varmalarına dört, dört buçuk saat vardı. Kompartıman kapısına dikti gözlerini. Kimsenin içeri gelmesini istemiyordu. Yoksa şu anda kompartımana hakim olan sessizlik kaybolurdu. O, sessizliği seviyordu. Gürültülü bir yerde asla duramayan bir insan Will. Baktı yeniden uyuyamıyor, anılarını kafasında canlandırdı.

" Beni gerçekten seviyor musun, Matthew? " Matthew, sonsuza kadar onu seveceğini söyledi. Birdenbire dudakları buluştu. Will'in elindeki asası, yere düşüverdi. Hissettiği tek şey tutkuydu. Ama bilmiyordu ki; Matt'i ertesi gün en iyi arkadaşıyla öpüşürken yakalayacağını...

Hayır, hayır... En iyi dostu Jenna ile arkadaşlıkları böyle bitmemeliydi, fakat olmuştu işte. Jenna, göz göre göre en iyi arkadaşının sevgilisini onun elinden almıştı. Ne kadar da zalim bir arkadaştı! Bir de Gryffindor olacaktı! Bunu unutmaya çalıştı. Olan olmuştu bir kere... " Geçmiş geri gelmez. " Evet, geçmiş geri gelmez. Ölen annesinin son nefesini verirken söylediği son sözleri bunlar.

" Bana bak Winona, ve şu sözü hep hatırla; Geçmiş geri gelmez. " Birden o parıltılı yeşil gözlerde bir şey kayboldu. Winona'yı tutan o el, koltuğa çarptı. Will ağlamaya başladı.

Bunu düşününce yeniden ağlamaya başladı. Çantasından bir mendil aradı ve onunla gözyaşlarını sildi. Başka bir mendille ise burnunu... Fakat çare yoktu. Gözlerini kapayarak ağladı, ağladı, ağladı, sadece ağladı.

4 SAAT SONRA

" Küçük Hanım! Uyanın artık, geldik. " Will gözlerini açınca karşısında kondüktörü gördü. Ağlarken göz kapakları ağırlaşmıştı, yeniden uyumuştu. Kondüktöre gidebileceğini söyledikten sonra bavulunu topladı, ardından kendine bir çeki düzen vererek, boş kompartımandan çıkıp, trenden indi. Karşısında testrallerin çektiği araba duruyordu. Ölümü gördüğü için, testralleri de görüyordu elbette.