Bayan Constantine'nin Ofisi

Konu: Bayan Constantine'nin Ofisi Cuma Mayıs 01, 2009 11:56 pm

İçerisi koyu ahşap renktedir. Bankanın en üst katını kapsar. Koltuklar meşe ağacından yapılma ve koyu kahvedir. Odada bitki olarak yeşil yukalar bulunmaktadır. Girişte sağ tarafta bir şömine ve iki sallanan sandalye vardır.

RO İN:

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi C.tesi Mayıs 02, 2009 6:50 pm

Anlaşılması zor bir ruh haline sahipti o an.Yağmurun rutubetli havaya meydan okuması da durumu iyice trajikleştiriyordu.Örselenmiş kaldırıma nedensizce savurduğu tekme canını bir hayli yakmıştı ve hala ayağızonkluyordu.Dudaklarına kenetlenen dişlerine fazlasıyla güç verdiğini farkederek onları serbest bıraktı.Kısa bir süreliğine dişine hücum eden miğde bulandırıcı tadı farkettiğinde elini yavaşca ağzına götürdü.İşaret parmağına bulaşan kanı cübbesinin görünmeyen kısmına sürerek parmağını temizledi.Gözlerini yavaşca gökyüzüne çevirirken elini cübbesinin geniş cebine götürmeyi ihmal etmemişti.Umduğu şeyi bulması pek uzun sürmemişti.Eski Parşomen kağıdının üzerindeki "Hesap Açtır" yazısına asasını yönelterek bir çizik bıraktı.Kağıttan yükselen yanık kokusu rahatsız edici bir şekilde burun kıvırmasına neden olurken bankanın önüne vardığını farketti.Atmosfer dışarıdakinden hayli farklı gözüküyordu.Baş döndürücü rutubet etkisini az da olsa oda sıcaklığına bırakırken ciğerlerini açmak için burnuna güç verdi.O sırada Önündeki kürsüye benzeyen Maun tahta kütlesine baktı.Biçimsiz bir silüet takım elbisesiyle bazı dosyaları inceliyordu.Cincüce mat gözlerini Demyx'e yöneltirken çatallaşmış sesiyle konuştu.Bu kompleksli replikten nefret ediyordu:

"Nasıl Yardımcı olabilirim?"

Kafasında mantıklı bir cümle oluşturmaya çalıştı ve ardından derin bir nefes daha alarak konuştu:

"Güvenliği hayli yüksek bir kasa açtırmak istiyorum.Müdürünüzle görüşebilir miyim?"

Cincücenin sorgularcasına bakışlarından rahatsız olmuştu.Ayağını sistematik bir hareketle zemine vururken Çatallaşmış sesiyle konuştu garip yaratık:

"Beni takip edin lütfen"

yavaşca kürsüden aşşağı indiğinde olduğundan çok daha minik olduğu kanısına varmıştı.Yüzünde oluşan gülümseyi nedensizliğe yorumlarcasına etrafına bakınmayı sürdürdü.Bu sırada bir koridordan döndüler ve beyaz duvarların arasından musa gibi geçtiler.Cincüce durmasını işaret ederek odayı gösterdi.Ardından o küçük adımlarıyla kambur silüetini oradan uzaklaştırdı bu azda olsa rahatlamasını sağladı.Yavaşca içeriye girdiğinde Ambiyansı oldukça iyi ortalamadan biraz daha geniş bir odada buldu kendini ve hemen bir cadı zevkiyle döşenmiş olduğunu algılayı verdi.Odanın tam ortasından geçen pencere önündeki sandalye arkası dönük duruyordu.:

"İyi günler"

dedi kendinden emin bir şekilde.O sırada sandalya yavaşca bir daire çizerek önüne dönmüştü.Kadının şoke olmuş suratını farkettikten bir kaç saniye sonra benzeri bir ifade belirdi simasında.zorlada olsa tek bir kelime çıktı ağzından:

"Rose...."

Pencereden atlamak herşeyden daha makul gelmeye başlamıştı

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi C.tesi Mayıs 02, 2009 7:18 pm

Londra'nın tipik bir sabahında soğuk yağmurların eşliğinde uyanmıştı.Siyah mini eteğini ve dekolteli gömleğini giyerek bir kaç büyülü sözle saçlarına fön çekmişti. Evde fazla oyalanmak istemeyerek hazırlandığı gibi kendini dışarıya atmış, yolda gazete satan bir çocuktan Dırdırcı'nın yeni sayısını alarak bankaya doğru yürümeye başlamıştı. Aynen her sabah olduğu gibi... Rutin gündelik yaşantısı bu gün de değişmemişti işte. Gringotts'a girdiğinde karşısına dikilen cincücelere selam vererek yedinci kata doğru merdivenleri kullanmaya koyulmuştu.Beyaz mermer basamaklar ve onu merdiven köşelerinde karşılayan yeşil yapraklı bitkiler... Çoğu kişinin gözünü korkutan bu merdivenler onun enerjik kişiliği için sadece sabah sporuydu. Odasına girmeden önce emreden bir ses tonuyla kahve istediğini bütün kat çalışanlarına duyurmuştu. Derin bir nefes aldı. "Ah... Yeni bir sabah. Onun dışında her şey eskisi gibi." diyerek gülümsemişti. Çantasını askıya asmış ve masanın üzerindeki dosyaları incelemeye koyulmuştu.Yaklaşık onbeş dakika sonra onu hesap özetlerinin ilginç (!) dünyasından yardımcısının getirdiği kahveyle ayrılmayı başarmıştı. "Saol Madeline.Çıkabilirsin." demişti.

Dışarısı ofiste heba edilemeyecek kadar güzel olsa da başka şansı yoktu. Aslında burası o kadar da kötü bir yer sayılmazdı. İçerisi tamamen onun zevkine göre döşenmişti. Evinden çok daha hoş görünüyordu onun gözünde burası. Derin bir nefes alarak yüzüne hoşnut bir gülümseme yerleştirdi. Siyah deri koltuğuna oturarak eline kahvesini aldı. Sandalyeyi büyük cama doğru çevirdi. Onun bu zevkine kapının tok tıklatışları son vermişti. "Gir" dedi bir fısıltı biçiminde. Gelenin duymasını istemiyordu zaten. Öyle ya da böyle girecekti. Kapının açıldığını haber veren sesin ardından Rose sandalyesini çevirdi. Yüzünde içeri girene karşı sergilemesi gerekn bir gülücük vardı. Ta ki... Ta ki içeri girenin kim olduğunu görene kadar. "Sen!" dedi sinirli ve şaşkın bir ifadeyle. Anthony... Bu güzel sabahı daha da güzelleştirebilecek tek kişiydi. Büyük bir sinirle sandalyesinden kalkmıştı. Gözleri alev alevdi. Beyni resmen bir cehennem gibiydi. Yanıyordu. Buram buram. Nefret dolu. "Sen burada ne halt yediğini sanıyorsun Demyx?!" diye sordu hızlıca. Ardındansa hiç düşünmediği halde eline geçen ilk nesneyi - bu, masanın üzerinde durmakta olan bir vazoydu- adamın kafasına doğru fırlattı. Bu sefer kaçamayacaktı. Buna izin vermeyecekti. Asasını kapıya doğrultarak kilit büyüsünü fısıldadı. Kapı mühürlenmişti. Rose ise hala sinirini alamamış bir halde Demyx'e bakıyordu.

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi C.tesi Mayıs 02, 2009 7:37 pm

"Lanet olsun!!"

derken kendini atik bir hareketle yavaşca sola doğru fırlatmıştı.Vazo Kapının cam kısmında patlarken parçaları odanın etrafına saçıılıyordu.Bir tanesi Demyx'in Omzuna girene kadar izlemek eğlencel olmuştu aslında:

"Arrggghh!!"

gibi bir haykırışın ardından kendini ilk bulduğu deri koltuğun üzerine bıraktı.Rose biraz uzak bir mesafede olduğundan güvende sayılırdı.Çok birşey yapmamasına rağmen nefes nefese kalmıştı.Yavaşca koluna baktı.Neyseki cam parçası fazla derine girmemişti.yavaşca omzundan çıkararak kanlı vazo parçasını yere fırlatarak Ayağa kalktı.Üzerine doğru gelen Rose'a yalvarırcasına bir bakış attı ve devam etti.

"Bu tuzla buz ettiğin kaçıncı vazo acaba.Keşke bir kaç tanesini isabet ettirebilseydin"

Ardından Acınası bir kahkaha atmıştı ama Rose gülmüyordu.Bu onu susturmaya yetmemişti.Adımlarını yavaşca cama yönelttiğinde.Rose'un haykırışlarının yükselttiğini farkederek Eini kaldırdı ve "geveze" dercesine bir işaret yaptı:

"Bla bla bla..Yalnızca Laftan ibaretsin Constantine.Yıllardır kapatamadığın çenene biraz hakim olabilseydin belkide şu an bu durumda olmayacaktık"

Onunla gözgöze gelmeyi istemiyordu bu yüzden Camdan dışarıya odaklandı

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi C.tesi Mayıs 02, 2009 7:52 pm

Acınası halde olan o muydu yoksa Demyx miydi bilemiyordu. Şuanda burada olması kadar yalnış bir şey yokmuş gibi geliyordu ona. Gitmeliydi. Ya da ölmeli... Yerde parçalanan vazonun bir parçası omzuna saplandığında içinde bir şey koptuğunu hissetse de kendine hakim olmuştu. Acımamalıydı ona. Yaptığı şeyin cezasını en ağırı da olsa Rose için yeterli olamazdı.

"Bu tuzla buz ettiğin kaçıncı vazo acaba.Keşke bir kaç tanesini isabet ettirebilseydin"

Rose sinirli bir kahkaha attı. Demyx'in bu çok bilmiş espritüel halinden nefret ederdi. Hele arasıra kendi yaptığı esprilere gülmesi onu çileden çıkarırdı resmen. "İnan bana hepsini kafanda parçalasam bile yetmez sana Demyx." dedi sinirli bir ruh haliyle. Kendine zor hakim oluyordu. Ruhundaki ikiye bölünmüşlük onu delirtiyordu. Nereden çıkmıştı ki karşısına? Neden şimdi. İki yıldan sonra. Tamda herşey düzelmişken. "Seni gebertmediğime dua et lanet olasıca. Karşıma çımaya nasıl cürret edersim ki. Hala o yüzü kendinde nasıl buluyorsun. Defol git. O kızın yanına. Neydi adı? April... Senden nefret ediyorum Demyx!"

Karşısında duran ve camdan dışarıya bakan adam bir zamanlar delicesine aşık olduğu kişi olamazdı. Olmamalıydı. Hogwarts yıllarında iyi arkadaştılar. Sonra mükemmel sevgili... Şimdi ise en ölümcül düşman misaliydi halleri. "Bla bla bla..Yalnızca Laftan ibaretsin Constantine.Yıllardır kapatamadığın çenene biraz hakim olabilseydin belkide şu an bu durumda olmayacaktık"

Rose ciddi bir kahkaha attı. "Haklısın. Seni oracıkta gebertmem gerekirdi." diyerek sustu. Zayıf noktasından vurmasından korkuyordu. İki yıl önce olan o tartışma ilk kavgaları değildi. Öğrencilik yıllarında defalarca kavga etmişlerdi. Bu kavgaların çoğunda Rose onu öldürme noktasına gelmiş ama eli asasına gitmemişti. Eğer şimdi Demyx bunu yaparsa, bu zayıflığını yüzüne vurursa kendini cidden güçsüz hissederdi. Ondan nefret ediyordu. Yaptığı affedilemezdi. Fakat yinede geçmişte yaşadıkları ona zarar vermesine engel sayılırdı. Rose sakinleşmeye çalışarak duvarın kenarındaki kanepeye oturdu. Başı ağrımaya başlamıştı. Kanepenin hemen yanındaki sehpanın üzerinden kesme bir bardak alarak içine viski doldurdu. Sabah olmasına karşın içmek için bundan daha iyi bir an olamazdı.

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi C.tesi Mayıs 02, 2009 8:09 pm

"Ahh..Anlamamakta israr ediyorsun hala.SENİ HİÇBİR ZAMAN ALDATMADIM!"April sadece arkadaşım. Ayrıca Ben sarışın sevmem ki!"

Dönmüş gözleri ve inip inip çıkan göğsü Rose'un ateşine barut oluyordu.Bunun yanında hala ciddiyetsizliğini koruyabilmesi onu birazdan daha çok çileden çıkaracaktı muhtemelen:

"Hey Sen parfümünü mü değiştirdin? Eskisi daha iyiydi"

Hala Bağırıyor ve ateş püsküroyrdu adeta. Sadece susmasını bekledi ardından ona sert bir bakış atarak birşeyler söylemeye çalıştı:

"Hala Eskisi Gib..."

Cümlesinin sonunu getirip onu üzmek istememişti ama muhtemelen buda büyük etki yaratacaktı.

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi C.tesi Mayıs 02, 2009 8:41 pm

Saniyeler geçtikçe Rose'un sinir kat sayıları daha da artıyordu. Özellikle de Demyx'in ciddiyetsiz lafları onu öldürüyordu. "Yeter artık" diye söylendi kendi kendine. Şaşırmış bir ifadeyle "Senden geriye bir şey kalsın istemedim." dedi. Kahretmesin ki etkilenmişti. Hala parfümünü hatırlaması onu şaşırtmıştı.

Bardağındaki içki bitmişti. Tekrar doldurarak tek dikişte bitirdi. İçindeki bütün duygular birbirine girmişti. Demyx'in iki dudağı arasından çıkan son sözler onda buzul etkisi yaratmıştı. Eskisi gibi... Eskisi yoktu artık. Oturduğu yerden ışık hızıyla kalkmıştı. Soluğu gözlerinin içine hala bakmayan, dışarıdaki manzaraya odaklanan adamın yanında almıştı. "Hala eskisi gibi ney?" diye sordu. Adam konuşmuyordu. Her zaman lak lak yapan Demyx, dut yemiş bülbüle dönmüştü. Elini adamın çenesine koyarak yüzünü kendine doğru çevirdi. "Hala eskisi gibi ney Demyx?! Bir söze başladıysan devamını getir!" bağrışları arasında adamla bu gün ilk kez gözgöze gelmişlerdi. Derin bir nefes aldı. Elini Demyx'in çenesinden çekti. İçi köpüren okyonuslar misali kabarıyordu. Demyx'in verdiği cevapla birlikte arkasını döndü. Yavaş adımlarla tekrar kanepeye gitti. Eline bardağı aldı fakat doldurmadı. Direk yere fırlatarak savrulan parçaları izledi. Artık şişeye dadanmıştı. Bir eline asasını diğer eline viski şişesini aldı. Asayı kapaya doğru sallayarak mührü açtı. "Git Demyx. Defol git." dedi bezmiş bir halde. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Tek isteği yalnız kalmaktı.

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi Paz Mayıs 03, 2009 9:47 am

"Bak,Buraya senin muhteşem çehreni(!) görmeye geldiğimi sanıyorsan yanılıyorsun.İkimizinde bir görevi var Hanımefendi.Şimdi!"

Elindeki kağıdı yavaşca masanın üzerine bıraktı ve devam etti:

"Bakanlık kasasının gözden geçirilmesini istiyor!"

Bir kaç adım geri çekildikten sonra cübbesini savurdu.İşaret parmağını burnuna dayadıktan sonra bir iç çekti. Genelde kendini kaybedip etrafına ateş saçmadan önce hep bu olurdu. Şimdi burayı terk etmesi gerekiyordu ama önce haddini bildirmesi gerekiyordu bu kendini beyenmiş cadıya.Adımlarını onun üzerine yöneltti ve az önce ona yaptığı gibi çenesinden yakaladı onu.Eskisi kadar nazik olmayacaktı artık.Eline biraz güç vererek bir kaç adım sendelemesini sağladı.:

"Şimdi Lanet olası Odanıda sığ fikirlerini de kendine sakla!!Zaten gidiyorum"

Tekrar bir hışımla cübbesini savurarak Kapıya yöneldi.Biraz temiz hava almazsa kendine gelemeyecekti.Açılan kapıya bir tekme savurarak açılmasını sağladı.Sesler büyük ihtimal dışardan duyulmuştu ki hiçbir basın ekibinin bunu kaçıracağını sanmıyordu. Asasını kemerindeki kılıfa sokarak Gringottstan uzaklaştı

Konu: Geri: Bayan Constantine'nin Ofisi Paz Mayıs 03, 2009 6:07 pm

Bu ne saygısızlıktı böyle? Bu adam kim olduğunu bilmiyordu. Onun ofisinde, onun bankasında nasıl olurdu da bu kadar saygısızca davranışlarda bulunabilirdi? Demyx işaret parmağını burnuna götürüp derin bir nefes almıştı. Artık şakasının olmadığı her halinden belliydi o hareketten sonra. Çanesine değen ellerden kafasını kurtarmak için küçük bir çaba harcadığı anda karşısındaki eski kafalı büyücü yine konuşmaya başlamıştı. "Bir de bana geveze derdin Demyx. Bakanlıkta başka büyücü kalmadı heralde seni gönderdiler." diyerek bir gülücük attı. Bu gülücüğü arkadaşçıl olarak değil delirircesine bir sinirle atmıştı.

Her zaman olduğu gibi sinapsislerine çarpan elektrikle hareket eden beyni, gözlerinin ödnmesine neden olmuştu. Kapıya bir tekme savurarak çıkan adamın ardından Rose da elindeki şişeyi kapıya fırlatmıştı. O kapının dili olsa neler çektiğiyle ilgili kesinlikle birkaç ciltlik bir roman yazılırdı o saniyelerde. "Defol Gerizekalı!" diye söylendi içinden. Ardından ise cüppesini üzerine geçirerek asasını aldı ve dışarıya çıkmak üzere hazırlandı.Konuşmaya tekrar başladığında sesinde emreden bir ton vardı. "Snoop, odayı temizleyin!" Saat daha öğlen olmasına karşın içme vakti onun için çoktan başlamıştı.eski dostu barty'i ziyarete Hog's Head'e doğru yol almak üzere bankanın kapısından çıktı.