|
| | 4.Sınıflar / 1.Ders | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: 4.Sınıflar / 1.Ders C.tesi Mayıs 30, 2009 2:13 pm | |
| Dersin III. sınıflar ile aynı gün işleniyor. Bu ders burçlar inceleniyor. Burçların özellikleriyle ilgili Profesör ksıa bir bilgi veriyor. Konuyu uzatmadan geçmek istiyor. Konu tam yetişmiyor ve geri kalanlar, öğrencilerin araştırması için ödev olarak veriliyor.
Koç: Koç, Zodyak'in ilk burcudur, bu nedenle yeni baslangiçlari ve dogumu temsil eder. Koç insani dogal, içgüdüsel, taze, saf ve hayattan zevk alan bir yapidadir Aslan; Aslan, kişiliğinde canlılığı, yaşam gücünü, ihtirası, yiğitliği ve asaleti temsil eder. Yürüyüşü, canlı hareketleri, sıcaklığı, sağlam ve sakin görünüşü ile tanınır. Asla kendisinden şüpheye düşürmeyecek güçlü bir yapıya sahiptir ve son derece sıcak kalplidir. Balık; Balık'ta su unsuruyla, değişen nitelik birleşir. Yöneticisi olan Neptün, sezme gücü, hayaller, derin duygular ve çevreye uyabilme niteliklerini burca verir. Dolayısıyla da ortaya son derece hassas bir burç çıkmıştır. Balık insanı, dış alemi duyguları sayesinde hemen algılar.
Not" Ro'larınızın sonuna verilen ödevi eklemelisiniz. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Çarş. Haz. 03, 2009 7:28 pm | |
| "Tanrım! O kuleye çıkacak dermanım kalmadı." Edward önünde dikildiği devasa Astronomi Kulesi'ne birkez daha baktı, alçalarak ayağının dibine inmesini ister gibi. Az önce yanlarından ayrıldığı Steve, Bryn ve Matt'le birlikte Ortak Salon'da olmak istiyordu. Neyse ki günün son dersiydi. Adımlarını vücudunu zorlayarak atarken merdivenlere geldiğinde biraz önce geçtiği düzlükte olmak istedi. Dönen merdivenlerde güçlükle ilerlerken yukarıdan geçen kızları kesiyordu. Neden Hogwarts'ta etek giymezler ki?! Her zaman olduğu gibi kulenin tepesine, teleskopların bulunduğu gözlem alanına doğru yürüyordu. Ama onun altında yer alan ve nadiren kullanılan derslikte oturan profesör ve bir grup öğrenci dikkatleri üzerine çekiyordu. Bacaklarını sıvazlarken içeri giren Ed profesöre başıyla selam verdikten sonra boş bulduğu bir sıraya oturdu. Tabî yaptığı seçimde yalnız oturan güzel Gryffindor'lunun da etkisi dikkate değerdi doğrusu! Yüzünde bir gülümseme beliren kıza göz kırptıktan sonra tekrar profesöre yönelmişti. Genç ve zarif bir kadın olan profesörün giyinmekten anladığı söylenebilirdi. Eflatun cüppesi klasik cadı giyimine göre biraz cesur* kaçmıştı ki zaten Edward'a bu dersi sevdiren yegâne unsur da buydu. Kendi gibi birkaç kişinin daha profesörü izlediğini görmedende söyleyebilirdi. Saçları her zaman topuz olan cadının sade makyajında hiçbir değişiklik yoktu. Kendi hayal dünyalarında türlü maceralara* atılmak üzere olan yeniyetme oğlanlar profesörün sesini duyduktan sonra kendilerine gelebildiler. "Merhaba arkadaşlar." Birkaç dakikalık bir taramanın ardından sınıftaki fazlalıkları gözüne kestiren Edward istemsizce yüzünü ekşitti. III. sınıf olduğu anlaşılan bir grubun kendi arasındaki muhabbeti koyulaşmış gibi gözüküyordu. Profesörün bu durumdan rahatsız olduğunu varsayan Ed, yanındaki kızın çıkardığı defterden bir yaprak yırtarak buruşturdu ve çömezlere* fırlattı. "Oraya gelirsem sizi susturmasını bilirim veletler!" Başta öfkeli bir tepki verseler de atanın bir IV. sınıf olması susarak önlerine dönmelerine neden oldu. Profesörün hoş tınılı sesiyle söze girmesi, bakışları tekrar kürsü gibi yüksekte duran masaya odakladı. "Bugün burçları işliyoruz arkadaşlar. Burçlar; yıldızlar ve çeşitli gök olaylarından yola çıkarak oluşturulmuş astronomik bir tahmin, bir çeşit kehanet yöntemidir. Ancak bilimsel çerçevede ele alınır." Profesörün söylediklerini sürekli not alma ya da yazıyormuş gibi yapma geleneğini sürdüren Edward çantasından çıkardığı parşömene birşeyler karalamaya başladı. Ancak ne yazdığı konusunda en ufak bir fikri bile yoktu. Gözleri hâlâ alımlı cadıdaydı. "Hepinizin bildiği gibi 12 adet burç vardır. Bunlar çeşitli mitolojilerden alınmış sembollerle adlandırılmıştır. Koç; Zodyak'ın ilk burcudur, bu nedenle yeni başlangıçları ve doğumu temsil eder. Koç insanı doğal, içgüdüsel, taze, saf ve hayattan zevk alan bir yapıdadır." Kendi burcunun ne olduğunu bile hatırlamayan Edward boş parşömene çizgiler ve karalamalar yaparken gözlerini profesörden ayırmıyordu. Yanında oturan Gryffindor'lunun şaşkın bakışlarına aldırmadan çiziktirmeye devam etti. "Aslan, kişiliğinde canlılığı, yaşam gücünü, ihtirası, yiğitliği ve asaleti temsil eder. Yürüyüşü, canlı hareketleri, sıcaklığı, sağlam ve sakin görünüşü ile tanınır. Asla kendisinden şüpheye düşürmeyecek güçlü bir yapıya sahiptir ve son derece sıcak kalplidir." Öndeki ve arkadaki sıralarda oturan, hatta yanında oturan Gryffindor'lunun bu burç hakkındaki olumlu yorumları ve Slytherin'lilerin neden bir yılan burcunun olmayışını sorgulamaları... Belki de profesöre bile ulaşmıştı Edward'ın bu anlamsız tartışmayı sürdürenlere karşı küfürleri! "Balık'ta su unsuruyla, değişen nitelik birleşir. Yöneticisi olan Neptün, sezme gücü, hayaller, derin duygular ve çevreye uyabilme niteliklerini burca verir. Dolayısıyla da ortaya son derece hassas bir burç çıkmıştır. Balık insanı, dış alemi duyguları sayesinde hemen algılar." Hâlâ profesörün cüppesindeki en cesur* bölgeleri incelemekle meşgul olan Edward önündeki parşömenin bir sürü çizikle dolu olduğunu farketmesi, buruşturarak bu sefer bir sebebi olmamasına rağmen dersin başında bağırdığı III. sınıflara fırlatmasına neden oldu. Neredeyse bütün şatoda yankılanan çan sesinin duyulmasıyla profesörün hoş sesiyle çıkmalarını söylemesi bir oldu. Uyuşuk bir şekilde yerinden kalkan Edward güçlükle çıktığı merdivenlere yöneldi. "Sihirli günler profesör!" Cadının başını sallaması bile yetmişti Ed'e. "Diğer burçları ödev olarak veriyorum!" Dağılmakta olan öğrencilerin hiç de hoşuna gitmemişti bu son talimat. Dudaklarının arasından birkaç küfür daha dökülen Edward merdivenlerden inmeye başlamıştı.********** Yengeç, insanlığın doğuşunun burcu sayılır ve yaşamla ölümün sırlarını kendinde birleştirir. Duyguların temsilcisidir. Ay'ın gizemli bir burcudur ve birçok çelişkiyi bir arada barındırır. Sevinç ve acı, iyilik ve kötülük, melankoli ve taşkınlık. ~~ İkizler, Zodyak'taki üçüncü burçtur. Antik zamanlarda tanrıların akrabası olarak nitelendiriliyorlardı. Hava gurubunun özelliklerini taşıyan değişken ve tahmin edilemeyen, sebatsız bir karakteri vardır. Güneşin verdiği, negatif etki yaratmayan kararlı bir zeka eşitlik, canlılık ve sağlam bir karaktere götürür. ~~ Klasik astrolojide Akrep burcu, kötülüğü, cehennem ve sadizmi, hırsızlık ve şiddeti temsil eder. Akrep insanı, kötü gülümsemesiyle insanları tahrik eden bir şeytan değildir. Ama insanlara şeytanca hareketler yaptırabilecek özellikler taşır. ~~ Oğlağın hayatı iki devreye ayrılır. 30 yaşından öncesi ve sonrası. Bu yaş, doğumunda etkili olan Satürn`ün devir zamanıdır. Bu gezegen Güneş etrafındaki turunu tamamlamak için 29 yıl ve 167 güne ihtiyaç duyar. ilk 30 yılda Oğlak kendini bir arayış içinde bulur. Burcuna adını veren Oğlağın emin adımlarla dik duvara tırmanışından, bu dönemde eser yoktur. Kendinden emin değildir. Bir erkek keçi kadar tehlikelidir. 30 yaşından sonra Oğlak, gençliğinde kendisine çok pahalıya mal olan deneyimleri yerli yerine oturtur. Yani o, tam anlamıyla "sonradan açılan" biridir. ~~ Kova, değişim ve devrimlerin gezegeni Uranüs"ün etkisi altındadır. Bu durum Kovaların arkadaş canlısı,uyumlu,ama ne yapacağı belli olmayan insanlar olarak tanınmasına sebep olur. Değişik açılardan bakılırsa Kovanın zıtlıklarla dolu bir kişiliği vardır. Onu sıradan insanlar gibi tepki vermesini beklemeyin, ayrıca değişimi yenilik ve macerayı sever. ~~ Yay, hayatı kimsenin sevmediği kadar sever ve gayretle ona kendi damgasını vurmaya çalışır. Orta karar başarılar ve geleneksel düşünüş, ona göre dehşet vericidir. Onun ihtiyacı, iyi bir yaşam ve yeni düşüncelerin keşfedilebileceği özgür bir ortamdır. Yay insanları iyimser, canlı, atılgan, zeki ve rollerinden çok emindirler. ~~ Terazi burcunun, dengeli insanları temsil etmediğine kim inanır? Aynı zamanda bunun terside doğrudur. iki kefesi olan teraziyi göz önüne getirdiğimizde bu burçta doğanların yapısını tam olarak anlayabiliriz. Tıpkı bir hukukçunun bağlı gözlerle iki terazi kefesini dengeye getirmeye çalışması gibi, Terazi insanı da sezgisel olarak adalet için çabalar. Bir çelişkiden kurtulup diğerine düşmesi, terazi prensibini temsil eder: Denge, ancak kefelerin salınması durduğunda oluşur. Astroloji, onların karmaşa ve çelişki dolu yapılarını, Zodyak`ta terazi pozisyonuyla anlatır. ~~ Zodyak`ın altıncı burcu olan Başağın en önemli özelliği akıllı olması ve doğruyu yanlıştan ayırabilme yeteneğinin olmasıdır. Bu burçta doğanlar dikkatlidirler, ölçüp biçerler, düşünürler, karşılaştırırlar ve ondan sonra karar verirler. ~~ Boğa insanı sabırlı, işini bilen ve kararlı bir tiptir. Yeniliklerden ve risk almaktan hoşlanmaz, çok tutucudur. Zodyak'ın en inatçı ve en sabırlı burcudur. Bir şeye karar verdiği zaman onu kararından döndürmek neredeyse imkansızdır.
En son Edward Quentin Láerod tarafından Çarş. Tem. 01, 2009 5:32 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | Edward Richard Cullen
Mesaj Sayısı : 60 Mücadele Tarafı : Yok Sihirsel Soy : Safkan Kayıt tarihi : 17/06/09
| Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Cuma Haz. 19, 2009 12:34 pm | |
| Yorgunluktan yere yığılmak üzereydi.Sanki üzerine bütün Hogwarts'ı yüklemişler gibi gir yorgunluk vardı.Birde ortak salondan Astronomi kulesine çıkacaktı.Astronomi kulesine çıkmak iki katlık işti ama Hogwarts'ın uzun merdivenleri sayesinde araya üçkat daha sığdrırılabilirdi.Tamamen ihtiyaç israfı olduğunu düşünüyordu bu fazlalık merdivenlerin ama şimdi umursaması gerekenmerdivenler değil Astronomi dersiydi.Yatakhaneden çıktığında daha vaktinin çok olduğunu düşündü ve biraz şöminenin kenarına oturdu.Şöminesönmek üzereydi.Evcinleri yine işlerini ihmal etmişti.Richard ev cinlerini ilk defa bu yıl görmüştü.Onlarla ilgili ufak bir araştırma herşeye yeterdi.Aslında Gringoots'ta da evcinleri çalışıyordu.Yine de onlarla bunların ne gibi bir farkı olduğunu anlayamamıştı. Soluk şöminenin kenarına oturdu.Asasını cübbesinin cebinden çıkardı ve şömineye doğru: -Incendio. Diyerek fısıldadı.Fısıldaması zaten ateşin birden gümbür gümbür yanmasına yetmişti.Incendio büyüsünün çok güçlü bir büyü olduğunu şimdi iyice anlıyordu.Ortak salonun devasa penceresinden dışarıya baktı.Yağmur yerini korumakta ısrar ediyordu ve şimdi şarıl şarıl yağıyordu.Bu sırada 1. sınıflardan biri gördü.
Çocuk bir çanağı kırmıştı.Çanağın içindeki sular damla damla yere dökülmüştü.Richard çocuğun ağladığını fark etti.Astronomi dersinin de yaklaştığını farkındaydı.Çocuğun yanına gitti.Kahverengi gözlü bir çocuktu.Çocuğa: -Ağlamana gerek yok. Dedi.Asasının ucunu çanağa dokundurdu: -Reparo! Diye fısıldadı.Çanak hızlıca eski haline döndü.Tamamen kusursuz bir büyü oluşturmuştu.Richard sonra asasını çanağın kenarına içeriye dönük bir şekilde durdurdu ve fısıldadı: -Aguamenti. Çanağın içi su ile dolmuştu.Çocuk artık gülümsemeye başlamıştı.Richard artık ortak salondan çıkmaya karar verdi.Astronomi dersine yetişmeliydi.Bir çok kişi için ilginç bir dersti Astronomi ama Richard'ın pek de ısınamadığı belliydi.Astronomi kulesine koşarak tırmandı.Kapının önüne gelmişti.
Astronomi profesörü içeride hazır bekliyordu.Richard istemsizce derse istemsizce başladı.Burçlar işlenecekti.Sırasına iyice yerleştikten sonra içerde 3. sınıflardan birileri de vardı. Profesör 3. sınıflar susmadığı için derse çok geç başlamıştı.Konular yetişmeyeceğe benziyordu.
Konu olarak burçların işlenmesi çok daha sıkıcı bir hal alıyordu.Koç,Boğa,Aslan...Hepsi çok sıkıcı konulardı.Kimin burçlara ihtiyacı vardı ki?Herkes kendi hayatına istediği gibi şekil verir diye düşündü.Burçların yalan olduğu gerçeğine de inanıyordu.Belki de gerçekti ama sadece ruhun genel durumunu belirlerdi.Ayrıntılara giremezdi.
Profesör itinalı sesi ie konuşmaya başladı: -Evet çocuklar.Burçlar.Ben birazdan anlatırken not tutmanızı istiyorum.Koç'tan başlayalım.Koç,Zodyak'ın ilk burcudur.Bu yüzden doğumu ve yeni başlangıçları temsil eder. Kısa bir sessizlik oldu.Geniş sınıfın içinde bu kısa sessizlik süresince herkes not tutuyordu.Richard anlatılanları yazarken kimin umrunda acaba diye düşünüyordu.Bu yıl Astronomi'den çakması olasıydı.Profesör devam etti: -Koç insanı,doğal,içgüdüsel,taze,saf ve hayattan zevk alan yapıdadır. Şimdi ise Aslan'a geçelim.Aslan burcu.Kişiliğinde canlılığı,yaşam gücünü,ihtirası,yiğitliği ve asaleti gösterir. Sonra profesör yutkundu.Masasının üstündeki sudan bir yudum aldı.Devam ediyordu: -Canlı hareketleri,sıcaklığı... Herkes parşömenlerine bir şeyler çiziktirmeye uğraşıyordu.Richard cam kenarından arada bir dışarıya bakıyordu.Hâlâ yağmurlu bir havaydı ve hâlâ hava soluktu.Profesör bu sırada devam ediyordu:- -...ve sakin görünüşü ile tanınır.Aslan... Arada bir arkadan sesler geliyordu ve Richard arkaya bakıp durmak zorunda kalıyordu.Profesör ise son sürat derse devam ediyordu: -...ve son derece sıcak kalplidir.Balığa geçiyoruz.Balık ise.... [b]Richard etrafa bakmaya başladı ama bir yandan da çiziktiriyordu.Astronomi kulesi kehanet dersliği gibi eğlenceli bir sınıfa sahip değildi.Normal bir derslik gibiydi.Kafasını tekrar profesöre çevirdiğinde ders bitmişti.Profesör sonra şöyle dedi: -...Diğer burçlar size ödev.Msamda hazır olarak görmek istiyorum bu ödevleri. Richard eşyalarını toparladı ve oradan ayrıldı. ************** Ödevdeki parşömende şunlar yazıyordu:
''Boğa Boğa'lar hedefleri doğrultusunda ilerlerken, tüm dikkatlerini toplayabilme yeteneklerinin yanında maddecilikleri ile tanınırlar. SAHİP olma onların yaşam gerçekleridir.
Bireysel ilişkiler konusunda son derece güvenilir olan Boğa'lar, insanlara yardım etmekten hoşlanırlar. Yaşamları boyunca güven ararlar ve bu yüzden kendilerini kolay kolay riske atmazlar. Amaçladıkları işler konusunda gösterdikleri sabır, bazen diğer kişileri çatlatacak boyutlarda olabilir.
Bütün bunlara rağmen çevresi tarafından aranılan, sıcakkanlı insanlardır. Sürekli somut konularla uğraşmayı severler, doğada bulunan olaylardan örneklemelerle işlerini başarılı bir şekilde yürütürler.
Bu yüzden ruhsal olarak da doyumlu kişilerdir. Olayları organize ederlerken rahatlıklarını gözetirler ve kendilerinin zevklerine uygun olmasına önem verirler. Yaşamdaki isteklerini elde ettikleri zaman, hiçbir koşul onları başka yönlere çekemez. Parayı rahata ulaşmak için bir araç olarak görürler.
İkizler İkizler burcu insanları hızlı düşüncelerine uygun çabuk hareket ederler. Ayni anda birkaç işi birden yapabilirler. Onların adapte olamayacakları iş yoktur. Bu yüzden değişik karakterli olmaları ile tanınırlar. Bu yapılarını her zaman görebilmek mümkündür. Son derece neşeli ve mutlu oldukları bir anda, aniden mutsuz olabilirler.
Çevreleri tarafından sürekli yanlış anlaşılabilirler. Herhangi bir konuda bilgileri az bile olsa, bunu çok iyi gizlemeyi başarırlar. Aksine; kulaktan dolma duydukları bilgileri öyle ustaca anlatırlar ki, dinleyenler onları o işin uzmanı sanırlar. Pratik zekalarıyla, çekici ve akıllıdırlar. Bu nedenle onları tanımlayan sözcük 'Düşünüyorum' dur. Fakat, bu düşünceleri hep yeni arayışlara doğru yönelmiştir. Bu yüzden uzun soluklu çalışmalar onları yorar.
Kendilerini iyi eğitmiş ikizler hoş ve zariflikleri ile yaşamı zevkli kılarlarken, eğitimsiz olanlar da yaşamı o kadar çekilmez hale getirirler. Kendi paralarına karşı tutumlu davranmalarına karşın, başkalarının paralarını kolayca harcayabilirler.
Yengeç Yaşamlarındaki her konuda aşırı bir şekilde hassas, alıngan ve kuruntulu olan Yengeç'leri tanımlayan sözcük 'Hissederim' dir. Sorumluluk duyguları çok gelişmiştir.
Her işte olağanüstü olan ayrıntıcılıkları, işlerinde mükemmeliyetçiliği getirir. Ayni sorumlulukları karşılarındakilerden de beklerler. Yengeç'ler duygusallıkları ve duyarlılıkları ile tanınırlar. Çevresindeki her insandan da ayni hassasiyeti bekledikleri için, kolay geçinilir tipler değildir. İyi günlerinde neşeli, iyi kalpli, yardımsever, düşünceli ve anlayışlıdırlar. Fakat herhangi belirgin bir neden olmadan somurtkan ve alıngan olabilirler.
Yakınlarını ve arkadaşlarını çok sevmelerine karşın, bunu pek belli etmezler. Kendilerini herhangi bir şekilde inciten kişileri zor bağışlarlar ve yapılan hareketi asla unutmazlar. Yengeç'ler müziğe ve dinsel konulara karşı ilgilidirler. Sabırlı olan Yengeç'ler tartışmalardan kesinlikle hoşlanmazlar. Duygularını sessiz bir şekilde saklarlar.
Başak Yönetici gezegeninizden dolayı hep bilgiyi ararlar. Zekalarını kendilerine yardımcı olan bir hizmetçi gibi görürler. Bu nedenle Başak burcunu tanımlayan sözcük 'İncelerim " dir.
Başak'lar çalışkan ve pratik insanlar olup, yaşamlarındaki en önemli konu İş' tir. Güvendikleri kişilere yardım etmeyi sevmelerine rağmen, inanmadıkları ve tembel olduklarını bildikleri kişilere karşı soğuk davranırlar. Yaşamları boyunca dinlenmeden çalışırlar. Onların dinlenme biçimi bile başkalarına yorucu gelebilir.
Başak'ların yaşamda ayrıntılar arasında boğulma riskleri hep vardır. Böyle anlarda bile, kendi yöntemleri ile yaptıkları işlerde gelişigüzel şeyler bulunabileceğini kabul etmezler. Başaklar, genellikle kendilerini hiç kimseye kullandırtmazlar, sınırlarını belirleyerek 'hayır' demesini bilirler. Tutumlulukları bazen pintilik derecesindedir. İçli-dışlı olmayı sevmedikleri için, soğuk ve mesafeli bir görünüşleri vardır. Terazi Herhangi bir konuda karar vermeden önce, bütün şartları dengeye getirmeye çalışırlar. Olaylardaki etkenlerin olması gereken oranlarını tartarlar.
Bu yüzden onları tanımlayan sözcük 'Tartarım'dır. Teraziler güçlü bir adalet duygusuna sahiptirler. Abartılı bir hareketleri yoktur. Fakat yakın dostlarının vefasızlıkları onları çok etkiler. Nazik ve yumuşak sözlerle insanlarla iletişim kurarlar. Fakat, istemedikleri bir konuda ısrar edilirse sabır ve kibarlılıklarını yitirebilirler.
Çevresinde olup, bitenler için çok meraklı insanlardır. Başkalarının yaşantısına girmeye bayılırlar. Çok istedikleri güzel şeylere başka arkadaşları sahip olduğu zaman kıskançlık duyguları ortaya çıkar, hatta ayni şeylere sahip olmak için hileli yollara başvurabilir. Kendilerini geliştirmiş Teraziler ise, çıkarları için ilkelerinden taviz vermezler. Yalnızlığı sevmezler.
Her zaman güzel, dengeli ve uyumlu bir dünya ararlar. Kötü gerçeklerle karşı karşıya kalınca, kaçış yolları ararlar.
Akrep Akrepler kadar yaşamda tutkuyla yaşayan az insan vardır. Bu nedenle onları simgeleyen sözcük 'Arzuluyorum' dur. Hiçbir şeyi yarım bırakmazlar. Akreplerin güçleri gözlerinden okunur. Mimiklerini kontrol altında tutsalar bile, bakışları ile sevgilerini ya da nefretlerini aktarabilirler. Duygularına kapılırlarsa, tehlikeli olabilirler. Akrep'ler ukala ve kendini beğenmiş insanları sevmezler, onları aşağılayarak hadlerini bildirirler. Kendi bildiklerini okuyarak, uzlaşmaya yanaşmazlar. Aşırı bir şekilde kuşkuculardır, kolay inanmazlar ama inandıkları bir konuyu da sonuna kadar inatla savunurlar. Çalışmalarında sabır ve özenle çalışırlarken, gösterişten uzak bir şekilde işlerini yaparlar. Kendilerini yetiştirmemiş Akrep'ler, yaşamın basitliklerine yatkınlıkları ile kendi kendilerinin yok oluşlarına neden olurlar. Cinsellik yaşamlarında önemli bir yer tutar. Ölümü yeni bir başlangıç olarak kabul ettiklerinden, ölümden korkmazlar. ''
Parşömenin sonuna gelinmişti. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Perş. Ağus. 06, 2009 5:41 pm | |
| Sıcağa lanet ederek, güneş ışıklarının saklanacak yer bırakmadığı koridorda Astronomi kulesine doğru ilerliyordum. Bu dersi her ne kadar hiç sevmesem de, Hogwarts'ın kapanmasına çok az bir zaman kala derslerde afallamak istemiyordum. Bu havada çantamın askıları daha ağır geliyor, zaman daha yavaş ilerliyor gibiydi. Gözlerimi devirerek, alnımda biriken küçük su damlalarını elimin tersiyle sildim. Kıyafetlerim üzerime, saçlarım ise alnıma yapışmıştı ve beni bu sıcaktan kurtaran tek şey kuleye çıkan merdivenin soğuk demirleriydi. O da birkaç saniye sonra elimin ısısıyla ısınmaya başlıyordu. Arada garip homurtular çıkararak isyanlarımı dile getiriyordum. Yanımdan geçen birkaç öğrencinin bu halime kıkırdadığını duydum. Ha-ha ne komik!
--
Sonunda merdivenin sonuna gelip, sınıfın kapısının soğuk kulpunu çevirdiğimde derin bir soluk alabilmiştim. Professör sınıftaydı fakat benim ondan sonra gelmemi umursamıyor gibiydi. Zaten sınıf da henüz tam olarak dolu değildi. Mayışık bir şekilde arka taraflara doğru yürüyerek kendimi boş bir sıraya attım. Astronomi kulesi, tahminimce yüksek olması nedeniyle biraz daha soğuktu.
Bir süre sonra tüm sıraların dolmasıyla beraber professör nedense tipine hiç yakıştıramadığım sesiyle dersi anlatmaya başladı. Bu sıcakta kendimi tam olarak konuya veremesem de burçlardan bahsedildiğini anlamıştım. Dört senedir burçları işliyorduk zaten. Tekrar tekrar anlatılmasına ne gerek vardı? "12 burç vardır blaa.. blaa.." Sıkıntıyla başımı sallayarak, önümdeki kitabın sayfalarını karıştırmaya başladım. Okumuyordum, sadece bakıp geçiyordum ve aynı zamanda professörün anlattıklarını da dinlemeye çalışıyordum. Neredeyse sonsuz gibi geçen birkaç saatin ardından dersin bitmesiyle birlikte derin bir nefes aldım. Öğretmen her seneki gibi burçları yetiştirememiş ve ödev vermişti. Ödev, ödev, ödev. Okulun kapanmasına bir hafta kala ödev! Yalancıktan ağlama numarası yaparak kitabımı çantama geri tıktım ve söylene söylene sınıftan çıktım.
---
Kova: Kova, değişim ve devrimlerin gezegeni Uranüs'ün etkisi altındadır. Bu durum Kovaların arkadaş canlısı, uyumlu, ama ne yapacağı belli olmayan insanlar olarak tanınmalarına sebep olur. Değişik açılardan bakılırsa Kovanın zıtlıklarla dolu bir kişiliği vardır.
Oğlak: Oğlağın hayatı iki devreye ayrılır: 30 yaşından öncesi ve sonrası. Bu yaş, doğumunda etkili olan Satürn'ün devir zamanıdır. Bu gezegen güneş etrafındaki turunu tamamlamak için 29 yıl ve 167 güne ihtiyaç duyar.
İlk 30 yılda Oğlak kendini bir arayış içinde bulur. Burcuna adını veren oğlağın emin adımlarla dik duvara tırmanışından, bu dönemde eser yoktur. Kendinden memnun değildir. Bir erkek keçi kadar tehlikelidir.
30 yaşından sonra Oğlak, gençliğinde kendisine çok pahalıya mal olan deneyimleri yerli yerine otur tur. Yani o, tam anlamıyla "sonradan açılan" biridir. Karşı cinsle ilişkiyi genelde "gerçek bir gecikme" ile keşfeder ve mesleki başarıları diğer burçlardan daha geç ortaya çıkar. Denilebilir ki hayatı ciddi bir mesele olarak görmesi onu başarı merdiveninin zirvesine çıkarabilir.
Yay: Yay, hayatı kimsenin sevmediği kadar sever ve gayretle ona kendi damgasını vurmaya çalışır. Orta karar başarılar ve geleneksel düşünüş, ona göre dehşet vericidir. Onun ihtiyacı, iyi bir yaşam ve yeni düşüncelerin keşfedilebileceği özgür bir ortamdır.
Akrep: Akrep insanının etkisi altında olduğu yıldız Plüton'dur. Plüton bütün yıldızların tersine, güçlü insancıl içgüdülerin yıldızıdır. Akrep insanının hayatındaki en önemli güdü, tutkuların ateşidir. Duygularının kon trolünü elinde tuttuğu sürece, bunların içindeki enerjiyi yararlı bir amaç için kullanabilir.
Terazi: Bu, yedinci burçtur ve rivayete göre insanlığın iki ayrı cinse doğru değişimin vücut bulmasına ithaf edilmiştir. Bu dengeli insanın iyi huylu, cazibeli, sempatik, nazik, hoşgörülü, akıllı, çalışkan, sabırlı ideal portresi çok çabuk kavgacı, asık suratlı, inatçı, tembel, boşboğaz, ve sabırsız olan tersine dönüşebilir. Bu değişim için, yanlış bir kelime, yanlış bir insanın varlığı yeter.
Başak: Aklın gezegeni Merkür tarafından yönetilen Başağı, dış çevresi ve ruhsal durumundaki karmaşa kadar rahatsız eden bir şey yoktur. ,Zodyak' ın altınca burcu olan Başağın en önemli özelliği akıllı olması ve doğruyu yanlıştan ayırabilme yeteneğinin olmasıdır. Bu burçta doğanlar dikkatlidirler, ölçüp biçerler, düşünürler, karşılaştırırlar ve ondan sonra karar verirler.
Yengeç: Tüm Zodyak'taki hemen hemen en gizemli burç Yengeçtir. Kimsede bu kadar karşıtlık bir arada bulunamaz: Sevinç ve acı, iyilik ve kötülük, melankoli ve. taşkınlık. Yengeç kendini bulamamış biriyse, kapalı duygularını sevgiyle karıştırır. Kendisine yöneltilen her düşünceyi tartışmasız kabullenir, kısa zaman sonra bu kendisinin mi, yoksa başkasının fikri miydi bilemez.
İkizler: Hava grubunun özelliklerini taşıyan değişken ve tahmin edilemeyen, sebatsız bir karakteri vardır. Güneşin verdiği, negatif etki yaratmayan kararlı bir zekâ sizi eş sizlik, canlılık ve sağlam bir karaktere götürür. Bir İkizler çocuğunu yetiştirmek aile için çok zordur, çünkü onu ideal bir şekilde geliştirmek için sınırsız bir özgürlük vermek gerekir.
Boğa: Sabırlı, sorumluluk sahibi Boğa, burçlar içinde en insancıl ve sıcak kanlı olanıdır. Doğa ona bütün insancıl davranışları bahşetmiştir. Boğa insanı ruhsal varlığına olduğu kadar maddesel varlığına da bağlıdır. Burç, aşkın yıldızı olan Venüs tarafından yönetilir. |
| | | Olga Synnöve
Mesaj Sayısı : 157 Doğum tarihi : 23/06/96 Yaş : 27 Mücadele Tarafı : Dumbledore'un Sürüsü. Sihirsel Soy : Safkan Evcil Hayvanı : Turk* Kayıt tarihi : 29/06/09
| Konu: Geri: 4.Sınıflar / 1.Ders Perş. Ağus. 06, 2009 10:56 pm | |
| İnsan yazın ne yapacağını şaşırıyordu.Güneşin çıkıp,kuşların neşeyle ötmesine ve tatillerin yaklaştığına mı sevinmeliyim,yoksa bu sıcakta gölge biryer bulamadığım zaman yandığıma mı üzülmeliyim,bilmiyordum.Ah,üzülme nedenlerim arasında bir de bu sıcakta ders işlemek vardı tabii ki.Ve,son olarak,astronomi kulesine çıkmak.
En sonunda kocaman bir dağa tırmanmış gibi zaferle sınıfa attığımda,neredeyse dolu olduğunu gördüm.Yine de boş yerler vardı ve bu sayede geç kalmadığımı anladım.Ayaklarımı yerde sürüyerek sıralardan birine geçerken,aklımda tatil planları vardı.Bu çileye katlanmamı sağlayan tek şey hayallerimdi sanırım.Profesörün boğazını temizlemesiyle dersin başladığını anladım.
Burçlar."Sıkıcı" diye geçirdim içimden,ama not almaya başladım.
Zilin çalmasıyla özgür olduğumuzu düşünmüştüm.Hemen yerimden hoplayarak kalktım ve çantamı toparlamaya başladım.O sırada Profesör'ün sesini duydum. "Geri kalan burçları,eve ödev veriyorum" Hah! Bu yaz sıcağında bir de ödevle uğraşacaktık.Şimdi kütüphane ne kadar sıcaktır,diye düşündüm.Çantamı,az önceki halimin tam tersine yavaş yavaş topladım ve profesöre kötü bir bakış atarak sınıftan çıktım.
**** Boğa:Sabırlı, sorumluluk sahibi Boğa, burçlar içinde en insancıl ve sıcak kanlı olanıdır. Boğa insanı ruhsal varlığına olduğu kadar maddesel varlığına da bağlıdır.Doğa ona bütün insancıl davranışları bahşetmiştir. Yengeç:Tüm Zodyak'taki hemen hemen en gizemli burç Yengeçtir. Kimsede bu kadar karşıtlık bir arada bulunamaz: Sevinç ve acı, iyilik ve kötülük, melankoli ve taşkınlık. Kendisine yöneltilen her düşünceyi tartışmasız kabullenir, kısa zaman sonra bu kendisinin mi, yoksa başkasının fikri miydi bilemez. Yengeç kendini bulamamış biriyse, kapalı duygularını sevgiyle karıştırır. İkizler:Hava grubunun özelliklerini taşıyan değişken ve tahmin edilemeyen, sebatsız bir karakteri vardır. Güneşin verdiği, negatif etki yaratmayan kararlı bir zekâ sizi eş sizlik, canlılık ve sağlam bir karaktere götürür. Bir İkizler çocuğunu yetiştirmek aile için çok zordur, çünkü onu ideal bir şekilde geliştirmek için sınırsız bir özgürlük vermek gerekir. Kova: Kova, değişim ve devrimlerin gezegeni Uranüs'ün etkisi altındadır. Bu durum Kovaların arkadaş canlısı, uyumlu, ama ne yapacağı belli olmayan insanlar olarak tanınmalarına sebep olur. Değişik açılardan bakılırsa Kovanın zıtlıklarla dolu bir kişiliği vardır. Oğlak: Oğlağın hayatı iki devreye ayrılır: 30 yaşından öncesi ve sonrası. Bu yaş, doğumunda etkili olan Satürn'ün devir zamanıdır. Bu gezegen güneş etrafındaki turunu tamamlamak için 29 yıl ve 167 güne ihtiyaç duyar. İlk 30 yılda Oğlak kendini bir arayış içinde bulur. Burcuna adını veren oğlağın emin adımlarla dik duvara tırmanışından, bu dönemde eser yoktur. Kendinden memnun değildir. Bir erkek keçi kadar tehlikelidir. 30 yaşından sonra Oğlak, gençliğinde kendisine çok pahalıya mal olan deneyimleri yerli yerine otur tur. Yani o, tam anlamıyla "sonradan açılan" biridir. Karşı cinsle ilişkiyi genelde "gerçek bir gecikme" ile keşfeder ve mesleki başarıları diğer burçlardan daha geç ortaya çıkar. Denilebilir ki hayatı ciddi bir mesele olarak görmesi onu başarı merdiveninin zirvesine çıkarabilir. Yay: Yay, hayatı kimsenin sevmediği kadar sever ve gayretle ona kendi damgasını vurmaya çalışır. Orta karar başarılar ve geleneksel düşünüş, ona göre dehşet vericidir. Onun ihtiyacı, iyi bir yaşam ve yeni düşüncelerin keşfedilebileceği özgür bir ortamdır. Akrep: Akrep insanının etkisi altında olduğu yıldız Plüton'dur. Plüton bütün yıldızların tersine, güçlü insancıl içgüdülerin yıldızıdır. Akrep insanının hayatındaki en önemli güdü, tutkuların ateşidir. Duygularının kon trolünü elinde tuttuğu sürece, bunların içindeki enerjiyi yararlı bir amaç için kullanabilir. Terazi: Bu, yedinci burçtur ve rivayete göre insanlığın iki ayrı cinse doğru değişimin vücut bulmasına ithaf edilmiştir. Bu dengeli insanın iyi huylu, cazibeli, sempatik, nazik, hoşgörülü, akıllı, çalışkan, sabırlı ideal portresi çok çabuk kavgacı, asık suratlı, inatçı, tembel, boşboğaz, ve sabırsız olan tersine dönüşebilir. Bu değişim için, yanlış bir kelime, yanlış bir insanın varlığı yeter. Başak: Aklın gezegeni Merkür tarafından yönetilen Başağı, dış çevresi ve ruhsal durumundaki karmaşa kadar rahatsız eden bir şey yoktur. ,Zodyak' ın altınca burcu olan Başağın en önemli özelliği akıllı olması ve doğruyu yanlıştan ayırabilme yeteneğinin olmasıdır. Bu burçta doğanlar dikkatlidirler, ölçüp biçerler, düşünürler, karşılaştırırlar ve ondan sonra karar verirler. | |
| | | | 4.Sınıflar / 1.Ders | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|