*Flavio

Konu: *Flavio C.tesi Mayıs 02, 2009 9:39 am

Havanın yavaş yavaş aydınlanmasıyla tahta pencerenin arasından giren güneş ışıkları, yün yatağın üzerinde süzülmüşce yatan Flavio'yu uyandırmıştı. Gözlerini yavaş yavaş kapatarak açmıştı. Esnedi. Yün yatağın üstünde duran elini ağzına götürdü. Saçları dağınıktı. Ayağa kalkıp banyoya gitmeliydi, ancak bu gevşeklikten kurtulmak istemiyordu. Ağzında olan ellerini yavaşca yün yatağa dayadı. Kendini yukarı çekerek doğrulan Flavio odanın içine öyle bir bakış attıki sanki korkmuş gibiydi. Odanın solunda duran geniş dolap, sağdaki küçük çalışma masası üstünde parşomenler ve birkaç tane tüylü kalemler, tam karşısından güneş vuran ahşap cam herşey oldukça uyumluydu. Üstü açık yatmış, üstünde karın kaslarını oldukca belli eden bir atlet, altında siyah bir eşofman altı vardı. Ayaklarını hızlı bir şekilde kırmızı halının üstüne götürdü. Ayağa zorda olsa kalktı. Soldaki ahşap dolaba doğru temkinlice ilerlemişti. Dolabın demir sürgüsünü yavaşca açtı. Dolabın kolunu kendine doğru hızlıca çektikten sonra dolap açılmıştı. Birkaç askı ve üstünde duran cübbeler, aşağı tarafta birkaç banyo havlusu ve üstlerinde duran asa. Asayı havluların üstünden nazikce aldı. Yukarıdaki küçük rafa bıraktıktan sonra havlunun birini ellerine aldı. 'Kütttt...' Bir anda evin derinliklerinde yayılan bu ses çıkmıştı. Flavio elindeki havluyu yere atmış, biraz önce rafa koyduğu asayı tekrar almıştı. Dolabın kapağını yavaş bir şekilde kapadıktan sonra, sanki parmak uçlarında yürürcesine odanın sonundaki kapıya doğru ilerliyordu. Temkinliydi ancak bir o kadarda panikti. Asasını ellerinde sıkı sıkı tutuyordu. Kim olabilirdi, belkide bir hırsızdı veya bir çapulcu ancak ondan ne isteyeceklerdi. Kapıya varmıştı. Kapının demir kolunu yavaşca kendine doğru çekerek açmıştı. Şimdi uzun koridora çıkmıştı. Koridor bomboştu. Sakinleşmeye çalışıyor gibiydi. Yavaş yavaş koridorda ilerliyordu. 'Küttt...' Evet, son odadan gelmişti. Bir ses daha, bir ses daha birisi koridorun sonundaki odada birşeyler yapıyordu. Oraya doğru ilerliyordu Flavio, görünümü sakindi ancak içinden heyecanlı ve panikleşmiş gibiydi. Kapı aralıktı, yavaşca kapının yanına ilişip içeriye doğru bir bakış atmıştı. Üstünde siyah bir hırka, altında siyah ve bir o kadar güzel desenli pantolon, siyah saçlarını büyüleyen iki tane toka vardı. Şaşırmıştı içeride bir kadın odayı döküyordu. Bu odayı pek kullanmamıştı Flavio, sadece gereksiz şeyler vardı ancak kadının böyle bir şeyi neden yaptığını biraz sonra öğrenecek gibiydi. Siyah gözler, al yanaklar herşeyiyle tam karşısında harikulade güzel bir kadın vardı. Flavio asasını kafasını uzatıp baktığı yere doğru doğrultup sola doğru bir adım attı. Uzun boyuyla kapıyı kaplamıştı. Kadının odak noktası olmuştu şimdiden. Kadın ona doğru küçümser bir bakış atıyor gibiydi. Flavio istifini hiç bozmadan kadına doğru bakıyordu.Bu kadar güzel birinin burada olması cidden şaşırtıcıydı.

" Sen kimsin? "

Sakinleşmiş bir ses tonuyla konuşmuştu. Flavio şu zaman kadar hiç görmediği ve tanımadığı birisiyle karşı karşıyaydı. Kadın bir anda hareketlenmişti. Flavio'ya doğru yavaş adımlarla geliyordu. Geldi, geldi, geldi. Kadın iyice yakınlaşmıştı. Flavio elinde duran asayı kadına doğru dayayarak. Kadının daha fazla yaklaşmasını engellemişti. Asa kadının burun kemiğine dayalı bir şekilde duruyordu. Kadını tek hamlede yok edebilecek güce sahip olan Flavio sakinleşmişti. Kadın bakışlarını yoğunlaştırmıştı. Göz gözeydiler Flavio kadından bir konuşma bekliyordu. Ancak kadın dilini yutmuş bir şekilde konuşmuyordu. Uzun süren bakışmanın ardından kadının ince ses tonu duyulmuştu.

" Benim kim olduğum önemli değil, ama şunu bil seni öldürmek istemezdim. "

Flavio şaşırmıştı. Kadın öldürmek istemezdim cümlesini kullanmış sanki onu öldürebilecek gibi konuşmuştu. Flavio kızgınlığını yüzüne vurmuştu. Heyecanlanmıştı, gözlerini yavaş yavaş kapatıp açıyordu. Kadının ani bir hareketinde asasından çıkacak ışık belli edecekti kendini. Flavio fısıldayarak konuşmaya başladı.

" Beni öldürmek, yanılıyorsun bayan beni kimse öldüremez. "

Bu sözcükleri söylerken heyecanlıydı. Kadının laflarına aldırmıyor gibi görünüyordu ancak içinden paniklemişti. Ölüm korkusu her tarafını sarmıştı. Kadın ufak bir el hareketiyle Flavio'nun asasını yukarı doğru kaldırmış, asadan çıkan ışık tavan çarpmıştı. Kadın elini cebine doğru götürerek, cebinden siyah saplı bir bıçak çıkarmıştı. Çelikti parlıyordu. O parlayan bıçak bir hamlede karın kaslarını belli eden atleti geçip Flavio'nun derisine girmişti. Bıçak çıkıp çıkıp giriyordu Flavio'nun karnına, Flavio sendeledi. Yavaş yavaş yere doğru bırakıyordu kendini ve son darbe kadının ölümcül vuruşu ve yüz ifadesi Flavio'nun aklına kazınmıştı. Sonra darbeyide yemişti. Geriye doğru gitti ve beyaz mermerin üstüne yığılmıştı. Ölüm burnunun ucuna gelmişti şimdi Flavio'nun gözleri yavaş yavaş kapanıyordu. Ölümsüzlük kimseye mahsuz değildi. Flavio yavaş yavaş dünyadan gidiyordu.

Konu: Geri: *Flavio C.tesi Mayıs 02, 2009 10:09 am

Başlarda çok fazla -dı, -di var. Betimlemeler biraz az, yazım yanlışları var. Kurgu fena sayılmaz, ro geliştirebilir. Ayrıca Ro'da karşındakinden çok kendi karakterinin duygularını öne çıkartmalısın. Ölüm kısmı daha etkili yazılabilirdi.
~ 70

Konu: Geri: *Flavio C.tesi Mayıs 02, 2009 10:40 am

Tamam öyleyse mesajınızı siliyorum ve başka bir üyenin puanlamasını bekleyin.

Konu: Geri: *Flavio Çarş. Mayıs 20, 2009 2:14 pm

Yeni RO bırakmanız için başlığınız açılıyor.

Konu: Geri: *Flavio Perş. Mayıs 21, 2009 7:59 pm

Dur, durak bilmeyen gönlündeki tutku çoşuyor bir yanda da çoşturuyordu. Hedeflerine ulaşmasına az bir süre kalmıştı. İstediği sadece küçük bir terfiydi. Artık başı boş gezen bir Seherbaz olmaktan sıkılmıştı. Kendini çok içten, çok iki yüzlü hisseder gibiydi. Artık dayanamıyordu. Bir kadının emrinde olmaktansa ortalığı yıkar, bu işi bırakır giderdi. Ona büyü dünyasında bir çok iş vardı. Bir kadının emrinde olmak aşağılayıcı geliyor, içini yiyiyordu. Artık kendisini gösterme zamanı gelmişti. Birkaç ölüm yiyen yakalamak ona istediği terfiyi aldıracaktı. Bundan adı gibi emindi. Siyah kot pantolonun üstünde siyah bir gömlek, tam belinde siyah bir kemer, siyah saçlarının öne doğru örttüğü gözlerinde siyah bir gözlük Godric's Hollow'da idi. Sokak lambalarının beyaz ışıkları yansıyordu. Gözlerinde parlayan ışıklar ilgi odağı yapıyordu. Üstündeki kıyafet vücüt kaslarını belli ediyor. Tamamıyla yok etmeye gelmiş gibi görünüyordu. Geniş elleri pantolonun alt cebine gitmişti. Cebinden siyah uzun bir asa çıkarmıştı. Sinyal buralardan bir yerden geliyordu. Gökte parlayan ışık ilgi odağına almıştı. Yeşil bir yılan kuru kafanın altından girmiş, ağızdan çıkmıştı. Karanlığın sembolü ortadaydı. Biranda yeşile bürünen sokak Flavio'nun ışıkların çıktığı alana doğru yürümesine bir olmuştu.Çığlıklar çoğalıyor, Flavio yavaş ve emin adımlarla yürüyordu. İşte beklediği fırsat gelmişti. Birkaç ölüm yiyen Köy Meydan'ını yakıyorlardı. Civardaki evlerden çığlık ve sesler yükseliyordu. Flavio karanlığın ışığıyla emin adımlarla yürüyordu. Herbir adımında sokak lambaları sönüyordu. Köy karartıya boğuluyordu. İleride yeşil ışıklar patlıyor, çığılıklar ölüm ile son buluyordu. Flavio hiç aldırmıyor, onları öldüreceğinden emin bir şekilde ilerliyordu. Arada siyah gözlüklerin altından gülümsüyor, asayı havaya kaldırıp indiriyordu. Yavaş yavaş adımlarını hızlandırıyordu. Ölüm yiyenler netleşiyordu. İki kişi görünüyor, kafalarında kukuletalarıyla büyüler yolluyorlardı. Flavio bütün meydanın ışıklarını biranda söndürmüştü. Adamlar Flavio'ya doğru döndüklerinde kahkahaya boğulmuşlardı.

" Görüyormusun, bir kahraman kurtarıcak köyü, buna gülmek gerek. Seni tek hamlede yok edeceğim evlat. Avada Kedavra "

Adamın konuşmaları Flavio'yu güldürüyordu. Asasından çıkan yeşil ışık büyüyerek Flavio'ya doğru geliyordu. Flavio siyah asasını yavaşca önüne doğru doğrultarak bir kalkan büyüsü oluşturmuştu. Kalkanın etkisiyle büyü yok olmuş adamlar şaşkınlıkla izliyorlardı.

" Çok acı, sizin için üzülüyorum. Bunları yaptığınıza pişman olacaksınız. Expecto Patronum. "

Flavio ne yapıyordu. Bir patronus büyüsü fırlatmıştı. Ölüm yiyenlerin işkence yaptığı kişiler yok olmuştu. Beyaz büyük bir yarasa çıkıp simsiyah havayı bembeyaz yapmıştı. Flavio büyü giderken arkadan iki kere farklı noktalara haykırmıştı. Asadan çıkan ışıklarla Flavio'nun sözleri bir olmuştu. Flavio'nun kaşları siyah gözlüklerin altından çıkmış önemsemez bir tavırla gülümsemişti.

" Locomotor Mortis, Locomotor Mortis "

Bir bacak kilitleme büyüsü yapmıştı. Gözlükleri neden taktığı şimdi belli olmuştu. Işığın etkisiyle adamların gözlerini almış savunmasız bırakmıştı. Bacak kilitlemeyle ikisinide kilitlemişti. Beyaz ışığın son bulmasıyla iki adam oldukları yerde öylece duruyorlardı. Yan yanaydılar. Flavio asasını iki kere oynatmıştı. Asadan çıkan halat iki ölüm yiyeni sarıp sarmalamıştı. İki ölüm yiyen birleşmişti. Flavio adımlarını onlara doğru atmaya başlamış, artık bir terfi için yapılacakları yapmıştı. Adamların kollarından sertçe tutup yerdeki asaları almıştı. Olduğu yerde adamlardan tutunarak dönmeye başlamış cisimleniyordu. Adamların tehdi savurmaları Flavio'yu hiç aldırtırmıyordu.

" Seni pislik ödeteceğim bunu sana. "

Biran içinde değişik bir duygu hissetmişti. Adamlarla beraber ışıktan daha hızlı bir şekilde kendini savurmuştu. Ortadan kaybolurken adamların tehditleri bir kulağından girip diğer kulağından çıkıyordu.

Konu: Geri: *Flavio Perş. Mayıs 21, 2009 8:15 pm

Gözüme çarpan yazım hataları oldu ama önemsenmeyecek kadar az. Büyülerin sonuna * özellikle Avada Kedavra gibi bir büyüyse * ! ' ünlem ' koymanızı öneririm. Duyguyu daha iyi anlatacaktır. Haykırış tarzı, sonuçta sıradan bir büyü göndermiyorsunuz. Paragrafları biraz daha uzun tutsaydınız daha iyi gözükeceğine eminim. Renkler de uyumlu olmuş.

Kendinizi geliştirmeniz dileğiyle, Rol Oyunu puanınız 83'e yükseltilmiştir. İyi rol oyunları. ^^.