Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Üst Kattaki Tek Oda

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Lord Voldemort

Lord Voldemort


Mesaj Sayısı : 85
Kayıt tarihi : 12/09/09

Üst Kattaki Tek Oda Empty
MesajKonu: Üst Kattaki Tek Oda   Üst Kattaki Tek Oda Icon_minitimeSalı Eyl. 22, 2009 7:15 pm

....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sylvia Eleanor Claythorne

Sylvia Eleanor Claythorne


Mesaj Sayısı : 31
Doğum tarihi : 30/08/94
Yaş : 29
Mücadele Tarafı : Karanlık
Sihirsel Soy : Safkan
Evcil Hayvanı : Gilc
Kayıt tarihi : 22/09/09

Üst Kattaki Tek Oda Empty
MesajKonu: Geri: Üst Kattaki Tek Oda   Üst Kattaki Tek Oda Icon_minitimeSalı Eyl. 22, 2009 7:35 pm

Sol kolunda gururla taşıdığı işaret çağrıldığını göstermek için yanmaya başladığında, -üzerine düz siyah elbisesini geçirip, çok sevdiği uzun çizmelerini de giydikten sonra-hiç zaman kaybetmeden cisimlendi Riddle Malikanesi'ne açılan çift kanatlı kapının önüne Sylvia.
Pelerinin tamamladığı siyahlığıyla, gecenin zifiri karankaranlığında kaybolurken içindeki heyecanla karışık merakını bastırmak istercesine derin bir nefes aldı tam karşsında dikilen görkemli malikaneye bakarken. Sonra çift kanadın tekini iteledi acele etmeden. Kapı, onun bahçeye adımını atmasıyla, arkasında hızla savrulurken, Sylvia da yağmurdan dolayı nemlenmiş ve yumuşamış toprağa bata çıka ilerledi bahçede.
Pek çok şeyi aynı anda düşünüyordu çoğu zaman olduğu gibi. Berrak değildi zihni. Ama buna kafa yoramazdı şu anda. Karanlık Lord'un karşısına çıkarken sadece *göreve* odaklanmış olmayı yeğlerdi. Bunun için son bir çaba sarfetti diğer gereksiz düşüncelerden kurtulmak için.
Çabası sonuca ererken o da çoktan malikanenin eskimiş ama bu ona daha çok değer katmışcasına heybetle duran, bahçeye açılan kapısından girdi. Karanlık ve uzun koridorlarda uzun siyah çizmelerinin tok sesi duvarlara çarpıp yankılanırken, biraz daha hızlandı sessizliği bozup, kulak tırmalayan seslere inat. Merdivenleri aştı ve Lord'un onu beklediği odanın kapısının önünde durdu. Soluklandı önce. Düşünceler onu yeniden kuşatmadan önce odanın kapısını tıklattı yalnızca bir kere. İçeriden onaylayan bir ses gelinceye dek nefesini tutarak bekledi. Hayranlık duyduğu kadar çekindiği Lord'unun sesi kulaklarında yankılandığında biraz önceki hızına zıt, acele etmeden, yavaşça kıvırdı kapının kolunu ve aynı yavaşlıkla içeri girdi.
Malikanenin geneline yayılan karanlık ve kasvetli hava bu odaya da hakim olmuştu, beklendiği şekilde. Böyle yerleri severdi Sylvia. Fazla ışığa gerek yoktu. Zaten ışığın sebep olduğu *aydınlık* o muggle aşıklarının, küçük Harryciğin, işe yaramaz arkadaşlarının ve ihtiyar Dumbledore'un sembolüydü. *Aydınlığın gücü adına* "Ah Tanrım ne kadar şapşallar."
Karanlık Lord'un delici bakışlarını üzerinde hissetmesiyle susturdu beyninde yankılanan iç sesini. Düşünceleriyle birlikte bakışları da Lord'a odaklandı. Tek kişilik deri koltuğunda oturuyordu en ufak bir kıpırtı göstermeden. Gece lambasının loş ışığı ise şöminenin aleviyle birleşip yüzünün bir kısmını ve Lord'un yanında kıvrılarak hareket eden Nagini'yi aydınlatıyordu. Nagini'nin çatal dilini çıkartarak hafifçe tıslamasından sonra sanki bu bir işaretmiş gibi yavaşça eğilerek selam verdi Sylvia hayatı boyunca hayranlık duyduğu ve geri kalanında bu hayranlığını sürdüreceğini bildiği Lord'una.
"Lordum."
Sesi rahatsız etmeyecek kadar alçak ve güvenilirdi. Bir süre başı eğik kaldıktan sonra dikleşti ve Lord'un söyleyeceklerini bekledi sessizce.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://phoenix-ro.yetkin-forum.com/kimlikler-f6/sylvia-t3076.htm
Serophine Laverath

Serophine Laverath


Mesaj Sayısı : 51
Sihirsel Soy : Safkan.
Evcil Hayvanı : Morry ya da Ena.
Kayıt tarihi : 25/07/09

Üst Kattaki Tek Oda Empty
MesajKonu: Geri: Üst Kattaki Tek Oda   Üst Kattaki Tek Oda Icon_minitimeSalı Eyl. 29, 2009 6:00 pm

Korkunç bir sabah geçirecekten habersizce uyanmıştı Westminster sakinleri. Tekdüze geçen yaşamları boyunca ne tuhaf bir olayla ne de sihir halkından biriyle karşılaşmışlardı. Fakat içlerinden biri, görmemesi gerekeni gören, onlar kadar şanslı değildi. Ailesini işkillendiren hayret duygusuna karışmış tedirginliği zaman zaman korku boyutunu bulacak kadar büyüyordu. Heyula görmediğini anlamak uzun sürmemişti, yine de onu bu hale nasıl geldiğini çözememişlerdi. Homurdanan bulutların gizlediği güneş yüzünden ışık azdı, gölgelerin koruması altında ilerleyen siluetin bahçeye girdiğini kimse görmedi. Grinin en soluk tonlarına bürünmüş koridordaki yıllanmış görüntüde kaybolmayı başaran kapının ardında küçük bir kütüphane saklanıyordu. Küçük hesaplaşma burada başlamış ve bitmişti, en büyük tutkularının çalındığını anlayan kendini cezalandırana dek.

St. Clementine Malikânesindeki matem havası, içindeki insanlara baskı yapmakla kalmayıp kendi kasvetine de boğuyordu onları. Huzursuz sukûnetini bozmamaya kararlı olan genç kadın siyah döpiyesinin eteklerini çekiştirerek az sonra gömülecek olan tabuta baktı, dudakları hafifçe kıvrıldı ve kendi hayatını sonlandıran adamdan ödünç aldığı yadigârının şişesinde kıvranmasına izin verdi, kristali zarifçe cebine yerleştirirken. Kolundaki şekil hafifçe kımıldıyordu ancak onu hissetmedi, bağlılık yemini ettiği kudretin gittikçe zayıflaması çağrılarının bile ulaştıramıyordu hizmetkârlarına. Aslında Senamore ölümyiyen değildi, Lord'una saygı duymayı öğrenmiş yüce Derlemciydi; çoğu kez görev bile almazken toplanışlar sırasında karanlıklarda saklanır ve O'nun ölümyiyenlerine verdiği emirleri dinlerdi. En sonunda, bir çoğu gittikten sonra eğer ihtiras koleksiyoncusuna ihtiyaç duyuyorsa kadına seslenirdi, duymuyorsa onun da gitmesine izin verirdi. Halinden memnundu, özellikle de malikâneyi terk ederken sınırsız özgüveninin kibre dönüştüğünü bir kez daha fark etti. Kuzguni siyah saçları yanık rüzgârda dalgalanırken ölü beyazı tenin üzerinde kıpırdayan güneş ışıklarından korudu bedenini, gri cüppesini üzerine çekerek. Güneş batmamak için çırpınırken gece her zamanki haşinliğiyle sardı ışıkları, tanrıça Astarte'nin zarafetine hayran olan Senamore onun öne çıkışına bir kez daha tanık oldu. Yılanın hareketlerini artık hissediyordu, muggleların arasından sıyrılmayı başardığı anda harabeye dönmüş evlerden birinin duvarına yaslanarak döpiyesini dirseğine kadar katladı. Karanlık işarete dokununca O'na gideceğini biliyordu, fakat saklanacaktı, daima yaptığı gibi. Sadık ölümyiyenlerden farklıydı genç kadın, az önce adamın duygularını çalarak onu nasıl hissizleştirdiyse bunu her varlığa yapabilirdi, iradesi ve ruhu olmayanlara bile. Önce solardı hazin sona yaklaşanlar, sonra gördükleri ve duydukları herşey anlamsızlaşırdı, Senamore ihtiraslarını birer birer ele geçirirken tepki veremeyecek kadar duygusuz kılınırdı ve yok olurdu. Asası Engin Eza savaşlar dışında pek işe yaramazdı, onun erkinin bilincinde olan cadı gerekli görmezdi asa ile büyü yapmayı. Kimse de olmayan bir yeteneğe sahipken, kendini basitleştirmeye çalışmayı tercih etmiyordu tabi.

İstediğini almış çocukların parıltılı bakışlarıyla bakmıştı cefa dolu Riddle malikânesine. Kolundaki dövmeye dokunduğu anda kendini O'nun emirlerini dinlemek için uygun bir yerde bulmuştu; karanlık, ürkütücü ve kimsenin gelmeye cesaret edemeyeceği kadar anıyla dolu. Terk edilmiş eski evleri sevmezdi Senamore, kendisi doğup büyüdüğü evi yakmıştı, ahşap oymaların arasında sıkışıp kalmış çocukluğunun ölümünü izlemişti sanki. Ruhu bedenini terk ettikten sonra ölüsünü de yaktıracaktı, Solita bunu seve seve yapardı, arkadaşından daha uzun süre yaşamayı başaracak kadar ileri gidebilirse. Yaşam sürelerini uzatacak büyüyü, elem mağarasından çıkardıkları lahitte bulmuşlardı. Onları görüp bunu etrafındaki herkese anlatmaya kalkan adam ise konuşamamıştı, St. Clementine Malikânesindeki tabutta yeniden yaşatma coisa feita yapılana kadar uyuyacaktı. Boynunda görüşü için gerekli ışığı sağlamak üzere parıldayan gris-grisi, gümüş zincirlerin üzerine emsalsiz zümrütlerle bezenmiş gerdanlık sağlıyordu. Kara büyüyü şekillendirmeyi pek de iyi biliyordu Senamore, Engin Ezayı kullanmak gerekmiyordu fechado dönüşümlerinde. Zarif parmakları gerdanlığa dokunduğunda karanlığı delip geçen tek ışık da sönmüş oldu, yıllarca gece vakti çalıştığından siyahın bilinmezliğine alışkın gözleri mutlak hakimiyet arayan materianın yerini seçti, muggleların yaklaşmaya dahi cesaret edemediği yerde O'nu bulması uzun sürmemişti. Gecikmemişti genç kadın, Lord ona ayak işleri yaptırmadığı için kendini ilgilendirmeyen kısımları dinlemek zorunluluğundan kurtulmuştu, intikamını alırken. Albenili görüntüsünü seçilebilecek kadar yaklaştırdı, gölgeler bedenini sarmaktan vazgeçtiğinde zehrinden arınmış oyanın kudretiyle çıplak ayaklarının altında soğuk zeminin üzerinde süzülürcesine ilerledi. Saygısızlık yapmadığını Lord biliyordu, sadık dostları bilmese de. Kendisine verilen emre uymuştu genç kadın, diğer müridlerden uzak durmasını isteyenin gözlerine baktığında sıkıntılı bir ifadenin aksine yüzündeki vefakâr ifadeyi silmemişti. Bir cadı olsa da özünde tamamen büyü yeteneğiyle donatılmamıştı, sihrin kara büyüyle kesiştiği yerde, Lethe nehrinden geçmişlerini unutarak güçlerini kazanmıştı ailesi. Böylece vaudun cadısı olmuştu, bu yüzden gücü asasında değil, içindeydi. 'mei Dominus?*' Kadim dile çevirerek kullandığı kelime kara büyünün etkilerini taşıyordu, zira sözcükleri taşıyan hafif meltemde aurasından çıkan haşin enerjinin izleri sezinleniyordu. Lord'a saygısını göstermesi gerektiğini bildiğinden hafif bir reveransla zarifçe selam verdi; sadece kime hizmet ettiğini belli etmek istercesine.

*Lordum; hizmet ettiğim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Üst Kattaki Tek Oda
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg ::  ||| Başlangıç :: RPG İçi-
Buraya geçin: